Maküla bozukluğu05.12.2008 15:47:47

Maküla bozukluğu 60 yaşın üzerindeki kişilerde en yaygın görme yetersizliği nedenidir. Yalnızca merkezi görmenin etkilenmesi nedeniyle, hiçbir zaman tam görme kaybına yol açmaz. Ancak, vakaların çoğunda tedavisi güçtür ya da mümkün değildir.

Maküla bozukluğu 60 yaşın üzerindeki kişilerde en yaygın görme yetersizliği nedenidir. Yalnızca merkezi görmenin etkilenmesi nedeniyle, hiçbir zaman tam görme kaybına yol açmaz. Ancak, vakaların çoğunda tedavisi güçtür ya da mümkün değildir.

MAKÜLA BOZUKLUĞU NEDİR?

Maküla bozukluğu merkezi görmeyi (okumayla ilgili görmeyi) etkileyen bir göz sorunudur. Retinanın çok gelişmiş bir bölgesini oluşturan ve ışığa duyarlı milyonlarca çomak ve koni hücrelerinden oluşan makülada (sarı nokta) hastalığa bağlı değişmelerle ortaya çıkar. Maküla, retinanın ortasında, gözünüze gelen ışığın çoğunun odak noktasında yer alır. Merkezi görme ile okuma, yazma ve renkleri ayırt etme gibi ayrıntılı görmeden sorumludur. Bu bozuklukta maküladaki çok özel işlevlerden sorumlu hücreler kısmen ya da bütünüyle işlev görmez olur. Maküla bozukluğu genellikle her iki gözü de etkilemekle birlikte, asimetrik bir biçimde bir gözü diğerinden daha fazla etkileme eğilimi taşır.

MAKÜLA BOZUKLUĞU TİPLERİ

Yaşlanmayla ilişkili maküla bozukluğu en yaygın maküla hastalığıdır ve İngiltere’de yaklaşık 500 000 kişide bu sorun vardır. Esas olarak 60 yaşın üzerindeki kişileri etkiler ve ileri yaşlarda daha sık görülür. Maküla distrofisi gibi diğer sorunlar çok daha seyrektir ve daha genç kişilerde görülür.


Maküla bozukluğuna, retinanın en gelişmiş bölümü olan ve ışığa duyarlı milyonlarca koni ve çomak hücrelerinden oluşan makülada hastalığa bağlı değişiklikler neden olur.

Maküla bozukluğuna, retinanın en gelişmiş bölümü olan ve ışığa duyarlı milyonlarca koni ve çomak hücrelerinden oluşan makülada hastalığa bağlı değişiklikler neden olur.
 
Yaşa bağlı maküla bozukluğu
Yaşa bağlı maküla bozukluğunu başlıca iki tipe ayırmak mümkündür: “kuru tip” ve “yaş tip”. Tedavi edilemeyen kuru tip genellikle daha yavaş başlar. Neden, makülada merkezi görmeyi denetleyen hassas hücrelerin giderek işlevini yitirmesidir. Hastalığın yaş tipinden daha sık görülen bu tipte makülada sızıntı ya da kanama yoktur, bu yüzden “kuru” tip olarak adlandırılır.
 
Yaşa bağlı kuru tipte maküla bozukluğunda retinada yer alan ve büyük önem taşıyan destek hücreleri (retina pigment epiteli hücreleri/RPE hücreleri) işlev görememeye başlayarak ölür ve yer yer dumura uğramış alanlar (eskimiş halı gibi) ve aralarındaki pigment birikimiyle tipik bir görünüm oluşturur. Retina pigment epiteli hücreleri ölürken, buna retinadaki alıcı hücrelerin (çomaklar ve koniler) kaybı da eşlik eder ve sonuçta makülaya bağlı merkezi görme işlevinde azalma olur.

Yaş tipte (vakaların %20’den azında görülür) görme çok daha hızlı etkilenir ve bazen birkaç gün içinde ileri derecede merkezi görme kaybı gelişir. Buna yol açan, retinanın en derin tabakasında (genellikle maküla bölgesinde) yaşa bağlı anormal kan damarları oluşumudur. Bu anormal kan damarları “koroidal neovasküler membran” adı verilen bir zar oluşturur. Bu damarlarda sızıntı olabilir ve makülada sıvı birikerek merkezi görmeyi etkiler. Ayrıca yeni oluşan bu damarlar hassastır ve kanayarak yara dokusu oluşmasına yol açar. Maküla bozukluğunun yaş tipi “disk tipi malükopati” ya da “subretinal neovasküler membran” olarak da bilinir. Bazen bu tip kan damarları lazerle yok edilip kapatılarak tedavi edilebiliyor.

Yaşa bağlı maküla bozukluğunun nedeni tam olarak bilinmiyor. Bu sorunun uzmanlaşmış maküla hücrelerinin genetik “saatiyle” ilişkili olduğu, normal işlev görmemeye başlayıp sonunda öldükleri sanılıyor. Genellikle kuru tip, yaş tipten önce gelişir ve çoğu zaman iki tip birlikte var olabilir, ancak yaş tip daha seyrek görülür.

Altmış yaşın üzerindeki kişilerin gözlerinde sıklıkla makülada yaşla ilişkili değişiklikler görülür. Bu değişiklikler görmenin normal olduğu kişilerde sıklıkla görülür ve makülada görmeyi azaltan değişikliklere yol açmaz. Makülada en sık saptanan yaşla ilişkili bulgu retinada “drusen” adı verilen sarımsı beyaz lekelerdir. Bunlar, retinanın en alt tabakasında (Bruch zarı) retina metabolizmasının yıkım ürünlerinin birikmesine bağlıdır ve retina pigment epitel hücrelerinin işlev bozukluğuyla ilişkilidir. Drusen, görünümlerine göre ikiye ayrılır: yuvarlak ve diğer tiplerden daha az belirgin olan “yumuşak drusen” ve parıltılı bir görünümü olan “sert drusen”. Drusen tek başına görmeyi etkilemez, ancak yukarıda tanımlanan kuru ya da yaş maküla bozukluğu gelişiminin öncülü olabilir. Bu gibi vakalarda sert drusenden çok, yumuşak drusen olasılığı vardır. Bu hastalarda ayrıntılı tanı uzmanlık gerektirir ve bir göz uzmanı tarafından muayene edilmeyi gerektirir.

Yaşa bağlı maküla bozukluğu bazı ailelerde daha sık görülebiliyor, ancak kalıtım biçimi tam olarak belirlenmedi ve hastaların çoğunun aile öyküsünde bu soruna rastlanmıyor. Sigara içmenin yatkınlık oluşturduğu belirlendiğinden, maküla bozukluğu riski taşıyan kişilerin sigara içmemesi gerekiyor. A, C ve E vitamini ve çinko eksikliğinin maküla bozukluğuna katkıda bulunabileceğini gösteren bazı kanıtlar da vardır.

Maküla distrofileri
Maküla distrofileri yaşa bağlı maküla bozukluğundan çok daha seyrektir ve genellikle daha genç kişileri etkiler. Bunlar, maküladaki uzmanlaşmış hücrelerin normal çalışmamasıyla gelişir. Maküla distrofilerinin çoğu kalıtsal ya da doğumsaldır ve bu tiplerde işlev bozukluğunun hücrelerin genetik yapısındaki kusurlara bağlı olduğu sanılıyor.

Diğer maküla hastalığı nedenleri
Travmalar (genellikle doğrudan göze gelen darbeler) maküla hasarına neden olabilir ve o anda ya da yaşamın daha ileri evrelerinde makülada bozulmayla sonuçlanan değişikliklere neden olabilir.

Bazı ilaçların maküla hasarına neden olabileceği ileri sürülmüştür, ancak bu genellikle çok yüksek dozlar için geçerlidir. Bunlar arasında klorpromazin gibi sinir ilaçları, sıtmanın önlenmesinde ve tedavisinde kullanılan klorokin gibi ilaçlar, meme kanserinde kullanılan tamoksifen ve romatoid artrit tedavisinde kullanılan hidroksiklorokin ve klorokin gibi ilaçlar vardır. Kullandığınız ilaçların maküla bozukluğuna neden olmasından ya da maküla bozukluğunuzu ağırlaştırmasından endişe ediyorsanız, prospektüslerini okuyun. Olası yan etkiler arasında maküla bozukluğundan söz ediliyorsa, doktorunuzun görüşünü alın.

Miyopluk (uzağı görememe) maküla bozukluğu gelişmesine yatkınlık oluşturabilir; bu durumda hastalık ileri yaşlarda başlar, ancak “yaşla bağlantılı” maküla bozukluğundan daha erken evrelerde ortaya çıkabilir. Bu sorunun oluş mekanizması tam olarak bilinmiyor.

YAŞA BAĞLI MAKÜLA BOZUKLUĞU

Kimlerde görülür?
İnsanlar yaşlandıkça yaşa bağlı maküla bozukluğu giderek daha sık görülür. Birçok kişide makülada yaşlanma belirtileri vardır, ama görme iyi olmaya devam eder. Kadınlar ve erkeklerde eşit sıklıkta görülür; ırklar ve coğrafi kökenler açısından herhangi bir farklılık olduğu sanılmıyor. Yaşa bağlı maküla bozukluğu kataraktla ve/veya glokomla birlikte görülebilir, ancak bunlar maküla hastalığının gelişmesine ortam hazırlamaz.

Belirtiler
Erken evrelerde görüntünün bulanıklaştığını ya da eğrildiğini fark edebilirsiniz (örneğin düz çizgiler kıvrımlı görünebilir); ayrıca görüntünün boyutları da değişmiştir ve nesneler diğer gözle olduğundan daha küçük ya da daha büyük görünebilir. Okumanın da güçleştiğini fark edebilir, bazı harfleri ya da kelimeleri görmeyebilirsiniz.

Yalnızca bir göz etkilendiyse, bu erken belirtileri fark etmeyebilirsiniz. Bununla birlikte, daha sonra görme daha da bozulur ve görüntünün ortasında beyaz bir nokta ya da karanlık bir bölge oluşmaya başlar, kişi yüzleri tanımakta zorlanır ve okuma daha da güçleşir. Araba kullanmak mümkün olmayabilir. Maküla bozukluğu bulunan kişilerin bir bölümü sabah uyanınca görüntünün ortasında karanlık bir bölge olduğunu fark eder, ama yaklaşık yarım saat içinde bu giderek yok olur. Fark edilebilir düzeyde olmasa da renkleri ayırt etme etkilenebilir. Gözler parlak ışığa hassaslaşabilir ve sorun ilerlerse ışık çakmaları ya da sıradışı görüntüler görülebilir. Özellikle aydınlatmanın zayıf olduğu ortamlarda ayrıntılı merkezi görme güçleşebilir. Zamanla merkezi görme kaybedilebilir, ancak periferik (yanlardan) görme korunduğu için tek başına maküla bozukluğu bulunan kişilerde hiçbir zaman tam görme kaybı gelişmez. Dolayısıyla, maküla bozukluğu olan kişilerin hemen hepsi yardımsız dolaşabilir ve bağımsız bir yaşam sürdürebilir.

Yukarıdaki belirtilerden herhangi birinin aniden başladığını, özellikle merkezi görmede çarpıklık olduğunu saptadığınız anda doktorunuzdan acil yardım talep etmelisiniz. Ani başlayan belirtiler bazen yaş tipte maküla bozukluğu başlangıcı olabilir ve çok ender olarak bu lazerle düzeltilebilir.

Tanı
Makülada bozulmaya yol açan değişiklikler önce rutin göz muayenesi sırasında doktorunuz tarafından fark edilebilir ve bu evrede yukarıda sözü edilen belirtilerin hiçbiri henüz gelişmemiş olabilir. Değişiklikler önemli boyuttaysa ve/veya belirtiler ortaya çıkmışsa tanının doğrulanması gerekir.

Bunun için genellikle kapsamlı bir göz muayenesi yapılır ve damlayla gözbebekleri genişletilerek retinanın daha iyi görülmesi sağlanır. Bu damlaların görmeyi bulanıklaştırdığı ve muayeneden sonra altı ya da sekiz saat kadar araba kullanılamayacağı unutulmamalı, araba kullananlar eve dönüş için bir başka seçenek ayarlamalıdır.

Maküla bozukluğunun yaş tipinden kuşkulanılıyorsa, gözdibi fluoresein anjiyografisi yapılabilir (arka sayfadaki şekle bakınız). Bunun için koldaki bir damara floresan bir boya (fluoresein) verilir ve boya gözün arka tarafındaki kan damarlarından geçerken gözün bir dizi renkli fotoğrafı çekilir. Bu fotoğraflar makülada gerçekleşen değişikliklerin haritasını doğru olarak ortaya çıkarır ve göz hastalıkları uzmanının sizde hastalığın “kuru” tipi mi, yoksa “yaş” tipi mi olduğunu saptamasına ve lazer tedavisinin mümkün olup olmadığını belirlemesine olanak verir.

Anjiyografi genellikle 10 dakikadan daha kısa bir sürede gerçekleştirilebilir. Ağrı yapmaz, ancak hafif bir sersemleme ve mide bulantısı hissedebilirsiniz ve fotoğraf makinesinin ışığı birkaç dakika boyunca gözünüzün kamaşmasına neden olabilir. Damara verilen boya geçici olarak derinin sarıya boyanmasına ve sonraki 24 saat içinde vücuttan atılan idrarın sarı olmasına yol açar.

Tedavi
Maküla bozukluğunun kuru tipinde genellikle tıbbi bir tedavi olanağı yoktur. Teorik olarak beslenmeye A, C ve E vitamini ve çinko eklenmesinin yararlı olabileceği ileri sürülüyor, ama bu alanda yapılmış herhangi bir bilimsel çalışma yoktur. Son zamanlarda beslenmeye lutein adı verilen ve piyasada burun spreyi ve tabletleri bulunan bir karotenoid eklenmesinin yararlı olabileceğini gösteren bazı kanıtlar sunuldu. Normal maküla dokusunda bol miktarda lutein bulunduğu biliniyor ve bu madde kırmızı ve yeşil biber, tatlı mısır, ıspanak ve yumurta başta gelmek üzere yiyeceklerle kolayca alınabiliyor.


Gözdibi fluoresein anjiyografisi kullanılarak gözün arka bölümündeki damarlar incelenebilir. Koldaki bir damara floresan bir boya verilir ve boya gözün arka bölümündeki damarlardan geçerken bir dizi fotoğraf çekilir.

Yaş tipte zaman zaman argon (termal) lazer tedavisiyle hastalığın ilerlemesi geciktirilebiliyor, ama bu tedavi yalnızca az sayıda vakada (vakaların yaklaşık %10’unda) uygulanabiliyor. Yeni oluşan retina altı damar zarı (koroidal neovasküler membran) makülanın tam merkezine (fovea) ya da çok yakınına kadar ulaşmışsa, zara uygulanan argon lazer tedavisi genellikle merkezi görmeyi de tahrip eder, dolayısıyla bu tedavinin herhangi bir yararı olmuyor. Bu zar foveanın uzağındaysa, argon lazer tedavisiyle görmeye zarar veren bu zar içindeki kan damarlarının köreltilip kapatılması mümkün olabiliyor. Bu gibi vakalarda hastaların yaklaşık yarısında başarılı sonuç alınıyor, ama ne yazık ki vakaların %50’sinde üç yıl içinde yineleme olasılığı vardır. Lazer tedavisi, uygulamanın yapıldığı bölgede üstteki retinanın ölmesine (atrofi) yol açabilir ve hastalar bunu görme alanında boş bir alan olarak fark eder.

Lazer tedavisi hastaneye yatmaksızın ayaktan yürütülür ve etkilenen gözbebeğinin damlayla genişletilmesini gerektirir. Daha sonra lokal anestezi damlatılır ve göze kontakt lens yerleştirilir. Lokal anestezi gözü uyuşturduğu için kontakt lens hissedilmez ve gözün açık kalmasını sağlayarak göz kırpmanın sorun oluşturmasını önler. Daha sonra hasta genellikle (göz muayenesinde olduğu gibi) yarık lambalı biyomikroskobun önüne oturtularak lazer tedavisi uygulanır. Lazer ışığı parlamaları çok kuvvetlidir ve işlemden sonra bir saat kadar gözün kamaşmasına neden olur. Bu tedavi ağrılı değildir. Lazer tedavisi için hastaneye giderken bir arkadaşınızın ya da akrabanızın size eşlik etmesini istemenizde yarar olabilir ve tedaviden sonra gözbebeklerini genişleten damlaların etkisi geçene (altı ya da sekiz saat boyunca), hatta yeterince iyi görene kadar araba kullanmamanız gerekir. Yaş tipte maküla bozukluğu bulunan kişiler tedavi olanaklarını göz hastalıkları uzmanıyla tartışmalıdır.

Maküla bozukluğuna bağlı görme sorunu yaşayan kişilerin kullanabileceği çeşitli yardımcı gereçler vardır ve bunlar daha sonra “Az görenlere destek gereçleri” bölümünde ele alınacaktır.

Maküla bozukluğunun izlenmesi
Kuru tipte maküla bozukluğu genellikle yavaş gelişir ve çevresel görme korunduğu için hiçbir zaman tam görme kaybı olmaz. Bu durum, okuma başta gelmek üzere, belirtilerdeki değişiklikler değerlendirilerek izlenebilir. Göz doktorunuz, uzak ve okuma mesafesindeki görmenin değerlendirilmesi yanında retinadaki değişikliklerin de çizelgeye kaydedildiği daha kurallara uygun bir izleme yapabilir.

Görme düzeyinizi izlemeniz için göz hastalıkları uzmanı size özel bir çizelge (Amsler çizelgesi) verebilir. Yan sayfada bu çizelgenin bir örneği ve kullanım talimatı görülüyor. Bu çizelge özellikle merkezi görmedeki çarpıklıkların başlangıcını saptamada yararlıdır. Bu çizelgeyi kullanırken okuma gözlüklerinizi takmanız ve her iki gözü ayrı ayrı (diğer gözü el ayanızla kapatarak) test etmeniz gerekir. Amsler çizelgesinde, yatay ve dikey siyah çizgilerden oluşan bir ızgara ve onun ortasındaki bir siyah nokta vardır. Ortadaki siyah noktaya yoğunlaşmalısınız ve ızgaranın çizgilerinden herhangi birinde eğrilme ya da çizelgedeki görüntünün herhangi bir bölümünde eksilme olup olmadığına bakmalısınız.

Yardım isteme
Sizde maküla bozukluğu olduğundan kuşkulanıyorsanız ya da ailenizde maküla bozukluğu öyküsü bulunması nedeniyle risk altında olduğunuzu düşünüyorsanız, kaygılarınızı ve belirtileri doktorunuza anlatarak muayene olun.

Bir gözünde yaş tipte maküla bozukluğu olan kişilerin, diğer gözlerinde de aniden belirtilerin başlaması durumunda, mümkün olan en kısa zamanda acil göz servisine başvurmaları önerilebiliyor. Bu konuyu hastanedeki göz hastalıkları uzmanıyla tartışmalısınız.

ARABA KULLANMA VE MAKÜLA BOZUKLUĞU

Maküla bozukluğu görmeyi etkiliyorsa, özellikle geceleri ya da alacakaranlıkta araba kullanmak güçleşebilir. Yasalarla konulmuş katı kurallar vardır. Araba kullanmaya ilişkin yasal koşulları karşılayamaz durumda sayılmak için görmenin aşırı ölçüde bozulması gerekmez, bu nedenle kendi durumunuzdan emin değilseniz doktorunuzla görüşüp muayene olmalı ve görüş almalısınız.

Hafif maküla bozukluğu bulunan kişilerin çoğu normal biçimde araba kullanabiliyor, ama bazıları geceleri ya da alacakaranlıkta araba kullanmamayı tercih ediyor.

Size görme düzeyinizin araba kullanmaya ilişkin yasal gereksinimlere uygun olmadığı söylenirse, gereğini yapmalısınız.
Amsler çizelgesi size görme düzeyinizi izleme olanağı verir.


Amsler çizelgesi size görme düzeyinizi izleme olanağı verir.

Kullanım talimatı

  1. Bu sayfayı parlamaya neden olmayan sabit ışıkta göz hizasına getirin.
  2. Okuma gözlüklerinizi takın ve bir gözü kapatın.
  3. Gözünüzü ortadaki kara noktaya sabitleyin.
  4. Sabit bakışınızı değiştirmeden çizgilerde herhangi bir eğrilme ya da eksilme olup olmadığına bakın.
  5. Kusuru çizelgede işaretleyin.
  6. HER İKİ GÖZÜ AYRI AYRI TEST EDİN.
  7. Eğrilme yeniyse ya da ağırlaşırsa, acil olarak göz doktoruna başvurun.
  8. Her testte Amsler çizelgesini daima aynı göz mesafesinde tutun.

YAŞA BAĞLI MAKÜLA BOZUKLUĞUNDA YENİ GELİŞMELER

Son birkaç yıl içinde yaşa bağlı maküla bozukluğu tedavisi alanına büyük ilgi gösterilmiş ve çok sayıda araştırma yapılmıştır. Hastalığın baş-lamasının önlenmesinde önemli bir ilerleme kaydedilmemesine karşın, hastalığın yaş tipinin tedavisine yönelik bir dizi tıbbi çalışma halen sürdürülüyor. Aşağıda bu yeni tedavi olasılıkları üzerinde durulacak.

Fotodinamik tedavi (FDT)
Retinanın altında hassas yeni damar zarının oluştuğu yaş hastalık tipinin (eksüdatif ya da neovasküler hastalık) tedavisinde kullanılan bir tedavidir. Ancak yaş tipte maküla bozukluğu vakalarının yalnızca bazıları için uygundur (bu konuda göz hastalıkları uzmanından görüş alabilirsiniz) ve yerleşik yaş tipte maküla bozukluğunda ve kuru tipin tedavisinde yeri yoktur. Bu tedavide normal retina dokusuna zarar vermeyen soğuk (düşük enerjili) lazer ışını kullanılır. Bu disk tarzında makülopati tedavisinde kullanılan alışılmış yüksek enerjili termal argon lazer tedavisinden farklıdır.

Soğuk lazer tedavisinden önce koldaki bir damardan ışığa duyarlı bir madde verilir. Bu madde doğadaki “porfirinler” adı verilen bir bileşim grubundan türetilmiştir. Damar duvarlarına tutunan bu madde maküladaki anormal kan damarlarında yoğunlaşır ve lazerden gelen enerjiyle anormal yeni damar zarının hedef alınmasını ve tahrip edilmesini sağlar. Lazer tedavisinden sonra bu zar geriler, ancak ilk altı ay içinde yeniden gelişme eğilimi gösterdiğini ve tedavinin yenilenmesini gerektirdiğini ortaya koyan bazı kanıtlar vardır. Art arda tedavi retinanın incelmesine ve maküladaki uzmanlaşmış hücrelerin kaybedilmesi sonucunda hastalığın kuru tipte maküla bozukluğuna benzemesine yol açabilir.

Yerleşik retina hasarı olan gözlerde fotodinamik tedaviyle görmenin geri getirilemeyeceğini vurgulamakta yarar vardır. Günümüzde fotodinamik tedavi Atlantik’in iki yakasında gerçekleştirilen klinik çalışmalarda değerlendiriliyor ve etkililiği konusunda kesin bir öneride bulunabilmek için çok daha fazla çalışma gerekiyor. Halen İngiltere’de rutin sağlık sistemi bu tedaviyi kapsamıyor.

Radyoterapi
Son yıllarda retina altındaki yeni damar zarı oluşumunda (neovasküler membran) düşük dozda radyoterapi uygulanması konusunda da kapsamlı araştırmalar yürütüldü. İlk sonuçların umut verici olmasına karşın, bu tedaviyle söz konusu zar yanında üstteki retinanın da tahrip olduğunu düşündüren bazı sonuçlar alındı. Bu tedavi yaklaşımının önerilebilmesi için, yeni değerlendirmeler yapılması gerekiyor.

Diğer tedaviler
Retinanın yerinin değiştirilmesi işlemleri basında çok ilgi gördü, ama bu yaklaşım henüz yeni yeni geliştiriliyor ve yalnızca yaş tipte maküla bozukluğu bulunan az sayıda hastada uygulanabiliyor. Bu yaklaşımda altta yatan zara lazer uygulanmadan önce retina dokusu bu zardan uzaklaştırılıyor, böylece lazerin üstteki retinaya zarar vermesi önleniyor. Bu tedavi de İngiltere’de sağlık sisteminde rutin olarak uygulanmıyor ve halen etkili olup olmadığı değerlendiriliyor.

Hayvanlarda bazı retina bölümlerinin nakline ilişkin deneysel çalışmalar sürdürülüyor, ancak henüz başlangıç aşamasındalar. Uzak bir gelecekte aile öyküsünde bu hastalık bulunan kişilerde gen tedavisi de mümkün olabilir, ama henüz yaşa bağlı maküla bozukluğuyla ilgili belli bir gen saptanmadığı için, halen bu tedavi teorik bir olasılıktan öteye gitmiyor.

Son olarak, tek başına maküla bozukluğu bulunan kişilerin hiçbir zaman kör olmayacağını ya da tam görme kaybı yaşamayacaklarını tekrar tekrar belirtmekte yarar vardır. Maküla bozukluğu bulunan kişiler az gören ya da kör olarak kaydediliyorsa, bunun nedeni bu kişilerde merkezi görme işlevinin çok düşük düzeye inmesidir.

Maküla bozukluğuyla birlikte çoğu zaman katarakt da bulunabilir ve bu durumda görmeyi belli ölçüde düzeltmek için katarakt ameliyatı olmakta yarar vardır. Bu konuda göz hastalıkları uzmanının görüşünü alabilirsiniz.

 

ÖNEMLİ NOKTALAR
  • En yaygın maküla bozukluğu tipi yaşla ilişkilidir ve 60 yaşın üzerindeki kişileri etkiler.
  • Başlıca iki tip maküla bozukluğu vardır: “yaş” tip ve “kuru” tip.
  • Maküla bozukluğu bulunan kişilerde hiçbir zaman tam görme kaybı olmaz ve çevresel görme varlığını sürdürür.
  • Maküla bozukluğu tiplerinin çoğunda herhangi bir tedavi yoktur, ama az görenlere destek gereçleri (bir sonraki bölüme bakınız) görmeye yardımcı olabilir.


www.saglikpark.com
sitesinden 16.04.2024 08:46:12 tarihinde yazdırılmıştır.