Hipertansiyon nasıl araştırılır?17.01.2008 11:55:23

Kan basıncı düzeyleri yüksek olan kişilerde daha ileri testler ve araştırmalar yapılmalıdır.

Kan basıncı düzeyleri yüksek olan kişilerde daha ileri testler ve araştırmalar yapılmalıdır. Bunun zorunlu görülmesinin üç temel nedeni vardır:
 
1.   Kolesterol düzeyinizi kontrol etmek için: hipertansiyonun yanında kan kolesterol düzeyleriniz de yüksekse, kalp hastalığı ve inme gelişme riskiniz (kardiyovasküler risk) de buna paralel şekilde yüksektir ve hem kan basıncı hem de kolesterol düzeylerinizi normale döndürmek için tedaviye gereksiniminiz vardır.
 
2.   Altta yatan ciddi hastalıkları araştırmak: bazen hipertansiyona kimi böbrek hastalıkları ve böbreküstü bezindeki çok nadir bazı hastalıklar yol açabilmektedir.
 
3.   Kalp ve böbrek hasarını araştırmak için: uzun süre tedavi edilmeyen hipertansiyonda böyle bir hasar gelişebilmektedir; bu nedenle böbrek işlevlerini ölçmek üzere kan testleri yapılır ve kalpte büyüme olup olmadığını değerlendirmek için elektrokardiyogram (EKG) çekilir.

Doktorunuz göğsünüzü dinler.
Doktorunuz karnınızı muayene eder.
Doktorunuz ayak bileklerinizi muayene eder.
Küçük bir kan örneği alınabilir.
Doktorunuz retinanıza bakabilir.

 

Daha sonra doktorunuz kalbinizi, akciğerlerinizi, karnınızı ve bacaklarınızdaki nabızları kontrol eder. Böylece hipertansiyonun kalp ya da böbrekleri etkileyip etkilemediği bir ölçüde anlaşılabilir. Kalp yetersizliği adı verilen kalp hastalığı, akciğerlerde sıvı birikmesine yol açan ve bir dinleme aletiyle duyulabilen sıvı tutulmasıyla sonuçlanabilir. Bu durum ayrıca, kalbin sol tarafında genişlemeye de neden olabilir ve doktor bunu da saptayabilir. Böbreklerde zedelenme yalnızca idrar ve kan testleriyle belirlenebilir.

Hipertansiyonunuz çok ağırsa doktorunuz büyük bir olasılıkla oftalmoskop adlı aletle, çok küçük kan damarlarını değerlendirmenin mümkün olduğu gözdibinizi (retina) inceleyecektir. Hafif hipertansiyonda bu damarlarda yalnızca önemsiz değişiklikler olurken, çok ağır hipertansiyonda retinada kanamalar ve “atılmış pamuk manzarası” denen hasar alanları olabilir.

Koşu bandı kullanılarak egzersiz EKG’si ölçümü.
 
Klinik muayeneden sonra büyük bir olasılıkla test için az miktarda idrar vermeniz istenecektir. İdrarda şeker saptanırsa, sizde şeker hastalığı (diyabet) bulunma olasılığı güçlenir. İdrarda proteinin saptanması ise, herhangi bir böbrek hastalığı olabileceği anlamına gelir. Kolesterolünüzü ölçmek ve böbrek fonksiyonlarınızı değerlendirmek için kan testleri yapılır. Böbrekler düzgün çalışmıyorsa kanda üre ve kreatinin düzeyleri yükselmeye başlar. Ayrıca kanda sodyum ve potasyum düzeyleri de ölçülür. Bunlar, hipertansiyonlu kişilerde böbreküstü bezinde küçük, selim bir tümörün varlığı nedeniyle vücutlarında sodyum biriktiği için anormaldir; bu duruma Conn sendromu adı verilir.

Alışılmış bir diğer inceleme de, kalpteki elektriksel aktiviteyi kaydeden EKG’dir. EKG iki nedenle alınır. Birincisi, kalbin büyüklüğüne ilişkin dolaylı bilgi verir. Kan basıncı çok yüksek olduğunda, artan yükle başa çıkabilmek için kalp büyür ve bu da EKG’de voltajların artmasına neden olur. Bu duruma sol ventrikül hipertrofisi (LVH) adı verilir ve çok önemlidir. Birisinde LVH saptandığında kan basıncını düşürme tedavisi daha da acil önem taşımaya başlar çünkü bu, artan basınca karşı tüm vücuda kan pompalamaya çabalayan kalp kasının büyük bir gerilim altında olduğunu gösterir.

EKG almanın ikinci nedeni ise, kalp kasını besleyen koroner arterlerde daralma ya da tıkanma olduğunu düşündüren değişikliklerin görülebilmesidir. Bu duruma “iskemi” adı verilir ve herhangi bir zorlayıcı hareket sırasında göğüs ağrısı (anjina) gelişen bazı kişilerde görülür. Sizde hiçbir zaman anjina belirtisi görülmemiş olsa ve herhangi bir zamanda kalp krizi geçirdiğinizi düşünmeniz için bir neden bulunmasa bile, iskemik değişiklik belirtileri görülebilir ve bunlar önemlidir.

Bütün bunlar hemen her hipertansiyonlu kişide yapılması gereken olağan araştırmalardır. Genellikle hastane polikliniklerinde yapılan daha ayrıntılı incelemeler ise, ancak hipertansiyonunuz çok ağırsa ya da doktorunuz kan basıncı sorununuza başka bazı durumların yol açtığından kuşkulanıyorsa yapılır.

Hipertansiyonlu kişilerin yüzde iki ya da üçünde kan basıncının yükselmesine altta yatan bir hastalık yol açar. Bunlar böbrek ve böbreküstü bezi hastalıklarıdır. Bu durumda büyük bir olasılıkla bir uzmana gönderilirsiniz. Hastaların diğer bir yüzde üç ya da dördünde, daha ayrıntılı araştırmalar ve yüksek tansiyon tedavisinde uzmanlaşmış bir doktorun ilgilenmesini gerektiren çok ağır hipertansiyon vardır.

Hipertansiyonlu kişilerin büyük bir çoğunluğu herhangi bir nedenle hastaneye gitmez ve gitmesi de gerekmez; bu kişilerin kendi doktorları tarafından izlenmesi yeterlidir. Bir hastane ya da polikliniğe sevk edilip edilmemeniz bağlı olduğunuz doktorun bu konudaki görüşüne bağlıdır. Bazıları komplikasyonlu vakaları hastaneye gönderir, bazılarıysa ileri inceleme gerektiren hastaları bir iki kez tam bir değerlendirme için hastaneye gönderdikten sonra kendileri izler.
 
HASTANE VE HİPERTANSİYON KLİNİKLERİ
Hipertansiyonlu hastaların yalnızca küçük bir bölümü, dahiliye servislerine ya da hipertansiyon kliniklerine gitmek zorundadır. Aşağıda açıklanacağı gibi, bunlar genellikle kalp hastalığı ya da böbrek hastalığı gibi komplikasyonlarla ilişkili hipertansiyonu olan ya da kan basıncının kontrol altına alınmasında güçlükle karşılaşılan ya da doktorun hipertansiyona neden olan başka bir hastalık bulunduğundan kuşkulandığı hastalar olacaktır.

Hipertansiyona neden olan başka bir hastalık kuşkusu idrarda protein bulunmasına ya da böbrek işlevlerinde bozulmayı gösteren anormal kan testi sonuçlarına dayandırılacaktır. Ayrıca, kanda potasyum düzeylerinin düşük olması, böbreküstü bezlerinde bir hastalık bulunma olasılığını artırır. Ayrıca kan basıncınız dakikadan dakikaya, saatten saate, hatta günden güne büyük değişkenlik gösteriyorsa yine bir dahiliye servisine ya da hipertansiyon kliniğine sevk edilebilirsiniz. Feokromositoma adı verilen ve böbreküstü bezindeki bir tümörden aralıklı olarak adrenalin ve noradrenalin salgılanmasının yol açtığı son derece nadir görülen bir hastalık da bulunabilir.

Bir hipertansiyon kliniğine ya da dahiliye servisine gittiğinizde, sadece anormalliği kesinleştirmek için, doktorunuzun yaptırmış olduğu kan testlerinin bir kısmı tekrar yapılabilir. Hipertansiyonun aldosteron adlı bir hormonun aşırı salgılanmasından kaynaklandığı ve Conn sendromu denilen hastalıktan kuşkulanılırsa, hastane doktoru kanınızda bu hormonun düzeyini ölçtürmek isteyebilir.

Herhangi bir böbrek hastalığı bulunup bulunmadığının belirlenmesinde, böbreklerin boyut ve şeklini incelenmek için genellikle ultrason taraması yapılır. Bu test rahat ve güvenli olduğundan, ağır hipertansiyonlu hastalarda giderek alışılmış bir inceleme halini almaktadır. Vücudunuzda 24 saatlik adrenalin ve noradrenalin çıkışını ölçebilmek için 24 saat süreyle idrar toplamanız istenebilir (endişe etmeyin, idrar şişelerini hastane sağlar). Yüksek düzeyler, sizde feokromositoma bulunduğunu gösterebilir (yukarıya bakınız).

Hastane doktoru, kalp için bir tür ultrason taraması olan ekokardiyogram yardımıyla kalbinizin büyüklüğünü ölçebilir. Sıklıkla kan basınçları tedaviye biraz direnç gösterdiği için insanlar hastane ya da hipertansiyon kliniğine sevk edilir ve hastane doktoru daha iyi bir kan basıncı kontrolü sağlayabilmek için ilaç kombinasyonları ve formülasyonlarını değiştirebilir.

Ekokardiyografide kalbin görüntüsünü elde etmek için ses dalgalarından yararlanılır.
 
Kan basıncınız kontrol altına alındıktan ve gereken incelemeler yapıldıktan sonra, artık doktorunuza geri dönecek ve hastaneye ancak yeniden bir sorun ortaya çıktığında gideceksiniz. Kan basıncı yüksek olan herkese basit bir idrar tahlili yapılmalıdır; küçük bir kan örneği alınır ve genellikle EKG çekilir.

Kilonuz ölçülür ve gerektiğinde nasıl kilo vereceğiniz konusunda tavsiyede bulunulur; kilo vermeniz kan basıncınızı düşürmeye yardım edebilir.
 
ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Hipertansiyon tanısı konulan bütün hastalarda tam idrar tahlili, kan tahlili ve EKG incelemeleri yapılmalıdır.
  • Hastaların yalnızca küçük bir kısmının, ileri inceleme için dahiliye servislerine ya da hipertansiyon kliniklerine sevk edilmesine gerek vardır.

 

 


www.saglikpark.com
sitesinden 28.03.2024 20:49:45 tarihinde yazdırılmıştır.