Alışılmışın dışına çıkmak16.01.2008 17:01:09

Diyabeti olmayan bir kişi egzersiz yapınca pankreastan insülin salımı durur ve kan şekerini

EGZERSİZ
Diyabeti olmayan bir kişi egzersiz yapınca pankreastan insülin salımı durur ve kan şekerini yükselten diğer hormonların üretimi artar. Oysa insülin ya da sülfonilüre hapları kullanırken insülin düzeyiniz yükselmeye devam eder, hatta insülin iğnesini egzersizde kullandığınız bir kol ya da bacağa yaptıysanız insülininiz her zamankinden daha hızla emilir. Çevrenizdeki kişilere -örneğin tenis arkadaşınıza ya da futbol takımının diğer üyelerine- ne zaman insülin aldığınızı ve hipoglisemi atağı geçirirseniz ne yapmaları gerektiğini söylemeniz önemli.
 
Birlikte olduğunuz kişilere ne zaman insülin aldığınızı ve hipoglisemi atağı geçirirseniz ne yapmaları gerektiğini söylemeniz önemlidir.
 
Egzersiz yapacağınızı biliyorsanız, ilacınızda ve/veya beslenmenizde gerekli ayarlamaları planlayabilirsiniz.
Yapacağınız egzersizin ağırlık derecesine göre, insülin dozunuzun yarıya indirilmesi gerekebilir. Program dışı egzersiz yapma durumunda bu daha zordur ve çocuklarda özellikle önemli olabilir. Yine çözüm, bir içecek, bisküvi, hatta bir parça çikolata gibi çabuk etkili bir karbonhidratı el altında bulundurmaktır.

Ağır egzersizlerde geç hipoglisemi reaksiyonu da gelişebilir. Örneğin, akşam yapılan yorucu bir idmandan sonra, gece saatlerinde kaslarınızdaki glikojen depoları yeniden dolarken kan şekeriniz düşebilir. Bu durumda yatma saatindeki insülin dozunu azaltmak gerekebilir.

Akla uygun önlemleri aldığınız sürece, istediğiniz herhangi bir sporu istediğiniz ağırlık derecesinde yapmanızı engelleyecek hiçbir neden yoktur. Tip 1 diyabeti olan Gary Mabbutt ve Alan Kernaghan İngiltere’de Birinci Futbol Liginde oynadıkları ve kürek dalında beş kez Olimpiyat şampiyonu olan Sir Steven Redgrave’in son altın madalyasından önce tip 1 diyabeti olduğu bildiriliyor.

Bilinen spor dallarının hemen hepsinde diyabeti olan çok sayıda kişi var; ancak dalgıçlık ya da yamaç paraşütçülüğü gibi bazı sporlarda özel bir dikkat gerekir ve en iyisi bunlardan kaçınmak olabilir! Zaten yüksek riskli sporlarda genellikle diyabetli kişilerle ilgili kurallar ve düzenlemeler vardır ve kendi güvenliğiniz için bunlara uymanız gerekir.
 
UNUTMAYIN
• Hapla tedavi görüyorsanız, dans gibi fazladan etkinlikleri yapabilmek için daha fazla yemelisiniz.
• Asla boş mideyle içki içmeyin; mutlaka önceden biraz karbonhidrat alın.
• Kalabalık bir dans pistinde, hipoglisemi atağı geçirme riskine karşı yanınızda çabuk etkili bir karbonhidrat bulundurun. Yeterince hızla bara ya da yiyeceklere ulaşma olanağınız olmayabilir.
 
YEMEKLİ EĞLENCELER
Biraz dikkatli olursanız ve planlarınızı önceden yaparsanız, istediğiniz davete ya da partiye katılıp, istediğiniz kadar eğlenebilirsiniz. Yemek saatinizin alışılmıştan daha geç bir saate kayması, farklı tipte yiyecekler yemeniz ve gece geç saatlere kadar dans etme dikkat etmeniz gereken başlıca noktalardır. İnsülin tedavisi görüyorsanız, bu faktörleri göz önüne alarak bazı ayarlamalar yapmanız gerekir. Normalden birkaç saat sonra yemek yiyeceğinizi biliyorsanız, gitmeden önce bir şeyler atıştırın ve insülin enjeksiyonunuzu yemekler hazır olana kadar erteleyin.

Yemek çok geç saatte yenecekse, normal insülin dozunuzla birlikte belki de yemekte ilave karbonhidrat almanız gerekir. Sabahın erken saatlerine kadar kalmayı düşünüyorsanız, yanınızda biraz yiyecek, hatta glukoz şurubu götürün. Etki süreleri farklı birden çok insülin uygulanan kişilerde en iyisi gece için verilen orta etki süreli insülin yerine daha düşük dozda çabuk etkili bir insülin enjeksiyonu yapmak ve gece yarısına doğru bir ara öğün yemektir. Mümkünse üç dört saat sonra bir kan testi yapmakta yarar vardır. Dans ediyorsanız fazladan karbonhidrat yemeniz gerekir; yemeniz gereken karbonhidrat miktarı dansta ne kadar enerji harcadığınıza bağlıdır!
 
SEYAHATLERDE
Diyabet, seyahat planlarınızı değiştirmenizi ya da sınırlandırmanızı gerektirmez, ancak ülke dışına çıkıyorsanız kapsamlı bir seyahat sigortası yaptırmanızda yarar var. Ülkelerin çoğunda yabancıların tıbbi bakımı ve tedavisi paralı ve pahalıdır.

Çok uzak ve erişim olanakları kısıtlı bir yere gidiyorsanız, özel bazı önlemler almanız gerekebilir, bu durumda seyahat planlarınızı doktorunuzla tartışın. Nereye giderseniz gidin, hele ücra yerlere gidiyorsanız kendi ilaçlarınızı kaybetmeniz durumunda, orada insülin ya da hap bulabileceğinizden emin olun. Asla insülininizin hepsini bavulunuza koymayın!
Gideceğiniz yer için hangi aşıların zorunlu olduğunu yeterince erken bir tarihte araştırın -bazen aşıların tamamlanması birkaç hafta alabilir. Diyabeti olan kişilerin seyahate çıkarken bu gibi önlemleri almaları daha da önemlidir. Sıtma konusunda endişelenmenize gerek yok; sıtmayı önleyici haplar diyabet tedavisiyle birlikte kullanılabilir.
 
SAAT FARKLARI
Uzak bir yere uçacaksanız dikkatli bir plan yapın, hatta bu konuyu doktorunuzla tartışın. Unutmayın, Batıya giderseniz gününüz uzar, Doğuya giderseniz kısalır.
 
•   İnsülin kullanıyorsanız: Kalem enjektörle günde birden çok enjeksiyon (bazal-bolus) rejimi uyguluyorsanız, günde iki enjeksiyon uygulayanlara göre daha az sorunla karşılaşırsınız. Gününüz uzadığında en basit çözüm, uçuş sırasında genellikle verilen ek öğün öncesinde kısa etki süreli bir enjeksiyon daha yapmaktır. Gideceğiniz yere ulaştığınızda akşam yemeğinden önce akşamları uyguladığınız normal insülin dozunuzu alın. Ertesi sabah insülin enjeksiyonunuzu her zamanki gibi kahvaltıdan önce yapın ve yeme düzeninizi oradaki düzene uydurmaya çalışın, ancak “jet gecikmesi” yaşıyorsanız bu o kadar kolay olmayabilir!

Doğuya seyahat ettiğiniz zaman genellikle gece kısalacaktır; dolayısıyla, günde iki kez insülin enjeksiyonu yapıyorsanız akşam yemeğinden önceki, günde birden çok enjeksiyon yapıyorsanız yatmadan önceki enjeksiyonda orta etki süreli daha düşük dozda bir insülin uygulayın (alışılmıştan %10-20 daha az olabilir) ve ertesi sabah kahvaltıdan önce alışılmış insülin dozunuzu alın.

Canınız istemiyorsa ya da ihtiyacınız yoksa, uçuş sırasında size ikram edilen bütün öğünleri yemek zorunda olmadığınızı unutmayın. Havayolu çalışanlarını diyabetiniz olduğu konusunda bilgilendirmenizde ve onların ya da birlikte seyahat ettiğiniz kişilerin hipoglisemi reaksiyonu geçirirseniz ne yapılacağını ve gerekirse size nasıl insülin verileceğini bilmelerinde yarar var. Bunlar gemi yolculuğunda da geçerlidir.

Görece serin bir yerde tutabildiğiniz sürece insülininizi buzdolabında saklamanız gerekmez, ancak serin ortam sağlamada zorluk çekeceğinizi düşünüyorsanız geniş ağızlı bir termos kullanın.
 
•   Hap kullanıyorsanız: Tedavi programınızda herhangi bir değişiklik yapmanıza gerek olmamakla birlikte, uçakla çok uzun bir yolculuğa çıkacaksanız önceden doktorunuza danışmanızda yarar vardır.
 
HAZIRLIKLI OLUN
El çantanızda ilaçlarınız, kan şekeri test cihazınız ve gerekli diğer tıbbi gereçler için yer olmalı; bavulların kaybolabildiğini unutmayın! Şırınga ve iğne taşıyorsanız, doktorunuzdan diyabetiniz olduğunu ve nasıl tedavi edildiğinizi açıklayan antetli bir mektup almanızda yarar olabilir. Bazı Ortadoğu ya da Uzakdoğu ülkelerine gidiyorsanız, bu önemlidir. Ayrıca, diyabeti olan kişilerin bunu gösteren ve alınan ilaçları belirten bir kimlik kartı ya da bilezik taşımaları öneriliyor.

Diyabet tedavinizle birlikte, gerekiyorsa araç tutmasına karşı ilaç kullanmanızda bir sakınca yok, ancak böyle bir sorununuz varsa yeterince yemek yiyemeyebileceğinizi göz önüne alarak yanınızda biraz meyve suyu ya da tatlı bir içecek bulundurmayı unutmayın.

Bunun dışında, seyahat eden herkes için önemli olan sağduyu kuralları sizin içinde geçerlidir -gereğinden fazla güneşte kalmamaya dikkat edin, tanımadığınız yerel içkilerdeki alkol miktarını araştırın ve kahvelerde ya da işportada satılan sağlık kurallarına aykırı yiyeceklerden uzak durun!
 
HASTALANDIĞINIZ ZAMAN
Herkes zaman zaman nezle ya da grip olur ve diğer hastalıklar gibi bu da diyabet denetimi üzerinde olumsuz etki yapar. En olası sonuç kan şekerinizin yükselmesidir; bu gibi durumlarda özellikle insülin kullanıyorsanız, sık sık kan şekerinizi ölçmenizde yarar vardır.
 
Tip 1 Diyabet (IDDM)
Birçok kişi hastaysa ve yemek yemiyorsa insülin almaması gerektiğini, yoksa hipoglisemi atağı geçireceğini düşünür. Oysa bunun tersi geçerlidir. Bu gibi durumlarda kan şekerinizin çok düşmesi değil, gereğinden çok yükselmesi olasılığı vardır. Gastroenterit gibi bir mide hastalığınız olduğunda ve sürekli mideniz bulandığında bile, kan şekerinizi denetim altında tutmak için biraz insüline ihtiyacınız olacaktır. Çok sıvı kaybediyorsanız, hemen doktora başvurun. Yeniden yeme içmeye başlayana kadar bir süre hastanede kalmanız gerekebilir.
 
Tip 2 Diyabet (NIDDM)
Yemeden içmeden kesildiğiniz günlerde haplarınızı almaya devam etmeniz hipoglisemi reaksiyonu geçirmenize neden olabilir. Hastayken ilaç dozunuzu azaltmanızda yarar var, ancak kan şekerinizi düzenli olarak izlemiyorsanız, nasıl bir ayarlama yapmanız gerektiği konusunda doktorunuza danışın. Hastalığınız kısa sürede geçmezse, birkaç gün hastaneye yatırılmanız gerekebilir.
 
GEBELİK VE DOĞUM
Diyabetiniz olması hiç de çocuk doğurma planınızı ertelemenizi gerektirmez. Diyabet doğurganlığınızı etkilemez ve ağır sorunlar yaşayan ya da diyabeti denetim altına alınamayan az sayıda kadından biri değilseniz, gebe kalmakta güçlük çekmezsiniz.

Yakın zamanda gebe kalmayı planlıyorsanız, kan şekerinizin elden geldiğince denetim altına alınmasını sağlayın. Ayrıca folik asit desteği de öneriliyor. Diyabetli annelerin bebeklerinde kalp ve iskelet sorunlarına yatkınlık daha fazladır, ancak gebelik öncesinde kan şekeri düzeyinin dikkatle denetim altına alınması yoluyla bu risk azaltılabilir. Siz en iyisi bu konuyu doktorunuzla tartışın -belki de hastanenizde gebelik öncesi danışma hizmeti sunulmaktadır.

Gebeyken kan şekeri düzeyinizi özel bir dikkatle izlemenizde yarar var; kan şekerinizin çok yükselmesi bebeğe zarar verebilir. Bu durumda bebek aşırı hızlı büyüyebilir ya da çevredeki zarlarda gereğinden çok sıvı birikebilir. Büyük bir olasılıkla doktorunuz sizi birkaç haftada bir görmek ve kan şekerinizi her zamankinden daha sık ölçmenizi isteyecektir. Bu süreçte insülin dozunuz iki katına, hatta üç katına çıkabilir, ancak doğumdan sonra normal sınırlara inecektir. Bilindiği kadarıyla insülin bebekte kan şekerini düşürmez, bu nedenle de bebeğinize zarar vermez; ayrıca karnınıza enjeksiyon yaparak bebeğinizi yaralayacağınızdan korkmanıza da gerek yoktur. Ayrıca, hipogliseminin bebeğe zarar verdiğini düşündüren herhangi bir bilgi de yoktur.
 

 
Normal doğum yapma şansınız yüksektir, yine de bazı kadınlarda sezaryen gerekli oluyor. Bunun nedeni kan şekeri istenen düzeyin üzerinde olan bazı annelerin bebeklerinin vajinal yoldan doğamayacak kadar büyük olabilmesidir. Doğum uzmanınız ve diyabet doktorunuz bu konuyu sizinle önceden tartışacaktır; normal doğuma karar verilirse, doğum sırasında diyabetinizi denetim altında tutmak için size damardan insülin ve şeker çözeltisi verilmesi gerekebilir.
Son yıllarda diyabeti olan kadınlarda doğum öncesi bakımda kaydedilen büyük ilerlemeler sayesinde, gebe kalmadan önce dikkatli bir hazırlıkla ve iyi bir diyabet denetimiyle sağlıklı bir gebelik geçirmeniz ve sonunda normal ve sağlıklı bir bebek dünyaya getirmeniz pekâlâ mümkündür.
 
Tip 2 diyabet
Gebe kalmak isteyen görece genç kadınlarda tip 2 diyabet giderek daha sık görülüyor. Gebelikte hap tedavisi önerilmiyor, dolayısıyla bütün kadınların, tercihan gebe kalmadan önce, ancak her durumda gebelik doğrulandıktan sonra insüline geçmesi gerekiyor.
 
Gebelik sırasında  gelişen diyabet
Bazı kadınlarda ilk gebelikleri sırasında diyabet gelişir ve kan şekeri daha sonra normale iner. Gebelik diyabeti ya da gestasyonel diyabet olarak adlandırılan bu durum dikkatli bir beslenme rejimiyle denetim altında tutulabilir, ancak bazı kadınlarda insülin enjeksiyonlarına gerek duyulur. Gebelikte hapla tedavi edilmeniz söz konusu değildir. Yaşamınızın ileri dönemlerinde sizde tip 2 diyabet gelişme riski normalden yüksek olduğu için, doğumdan sonra kilonuzu denetim altında tutmanız ve sağlıklı beslenmeniz önerilecektir.

Birlikte olduğunuz kişilerin insülin kullandığınızı ve hipoglisemi atağı geçirmeniz durumunda ne yapacaklarını bilmeleri önemlidir.
 
ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Ağır bir egzersiz yapacaksanız, daha önce fazladan karbonhidrat almayı ya da insülin ya da sülfonilüre dozunuzu azaltmayı unutmayın.
  • Ağır egzersizin birkaç saat sonra geç hipoglisemiye yol açabileceğini unutmayın.
  • Başkalarıyla birlikte egzersiz yapıyorsanız onlara diyabetiniz olduğunu ve hipoglisemi atağı geçirirseniz ne yapmaları gerektiğini söyleyin.
  • Davet ve partilerde asla boş mideyle alkollü içki içmemeniz gerektiğini unutmayın ve daima elinizin altında çabuk etkili karbonhidratlar bulundurun.
  • Alışılmıştan daha geç yemek yiyecekseniz ya da fazla yiyecekseniz, ilave insülin almanız gerekli olabilir.
  • Yurt dışına seyahatlerden önce sağlık sigortası yaptırmayı unutmayın.
  • Kıtalararası seyahat edecekseniz, Batıya giderken ilave öğünden önce fazladan bir doz insülin alın, Doğuya doğru gidecekseniz programlanmış yemeklerden birini ve bir insülin dozunu atlamanız uygun olabilir.
  • İnsülini asla bavulunuza koymayın, yanınızda taşıyın.
  • Üzerinizde her zaman tanıyı ve tedaviyi açıklayan bir kimlik bulundurun.
  • Hasta olduğunuz için yemek yemeseniz bile insülini ya da hapınızı almanız gerekir.
  • Kusma nedeniyle ilacınızı ya da insülini alamıyorsanız, doktora başvurun.
  • Diyabetli kadınlar mümkünse gebeliği önceden planlamalı ve gebe olduklarını anlar anlamaz bir kadın doğum uzmanına ve dâhiliye uzmanına başvurmalıdır.


www.saglikpark.com
sitesinden 28.03.2024 20:33:36 tarihinde yazdırılmıştır.