Lokomotor sorunları olan pek çok insanın birden çok tedaviye, örneğin ilaçlarla birlikte fizyoterapiye ve eklemler ile yumuşak dokuların rehabilitasyonu için bir egzersiz programına gereksinimi olacaktır. Önceki bölümlerde özel durumlara yönelik tedavilerin ayrıntılarına kısaca değinilmiştir. Bu bölümde, artrit ve yumuşak doku romatizması için kullanılabilecek tedaviler genel olarak anlatılacaktır.
İLAÇLAR
Artrit ve romatizma tedavisinde en önemli ilaçlar, analjezik ya da ağrı kesiciler ve steroid olmayan anti-enflamatuar ilaçlardır. Bunlar özellikle, belirtilerin altta yatan nedeni tamamen iyileştirilemediğinde yararlıdır.
BASİT ANALJEZİK KULLANMA KILAVUZU |
• En basit, en güvenli, en ucuz ve doğru şekilde kullanıldığında çok etkili bir ağrı kesici olan parasetamolle başlayın. |
• Her zaman prospektüsteki talimatlara uyun ve asla tavsiye edilen dozu aşmayın; parasetamol de dahil, çok fazla alındığında bütün ilaçlar tehlikelidir. |
• Sürekli ya da çok sık ağrı varsa, ağrının gerçekten dayanılmaz hale gelmesini beklemeden, ağrı kesicileri gün içinde düzenli aralıklarla alın. |
• Geceleri çok ağrınız oluyorsa, ağrı kesicilerinizi yatmadan yarım saat önce için. |
• Ağrılarınızı artıracağını düşündüğünüz, alışveriş ya da başka bir etkinlik nedeniyle dışarıya çıkmayı planladığınızda, çıkmadan yarım saat önce ağrı kesici ilaçlarınızı alınız. |
• Aldığınız ağrı kesicilerin yeterince güçlü olmadığını ya da sürekli olarak kullanmak zorunda kaldığınızı görürseniz, doktorunuza danışın. Ağrı kesicilere gereksiniminizi azaltabilecek daha iyi ağrı geçirme stratejileri bulunabilir. Her paket ya da şişenin ne kadar süre dayandığını kaydedin ki, doktorunuz ne kadar içtiğinizi bilebilsin. |
UNUTMAYIN: Tescilli birçok soğuk algınlığı ilacında parasetamol vardır ve ağrılarınızı geçirmek için zaten düzenli şekilde parasetamol kullanıyorsanız, yanlışlıkla dozu aşabilirsiniz. |
Analjezikler
Analjeziklere örnek olarak (ağrı kesici olarak kullanılan antienflamatuar ilaçlardan ayırt etmek için genellikle “basit analjezikler” olarak adlandırılır) parasetamol, kodein, ko-proksamol, ko-didramol ve dihidrokodein verilebilir. Parasetamol ve kodein (ve ikisinin kombinasyonları) değişik ticari isimlerle reçetesiz olarak satılmakla birlikte, diğerlerinin tümü sadece reçeteyle satılabilir. Parasetamol dışında bu ilaçların tümü sersemlik hissine ve kabızlığa neden olabilir.
Basit analjezikler ağrıyı giderebilmekle birlikte, antienflamatuar etkileri olmadığından sertlik ve şişme üzerinde çok az etkileri vardır.
ANTİENFLAMATUAR İLAÇ (NSAID) KULLANMA KILAVUZU |
• İbuprofen en az yan etkiye sahip, en yaygın şekilde kullanılan NSAID’dir. Bu nedenle, doktorunuz başka bir tavsiyede bulunmadıkça, ibuprofenle başlayın. |
• İbuprofen çeşitli ilaç markalarının formülasyonları olarak reçetesiz satılmaktadır, ancak ‘jenerik’ ya da markasız formülasyonlar da aynı ölçüde etkili ve daha ucuzdur. |
• Bir NSAID sertlik ve şişmeyi azalttığı halde ağrı devam ediyorsa, parasetamol gibi basit bir analjezik kullanmak da yardımcı olabilir. İki ilaç değişik yollardan etki gösterdiği ve etkileşmediği için, bu uygulama oldukça güvenlidir. |
• Bütün NSAID’ler yiyeceklerle birlikte alınmalı, asla boş mideye içilmemelidir; mideniz rahatsız olursa, kullanmayı kesmelisiniz. Bunun nedeni, mide örtüsünü tahriş edebilmeleri, hazımsızlığa, hatta ülser ve kanamaya neden olabilmeleridir. Bu yan etki bütün NSAID’lerde bir ölçüye kadar vardır; ancak kullananların sadece çok azında görülür. |
• İleri yaştaysanız ya da eskiden ülser geçirmişseniz, mide tahrişine daha yatkınsınızdır. Bir NSAID kullanmaya başlamadan önce doktorunuza danışmanız gerekir. Bir NSAID’in yanında mideyi korumak için ikinci bir ilaç verilebilir. |
• Astımlıysanız, bazen aspirin ve diğer NSAID’lerin de astım krizine yol açabileceğini bilmelisiniz. |
• Bazı NSAID’lerin ağrılı bölgeye sürülen jel formları da vardır. Bu, deri yüzeyine yakın dokulardan kaynaklanan ağrıda yardımcı olabilir ancak eklemler dışardan sürülen ilaçların erişemeyeceği kadar derinde olduğundan, artrit ağrısında bu jellerin çok az yardımı olabilir. |
Antienflamatuar ilaçlar
Basit analjezikler belirtileri gideremediğinde steroid olmayan antien-flamatuar ilaçlar (NSAID’ler; Türkiye’de ‘nasaidler’ şeklinde okunur) genellikle çok yararlı olabilir. Bu ismin verilmesinin nedeni, steroidler gibi enflamasyonu azaltmaları, ancak etki mekanizmaları ve potansiyel yan etkileri açısından steroidlerden çok farklı olmalarıdır. NSAID’ler ağrı kadar, enflamasyonun neden olduğu sertlik ve şişmeyi gidermede de özellikle etkilidir. En eski antienflamatuar ilaç aspirindir. Ne yazık ki, antienflamatuar etkinin ortaya çıkması için (ağrıyı giderme dışında) yüksek dozlarda verilmesi gerekir ve yüksek dozlarda, özellikle mide üzerindeki yan etki riski fazladır. İbuprofen, diklofenak ve naproksen gibi daha az yan etkisi olan daha modern ilaçlar bunun yerini almıştır.
Artrite karşı kullanılan bazı ilaçların (NSAID’ler) sindirim sistemi üzerinde olumsuz etkileri olabilir.
NSAID’ler neden mide tahrişine yol açar? Bütün NSAID’ler, dokularda prostaglandin üretimini engelleyerek etkide bulunur. Prostaglandinler, hastalığın yol açtığı zedelenme ya da hasarın olduğu alanda hücrelerin salıverdiği kimyasal maddelerdir. Enflamasyon bulunan alana kan akışını artırır, kızarma ve ısınmaya yol açarak kan damarlarından sızıntı olmasına ve bu bölgenin şişmesine neden olur. Ne yazık ki, prostaglandin üretiminin engellenmesinin hem olumsuz hem de olumlu etkileri vardır, çünkü hastalıkta rol oynamayan diğer prostaglandin tipleri, mide örtüsünün kendi sindirim sıvıları ve asiti tarafından zedelenmesine karşı korunmasında önemli bir yer tutar. Ne yazık ki NSAID’ler, aralarında mideyi koruyanların da yer aldığı bütün prostaglandinleri engeller. NSAID kullanan hastalarda hazımsızlık, mide duvarında ülserler ve kanama gibi yan etkiler bu nedenle ortaya çıkar.
Rofekoksib ve selekoksib gibi yeni NSAID’lerin daha özel bir yoldan etki gösterdiği ve engelleyici etkilerinin mide koruyucu prostaglandinlerden çok enflamatuar prostaglandinlere yönelik olduğu izlenimi vardır. Bunlar umut verici olmakla birlikte piyasaya çok yeni çıkmışlardır, çok pahalıdırlar ve henüz uzun vadedeki etkileri bilinmiyor. Bunlar olasılıkla size ancak NSAID kullanırken mide sorunları belirirse ya da daha önce ülser geçirmişseniz verilecektir.
Kural olarak, NSAID’ler en çok romatoid artrit gibi bir enflamatuar artrit tipi bulunanlarda ya da gut gibi akut bir enflamasyon ortaya çıkanlarda yarar sağlar. Önceki bölümde tanımlanan osteoartritlilerde ya da yumuşak doku sorunu bulunanlarda tedaviye daha az yan etkisi olan basit ağrı kesicilerle başlanmalı, ancak analjezikler işe yaramazsa NSAID’lere geçilmelidir.
UZUN SÜRELİ STEROİD KULLANIMININ OLASI YAN ETKİLERİ |
• İştah artışı ve sıvı tutulmasına bağlı olarak kilo alma |
• Kan basıncında yükselme |
• Diyabet gelişme riskinde artma; zaten diyabetik olan hastalarda kan şekeri düzeylerinin kontrol altına alınamaması |
• Enfeksiyonlara yatkınlıkta artma |
• Mide ülserleri ve kanama riskinde artma |
• Osteoporoz gelişme riskinde artma |
• Deride incelme; kesik ve eziklerin daha yavaş iyileşmesi |
Steroidler
Steroidler vücut tarafından doğal olarak üretilir. Birçok değişik tipi vardır ve birçok farklı yoldan etki gösterir. Birçok steroid artık tablet ve enjeksiyonlar şeklinde üretilebilmekte ve çeşitli durumların tedavisinde kullanılmaktadır. Doktorları steroid almaları gerektiğini söylediğinde insanlar genellikle kaygılanır. Yan etkileri konusunda ve ayrıca sporcular ve vücutçuların steroidleri kötüye kullandığına dair birçok şey duymuşlardır. Ancak artritte kullanılan steroidler sporda kullanılanlardan çok farklıdır. Artrit tedavisinde kullanılan steroidler güçlü antienflamatuar ilaçlardır ve şişme, sertlik ve ağrıyı kontrol altına almada çok etkilidir. Hatta yapılan araştırmalarda, belli koşullarda romatoid artritin eklemlerde yol açtığı zedelenmeyi azaltabileceklerine ilişkin kanıtlar bile elde edilmiştir.
Steroidler çeşitli yollardan alınabilir:
• Sistemik lupus eritematozus gibi durumlarda alevlenmelerin tedavisinde kısa süreler için yüksek dozlarda verilebilir. Steroidler ağız yoluyla ya da ağır vakalarda hastanede bir toplardamara doğrudan enjekte edilerek uygulanabilir.
• Kalça adalesine tek bir enjeksiyonla verilebilir. Bu yöntem genellikle, artriti uzun vadede kontrol altına alacak ilaçları kullanmaya yeni başlayan romatoid artritli hastalarda kullanılır. Steroid enjeksiyonu, ilaçların etki göstermeye başlamasına kadar (genellikle birkaç hafta) durumu idare eder.
• Polimiyaljia romatika gibi durumlarda enflamasyonu kontrol altında tutmak için uzun vadede ağız yoluyla küçük dozlar halinde uygulanabilir.
• Iltihaplı olan bir ekleme, tendon kılıfı ya da başka bir yumuşak doku gibi sorunlu bir bölgeye doğrudan enjeksiyon şeklinde verilebilir.
Bütün ilaçlar gibi steroidlerin de yan etkileri olabilir (aşağıdaki kutuya bakınız). Uzun yan etkiler listesine rağmen, steroidler akılcı şekilde kullanıldıklarında etkili ve güçlü ilaçlardır (bk. s. 62’deki kutu). Örneğin, polimiyaljia romatikalı hastalar steroid kullanmaya başladıklarında, yeniden yaşamaya başladıklarını hissetmektedir.
Steroidler tedavide kullanıldığında, başta böbreküstü bezlerindeki üretim gelmek üzere vücudun kendi steroid üretimini baskılarlar. Bunlar, böbreklerin üstünde oturan küçük salgı bezleridir; su ve tuz dengesiyle kan basıncı gibi hayati işlevleri kontrol eden steroidleri üretirler. Steroid kullanımını birdenbire keserseniz, böbreküstü bezlerinizin kendi steroidlerini yapmaya başlaması için belli bir süre gerekeceğinden, çok hastalanabilirsiniz. Bu nedenle, böbreküstü bezlerinin duruma uyum sağlayabilmesi için steroid tedavisi daima yavaş yavaş kesilmelidir.
Steroidler tedavi amacıyla alındığında, vücudun, özellikle de böbreküstü bezlerinin steroid üretimini baskılar.
Lokal steroid enjeksiyonları
Sadece bir ya da iki iltihaplı ekleminiz varsa, en iyi tedavi doğrudan eklemlere enjekte edilen steroidler olabilir. Romatoid artritli birçok hastanın eklemlerine tekrarlanan steroid enjeksiyonları yapılmakta ve büyük yarar elde edilmektedir. Diz ya da ayak bileğine enjeksiyon yapıldığında, sonraki bir–iki gün boyunca eklemi olabildiğince çok dinlendirmeniz gerekmekle birlikte, yürümenizinde hiçbir sakınca yoktur.
Steroid enjeksiyonları ayrıca, enflamasyonlu ve ağrılı yumuşak doku bölgelerine de yapılabilir. Bu, yaygın bir şekilde kullanılan, çok etkili bir tedavi şeklidir. Tenisçi dirseği, tenosinovit ve karpal tünel sendromu genellikle az miktarda steroid enjeksiyonuyla tamamen iyileşmektedir. Enjekte edilen steroid burada kalır ve yavaş yavaş dağılır. Vücudun geri kalan bölümüne çok az steroid gider, dolayısıyla ağız yolundan alınan steroid tedavisine göre lokal steroid enjeksiyonları çok az yan etkiye neden olur. Bazen, hastaların bir kısmının ağrılarında 24 saat boyunca artış görülür, ancak steroid etki gösterdikçe bu ağrı kaybolur.
Lokal steroid enjeksiyonlarının hafif de olsa, enjeksiyon bölgesindeki deride incelmeye ve yumuşak dokularda azalmaya yol açma riski vardır. Bu, deride küçük bir çukurlaşma ve pigmante derili insanlarda daha belirgin olan renk kaybı şeklinde ortaya çıkar. Bunun sadece kozmetik bir dezavantajı vardır ancak bazıları için bu çok önemlidir, dolayısıyla bu risk konusunda herkes uyarılmalıdır.
Eklemlerinizin yalnızca bir ya da ikisi iltihaplıysa en iyi çözüm, doğrudan eklemlere enjekte edilen steroidler olabilir. Burada, arka taraftan sağ omuza enjeksiyon yapılmaktadır.
Hastalığın seyrini değiştiren anti–romatizmal ilaçlar (DMARD’lar)
Bunlar sulfasalazin, metotreksat, azatioprin, altın tuzları, penisilamin ve hidroksiklorokin ile daha yeni olan etanersept ve infliksimabdır. Çok önemli bir ilaç grubunu oluşturmalarına karşın, yalnızca romatoid artrit gibi yaygın enflamatuar artritlerin tedavisinde kullanılmaktadır. Diğer artrit tipleri ve kas–iskelet hastalıklarının tedavisinde kullanılmadıklarından, romatoid artritle ilgili bölümde anlatılmışlardır.
UZUN SÜRELİ STEROİD KULLANIM KILAVUZU |
• Steroid tedavisi her zaman bir doktor tarafından ve onun gözetimi altında yapılmalıdır. Doktorunuzun tavsiyesi dışında asla dozu değiştirmeyin. |
• İngiltere’de steroid kullanmaya başlayanlara eczacılar mavi renkte bir kart vermektedir. Burada steroid tedavisinin ayrıntıları belirtilir ve hastalar bu kartı her zaman üzerlerinde taşır. |
• Hastalanır ya da yaralanırsanız doktorunuza steroid kullanmakta olduğunuzu söylemelisiniz. |
• Steroid tabletleri, doğal steroidlerin en yüksek düzeye çıktığı, sabahın erken saatlerinde alınmalıdır. Böylece böbreküstü bezleri daha az baskılanacaktır. |
• Her gün bir doz almak yerine, doktorunuz gün aşırı iki doz almanızı isteyebilir. Bu da böbreküstü bezleri üzerindeki etkiyi azaltabilir. Ne yazık ki bazı hastaların belirtileri steroid almadıkları gün çok daha kötüleştiğinden, bu uygulama her zaman mümkün olmaz. |
• Durumunuz kontrol altına alındıktan sonra uzun süre steroid kullanmanız gerekirse, doktorunuz yan etki riskini azaltabilmek için dozu olabilecek en düşük düzeye indirmeye çalışacaktır. |
Antidepresan ilaçlar
Kronik, ağrılı hastalığı bulunan bazı hastalarda depresyon gelişebilir ve ağrıyla başa çıkmak daha da zorlaşabilir. Ruh halini düzeltmeye ve ağrıyı gidermeye yardım eden birkaç antidepresan vardır. Nevralji gibi belli ağrı tiplerinin, hastada depresyon olmasa bile ağrıyı gidermesi ilgi çekicidir.
Bu çok yararlı ilaçlar bağımlılık yapmaz ve daha eski olanların bazıları sersemlik haline yol açarsa da, yenilerinde bu yan etki de yoktur.
AMELİYAT SEÇENEKLERİ |
Artroskopi: Bu, çoğu zaman genel anesteziyle, ancak günlük vaka olarak (yani hastanın ameliyattan sonra, aynı gün hastaneden taburcu edilmesi) yapılan, bir çeşit “anahtar deliği” ameliyatıdır. Eklem içindeki sorunlara, sıklıkla diz yaralanmalarına tanı koyma ve tedavi etmede kullanılır. Derideki küçük bir kesiden içeriye ince bir tüp sokularak, cerrahın eklemin içini görmesi sağlanır. Başka küçük kesilerden sokulan diğer cerrahi aygıtlarla küçük ameliyatlar yapılabilir.
Artroskopide, artroskopla eklemin içine bakılmaktadır. Burada cerrah diz eklemine yönelik bir ameliyat yapmaktadır.
Sinoviektomi: Bu ameliyatta, romatoid artritli hastalarda eklemin içindeki ve tendonların etrafındaki iltihaplı sinovium çıkartılır. Belirtilerin rahatlatmasına yardım edip hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilirse de tamamen iyileşme sağlamaz ve genellikle iltihaplı doku bazen oldukça hızla yeniden oluşur.
Tendon ve ligaman( bağ) ameliyatı: Tendonları yeniden düzgün kılmak, gergin tendon kılıflarını gevşetmek, hatta bazı vakalarda kopmuş tendonları onarmak için ameliyat yapılabilir. Osteotomi: Eklem yüzeyindeki bir alan ileri derecede hasar görmüş ancak eklemin diğer bölümleri görece iyi durumdaysa, kemiği düzgün tutmaya yönelik bir ameliyat basıncın hasarlı alandan uzaklaştırılmasını sağlayabilir. Osteotomi bazen artritli genç hastalarda eklem değiştirme ameliyatını geciktirme amacıyla da yapılabilir.
Osteotomide cerrahi bir kırık oluşturulur; burada amaç, kemik yeniden birleştirildiğinde kalçanın düzgün durmasını sağlamaktır.
Artrodez: Bu, bir eklemi hareket edemeyecek şekilde sabitleştiren bir ameliyattır. Ağrı ortadan kaldırılır ancak eklem de kalıcı bir şekilde hareket yeteneğini yitirir. Ayaklar, ayak bilekleri, el bilekleri ve bazen omurgayı etki-leyen ağır artritlerde çok yararlı bir ameliyattır.
Artrodez, ağrıyı ortadan kaldırmak için eklemin birleştirilmesi anlamına gelir. Burada topuk kemiği metal bir plakla ayağın merkezine yakın başka bir kemiğe bağlanmıştır.
Kalça ekleminin değiştirilmesinde, metal femoral bileşen (yapay üst uylukkemiği) ve plastik asetabuler bileşen (yapay kalça girintisi) olmak üzere iki kısım vardır. Metal ve plastik kombinasyonu çok dayanıklıdır.
Artroplasti ya da eklemin değiştirilmesi: Kalça ve diz eklemleri için yapay eklem kullanımı, yirmi yılı aşkın bir süreden beri yapılabilmektedir ve başarı oranı çok yüksektir. Belli vakalarda omuzlar, dirsekler ve parmak eklemleri de değiştirilebilmekle birlikte cerrahi tekniği daha zordur. Eklem değiştirilmesi üzerine daha fazla bilgi edinmek için, Aile Doktoru Serisi’nden Kalça ve Diz Artritinde Cerrahi adlı kitaba başvurabilirsiniz.
Diz eklemini değiştirmede iki bileşenden birisi femoral, diğeri de tibial bileşendir. Burada da plastik ve metal kombinasyonu kullanılmaktadır. |
AMELİYAT
Artritli birçok insan, bir cerrahın yapabileceği tek yardımın zedelenen eklemi değiştirmek olduğunu düşünür. Bu, büyük bir olasılıkla en sık gerçekleştirilen ameliyat olmakla birlikte, kesinlikle mevcut tek cerrahi tedavi şekli değildir. Doktorunuz, ağrı kesici kullanmanıza ve düzenli egzersiz yapmanıza rağmen, kullanılamayacak kadar sert, ağrılı ve hasarlı bir ya da birkaç ekleminiz olduğunda, ameliyat olasılığını sizinle görüşecektir.
FİZYOTERAPİ
Eklem sorunları olan birçok kişi, tedavi için bir fizyoterapiste sevk edilir. Fizyoterapistler hastanelerde, bazı sağlık merkezlerinde ve özel muayenehanelerde çalışır. Bazıları, kısıtlılığı bulunan kişileri evlerinde de tedavi edebilir. Bu kişiler lokomotor sistem işlevlerini korumada uzmandır, yani gücünüzün ve hareketliliğinizin korunması, ağrının azaltılması konusunda size yardım edecektir. Bir tedavi küründen sonra, tedavinin yararlarını sürdürebilmek için fizyoterapist size evde yapmak üzere egzersiz programı verebilir. Ancak fizyoterapi mucizeler yaratamaz! Sizin de üzerinize düşeni yapmanız önemlidir. Kilo fazlalığınız varsa kilo verin, düzenli şekilde egzersiz yapın ve eklemlerinize dikkat edin.
HİDROTERAPİ
Hidroterapi, ılık bir yüzme havuzunda yapılan fizyoterapidir. Sert, ağrılı eklemlerdeki rahatsızlığı gidermede çok etkilidir. Su, vücut ağırlığınızı kaldırır ve sıcaklık kasların gevşemesine, eklemlerin hareket etmesine yardımcı olur. Bir kür hidroterapi, kalça osteoartriti ve ankilozan spondilit gibi durumlarda uzun süreli yarar sağlayabilir.
TAMAMLAYICI TIPTAN YARARLANMAK |
• Terapistin eğitim ve deneyimi konusunda olabildiğince araştırma yapın. İsim yapanlar olasılıkla uygulamacıları izleyen yasal bir kuruma kayıtlıdır. Özellikle size tamamen iyileşme garantisi verenlere karşı dikkatli olun. |
• Başka tedavi tipleri kullanıyorsanız bunu doktorunuza bildirin. Bazen geleneksel ilaçlarla tamamlayıcı tıp ilaçları arasında istenmeyen yan etkiler ortaya çıkabilir. |
• Her ilaçla olduğu gibi, her zaman kutu üzerindeki talimatları dikkatle okuyun, tavsiye edilen dozu aşmayın. “Daha fazlası daha iyidir” düşüncesi cazip olmakla birlikte, doğru değildir. |
• Özellikle steroidlerin birdenbire kesilmesi tehlikeli olabilir, bu nedenle asla doktorunuza sormadan geleneksel tedavinizi kesmeyin. |
• Tedavinin maliyetiyle etkililiğini tartmaya çalışın; makul bir süre geçtikten sonra hiç iyileşme görmüyorsanız, para harcamaya devam etmenizde yarar yoktur. Bunu yapmanın bir yolu, tamamlayıcı tedaviye başalamadan önce bir ay süreyle belirtileri kaydettiğiniz bir günce tutmanız ve tamamlayıcı tedaviye başladıktan sonra da bir ay bu günceye devam etmenizdir. Daha sonra bu bilgileri kullanarak, tedavinin bir fark sağlayıp sağlamadığına karar verebilirsiniz. |
TAMAMLAYICI TIP
Artrit ya da romatizması olan birçok insan, tamamlayıcı tıp yöntemlerinden yarar gördüklerini hissetmekte ve geleneksel ilaçların yanında bunları da kullanmaktadır. Bunun nedeni, klasik tedavilerin belirtileri tümüyle kontrol altına almada yetersiz kalması ve ayrıca tamamlayıcı tıp yöntemlerinin daha doğal ve daha güvenli olduğuna inanmaları olabilir. Bu bakış açısında bazı doğrular olmakla birlikte, olay bu kadar basit değildir ve tamamlayıcı tıp yaklaşımını denemeye karar vermeden önce dikkate almanız gereken başka faktörler de vardır.
Aslında, tamamlayıcı tıp yöntemleri ve tedavilerinin etkili olup olmadığına nesnel bir şekilde karar vermek çok güç olabilir. Çok azı bilimsel yöntemlerle sınanmıştır ve bu nedenle gerçekten işe yarayıp yaramadıklarına ilişkin çok az güvenilir kanıt vardır. Artrit belirtilerinin zaman içinde tedaviden bağımsız olarak değişebilmesi, bu tabloyu daha da karmaşıklaştırmakta, iyileşmenin o tedavinin bir sonucu mu, yoksa sadece hastalığın kendi izlediği seyrin bir parçası mı olduğuna karar vermeyi güçleştirmektedir.
Birçok tedavi tipi güvenli olmakla birlikte, bunun her zaman geçerli olduğunu varsayamazsınız. Özellikle yurtdışından ithal edilen ve eczanelerde ya da dükkânlarda satılan bitkisel ilaçlar konusunda dikkatli olmalısınız. Bu ürünlerin kalitesi kontrol edilmiyor. Geçmişte, bazılarının steroidler, hatta zehirli ağır metaller gibi güçlü maddeler içerdiği saptanmıştır.
Bakır bilezikler
Bunlar her tür sancı ve ağrı için kullanılan geleneksel bir çözümdür, ancak etkili olduklarına ilişkin gerçek bir kanıt yoktur. Öte yandan, zararlı olma olasılıkları da düşüktür.
Glukozamin ve kondroitin sülfat
Bu diyet takviyelerinde, vücutta doğal olarak bulunan ve kıkırdağı güçlendirmede, su tutmasına yardımcı olmada rol oynayan maddeler bulunur. Şu ana dek yapılan araştırmalar, diyet takviyesi almanın herhangi bir yan etkiye yol açmadan, hasar görmüş kıkırdağın kendi kendisini tamir etmesine ve hatta baştan kıkırdak hasarının önlenmesine katkıda bulunduğunu düşündürmektedir. Ancak, henüz ideal doz ve formülasyon saptanmamış, elde edilen yararların uzun süreli olup olamayacağı da açıklık kazanmamıştır.
Balıkyağları
Balıkyağları ve “Oenothera” (eşek- otu) yağında da esansiyel yağ asitleri vardır (esansiyel denmesinin nedeni, bunları vücudun üretmeyip yiyeceklerle dışardan almak zorunda olmasıdır). Artık bu yağların artritteki enflamasyonu azalttığına ilişkin güçlü kanıtlar vardır, ancak bu etki zayıftır. Morinanın karaciğer yağında, kalsiyumun emilmesine yardım eden D vitaminiyle birlikte esansiyel yağ asitleri de vardır. Ancak A vitamini de içermektedir ve A vitamini fazlalığı tehlikeli olabildiğinden, büyük miktarlarda alınmamalıdır.
Akupunktur
Bu geleneksel Çin tedavisi, bazen “yaşam gücü” olarak nitelenen “ki” akışını serbestleştirmek üzere, dikkatle tanımlanmış belirli noktalara ince iğneler sokulmasından oluşur. Modern araştırmalar, vücudu “endorfin” olarak adlandırılan doğal ağrı kesicileri üretmesi için uyararak ağrıyı azaltmaya yardım edebileceğini düşündüren sonuçlar vermiştir. Çin’de akupunktur çok çeşitli hastalıkların tedavisinde, hatta ameliyatlarda anestezi sağlamak için bile kullanılmaktadır.
Batıda, belli tipteki kas–iskelet ağrılarında yararlı olduğu yönünde bilimsel kanıtlar elde edilmiştir ve birçok fizyoterapi bölümünde sınırlı bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Akapunktur uygulayan birine başvurduğunuzda, izin belgesi bulunup bulunmadığına dikkat etmelisiniz. Becerikli ellerde bu girişim çok güvenlidir.
Homeopati
Homeopati, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında geliştirilen tıbbi bir sistemdir ve günümüzde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Tedavinin ilkesi “benzerler benzerleri tedavi eder”dir. Başka bir deyişle, homeopat daha büyük miktarları tedavi edilen belirtilere yol açan maddeyi kullanarak tedavi uygulayacaktır.
Hangi tedavinin uygulanacağı öykünüze, belirtilere ve kişiliğinize ilişkin pek çok soruya verdiğiniz yanıtlara dayanacaktır. Tedaviler, bitkiler, mineraller ve hayvanlardan elde edilen ve birçok kez sulandırılan maddelerle yapılır.
Homeopatlar, bu maddeler sulandırıldıkça daha da “güçlendiğini”, çok güçlü preparatların, orijinal maddeden tek bir molekül bile içermeyecek kadar çok sulandırıldığını ileri sürer. Yan etkiler ve ilaç etkileşimleri nadirdir.
Osteopati, kiropraksi ve Alexander tekniği
Bunlar, fizyoterapiye benzer özelliklere sahip tedaviler olmakla birlikte, çok değişik yollardan geliştirilmişlerdir. Genellikle hastanelerde uygulanmazlar. Özellikle omurga sorunlarında etkili olabilirler. Alexander tekniği, bozuk duruşu düzeltmeye yardımcı olabilir. Uygulayıcılar vücudu doğru şekilde kullanmayı, bozuk duruş ve yanlış hareket alışkanlıklarından kurtulmayı öğretirler. Harekete yardımcı olmak üzere nefes alma teknikleri de öğretilir.
Kiropraksi, osteopatinin bir çeşididir. Bu iki tedavi birbirine çok benzer ve biyomekanik sorunlarla uğraşır. Ağrı ve kısıtlılığın, lokomotor sistem işlevindeki kusurlardan kaynaklandığı düşüncesinden yola çıkarlar. Bu kusurlar mutlaka belirtilere yol açmaz, ancak lokomotor sistemin diğer bölümlerine çok fazla yük binmesine neden olabilirler.
ÖNEMLİ NOKTALAR |
- Lokomotor sorunların tedavisinde değişik birçok ilaç tipi yararlıdır.
- Bazı kişiler yersiz korkuları nedeniyle kendilerine çok yararlı olabilecek ilaçları kullanmaktan kaçınır; doktorunuzun tavsiye ettiği ilaçları kullanmaktan korkmayın, ancak kaygılarınız varsa bunları doktorunuza bildirin.
- Tamamlayıcı tıp ve tedavileri genellikle artrit ve romatizma belirtilerine yardımcı olabilir.
- Tamamlayıcı tıbbın ve tedavilerinin hastalıklar üzerinde esaslı bir etkilerinin bulunduğunu gösteren çok az bilimsel kanıt vardır ve bu nedenle, belirtileri gidermeye yardımcı olmuyorsa, en iyisi bunları kullanmamaktır.
- Her zaman resmi izinle çalışan tamamlayıcı tıp uygulayıcılarına başvurun ve bilinen dükkân ve eczanelerden ilaç alın.
|