HYT'nin riskleri07.12.2008 17:45:02

HYT pek çok yarar sağlayabilir, ancak bazı kadınlar için kabul edilemez potansiyel riskler taşır. HYT'nin sizin için uygun olup olmadığına karar verirken, riskler ve yararlar arasındaki dengeyi dikkate almalısınız.

HYT pek çok yarar sağlayabilir, ancak bazı kadınlar için kabul edilemez potansiyel riskler taşır. HYT'nin sizin için uygun olup olmadığına karar verirken, riskler ve yararlar arasındaki dengeyi dikkate almalısınız.

Belirlenmiş başlıca potansiyel riskler meme kanseri, toplardamarlarda (venöz tromboz) ve atardamarlarda (kalp krizi ve inme) kan pıhtısı ve rahim kanseridir (endometriyum kanseri), ancak bu sonuncusu progestojen eklenmesiyle önlenebilir. Bu risklerin anlaşılması ve gözden kaçırılmaması önemlidir. HYT kullanan birçok kadın bu sorunların hiçbirini hormonu kullanmanın doğrudan bir sonucu olarak yaşamaz. Dahası, bu sorunlarla iligili başka risk faktörleri HYT'den çok daha önemlidir; özellikle sigara kullanmak ve fazla kilolu olmak.

MEME KANSERİ

Erken menopoz yüzünden HYT'ye 50 yaşından önce başlayan kadınlarda meme kanseri riski artmaz. Bu da, meme kanserine yol açan önemli faktörün östrojene yaşam boyu maruz kalma süresi olduğunu gösterir.

Dolayısıyla doğal menopoza geç giren ya da hormon yerine koyma tedavisini 50 yaşından sonra da kullanan kadınlarda meme kanseri gelişme riski, daha olağan bir zamanda (51) menopoza giren kadınlara göre daha yüksektir; çünkü yaşam boyu östrojene maruz kalma süreleri daha uzun olacaktır. HYT kesildikten sonra meme kanseri riski yavaş yavaş hiç HYT kullanmamış kadınlarla aynı düzeye iner. HYT kesildikten 5 yıl sonra, HYT kullanmış ve kullanmamış kadınlar arasında risk açısından bir fark yoktur.

Meme kanseri, HYT kullanmamış olsa bile ileriki yıllarda kadınlarda sık görülür. Yaklaşık her 15 yaşlı kadından birinde (1000'de 67), 70 yaşına gelmeden önce meme kanseri gelişecektir. Çalışmalar, menopozdan sonra başlanan HYT'nin meme kanseri riskini artırması için en az 5 yıl kullanılması gerektiğini gösteriyor.

Yeni çalışmalar meme kanseri riskinin, rahmi alınmamış (histerektomi) kadınlar için gerekli olan östorojen/progestojen bileşimiyle yapılan hormon yerine koyma tedavisiyle bağlantılı olduğunu, sadece östrojen içeren HYT'nin ise riski artırmadığını düşündürüyor. Örneğin, 1993-1998 yılları arasında yapılan WHI çalışması, 50-79 yaş arasında olup HYT kullanmayan her 10 000 kadında her yıl yaklaşık 30 meme kanseri vakası görüldüğünü ortaya koydu. Buna karşılık, HYT kullanan her 10 000 kadında;

  • Medroksiprogesteron asetatla birlikte, konjüge at östrojeni (östrojen ile progestojenin birlikte uygulandığı HYT) kullanan kadınlarda, her yıl yaklaşık 8 fazladan meme kanseri vakası,
  • Konjüge at östrojeni (sadece östrojen içeren HYT) kullanan kadınlarda, her yıl yaklaşık 7 daha az meme kanseri vakası görüldü.
  • Artık birçok kadına çalışmalarda kullanılan HYT'nin daha farklı türleri verildiğinden, bulguların bu yeni HYT tipleri için de geçerli olup olmadığını bilmiyoruz. O zamandan bu yana kullanıma doğal östradiyol girdi ve yaygın olarak kullanılıyor. Ayrıca, giderek daha fazla sayıda kadına, yüksek dozlardaki tabletlerle aynı etkiyi sağlayan daha küçük dozların verilmesini olanaklı kılan ve deri bandı ve jel gibi ağız dışı yollarla alınan hormon yerine koyma tedavisi veriliyor. Tablet yutulduğunda, hormonlar sindirim sisteminden emilir ve kana karışmadan önce karaciğerden geçmeleri gerekir. Bir kez kana karıştıktan sonra da tüm vücuda dağılabilirler. Ne var ki, hormonlar karaciğerde parçalanır ve aslında yutulan hormon dozunun tümü kana karışmaz. Buna karşılık, deri bantları ve jeller hormonların doğrudan deriden kana geçmesini sağlar. Bu sonuçlar ışığında, histerektomi geçirmemiş kadınlar sadece östrojen içeren HYT kullanmayı uygun bulabilirler. Ancak unutulmamalıdır ki, progestojen, endometriyum kanserine karşı korunmak için gereklidir.

Öyle görünüyor ki, meme kanserine yakalanma riski östrojen ve progestojene maruz kalınan yıl sayısı ile ilgilidir. Adetlerin erken, yani 12 yaşından önce başlaması ile meme kanseri riskinin iki kat artması arasında ilişki vardır.

MEME KANSERİNDE HYT DIŞI RİSK FAKTÖRLERİ
  • Aile öyküsü
  • ilk çocuğu ileri yaşta doğurma
  • Geç menopoz
  • Erken âdet görme (ilk âdet görülen yaş)
  • Menopoz sonrası obezite (şişmanlık)
  • Alkol (günde 2-3 birimden fazla)

Erken menopoza giren kadınların meme kanserine yakalanma riski daha düşük olacaktır. Bu kadınların meme kanserine yakalanma riski tipik olarak %50 daha az olabilir, ancak kalp hastalığı ve osteoporoz riskleri çok daha fazladır.

Normal süreli ilk gebeliği 30 yaşından sonra gerçekleşen kadınlarda, meme kanseri riski bu yaştan önce çocuk sahibi olan kadınlara göre %50 daha fazladır.

Emzirmenin meme kanserine karşı koruyucu etkisinin rolü çok açık olmamakla birlikte, bunun doğru olabileceğini düşündüren bazı kanıtlar vardır.
Vücut kütle indeksi (VKİ) 30'un üzerinde olan kadınlarda da meme kanserine yakalanma riski, 25 veya daha az olan normal VKİ'li kadınlara göre %50 artar.

Güncel tıbbi araştırmalar, kalıtımsal bir meme kanseri riskinin olabileceğini düşündürüyor. Yakın bir akrabada meme kanserine ilişkin aile öyküsü genellikle daha yüksek bir kişisel riski gösterir, ancak HYT kullanımının bu riski daha da artırdığını gösteren bir kanıt yoktur. Ancak, yüksek bir meme kanseri riski taşıyorsanız, osteoporoz riskiniz düşükse ve menopoz belirtileri çok azsa HYT kullanmanın çok az yararı vardır. Ateş basması ve terlemeler fazlaysa ve meme kanserine ilişkin risk faktörleri bulunmuyorsa HYT sizin için doğru bir seçim olabilir.

Meme kanseri tedavisi gören kadınlar için HYT
Meme kanseri tedavisinden kaynaklanan ağır ateş basması ve terlemelere karşı HYT'nin etkili bir seçenek olduğu giderek daha çok kabul edilse bile kullanımı tartışmalı, çalışma sonuçlan çelişkilidir. Ne var ki, bu koşullarda HYT kullanma deneyimi çok fazla olan doktorların bulunduğu birkaç uzman meme kanseri merkezinde hormon yerine koyma tedavisi uygulanıyor. Meme kanseri tedavisi gören kadınlarda menopoz belirtilerini hafifleten alternatif yaklaşımlar arasında vajina kuruluğunu gideren vajinal östrojen (kremler, fitiller, tabletler ve halkalar) yer alır. Ateş basmaları ve terlemeler için seçici serotonin geri alım inhibitörleri (bir grup antidepresan) gibi hormonal olmayan tedaviler etkili olabilir.


Derin ven trombozu genellikle bacaktaki bir toplardamarda, kan pıhtısı oluşması durumudur. Pıhtının kalbe taşınması ve vücudun başka bir yerinde, örneğin akciğerleri besleyen bir kan damarında yerleşmesi riski vardır ki bu durum ölümcül olabilir.

TOPLARDAMARDA PIHTI (VENÖZ TROMBOZ)

İlerleyen yaş, venöz tromboz (toplardamarlarda kan pıhtısı oluşması) için en önemli risktir. Ancak, araştırmalar HYT kullanan kadınlarda özellikle ilk yılda venöz tromboz gelişme olasılığının, aynı yaşta olup HYT kullanmayanlara göre daha fazla olduğunu düşündürüyor. HYT kullanmamış 50'li yaşlardaki her 1000 kadından yaklaşık 3'ünde ve aynı yaşta olup HYT kullanan her 1000 kadından 7'sinde 5 yıllık bir dönemde venöz tromboz gelişmesi olasıdır.

60'lı yaşlarına ulaştıklarında HYT kullanmayan kadınlarda risk, 5 yıllık bir dönemde 1000'de 8'e ve HYT alan kadınlarda 1000'de 17'ye yükselir. Ancak, yayımlanan veriler, tabletlerle karşılaştırıldığında deri bandı ve jel gibi ağızdan alınmayan HYT'nin, venöz tromboz riskini artırma olasılığının daha az olduğunu düşündürüyor.

Venöz tromboz için birden çok risk faktörünüz varsa en iyisi HYT'den uzak durmanızdır. Önemli bir ameliyat geçirmişsenizve bir süreliğine yatacaksanız, olasılıkla size pıhtılaşmayı önleyici ilaçlar verilecektir. Bazı doktorlar, önemli bir ameliyattan 4-6 hafta önce HYT'nin kesilmesini öneriyor. Genellikle HYT kullanmaya tamamen hareketli hale geldiğinizde başlayabilirsiniz.

Siz veya yakın bir akrabanız, 45 yaşına gelmeden açıklanamayan bir venöz tromboz geçirmişse, HYT kullanmadan önce kandaki pıhtılaşmayı kontrol etmek üzere bir kan testi yaptırmalısınız. Bu test, venöz tromboz için genetik risk faktörü (en sık görüleni "faktör V Leiden") taşıyan kadınları belirleyebilir. Bu genetik durum İngiltere'de nüfusun yaklaşık %5'ini etkiliyor ve kanın pıhtılaşma eğilimini artırıyor. "Faktör V Leiden" genini taşıyan insanlarda tromboz (pıhtı) oluşma riski nüfusun geri kalanına göre 5 kat daha fazladır.

VENÖZ TROMBOZ İÇİN HYT DIŞI RİSK FAKTÖRLERİ
  • Ağır varisli damarlar
  • Obezite (şişmanlık)
  • İleri yaş
  • Hareketsizlik
  • Şeker hastalığı
  • Yüksek kan basıncı


KALP KRİZİ VE İNME

Bir kadının menopozdan önce kalp krizi veya inme geçirmesi oldukça enderdir; menopoz sonrası kadınlarda görülme sıklığı artmaya Günümüzde, kalp hastalıkları kadınlarda önde gelen erken ölüm nedeni olarak herhangi bir kanser tipinden daha önemli görülüyor. Menopoz sonrası kadınların %20'si inme riski altındadır. Bunların %8'i ölümle sonuçlanabilir. Benzer şekilde, menopoz sonrası kadınlarda yaşamlarının herhangi bir döneminde damarlarla ilgili kalp hastalıkları gelişmeolasılığı %46'dırve bunların üçte biri ölümle sonuçlanabilir.


En sık görülen inme nedeni, beyni besleyen bir kan damarının bir kan pıhtısıyla tıkanması durumunda oluşan trombozdur. ikinci en sık neden beyin kanamasıdır ve iki tipi vardır; her iki tipte de kafa içindeki bir kan damarı patlar.

50'li yaşlarda olup HYT kullanmayan her 1000 kadından yaklaşık 3'ünün, herhangi bir 5 yıllık dönemde inme geçirmesi beklenebilir. Beş yıl boyunca HYT kullanan aynı yaştaki kadınlarda bu rakam 1 000'de 4'e yükselir. Risk de yaşla birlikte artar, dolayısıyla 6O'lı yaşlarda HYT kullanmayanlarda risk herhangi bir 5 yıllık dönemde 1 000'de 11, HYT kullanan aynı yaştaki kadınlarda ise 1 000'de 15'tir.

Şimdiye kadar, HYT'nin hep kalp krizi ve inmelere karşı koruduğu düşünülmüştü. Bu, HYT kullananlarla kullanmayanların kaşılaştırıldığı gözlemsel çalışmalara dayanıyordu. WHI çalışmasında, östrojen ve medroksiprogesteron asetat bileşimi kullanan menopoz sonrası kadınlar ile aktif olmayan ilaç (plasebo) kullanan kadınlar karşılaştırıldı. Sonuçlar, kalp hastalığı riskinin kullanımın ilk yılında arttığını düşündürüyordu. Ancak çalışmada, HYT'ye başlayan kadınların yaş ortalaması 63'tü; bu, birçoğu yaklaşık 50'li yaşlarda HYT kullanmaya başlamış kadınları inceleyen gözlemsel çalışmalardaki yaş ortalamasından daha yüksekti. WHI çalışması ayrıca, HYT'ye devam edildiğinde kalp hastaiağı riskinde azalma yönünde önemli bir eğilim olduğunu da gösterdi, yani HYT'ye devam etmek kalp hastalığı riskini azalttı.

Ayrıca, WHI çalışmasındaki kadınların yaşı dikkate alındığında, çalışmaya başladıklarında 50-59 yaşlarında olan kadınların kalp hastalığı riskinde aslında %50 azalma oldu. Bu bulgular, östrojenin kan pıhtılaşmasını artırarak inme ve kalp krizi riskini artırdığı, ancak uzun vadede kan damarlarında ateroskleroz (damar sertliği) oluşumunu engelleyerek inme ve kalp krizi riskini azalttığı gerçeğiyle açıklanabilir.

Eğer HYT'ye vücudunda östrojen bulunmasına alışmış kadınlarda başlanırsa (50 yaş civarında başlayan kadınlarda olduğu gibi), östrojenin pıhtılaşmayı artırıcı etkisine karşı daha az duyarlı olacaklar ve uzun vadede ateroskleroza karşı koruyucu etkisinden yararlanabileceklerdir. Östrojen yetersizliğinin başlamasından yıllar sonra HYT'ye başlayan yaşlı kadınlarda zaten ateroskleroz gelişmiş olacaktır. Ayrıca ileri yaş grubundaki bu kişiler, östrojenin pıhtılaşmayı artırıcı etkisine karşı olasılıkla daha duyarlı olacaklardır.

Henüz değişik etkileri olabilecek diğer HYT tiplerine ilişkin veri yoktur. Gereken, 45-56 yaş arasındaki kadınların kullandığı farklı HYT tiplerine yönelik bir çalışmadır. Ancak bu tip çalışmalar yapılmadan, bir kalp krizi geçirmiş kadınlarda başka kalp krizlerini önlemek için HYT'ye başlanmamalıdır.

ATEROSKLEROZ SURECİ
Ateroskleroz, aterom ve damar sertliği, tümü de aynı şeydir; atardamarların tıkanmasına ya da zayıflamasına yol açan bir süreç.

 

KALP HASTALIĞI İÇİN HYT DIŞI RİSK FAKTÖRLERİ
  • Yüksek kan basıncı
  • Yüksek kolesterol
  • Sigara içme
  • Önceki kalp krizi ya da inme
  • Düzensiz kalp atışı (atriyal Şbrilasyon)
  • Şeker hastalığı
  • Obezite
  • Kişilik özellikleri: Yarışmacı ve kolayca strese girebilen kişilerde kalp hastalığı gelişme olasılığı, yaşamı daha hafife alanlara göre çok daha yüksektir.


Eğer geçmişte angina, kalp krizi veya inme geçirdiyseniz, doktorunuzla görüşüp HYT'nin sizinle ilgili olası yarar ve risklerini tartışın. Ancak ilk kez kalp krizi veya inme geçirdiğinizde zaten HYT alıyorsanız, muhtemelen tedaviyi kesmeniz için hiçbir neden yoktur; çünkü tedaviye devam etmek uzun vadede olayın yineleme riskini azaltabilir.

RAHİM KANSERİ

Her yıl, 50 yaşın üzerinde olup HYT kullanmayan 100 000 kadından yaklaşık 8'inde, endometriyum kanseri gelişir. Beş yıl boyunca progestojen ile karşılanmayan, sadece östrojen içeren hormon yerine koyma tedavisi gören kadınlarda risk 6 kat artar. Araştırmalardaki bir gelişme, progestojen ekleyerek östrojeni karşılamanın bu riski azalttığını gösterdi. Östrojen/progestojen bileşimiyle hormon yerine koyma tedavisinde endometriyum kanseri riski, HYT kullanmayanlarla en azından aynıdır, hatta daha az bile olabilir.

YUMURTALIK KANSERİ

Öyle görünüyor ki, 5 yılı aşkın bir süre sadece östrojen içeren HYT kullanan kadınlarda yumurtalık kanseri riskinde ufak bir artış vardır. Elli-altmış dokuz yaşında olup HYT kullanmayanlarda altta yatan risk her 1000 kadında 9'ken bu rakam 5 yıl boyunca sadece östrojen içeren HYT kullandıktan sonra 1000'de 10'ave 10 yıl boyunca HYT kullandıktan sonra 1000'de 12'ye çıkıyor. Östrojen/progestojen bileşimiyle hormon yerine koyma tedavisinin yumurtalık kanseri üzerindeki uzun süreli etkisi henüz incelenmemiştir.

ÖNEMLİ NOKTALAR
  • HYT kullanımının olası riskleri arasında meme ve rahim kanseri, venöz tromboz ve inme yer alır.
  • Tek başına konjüge at östrojeni kullanımının meme kanserinde artışla bir ilişkisi yok gibi görünmektedir.
  • Medroksiprogesteron asetatla birlikte konjüge at östrojenleri içeren HYT kullanımında meme kanseri riski artar.
  • HYT'yi kestikten sonra meme kanseri riski azalır ve 5 yıl sonra hiç HYT almamışsınız gibi olur.
  • HYT, özellikle ilk 5 yıllık kullanımda venöz tromboz riskini artırır.
  • Menopoz sırasında HYT'ye başlamak uzun vadede kalp hastalığı riskini azaltabilir.
  • HYT kullanımıyla ilişkili olası riskler, sigara içme ya da çok kilolu olmanın yarattığı risklerden daha küçüktür.


www.saglikpark.com
sitesinden 19.04.2024 23:02:53 tarihinde yazdırılmıştır.