NORMAL SORUNLAR
Çocuğunuz geliştikçe davranışlarının nasıl değişeceği hakkında bir fikrinizin olması, size neyin normal olduğunu ve ne zaman endişelenmeniz gerektiğini anlamanızda yardımcı olacaktır. Birçok normal davranış sorun yaratabilir ve bu sorunlara olan toleransınız, davranışın kendisinden çok sizin ruh halinize göre değişkenlik gösterebilir. Normal sorunlu davranışları anlamak, çocuğunuzun size çok gereksinimi olduğu bir zamanda ona karşı daha uygun ve hassas tepkiler vermenizde size yardımcı olacaktır.
Her çocuk kendine özgü bir şekilde değişir ve gelişir. Çocuğunuz yaşıtlarından farklı olabilir ama normal kabul edilip edilmediği, etrafındakilerin ondan beklentilerine bağlıdır. Tipik bir "kitap kurdu" eğitimle ilgisi olmayan bir ortamda kabadayılardan baskı görürken, entelektüel bir ortamda büyük saygı görebilir. Futbolla ilgilenen bir çocuk sınıftayken yerinde sakince oturamamasına rağmen yerel toplumda bir kahraman olarak görülürken, katı bir eğitim ortamında ya da ailede başarısız olarak nitelendirilebilir. Eğer çocuğunuzun farklı olmasına tolerans gösterilmiyorsa, çözüm ortam değişikliği olabilir. Çocuğunuzu yapmayı başardığı işten gurur duymaya teşvik etmek ve ister futbol ister matematik olsun, başarılarından dolayı onu sürekli olarak takdir etmek size kalmıştır.
KÜLTÜRLER ARASI FARKLILIKLAR
"Normal" olarak kabul edilenler sadece bir çocuktan diğerine değil, bir aileden ya da bir kültürden diğerine de değişiklik gösterebilir. Eğer çocuğunuz çevresindeki yaşıtlarından farklı bir kültürden ya da geçmişten geliyorsa, sırf bu farklılıktan dolayı daha az tolerans görebilir. Bazı kültürlerde ve ailelerde bir erkek çocuk için normal kabul edilen davranışlar bir kız çocuğu için uygunsuz görülebilir. Erkek çocukların "maço", saldırgan ve dominant olmaları teşvik edilirken kızların uysal, şefkatli ve itaatkar olmaları beklenebilir.
Günümüzde aileler, eskiye göre daha çok mekan değiştirmekte ve daha farklı etnik kökenlerden gelen kişilerden oluşmaktadır. Bu tür ailelerin bir destek ağına sahip olmaları daha küçük bir olasılıkken, kültürel farklılıklara maruz kalmaları daha olasıdır. Bu yönden bakıldığında, özellikle yeni bir yere taşındığınızda çocuğunuz yaşıtlarından farklılıklar gösterebilir ve bunun sonucu olarak da alay konusu olabilir. Şüphesiz o da diğerlerine benzemek isteyecek ve benzemediği için de kendisini aşağı görecektir. Kim olduğu ve nasıl olduğu konusunda gurur duyması için onu yüreklendirmek size kalmıştır.
Normal gelişimin kilometre taşları
Çocuğunuzun gelişimi için aşırı kaygılı olmanız gereksizdir. Ancak gelişimin kilometre taşlarına dikkat etmek ve böylece sorunları daha erkenden yakalamak önemlidir. Eğer çocuğunuzun gelişimi konularında endişeleriniz varsa, bir sağlık uzmanına ve/veya öğretmenine başvurarak tavsiye alın. Gelişim sorunları yaşayan çocukların çoğu zaman daha çok davranış sorunları vardır. Bu kitap cinsel gelişim konusunu kapsamamaktadır çünkü cinsel sorunlar bu yaş grubundaki çocuklarda çok sık görülmez. Ancak "Sık rastlanan davranış sorunları" bölümünde bu konuya kısaca değinilmiştir.
NORMAL SOSYAL GELİŞİMİN İŞARETLERİ: SAĞLIK GÖREVLİSİNE, HEMŞİREYE YA DA DOKTORA BAŞVURMANIZ GEREKTİĞİNİN KESİN GÖSTERGELERİ |
|
BAŞVURU GEREKTİĞİNİN GÖRECELİ GÖSTERGELERİ |
2-3 yaş arası ve sonrası:
|
Ağlama
Başlangıçta bebeğin her türlü sıkıntısını ifade etmesinin yolu ağlamaktır ve bunu tüm bebekler yapar. Ama ağlama, sıkıntı verici ve nahoş bir ses olabilir ve ebeveynleri öfke, kızgınlık, sıkıntı duygularıyla birlikte büyük bir baskı altına alabilir. Bebekler "şımartılamazlar" ve henüz kandırmacı davranışlarda bulunmak için çok küçüktürler. Eğer gereksinimleri karşılanırsa, genellikle ağlamayı keserler. Eğer kesmezlerse, bunun nedeni bir şeylerin yolunda gitmemesidir. Sizin çocuğun bakıcısı olarak göreviniz neyin yolunda gitmediğini bulmanın ve bunu düzeltmenin yanı sıra, yanlış gidenin ne olduğunu anlayamadığınız ve bunu düzeltemediğiniz durumları kabullenmektir.
Bebeğiniz ağladığında yapabileceğiniz tek şey olası nedenlerin ve çözümlerin bir listesini, sistematik bir şekilde gözden geçirmek, bunları tek tek deneyerek bebeğinizin verdiği tepkileri gözlemektir.
Dikkatlice dinleyerek ve gözlemleyerek bir ağlamayı diğerinden ayırt etmeyi öğreneceksiniz - örneğin yorgunluk ağlamasının acı ağlamasından farkını anlayabilecekseniz. Kolit sonucu ağlama, genellikle bebek henüz 2-3 haftalıkken başlar ve hem bebek hem de sizin için çok sıkıntı verici olabilir. Bebeğiniz teselli edilemez bir şekilde ağlayabilir, dizlerini göğsüne doğru çeker ve gece boyunca uyumaz. Kriz aralarında mutlu ve iyi görünebilir. Bu tür sancılı durumlarda özel "gripe water" adı verilen ve sütüne karıştırılarak verilen bir tür ilacın yanı sıra bebeğinizi teselli edip rahatlatmanız da işe yarayabilir. Ancak kimi zaman bebek hiçbir şekilde teselli edilemez. İşin iyi yönü ise, bebeklerin kolit rahatsızlığından 3. ya da 4. aylarına girdiklerinde kurtulmalarıdır. Size meydan okuyan güçlük ise bu süre içerisinde sağ kalmaktır!
Bazen bebeğin ağlamasını durdurmanın bir yolunu bulmak imkansızdır ve eğer bebeğiniz çok ağlarsa kendinizi suçlamamalı, kötü bir ebeveyn olduğunuzu düşünmemelisiniz.
BEBEĞİN AĞLAMASININ SIK RASTLANAN NEDENLERİ |
|
Bebekler de yetişkinler gibi birer bireydirler ve duygusal yapıları büyük önem taşır. Kimi bebekler düzenli bir uyku ve yemek yeme alışkanlığına sahiptirler, yeni durumlara kolaylıkla adapte olabilirler ve çoğu zaman memnun görünürler. Öte yandan bazı bebekler çok huzursuzdurlar ve rutinlerindeki en ufak bir değişiklikten bile rahatsız olurlar.
Bazı bebekler siz ne yaparsanız yapın zordurlar ya da iyi değillerdir. Böyle bir çocuğun isteklerini karşılamayı ancak görevi sırayla üstlenecek, bir dizi soğukkanlı yetişkin başarabilir. Eğer bebeğiniz ağlamayı kesmiyorsa, sabrınızın sınırlarına erişmeden önce yardım ve öğüt alın. Bazı anne babalar kendilerini o kadar büyük bir stres altında hissederler ki, bebeklerine zarar vereceklerinden korkarlar ve kimileri de gerçekten verir. Bu aşamaya gelmeden çok önce ailenizden, dostlarınızdan, toplumsal yardım kuruluşlarından, sosyal hizmet kurumlarından ya da benzerlerinden yardım alın. Yardıma gerek duymak yenilgiyi kabul etmek olmadığı gibi, sizin kötü bir anne ya da baba olduğunuzu da göstermez.
İKİ YAŞINDAKİ ÇOCUĞUNUZ - ONDAN NELER BEKLENEBİLİR? |
|
YÜRÜMEYE YENİ BAŞLANILAN DÖNEM VE OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ (1-5)
Okul öncesi çağdaki çocuklar çok sevimli ama bir o kadar da çaba gerektiren, emek harcatan çocuklar olabilirler. Yürümeye yeni başlayan çocuklar, söz konusu anne babaları olduğunda, kendilerine bakan kişiden uzak kalmayı hiç sevmezler; ilgi isterler; benlikçi, aktif, düşüncesiz ve dağınıktırlar; sürekli başkalarının sözlerini keserler ve hiç saygı göstermezler; inatçıdırlar ve sık sık fikir değiştirirler; heyecan, endişe ve gerilime karşı duyarlıdırlar ve bitmek bilmeyen sorular sorarlar, ancak başkaları söz konusu olduğunda bir melek gibi davranabilirler.
Şunu da unutmamak gerekir ki, bu aynı zamanda çocuğunuzun Fiziksel olarak geliştiği, daha mantıklı düşünmeyi öğrendiği ve sosyal açıdan kendine güvenini kazandığı heyecan verici bir dönemdir. Etraflarındaki varlıkları daha çok incelemeye başlarlar ve çevreleriyle olan ilişkilerinden, yaptıkları gözlemlerden sosyal etkileşimleri ve oyunları öğrenirler. Bunun gerçekleşebilmesi için bu yaştaki çocukların çeşitli dürtülere gereksinimleri vardır. Örneğin:
Oyun, gerçeklik ve fantezi
Çocuklar oynayarak öğrenirler -sosyal, Fiziksel ve eğitimsel gelişimlerini oyun aracılığıyla gerçekleştirirler. Üç yaşına geldiklerinde bir şeyin "numaradan" olduğunu anlayabilmeleri gerekir.
Hayal güçleri ve yaratıcılıkları için alıştırma yapmayı ve doktora gitmek, taşınmak gibi potansiyel olarak travmatik günlük deneyimleri anlamayı bu şekilde öğreneceklerdir. Rol yapılan oyunlar; onlara "patron" olmayı, pek de kontrol sahibi olmadıkları bir dünyada kontrolü ele almayı ve böylelikle de stresli durumlarla başa çıkmayı öğretirler.
Çocuklarıyla oyun oynamaya çalışan ebeveynler çoğu zaman istemeden de olsa kontrolü ele alırlar ve kuralları kendileri koyarlar. Bazen de oyunun "gerçeklik" ilkelerine göre oynanmasında ısrar ederler. Ancak bu tür ilkeler, küçük bir çocuk için gerçekçi olmayabilir ve çoğu çocuk da bu gibi bir durumda hevesini çabuk yitirir ve oyunu bırakır. Eğer kontrolü ele almadan, öğüt vermeden, rekabet etmeden çocuğunuzun oynadığı oyunu gözlem, dikkat ve övgü ile destekleyebilirseniz, size ne kadar akıllı olduğunu göstermekten gurur duyacaktır. Bu, sadece onu öğrenmeye teşvik etmekle kalmayacak, kendine olan saygısını ve sizinle olan ilişkisini geliştirecektir. Eğer oyun sırasında çocuğunuzun fantezi dünyasında daha çok kontrol sahibi olmasına yardımcı olabilirseniz, o da sizinle gerçek hayatta daha çok iş birliği yapacak ve yumuşak başlı olacaktır.
Gerçeklik ve fantezi arasındaki farkı ayırt edebilmek zamanla gelişen bir yetenektir. Küçük çocuklar hangi olayların gerçekten olduğunu, hangilerinin oyunun bir parçası olduğunu ayırt etmekte güçlük çekebilirler. Bu yüzden 3-5 yaş arası çocukların çoğunun hayal ürünü arkadaşları vardır. Bu normaldir ve zamanla geçecektir.
ÇOCUK GÜVENLİĞİ NEDİR? |
Bir mekânı çocuğun merakından koruyarak güvenli hale getirmek, kazaları önlemek ve çocuğa bakan kişilere huzur vermektir.
|
Çocuğunuzun, davranışının kimi ortamlarda tolerans görmeyeceğini öğrenmesi için belirli sınırlar koymanız son derece uygundur. Oyunlar için özel zamanlar ve yerler belirleyebilirsiniz. Sıkıldığınızda da yapmanız gereken şey çocuğun ilgisini başka alanlara çekmektir. Her yaştaki çocuklar sevdikleri oyunları ya da şarkıları tekrarlamaya bayılırlar, ama bir şeyi birçok kereler tekrarlama arzusu, 5 yaşını aştıklarında kendiliğinden kaybolacaktır.
Anlama
Çocuklar bazı olayları ancak onların kavrama düzeyinde anlatıldığı takdirde anlayabilirler. Eğer sinirlenir ve boş bir tehditte bulunurlarsanız, örneğin onu bir anaokuluna göndereceğinizi söylerseniz, gerçek niyetiniz bu olmasa bile bunu unutmazlar ve tehdidinize inanırlar! Küçük çocuklar doğruyla yanlışı ayırt edecek bir anlayışa sahip olamayabilirler ve bu yüzden de bunu onlara öğretmeniz gerekse de kötü davranışları yüzünden onları azarlamanız, onlara bağırmanız sadece onları üzecek ve şaşırtacaktır.
Aşırı bağlılık
Yürümeye yeni başlayan çocukların çoğu aşırı bağlı ve yapışkandırlar. Bunu sizi sinir etmek için değil, sizi ne kadar sevdiklerini ve size ne kadar gereksinim duyduklarını göstermek için yaparlar. Yürümeye yeni başlayan çocukların neyin güvenli olup olmadığını bilmedikleri ve etrafı keşfederlerken sürekli kontrol edilmeleri gerektiği düşünülürse bu davranışın aslında hiç de saçma olmadığını görebilirsiniz. Onların her davranışını sürekli olarak izlemelisiniz ki herhangi bir kaza olmasını engelleyebilesiniz. Anaokuluna başlayacakları yaşa geldiklerinde bu aşırı bağlılıkları azalmış olacaktır çünkü artık kendi başlarına neyin güvenli neyin tehlikeli olduğunu anlamayı öğrenmişlerdir.
Çocuklar, insanın kucaklayası gelen oyuncaklara ya da yumuşak battaniyelere bağlanabilirler. En çok sevdikleri insan yanlarında olmadığında bu nesneyi kendilerini teselli etmesi için kullanırlar. Çocuğa göre bu nesneler kendilerine ait benzersiz şeylerdir. Bu nedenle, eskimiş bir oyuncaklarını kaybettikleri zaman öfke krizleri geçirirlerse ona yenisini almayı teklif etmeniz işe yaramayacaktır. Eğer kayıp oyuncak bulunamazsa çocuğunuza saçmalamamasını söylemek yerine, bu kaybından dolayı onu teselli etmeye çalışın.
Yürümeye yeni başlayan çocukların yeni durumlardan korkmaları normaldir ancak size aşırı derecede bağlı olmaları sizin geçici bir süre için çocuğunuzdan Fiziksel ya da duygusal olarak uzak olmanızdan kaynaklanabilir; örneğin, hastaneye yatmanız, depresyon ya da uzun çalışma saatleri.
Çocuğunuz onu terk edeceğiniz endişesine kapılıp eteğinizin dibinden hiç ayrılmayabilir. Eğer durum buysa, onu böyle davrandığı için azarlamanız işleri daha da kötüye götürecektir.
Çocuğunuzla olan ilişkiniz üzerinde çalışmak; çocuğunuzu, onu terk etmeyeceğinize ve sevdiğinize inandırmak; onun güvenilir bir dost ya da akrabanın gözetiminde daha fazla vakit geçirmesini sağlamak daha çok işe yarayacaktır. Onunla düzenli olarak kısa bir süre için bile olsa baş başa vakit geçirmeniz, örneğin yatmadan önce kısa bir öykü anlatmanız durumun düzelmesine çok yardımcı olacaktır.
Öfke krizleri ve "korkunç iki yaşındakiler"
İki yaş civarında çocuklar, dünyayı onların tüm gereksinimlerinin anında karşılanmasını mümkün kılacak şekilde tasarlanması gereken bir yer olarak görürler. Eğer istediklerini elde edemezlerse, bu onlar için bir felaket olur ve çığlık atabilir, bağırabilir ve teselli edilemeyecek şekilde ağlayabilirler; özellikle de sözde "korkunç ikiler" yaşına vardıklarında. Yeni yürümeye başlayan çocukların bazıları öfke nöbeti sırasında sinirlenip nefesini tutabilir. Kimi zaman suratı mosmor olana, hatta bilincini yitirene kadar bunu yapıp sonra hemen kendine gelir. Bu tür davranışların bu yaşlardaki bir çocuk için normal olduğunu, ve günde üç tane öfke nöbetinin "rutin" olabileceğini unutmamanız çok önemlidir. Ancak nefes tutma olayı aşırı boyutlara varırsa yardım almanız gerekebilir.
1-2 yaşlarındaki çocuklar hâlâ "benim" ve "senin" arasındaki farkı ayırt edemezler. Paylaşma düşüncesi onlara yabancıdır ve her şeyin kendilerinin olmasını isterler. Bu yaştaki bir çocuğa paylaşmanın erdemlerini anlatmaya çalışmanın bir anlamı yoktur. Gerektiğinde ilgisini başka yöne çekerek ve olumlu tavırlarını överek, çocuğunuzun yaşı ilerledikçe daha uzun süreler beklemeyi ve eşyaları diğer insanlarla sırayla kullanmayı öğrenmesini sağlayabilirsiniz.
ÖFKE NÖBETLERİNDEN KAÇINMAK |
|
Kız ve Erkek Kardeşlerle Yaşanan Sorunlar
Yürümeye yeni başlayan çocuklar küçük kardeşlerini otomatik olarak sevmezler, ama böyle davranmaları konusunda kendilerini baskı altında hissedebilirler. Kardeşlerini sevseler bile bu his, yeni bebeğin kendi yerlerini alacağı ve bu yüzden terk edilecekleri korkusuyla karışırlar. Bazen bu korku, onların gizlice bebeğe zarar vermelerine neden olabilir; bu yüzden küçük bir bebeği ve 1 -2 yaşlarındaki çocuğunuzu asla aynı odada tek başlarına bırakmamalısınız. Bebeğinizi daha büyük olanın önünde kucakladığınızda, çocuğunuz aldatılmış bir sevgilininkine benzer duygular yaşar. Bu duyguları tam olarak anlamadığı gibi ifade de edemeyebilir. Bu yüzden, "neden" üzgün olduğunu, onu neyin rahatsız ettiğini ya da bebeğe niçin zarar verdiğini ısrarcı bir şekilde sormak işleri daha da yokuşa sürebilir, özellikle de bunu siz sabırlı davrandığınızı ve onun güçlük çıkardığını düşünerek yapıyorsanız. Eğer ona meydan okursanız yaptıklarının tümünü inkâr etme olasılığı yüksektir. Çocuğunuzun bu davranışı onaylamadığınıza dair kesin bir mesaja gereksinimi vardır.
Eğer öfkenize sahip çıkamayacak kadar kızgınsanız, her ikiniz de sakinleşene dek onu güvenli bir odaya gönderebilirsiniz. Nihayetinde, ona neyin kabul edilebilir bir davranış olduğunu, neyin olmadığını sakince öğretmeniz ve onu ne kadar çok sevdiğinizi göstermeniz gereklidir. Ona bolca destek vermeniz, övmeniz ve olumlu ilgi göstermeniz, onu kucaklamanız sizin için hâlâ her zamanki kadar özel olduğu konusunda inancını pekiştirecektir. Kendinizi kaybedip bağırmanız ise sadece işleri zorlaştıracaktır.
ÇOCUĞUNUZ ÖFKE NÖBETİ GEÇİRDİĞİNDE YAPABİLECEKLERİNİZ |
|
Yaşıtlarla ilişkiler
Çocuklar yürümeye yeni başladığı bu yaş döneminde, başka çocuklarla birlikte oynamaya ve onların arkadaşlığından zevk almaya başlarlar; yeter ki onlardan eşyalarını paylaşmaları istenmesin. Bu dönemde yaşıtlar birer potansiyel rakip ve tehdittirler. İki-üç yaştan itibaren giderek birbirleriyle daha çok etkileşime giren çocuklar, bir tek arkadaşlarını tüm arkadaş grubuna tercih edeceklerdir. Küçük çocuklar genellikle birçok çocuğun bulunduğu sosyal ortamları korkutucu bulurlar. Sosyal açıdan özgüvenleri geliştikçe, daha büyük gruplarda da güvende hissetmeyi öğreneceklerdir. Ancak çocuğunuz kendisini hazır hissedene dek, onu birisiyle oyun oynamaya ya da kalabalık bir gruba katlamaya zorlamanın bir anlamı yoktur. Çocuklar bu gibi stresli durumlarda daha çok kaygı duyarlar. Oturup çocuğunuzla birlikte etrafı izlemek size zaman kaybı gibi gelebilir ancak çocuğunuz için bu, gruba katılma öncesi bir hazırlık yöntemidir. Bazı çocuklar bunu diğerlerinden daha geç öğrenirler. Sabırlı olun ve çocuğunuzu destekleyin, eninde sonunda o da gruba katılacaktır.
YÜRÜMEYE YENİ BAŞLAYAN ÇOCUĞUNUZUN YENİ BİR BEBEKLE BAŞA ÇIKMASINA YARDIM ETMEK |
Doğumdan önce:
Doğum sırasında:
Bebek doğduktan sonra:
|
Tuvalet eğitimi
Çocuklar iki yaşından itibaren bağırsaklarını ve mesanelerini kontrol etmeyi öğrenirler. Bazı çocukların tuvalet eğitimleri diğerlerinden daha uzun sürer - erkek çocuklarınki ise kızlarınkinden. Eğer zaman ayırır, sabırlı olur ve çocuğunuza övgü dolu sözlerle destek olursanız sonuca ulaşırsınız. Birçok kitapçıda size bu konuda yardımcı olacak "tuvalet" öyküleri ve bunların bebekleri satılmaktadır. Tuvalet eğitimine başlamak için çok acele etmeyin, ancak anaokuluna başlamadan önce bu işin hallolmuş olması iyi olur. Özellikle çocukların "popolarını" ve neler yaptıklarını daha iyi görebildikleri yaz ayları bu iş için uygundur. Bahçede bir lazımlık tutun ve çocuğunuzu ödüllerden ve ona vereceğiniz yıldızları gösteren tablolardan yararlanarak "kakasını" ya da "çişini" bunun içine yapmaya teşvik edin. Eğer çocuğunuz buna hazır değilse, zorlamayın. Zamanı geldiğinde bu zaten olacaktır (Lütfen büyük ve küçük tuvaletini tutamama ile ilgili bölüme bakın). Eğer çocuğunuz dört yaşına gelene kadar tuvalet eğitimini tamamlamamışsa, bir sağlık uzmanına ya da doktora danışın.
Yemek kaprisleri ve yemek reddetme
Bazı çocuklar yemek konusunda kaprisli ya da mızmız olabilirler ve sıra dışı herhangi bir şey yemek onlar için çok stresli olabilir. Onların huzursuz ve tedirgin oldukların anlayıp farklı türden yemekler yemeleri için ısrar etmekle, çoğu anne baba için kolay yol olan istediklerini yemelerine izin vermek arasında ince bir çizgi vardır. Bazen çocuğunuz o gün yediği yemek konusunda mızmızlanıyorsa, bu ilgisiz bir konudaki rahatsızlığından kaynaklanıyor olabilir ve yemek sorunu çözülmeden önce bu sorunun halledilmesi gerekebilir. Eğer çocuğunuza düzenli olarak sağlıklı ve lezzetli yemek seçenekleri sunar, bunların tadına baktığında da (konuyu fazla büyütmeden) ona övgü dolu sözler söylerseniz, hem onun yeteri derecede besleyici gıdalar almasını sağlarsınız, hem de yemek konusunda onunla bir savaşa girerseniz elde edeceğinizden çok daha iyi bir sonuç elde edersiniz. Savaşlar sadece işlerin daha da kötüye gitmesine neden olacaktır. Eğer çocuğunuz ona sunduğunuz yiyeceği sevmiyorsa ve başka bir şey yapmaya ne maddi gücünüz ne de zamanınız varsa, eninde sonunda acıktığında bu yemeği yiyecektir.
TUVALET EĞİTİMİ VERMENİZE YARDIMCI OLACAK İPUÇLARI |
|
Tartışmaya girmeden kararlı davranın ve çocuğunuza kendisine sunulacak tek yemeğin bu olduğunu, bunu yemezse başka bir şey yemesinin mümkün olmadığını anlatın. Daha sonra çocuğunuz ne yapmak isterse kabullenebilir ama aynı zamanda çikolata ve cipslerle karnını doldurmasının yanlış olduğunu belirtirsiniz. Çocuğunuz bir miktar yemek yedikten sonra belki biraz çikolata yiyebilir. Önemli kuralları seçmeli ve onlara bağlı kalmalısınız.
Eğer endişeleriniz varsa ya da çocuğunuzun diyeti aşırı derecede kısıtlı kalıyorsa profesyonel yardım alabilirsiniz. Doktorunuzun çocuğunuzun normal bir şekilde büyüdüğünü ve geliştiğini, yeme probleminin Fiziksel bir nedeni olmadığını kontrol etmesi gerekebilir.
İLKOKUL ÇAĞI
Çocuklar ilkokul çağına geldiklerinde daha bağımsız, daha az benlikçi, ve yaşıtları çocuklar ve evin dışındaki olaylarla daha ilgili olurlar. Öğrenme istekleri bitmez tükenmezdir ve size sordukları soruların ardı arkası kesilmez. Bu normaldir ve sizi sinir etmek için yaptığı bir şey değildir. Eğer bu soruları mantıklı bir şekilde yanıtlar ve bunları büyümenin doğal bir parçası olarak görürseniz, sinirlerinizi daha az bozduklarını göreceksiniz. Hatta çocuğunuzun öğrenme hevesi ve merakı size de bulaşabilir.
Çocuğunuz büyüdükçe "neden-sonuç" ilişkilerini ve doğru-yanlış ilkelerini daha iyi anlamaya başlayacaktır. Bunun olumsuz yanı sekiz yaşındaki çocuğunuzun geçmişte dediğiniz her şeyi yerine getirmenizi beklemesi ("Ama söz vermiştin!) olacaktır çünkü onun için her ne olursa olsun "sözünüz sözdür". Eğer ona 'doğru ve yanlış'ı ayırt edip bunlara bağlı kalmasını söylediyseniz, sizden de böyle davranmanızı mutlaka bekleyecektir. Bu yüzden, nedeni her ne olursa olsun, verdiğiniz herhangi bir sözü tutmazsanız o haklı siz haksız olacaksınız. Bunu kabullenmediğiniz sürece çocuğunuzu kontrol etmeniz zor olacaktır. 11 yaşına gelen çocuğunuz ise artık daha esnek düşünebilir ve beklenmedik bir şekilde paranız yeterli olmazsa ve ona söz verdiğiniz bisikleti alamazsanız anlayabilir.
Endişe ve Üzüntü
Endişe ve üzüntü; mızmızlanma, dırdırlanma, anne ya da babanın dizinin dibinden ayrılamama, utangaçlık, okula veya partilere gitmeyi reddetme gibi zor davranışlara neden olabilir. Üzüntülerini ailelerine açmakta güçlük çeken çocuklarda stres, ağrılar ve sancılar gibi Fiziksel semptomlara yol açabilir. Örneğin birçok çocuğun okula gitme konusundaki endişeleri sonucunda "karınları ağrır". Çoğu zaman çocuğunuzla ve öğretmeniyle konuşarak sorunun ne olduğunu anlamaya vakit ayırmak, derslerde yaşanan zorluklardan okuldaki bazı kabadayılar tarafından zorbalık görmeye kadar çeşitli nedenler, olabilecek olan sorunun çözülmesiyle sonuçlanabilir. Eğer sorun derslerse ve çocuk anlayamadığı bir şey yüzünden kendisini aptal gibi hissediyor ya da eleştiriliyorsa, güçlüğün nerede olduğunu belirlemek, uygun eğitim desteğini sağlamak ve kaydettiği aşamalardan dolayı çocuğu övmek çok önemlidir. Bu özsaygısını artıracak ve üzüntüsünü hafifletecektir.
Üzüntünün sonucu olan davranışlar normal olsa ve hassasiyet ve kararlılıkla ele alındığında azalacak olsa da, devamlı endişe ve üzüntü bunun dışında tutulmalıdır ("Tıbbi ve psikiyatrik durumlar" bölümüne bakın). Çocuğunuz sizin tüm müdahalelerinize rağmen devamlı olarak üzüntülü ve endişeli ise ve okulda bağımsız bir şekilde faaliyette bulunamıyorsa bunların da olası birer neden olabileceğini unutmayın. Bu tür güçlükler çeken çocuklar sıkıntılı ve üzgün olabilir, çabuk sinirlenebilirler. Ciddi endişeler panik atak, saplantılı veya patavatsız davranışlar ya da fobiler olarak dışa vurulabilir. Bu tür durumlar tedavi edilebilir olup, dikkatinizden kaçmaması gereken şeylerdir. Bu yüzden kaygılanıyorsanız, çocuğunuzu bir doktora götürün.
Çocuklar üzüntülü olduklarında başarısızlıklarını eleştirmek yerine duygularını anlamaya çalışmanız, zayıf özsaygılarını geliştirmeye yönelik her adımlarını teşvik etmeniz ve övmeniz büyük önem taşır. Çocuğu anlamaya ve desteklemeye zaman ayıran öğretmenler ve ebeveynler gerçekten bir fark yaratabilirler.
Arkadaşlar
Çocukların zamanla arkadaşlıklar kurup bunları sona erdirmeleri olağandır; bu gelişimlerindeki öğrenme süreçlerinin bir parçasıdır. Bazı çocuklar yalnızlığı sever ve arkadaş edinmekle ilgilenmiyormuş gibi görünürler ama çocuğun arkadaş isteyip de bu tür ilişkileri geliştirmekte zorlanması daha sık rastlanan bir durumdur. Çocuklukta olumlu ilişikler kurabilmek, yetişkinlik döneminde evde ve işte kurulan ilişkilerde olumlu sonuçlar almakla yakından ilgilidir. Bu yüzden çocuğunuz hiç arkadaş edinemiyorsa kaygılanmanız gerekir.
Anlayışlı ve destekleyici olmalısınız ancak çocuğunuzun gerektiğinde kendi sorunlarını çözmeyi öğrenmesine de izin vermelisiniz. Başka çocukları evinize davet ederek, çocuğunuzu iyi davranışlarından ötürü ödüllendirerek ve pozitif aile ilişkileri kurmaya çalışarak arkadaşlıkları destekleyebilirsiniz. Evdeki ilişkileri, başka ortamlardaki tavırlarını biçimlendirirken dayanacağı temeldir.
Eğer çocuğunuz popüler değilse ve sizin destek ve teşviklerinize rağmen bu durum değişmiyorsa, yaşıtlarıyla ve okul çevresindekilerle olan kültürel ya da entelektüel farklılıklar, ırkçılık, utangaç ve içe dönük bir mizaç ya da gizli bir davranış problemi veya tıbbi sorun (ileride incelenecek) da dahil olmak üzere birkaç farklı neden olduğu düşünülebilir.
ÖNEMLİ NOKTALAR |
|