Normal sindirim07.12.2008 16:39:14

İnsanların çoğu midenin ve sindirim sistemindeki diğer organların büyüklük, biçim, konum ve işlevini yeterince bilmez. Kitabın bu bölümünde kısaca normal sindirim sürecini ve sindirim sisteminin başlıca bölümlerinin ne işe yaradığını özetleyeceğiz.

İnsanların çoğu midenin ve sindirim sistemindeki diğer organların büyüklük, biçim, konum ve işlevini yeterince bilmez. Kitabın bu bölümünde kısaca normal sindirim sürecini ve sindirim sisteminin başlıca bölümlerinin ne işe yaradığını özetleyeceğiz. Bütün bunları iyi biliyorsanız, bu bölümü atlayın ve başlıca sindirim tiplerinin anlatıldığı diğer bölümlere geçin.

Yiyeceklerden besin maddelerini ayırabilmek için, yediklerimizi sindirmemiz gerekir. Önce yiyecekler sıvı ya da yarı sıvı biçime dönüşmelidir. Daha sonra da yağlar ve proteinler gibi karmaşık maddelerin parçalanması ve bağırsak duvarlarından emilerek kana geçebilen daha küçük kimyasal birimlere ayrılması gerekir. Sindirim süreci ağızda başlar; yiyecekler dişlerin ve dilin yardımıyla çiğnenerek küçük parçalara ayrılır. Ağızda tükürük bezlerinin salgıladığı tükürükle karışır. Tükürük yiyeceklerin ağızda kolayca hareket ederek çiğnenmesini sağlar ve içerdiği amilaz enzimiyle şekerli ve nişastalı besinlerden oluşan karbonhidratların sindirimini başlatır. Tükürük biraz asitlidir ve yemek yemediğiniz sırada salgılanması sürerek ağzınızın ve dişlerinizin temiz kalmasını sağlar, dişlerinizde plak oluşmasını önler. Tükürük üretiminin azalmasına yol açan sorunları olan kişilerde genellikle ağız kuruluğu ve yutma güçlüğü vardır ve diş çürükleri artar.

Ağızda çiğnenip yumuşatılan yiyecekler dille boğaza doğru itilir ve boğazın arka bölümündeki kaslarla yemek borusuna (özofagus) yönlendirilir. Daha sonra yiyecekler yemek borusunun alt ucunda yer alan kaslardan oluşmuş tek yönlü bir kapakçıktan geçerek mideye ulaşır. Alt yemek borusu büzgen kası (özofagus sfinkteri) adı verilen bu kapakçık mide kasılınca ya da yatarken mide içeriğinin geriye doğru, yemek borusuna kaçmasını önler.


Karındaki başlıca organlar



Ağız

Midenin başlıca üç işlevi vardır. Burada işlem gören yiyecekler sonuçta mide kapısı (pilor) adı verilen bir başka kapakçıktan itilerek, ince barsağın ilk bölümünü oluşturan oni-kiparmak barsağına (duodenuma) geçer. Burada, pankreastan salgılananarak karbonhidrat, yağ ve proteinlerin sindirimine yardım eden bazı enzimler ile karaciğerden salgılananarak yağların sindirimine katkıda bulunan safrayla birlikte mide asidini nötrleştirmek üzere başka bazı kimyasal maddeler eklenir. Sindirilmiş besinler bundan sonra ince barsağın geriye kalan 6 metrelik bölümüne geçer. Kalın bağırsaktan daha uzun olmasına karşın, ince barsağın çapı dardır. Kimyasal parçalanma ince bağırsakta tamamlanır ve yemeklerdeki kimyasal maddeler burada emilerek kan ve lenf damarlarına alınır.

Kalın barsağın başlıca görevi sindirimde kullanılan suyu geri emmek ve sindirilmeyen yiyecekleri ve lifleri atmaktır.

NE GİBİ SORUNLAR OLABİLİR?

Hemen herkes zaman zaman oldukça kısa süreli hazımsızlık sorunları yaşayabilir. Çok yemek yiyince kendimizi şişmiş ya da patlayacakmış gibi hisseder ve geğirince biraz rahatlarız. Çıkardığımız bu havanın büyük bir bölümü yemek yerken yuttuğumuz havadır, ama bir bölümü de midedeki kimyasal tepkimelerden ya da sodalı, gazlı içeceklerden kaynaklanır. Çözüm, daha az, daha yavaş yemek ve gazlı içeceklerden kaçınmaktır. Bazen bazı yiyeceklerin, örneğin kızartmaların karnınızın üst bölümünde yalnızca bir iki saat süren bir rahatsızlık yarattığını fark edebilirsiniz. Çözüm bellidir: bunları yemezseniz, sorun kalmaz.


Yiyeceklerin yutulması

Daha sürekli bir hazımsızlık, genellikle midedeki asit üretimiyle bağlantılıdır. Yemek borusunun alt ucundaki kapakçık gevşerse ya da hasarlanırsa, midedeki asit sıvılar yemek borusuna kaçarak göğüste bir yanma duygusuna neden olabilir. Bu özellikle geceleri sırt üstü yatarken çok rahatsız edicidir. Bu belirtilere reflü (gastroözofageal reflü) yol açar. Mide asidinin mideyi kaplayan mukoza örtüsüne saldırması da soruna neden olabilir; peptik ülser hastalığı adı verilen bu sorun daha ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Son yıllarda Helicobacter pylori adı verilen bir enfeksiyon etkeninin keşfedilmesiyle, peptik ülser hastalığı konusundaki bilgilerimizde büyük değişiklikler oldu.

MİDENİN İŞLEVİ
1. Bize birkaç saat için gerekli bütün yiyecekleri birkaç dakikada yememize olanak veren bir depo işlevi görür.

2. Fiziksel ve kimyasal sindirim süreçlerinde önemli bir rol oynar. Midede yiyecekler çalkalanır ve ezilir; ama midede, vücudumuzun diğer bölümlerinde, örneğin derideki kadar duyu siniri bulunmadığından, bu hareketleri biz yalnızca aşırı olduğunda fark ederiz. Mideyi kaplayan mukoza örtüsündeki bezlerin salgıladığı güçlü bir asit ve enzimler yiyeceklerin parçalanarak daha basit kimyasal bileşiklere bölünmesini sağlar. Normalde mide duvarları koruyucu bir sümüksü madde (mukus) tabakasıyla bu asidin saldırısından korunur, ama bu mukus azalır ya da tahrip olursa midede ülser oluşabilir. Yemek borusunda böyle bir koruyucu tabaka yoktur, bu nedenle asitten kolayca zarar görebilir.

3. Yiyecekler midede birkaç saat durabilir ve bu süre içinde asit yiyeceklere bulaşmış bakteri ve mikroorganizmaların çoğunu yok eder. Alkol ve aspirin gibi az sayıda madde dışında, doğrudan mide duvarından emilerek kana karışan pek az madde vardır.


En sık görülen üçüncü hazımsızlık nedeni olan ülsersiz dispepsi konusunda fazla bir şey bilinmiyor. Bu, hazımsızlık belirtileri süren, ama ref-lü ve mide ülseri incelemeleri normal sonuç veren kişilere konulan bir tanıdır. Aslında dispepsi terimi hazımsızlık sözcüğünün tıptaki adıdır. Bazen bu türden hazımsızlık bulunan kişilerde, sonunda safra kesesi taşı ya da alıngan bağırsak sendromu (iritabl bağırsak sendromu da denir) gibi sindirim sisteminin başka bir bölümünü ilgilendiren bir sorun saptanır. Bu kişilerin bir bölümünde de ağrıya kaburgaların alt bölümüne ya da karın duvarı kaslarına ait bir sorunun neden olduğu belirlenir. Bununla birlikte, ülsersiz dispepsi bulunan kişilerin çoğunda midenin hassas olduğu ve duygusal stres koşullarında belirtilere yol açtığı sanılıyor.

Çok seyrek olarak hazımsızlık mide kanseri gibi ciddi bir sorunun ilk belirtisi de olabilir. Mide kanseri günümüzde eskiye göre giderek seyrekleşiyor ve peptik ülser hastalığından ve reflüden çok daha az görülüyor.

ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Normal sindirim sırasında yiyecekler vücuda emilebilmek için parçalanır.
  • Mide, ürettiği asit ve pepsinle bu sürece yardım eder.
  • Mideyi kaplayan koruyucu örtü incelirse ya da asit üretiminde değişiklik olursa hazımsızlık yaşanır.



www.saglikpark.com
sitesinden 20.04.2024 06:48:38 tarihinde yazdırılmıştır.