Glokom05.12.2008 15:45:51

Glokom tüm dünyada körlüğün önde gelen nedenlerinden biridir. Daha çok 40 yaşın üzerindeki kişileri etkiler ve vakaların çoğunda geç evrelere kadar herhangi bir uyarı belirtisi yoktur. Erken tanı konulur ve tedavi edilirse körlük engellenebilir. Bu nedenl

Glokom tüm dünyada körlüğün önde gelen nedenlerinden biridir. Daha çok 40 yaşın üzerindeki kişileri etkiler ve vakaların çoğunda geç evrelere kadar herhangi bir uyarı belirtisi yoktur. Erken tanı konulur ve tedavi edilirse körlük engellenebilir. Bu nedenle düzenli aralıklarla göz muayenesi yaptırmanız belirleyici önem taşır.

Size glokom tanısı konulduysa göz doktorunuzdan bu sorunu, tedavisini ve bu sorunun gelecekteki olası etkilerini açıklamasını isteyin.

GLOKOM NEDİR?

“Glokom” terimi göz içindeki görme sinirinde hasar ve bunun sonucunda görme alanında oluşan kayıplarla ayırt edilen bir grup göz sorununu tanımlamakta kullanılır. Süreç genellikle çok yavaş gelişir ve çoğu zaman bu sürece göz içindeki basıncın (göz tansiyonu) normalin üzerine çıkması eşlik eder. Göziçi basınç çok yüksekse görme siniri bundan zarar görebilir.

Başlıca iki tür glokom vardır: açık açılı glokom ve açı kapanması glokomu. Açık açılı glokom yavaş gelişir (kroniktir) ve görme sinirinde önemli boyutlarda hasar ve görme alanında buna bağlı kayıplar gelişene kadar herhangi bir uyarı belirtisi yoktur. Açı kapanması glokomu çok daha ani başlar (akuttur) ve şiddetli belirtilere neden olur.

Bu iki tür arasındaki farkı anlayabilmek için gözün ön kamarasındaki sıvı üretimi ve boşaltılması konusunda biraz bilgi sahibi olmak gerekir. Bu sıvı (aköz sıvı) gözün ortasında göz merceğinin yakınında yer alan silier (kirpiksi) cisimcik tarafından sürekli olarak üretilir. Sıvı gözbebeğinden öne geçer ve ince drenaj kanallarından geçerek kana karışır.

Boşaltmada rolü olan yapılardan biri sıvı akışının büyük bir bölümünden sorumlu olan trabeküler ağdır, diğeri ise üveaskleral yoldur. Trabeküler ağ irisin kornea ile buluştuğu açıda yer alır (buraya drenaj açısı adı verilir). Normalde üretilen sıvı miktarı boşaltılan sıvı miktarına eşittir. Bununla birlikte, yeterince sıvı boşaltılmıyor ya da gereğinden çok üretiliyorsa göz tansiyonu yükselecektir.

GLOKOM TÜRLERİ

Açık açılı glokom
Bu türde drenaj açısı açıktır, ancak bu açı kısmen tıkalı olduğu ya da göz çok fazla aköz sıvı ürettiği için gözden yeterli sıvı boşaltılamaz. Dolayısıyla sıvı giderek birikir ve göz tansiyonunun yükselmesine neden olur. Basınç artışı genellikle yavaş ve ağrısızdır.

Açı kapanması glokomu (kapalı açılı glokom)
Bu türde drenaj açısı iris tarafından kapatılır ve sıvı gözden boşaltılamaz. Bu genellikle oldukça hızlı gerçekleşir ve basınç artışı açık açılı glokomdan çok daha hızlıdır. Çoğu zaman bu duruma gözde belirgin bir ağrı ve bulanık görme gibi belirtiler eşlik eder. Bu belirtiler aşağıda daha ayrıntılı olarak tanımlanacaktır. Açı kapanması glokomu acil bir tıbbi sorundur ve derhal tedavi edilmesi gerekir.

Göz hipertansiyonu (Oküler hipertansiyon)
Bazı kişilerde drenaj açısı açık ve göziçi basınç biraz yüksektir, ancak görme siniri hasarı ya da görme alanında kayıp gibi herhangi bir açık açılı glokom belirtisi yoktur. Normal basıncın üst sınırı 21 milimetre cıva (mmHg) olarak tanımlanmıştır. Bazı kişilerde basınç bu sınırın üzerinde olsa da onlar için normal olabilir, oysa başkalarında 21 mmHg’nın üzerindeki basınç erken bir glokom bulgusu olabilir. Başka herhangi bir glokom bulgusu olmaksızın göziçi basıncı yüksek olan kişiler, “göz hipertansiyonu” bulunan kişiler olarak sınıflandırılır. Bu kişilerde glokom geliştiğini gösteren başka herhangi bir belirti (periferik görme alanı kaybı ve/veya görme siniri başında [[][[]]papilla] çukurlaşma) gelişmezse ya da ailelerinde glokom öyküsü gibi glokoma yatkınlık oluşturan bir etmen yoksa tedaviye gerek yoktur. Başka belirtilerin gelişip gelişmediğini gözlemek için düzenli olarak izlenirler.

Diğer glokom biçimleri
Yukarıda tanımlananlar dışında baş-ka birçok glokom tipi vardır, ama bunlar seyrek görülür ve burada ayrıntılı olarak ele almaya gerek yoktur. İkincil glokom denilenler gözde enşamasyon (üveit ya da iritis) gibi başka sorunlara bağlı olarak gelişir. Bebeklerde görülen gelişimsel glokoma yol açan, rahimde fetüsün gözündeki bir oluşum bozukluğudur.

AÇIK AÇILI GLOKOM

Nedenler
Kronik açık açılı glokoma özel olarak neyin yol açtığı bilinmiyor (“kronik” uzun süre devam eden anlamına gelir). Ancak öyle görünüyor ki neden, hem göziçi basıncının normalin üzerinde olması hem de görme sinirinin kanla yeterince beslenememesidir. Göziçi basıncındaki artışın da drenaj açısının gözdeki sıvıyı yeterince boşaltamamasından kaynaklandığı düşünülüyor.

Açık açılı glokom gelişme riskini artıran bir dizi etmen (aşağıda tanımlanacak) vardır. Bu durumun gelişmesini önlemek mümkün olmamakla birlikte, erken tanı ve dikkatli bir tedaviyle ilerlemesi önlenebilir ya da yavaşlatılabilir. Dolayısıyla en az iki yılda bir test için doktorunuza başvurmanızda yarar vardır. Glokomu olan birinci dereceden bir akrabanız varsa (anne, baba, kardeş, çocuk) yılda bir kez muayene olmanız gerekir.

Kronik açık açılı glokomda başlıca risk faktörleri şunlardır:

  • İleri yaş: Açık açılı glokom yaş ilerledikçe çok daha sık görülür. Kırk yaşın altında çok seyrek olmasına karşın, 40 yaşın üzerindeki nüfusun %1’ini, 65 yaşın üzerindeki nüfusun ise %5’ini etkiler.
  • Ailede glokom öyküsü: Birinci derecede bir akrabanızda glokom varsa, sizde bu hastalığın gelişme riski daha yüksektir. Bu risk tam olarak tanımlanmamış olmakla birlikte beşte bir dolaylarında olduğu tahmin ediliyor. Birinci derecede bir akrabasında glokom olan herkes yılda bir kez göz tansiyonunu ölçtürmelidir.
  • Miyopluk: Miyop kişilerde glokom gelişme olasılığı diğer kişilerden daha fazladır.
  • Irk: Afrika kökenli kişilerde kronik açık açılı glokom gelişme olasılığı daha fazladır. Ayrıca bu sorun diğer kişilerden daha erken yaşta gelişebilir.

Kronik açık açılı glokomda belirtiler
Kronik açık açılı glokomunuz varsa, hastalık iyice ilerleyinceye kadar herhangi bir belirti görmeyebilirsiniz; çok ileri evrelerde de görme alanında kayıplar olduğunu fark edebilirsiniz. Bu glokom türü hiç ağrı yapmaz ve genellikle hastalık ileri evrelere ulaşana kadar merkezi görme korunur.


Glokoma genellikle göz tansiyonunun normalin üzerinde olması eşlik eder Göz basıncı çok yüksekse, görme siniri zarar görebilir.

Glokom tanısı konulmadan önce retinadaki sinir liflerinde ve görme sinirinde gerçekleşen hasar geriye döndürülemez. Bununla birlikte, erken tanı ve dikkatli bir tedaviyle genellikle hasarı sınırlandırmak ve hastalığın ilerlemesini durdurmak ya da yavaşlatmak mümkün olabilir. Tedavi edilmezse kronik açık açılı glokom sonuçta ileri derecede görme kaybına, hatta körlüğe neden olabilir. Dolayısıyla erken tanı ve tedavi belirleyici önem taşır.

Tanı konulması
Kronik açık açılı glokom tanısında üç etmen temel alınır:

  1. Göz tansiyonun yükselmesi (genellikle 21 mmHg’nın üzerinde olması).
  2. Ayırt edici nitelikteki görme alanı kaybı, ancak kişi bunu fark etmeyebilir.
  3. Göz içinde görme sinirinde çukurlaşma (sinir lişerinin kaybedilmesi nedeniyle görme sinirinin başı içbükey hale gelir).

Kronik açık açılı glokom tanısı bir göz uzmanı tarafından konulur. Glokomda şu üç test yapılır:

  • Görme siniri başının değerlendirmesi: Özel bir aletten (oftalmoskop) gözün içine ışık yansıtılarak ya da biyomikroskoptaki (bir yarık lambada) özel bir mercekle göz incelenerek retina ve görme siniri muayene edilir. Gözdeki görme siniri başının çukurlaşması ve soluklaşması glokomda ayırt edici bulgulardır.
  • Tonometri: Tonometre adı verilen özel bir aletle göziçi basıncı ölçülür. Göze anestezik madde damlatılarak gerçekleştirilen bu ölçüm hızlı ve basit bir işlemdir ve bu da yarık lambalı biyomikroskopla gerçekleştirilir. Birçok göz doktoru basıncı farklı bir yöntemle, göze hava üfleyen ve göze temas etmeyen tonometre denilen bir aygıtla ölçer.
  • Perimetri: Çevresel görmede kayıp olup olmadığını anlamak için görme alanı muayenesi yapılır. Perimetreyle yapılan bu incelemede çenenizi bir desteğe dayayarak oturur ve küçük bir hedefe bakarsınız. Görme alanının çevresinde farklı yoğunluklarda ışıklı noktalar oluşturulur ve noktayı görünce bir düğmeye basarak bunu belirtmeniz istenir. Bu kolay bir ölçümdür ve her bir gözde yaklaşık beş dakika sürer.


Oftalmoskopla retina ve görme siniri incelenir.

KRONİK AÇIK AÇILI GLOKOM TEDAVİSİ

İlaçlar
Kronik açık açılı glokom tedavisinde göz tansiyonu düşürülmeye çalışılır. Bu genellikle göz damlalarıyla sağlanır. Göziçi basıncı düşürmede kullanılan farklı birçok damla türü vardır. Genellikle önce bir damla türü denenir, basıncı yeterince düşürmezse tedaviye başka damlalar eklenebilir.

Bu metinde damlalardan ve diğer ilaçlardan genel adlarıyla (ya da jenerik adlarıyla) söz edilecektir. İlaçların çoğu genel adlarından farklı olan ticari adlarıyla ya da markalarıyla da tanınır. Emin değilseniz, lütfen eczacınıza danışın.

Damlaların yan etkileri olabilir, ama bunlar genellikle ciddi değildir. Bununla birlikte, damlaların kullanma talimatlarını (prospektüsünü) okuyun ve astımınız ya da başka bir göğüs hastalığınız, damar hastalığınız ya da kalp sorununuz varsa bunu doktora bildirin, çünkü her damla sizin için uygun olmayabilir. Bazı damlaların basıncı düşürme yanında görme sinirine kan akışını da artırdığına inanılıyor. Kronik açık açılı glokomda kullanılan damlalar şunlardır:

  • Prostaglandinler: Bunlar kan damarlarınızı genişleterek içinden daha fazla sıvı akmasını sağlayan hormon benzeri maddelerdir. Glokom tedavisinde kullanılan prostaglandinler arasında latanoprost, travoprost ve bimatoprost sayılabilir. Bunlar gözden aköz sıvı çıkışını artırarak göz tansiyonunu düşürür.
    Yan etkileri: Prostaglandin damlaların bütün olarak vücut üzerindeki yan etkilerinin az olduğu sanılıyor, ancak ilaçlar kirpiklerin koyulaşmasına ve uzamasına ve/veya irisin renginin koyulaşmasına neden olabiliyor.
  • Beta blokerler: Bu damlalar glokomda yaygın olarak kullanılıyor. Bunların gözde aköz sıvı üretimini azaltarak göz tansiyonunu düşürdüğü tahmin ediliyor. Glokomda kullanılan göz damlalarındaki beta blokerler betaksolol, karteolol, levobunolol, metipranolol ve timololdür.
    Yan etkiler: Beta blokerler astımı ve diğer bazı göğüs hastalıklarını (kronik tıkayıcı akciğer hastalığı gibi) tetikleyebilir ya da alevlendirebilir, bu nedenle göğüs hastalığı bulunan kişilerde kullanılmaması gerekir. Ender olarak da nabzın yavaşlamasına neden olabildikleri için başka kalp ilaçları (özellikle beta bloker hapları) alan kişilerde dikkatli kullanılmalıdır. Ayrıca, ellerin ve ayakların soğumasına neden olan periferik damar hastalığı bulunan kişilerde bu ilaçların kullanılmaması gerekir. Bazen gözde kurumaya neden olabilirler. Uyku verdiği ve uyuşukluğa neden oldukları da bildirilmiştir.


Perimetri ya da görme alanı muayenesiyle gözün görebildiği bütün alan ölçülerek çevresel görmede herhangi bir kayıp olup olmadığı araştırılır.

  • Miyotikler: Bu damlalar iris kaslarını kasar ve gözbebeğini daraltır. Bu da irisin trabeküler ağdan uzaklaşmasını ve sıvının daha kolay boşalmasını sağlar. Kullanılan ilaçlar karbakol ve pilokarpindir.
    Yan etkiler: Miyotikler gözbebeğini ve göz merceğinin uyumunu etkilediğinden, okuma mesafesinde görmeyi etkileyebilir ve uzak mesafede görmeyi bulanıklaştırabilir. Ayrıca uygulamanın ardından gözün 20-30 dakika ağrımasına neden olurlar. Bu yan etkiler genellikle zamanla geçer. Gözbebeğinin daralması nedeniyle miyotik damlalar karanlıkta görmeyi de güçleştirir ve uzun süre kullanılınca katarakt gelişmesine yatkınlık oluşturabilir. Günümüzde miyotikler açık açılı glokomda pek kullanılmıyor, ama açı kapanması glokomunda tercih edilen tedavilerden birini oluşturuyor.
  • Sempatikomimetikler: Bu ilaçların aköz sıvı üretimini azaltarak ve trabeküler ağdan sıvı boşalmasını artırarak etkili oldukları sanılıyor. Bunlar adrenalin (epinefrin), dipivefrin ve guanetidindir.
    Yan etkiler: Bu damlalar gözün yüzeysel kan damarlarının genişlemesine ve gözün kızarmasına neden olur. Uzun zaman kullanıldıklarında konjunktiva altında yara dokusu oluşmasına da neden olabildikleri biliniyor.
  • Karbonik anhidraz inhibitörleri: Bu damlalar silier cisimciğin aköz sıvı üretimini azaltır. Bunlar brinzolamid ve dorzolamiddir. Karbonik anhidraz inhibitörleri tablet olarak da alınabilir (asetazolamid) ve vücuttaki sıvı düzeyini düşürür.
    Yan etkileri: Tabletler uzun süre kullanılırsa vücuttaki tuz dengesini bozabilir (potasyum kaybı); böyle bir dengesizliğin ortaya çıkmadığından emin olmak için yılda iki-üç kez kan testi yapılması gerekir. Ayrıca karbonik anhidraz inhibitörleri genellikle ellerde ve ayaklarda (özellikle parmaklarda) karıncalanmaya neden olur.
  • Alfa-2 agonistleri: Bu gruptaki brimonidin ve apraklonidin silier cisimciğin aköz sıvı üretimini azaltır.
    Yan etkiler: Vakaların yaklaşık %15’inde bu damlalar gözlerde belirgin alerjik reaksiyonlara yol açar ve kızarıklık ve rahatsızlığa neden olur. Bu reaksiyon tedavinin ilk altı ayından sonra gelişebilir.

Glokom tek başına damlalarla kontrol altına alınmazsa, tabletlerle kısa süreli kontrol sağlanabilir. Bu tabletlerin en dikkat çekicisi asetazolamid adı verilen bir karbonik anhidraz inhibitörüdür (yan sayfaya bakınız) ve gözde üretilen sıvı (aköz sıvı) miktarını belirgin ölçüde azaltarak basıncı düşürme yoluyla etki yapar. Bununla birlikte bu ilacın bazı yan etkileri vardır (örn. el ve ayak parmaklarında karıncalanmaya neden olur) ve vücuttaki potasyum düzeyini düşürebilir. Bu nedenle, hasta bir göz hastalıkları uzmanının ya da kendi doktorunun yakın gözetimi altında değilse, genellikle kısa sürelerle kullanılır.

Cerrahi tedavi
Glokom tedavisinde ilaçlar yeterli olmazsa, uzmanlar gözden sıvı boşaltılmasını artıran lazer tedavisi ya da trabekülektomi adı verilen bir ameliyat önerebilir. Bu işlemlerle ilgili ayrıntılar için “Açık açılı glokom ameliyatı” bölümüne bakılabilir.

Glokomda izleme
Glokomlu kişilerin çoğu yılda iki ya da üç kez göz uzmanı tarafından muayene edilir. Her görüşmede bir biyomikroskoptan gelen parlak ışık ve özel bir mercek yardımıyla gözün içini inceleyen göz hastalıkları uzmanı tarafından görme sinirinin durumu değerlendirilir ve göz tansiyonu ölçülür.
 
Görme alanları yılda bir kez (belki de tanıdan hemen sonra daha sık) değerlendirilir ve tıbbi kayıtlarınız için görme siniri başının (optik disk) fotoğrafı çekilebilir.

AÇI KAPANMASI GLOKOMU

Nedenler
Akut açı kapanması glokomu (“akut”, aniden başlayan anlamına gelir) ileri derecede hipermetrop olan kişilerde daha sık görülür ve bu kişiler çocukluklarından beri gözlük kullanıyor olabilirler. Kırk yaşından sonra daha yaygındır ve kadınlarda erkeklerden daha sık görülür.

Açı kapanması glokomu riskini artıran farklı birçok ilaç vardır; bunlar arasında özellikle depresyonda ve diğer psikiyatrik sorunların tedavisinde kullanılan sakinleştirici ilaçlar bulunur. Doktorunuz akut açı kapanması glokomu gelişmesine yatkınlık oluşturabilecek ilaçlar konusunda size tavsiyede bulunacaktır. Ayrıca ilaçlarınızın kullanma talimatlarını okuyarak aldığınız ilaçların akut glokomu tetikleme olasılığı bulunup bulunmadığına bakmalısınız.

Belirtiler
Açık açılı glokomun erken evrelerinde belirti yokken, açı kapanması glokomunda genellikle birçok belirti vardır. Erken belirtiler arasında gözde hafif ağrı ve buna eşlik eden bulanık görme, bazen de ışıkların çevresinde renkli gökkuşağı etkileri bulunabilir. Belirtiler az ışıkta ve karanlıkta daha belirgindir ve genellikle gece uykusundan sonra geçer. Sizde bu belirtiler varsa, gözünüzün muayene edilmesi ve açı kapanması glokomuna yatkınlık oluşturan herhangi bir etmenin bulunup bulunmadığının araştırılması için göz doktoruna başvurmanızda yarar olabilir.

Şiddetli bir atakta göz basıncı artışı çok fazla ve birkaç saat içinde oluşabilir. Göz çok ağrılıdır ve kaşlar ile şakaklara yansıyan bir acı vardır. Genellikle her seferinde yalnızca bir gözü etkiler. Göz kızarır, görme bozulur ve bulanıklaşır. Bulantı ve kusma da olabilir. Bu belirtile gelişirse derhal bir göz doktoruna başvurmalısınız.

Tanı koyma
Görece alışılmamış bir hastalık olmasına karşın, İngiltere’de yoğun bir göz biriminde haftada bir ya da iki akut açık açılı glokom vakası görülecektir. Yukarıda tanımlanan belirtilerle birlikte, tonometriyle ölçülen göziçi basıncının belirgin ölçüde yükselmesine dayanarak kolayca tanı konulabilir.

Tedavi
Gözdeki yüksek basınç göz damlaları ve ilaçlarla kolayca tedavi edilebilir. En sık kullanılan ilaçlar pilokarpin damlaları ve asetazolamiddir (bu ilaç genellikle damar içine yapılan bir iğneyle verilir). Bunun yanında, gerekiyorsa ağrı kesiciler verilebilir, bulantı ve kusma tedavisi uygulanabilir. Göziçi basınç genellikle birkaç saat içinde düşer, ancak hastaların çoğu tedavi ve daha sonra göz basıncının izlenmesi için hastaneye yatırılır. Birçok hasta yalnızca birkaç gün hastanede kalır. Çoğu zaman gözde bu duruma eşlik eden iltihabı azaltmak için steroid ya da diğer antienşamatuar damlalar da verilir.

Göz basıncı normalleşip, gözdeki iltihap azalınca, gelecekte açı kapanması glokomu atakları gelişmesini önlemek için lazer tedavisi yapılır. Lazerle irisin kenarlara yakın kısmına küçük bir delik açılarak sıvının (aköz sıvı) gözbebeğinden geçmek zorunda kalmaksızın boşalması sağlanır. Bu tedaviye “periferik iridotomi” adı verilir. Genellikle hastaneye yatmaksızın poliklinikte gerçekleştirilen basit bir işlemdir. Bu işlem sırasında göze anestetik damla uygulanır ve bir kontakt lens yerleştirilerek irisin görüntüsü büyütülür. Lazer tedavisi, göz muayenesinde kullanılana benzeyen bir yarık lambalı biyomikroskopla uygulanır. Etkilenmeyen gözde de akut atak gelişmesini önlemek için, bu göze de lazer tedavisi uygulanabilir.

Erken tanı konulur ve erken tedavi edilirse akut açı kapanması glokomu görmede, göz sinirinde ya da görme alanlarında önemli bir hasara neden olmaz. Genellikle yukarıda tanımlanan lazer tedavisi yeni atakları önler. Yalnızca göz tansiyonu yeniden yükselen az sayıdaki hastada başka tedavilere gerek duyulur. Bu tedaviler genellikle kronik açık açılı glokomdakine benzer cerrahi işlemlerdir.
 
ARABA KULLANMA VE GLOKOM

İngiltere’de araba kullanmak için gereken yasal koşullara göre, görme alanları esas olarak normal olmalıdır. Görme alanı glokom türlerinden biri nedeniyle hasar gören kişi yasal sınırların altına düşebilir, dolayısıyla sürücü belgesi ve sigortası geçersiz olabilir; araba kullanan ve glokom gelişen herkesin Swansea’deki Sürücü Ehliyeti ve Araç Ruhsatı Ajansı’na (Driver and Vehic-le Licensing Agency, DVLA) bilgi vermesi gerekir. Bu kurum o kişinin göz doktorundan ya da optometristinden görme işlevlerini araba kullanma açısından değerlendirmesi istenecek ve bu sonuca göre bir öneride bulunacaktır.


Akut glokom tedavisinde periferik iridotomiden yararlanılır. Lazerle irisin kenar bölümünde bir delik açılarak aköz sıvının bu delikten boşalması sağlanır.

ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Glokomda optik sinirinizde hasar oluşur ve genellikle göz tansiyonu yükselir.
  • Açık açılı (kronik) glokom yavaş gelişir ve çok az belirti verir; ileri yaşlarda ve aile öyküsünde glokom olan kişilerde daha çok görülür.
  • Açık açılı glokom göz damlalarıyla, haplarla ya da bunlar işe yaramazsa ameliyatla tedavi edilir.
  • Açı kapanması glokomu (akut glokom) aniden başlar ve ağrılıdır; acil bir tıbbi durum olarak tedavi edilir.
  • Açı kapanması glokomu önce göz damlalarıyla ve damar içine uygulanan ilaçlarla, daha sonra da gelecekteki atakları önlemek için lazerle tedavi edilir.


www.saglikpark.com
sitesinden 17.04.2024 00:32:15 tarihinde yazdırılmıştır.