UYKU SORUNLARI
Bazı çocuklar diğerlerine göre daha iyi uyurlar. Aynı yetişkinlerde olduğu gibi, çocukların da gereksinim duydukları uyku miktarı büyük farklılıklar gösterebilir. Çocukların yaklaşık olarak dörtte birinin ciddi uyku sorunları vardır, özellikle Dikkat Noksanlığı Hiperaktivite Bozukluğu (DNHB) gibi bir rahatsızlığı ya da öğrenme bozukluğu olan çocuklar, uyku sorunları yaşamaya daha yatkındırlar. İyi uyuyamama tüm aileyi yorarak ve ilişkileri gererek diğer davranış sorunlarına katkıda bulunabilir. Çoğu aile uyku sorunlarının davranış güçlüklerine ne kadar çok katkıda bulunduğunu fark etmez ve bunları hayatın normal bir parçası olarak kabul eder. Neyse ki uyku sorunlarının çoğunun tedavisi oldukça kolaydır.
Bebekler ve yürümeye yeni başlayan çocuklar
Bebeğiniz, yaşamının ilk yılında, zamanlamayı ne kadar iyi yaparsanız yapın büyük olasılıkla uykunuzu sıklıkla bölünecektir. Bununla başa çıkabilmek için iyi uyku almanız gerekir. Eğer çocuğunuz uyumuyorsa, siz biraz kestirirken onunla ilgilenecek birini bulun. Bazı ebeveynler çocuklarıyla birlikte yatma ve onları uyutana kadar ona şarkılar söyleme alışkanlığı edinirler, bunun sonucunda da kendilerine çok az vakit ayırıp yorulurlar. Kimileri ise gece boyu çocuğuyla uyur ve bu bazı kültürlerde işe yarar. Yeni doğmuş bebekler için bu davranış uygun olabilir ancak eninde sonunda siz de kendi yatak odanızın mahremiyetine gereksinim duyacaksınız. Bunu elde etmenin yolu, çocuğunuzun sizsiz de uykuya dalmayı öğrenebileceğinin farkına varmaktır. Bunu ona öğretmenin en iyi yolu, onu uyanıkken yatağına götürmek, zaman içerisinde uykuya dalmadığında onu yalnız bıraktığınız süreyi yavaş yavaş artırmaktır. Gerekliyse onu rahatlatacak bir şeyler de yapabilirsiniz. Çocuğunuzun sizden ayrılmayı öğrenmesi gereklidir ve onu ne kadar uzun bir süre yanınızda tutarsanız, bu ayrılık o kadar zorlaşacaktır. Eğer çocuğunuzu uyutma konusunda özel sorunlarınız varsa, sağlık uzmanlarının yönetimindeki uyku klinikleri çok işinize yarayabilir; daha fazla bilgi için bir doktoraya da sağlık uzmanına başvurun.
ÇOCUĞUNUZUN NE KADAR UYKUYA GEREKSİNİMİ VAR? |
Bu rakamlar ortalama değerlerdir ve değişkenlik göstermeleri normaldir. Eğer çocuğunuzun uyku düzeni bundan farklı ise, kaygılanmayın; yeter ki sağlıklı ve mutlu olduğundan emin olun.
|
BEBEĞİNİZİ UYUTMAK İÇİN STRATEJİLER |
Aşağıdaki stratejiler bebeğinizi ya da yürümeye yeni başlayan çocuğunuzu uyutmak istediğinizde size çok büyük yarar sağlayabilir. Bebeğinizi uyutmak;
Yürümeye yeni başlayan çocuğunuzu uyutmak
|
İYİ UYKU HİJYENİ |
Bu bölüm iyi bir uyku düzeninin nasıl teşvik edilebileceğini anlatmaktadır. Bu ilkelere bağlı kalmak uyku sorunlarının çözülmesi için yeterli olabilir. Her madde herkes için aynı derecede uygulanabilir olmayabilir. Rutin
Fiziksel ortam
Yiyecek, içecek ve aşırı heyecanın sınırları
(G.Stores'in 1996 yılında Çocuk Psikolojisi ve Psikiyatrisi Dergisi'nin 37. cildinde, sayfa 907-925'de yayımlanan uyku düzensizlikleri konulu makalesinden uyarlanmıştır.) |
Bu ürünü bazı kliniklerin veya hastanelerin yatak ıslatma tedavisi için ayrılmış bölümlerinden temin edebilirsiniz.
DIŞKI KAÇIRMA (ENKOPRESİS)
Dışkı kaçırma; bağırsak kontrolünü sağlayamama ve tuvaletten yararlanmadan büyük tuvaletini altına kaçırmaktır. Bunun 4 yaşından sonra görülmesi normal değildir. Dışkı iç çamaşıra bulaşabilir, belirli köşelere saklanabilir ya da duvarlara sürülebilir. Her 100 çocuktan birini etkileyen bu rahatsızlık daha çok erkek çocuklarda görülür.
Bunun birçok farklı nedeni vardır. Bazı çocuklar bağırsaklarını kontrol etmeyi hiç öğrenmemiş olabilirler. Bunun nedeni gelişimsel gecikme (öğrenme güçlüğü) olabileceği gibi, kimi zaman da nedeni ebeveyn tarafından ihmal edilme, tacize uğrama ya da bu eğitimi hiçbir zaman almamış olma olabilir.
Bazı çocuklar ileri düzeyde kabızlık çekerler. Bu, çocuğun büyük tuvaletini yaparken acı çekmesine yol açar. Bunun sonucu olarak da çocuk tuvalete gitmekten kaçınır çünkü acıyacağından korkar. Bu yüzden büyük tuvaleti bağırsaklarda birikir ve daha da büyük bir tıkanmaya yol açar. Dışkı bağırsaklarda sıvı şeklinde biriktiğinde ise sızıntı yapar ve bu da tuvaleti tutamayıp iç çamaşırların lekelenmesine yol açar. Bunun altında yatan tıbbi bir neden olması sık rastlanan bir durum değildir ancak yine de doktorunuzun bu olasılığı da göz önünde bulundurması gerekir.
Çocuğunuzun duygusal yönden bir sıkıntısı varsa, bağırsak hareketlerini kontrol etmekte güçlük çekebilir. Çocuğunuz kabız değilse, daha önceleri tuvaletini tutmayı öğrenmiş olmasına rağmen şimdi tutamıyorsa ve özellikle de dışkısını duvara veya bunun gibi yerlere sürüyorsa olası nedenlerden birinin de bu duygusal sıkıntı olabileceğini unutmayın.
Eğer çocuğunuzun böyle bir alışkanlığı varsa, ne kadar sinirlenirseniz sinirlenin onu eleştirmeyin. Onun bir suçu yoktur. Eğer kabız ise, bol bol meyve ve lifli gıdalar yedirin bol sıvı içirin, sık sık tuvalete gitmesini sağlayın ve başarılı olduğunda onu övün ve ödüllendirin. Doktorunuzun sert dışkıları yumuşatıcı bir ilaç vermesi gerekebilir, ya da kabızlık sorunu ciddi ise bir müshil ilacı veya hastane tedavisi gerekebilir. Yıldız verme tabloları küçük çocuklarda işe yarayabilir. Acıyacağından ve tuvalete gitmekten korkan çocuklara, tuvalette okunacak öykülerin yanı sıra tuvaletini yaparken balon şişirtmek - böylelikle de hem ıkınmalarını hem de rahatlamalarını sağlamak - yararlı olabilir. Eğer çocuğunuz stres altındaysa ve endişeleri varsa, bunun altında yatan neden bulunmalı ve çözüme ulaştırılmalıdır. Gelişim sorunları olan çocuklar da benzer taktiklere olumlu yanıt vereceklerdir ancak bunların işe yaraması daha uzun bir süre alacaktır ve profesyonel yardım almanız gerekebilir.
Eğer bölgenizde özel olarak bu konuyla ilgilenen klinikler varsa, doktorunuz sizi bunlara da yönlendirebilir.
OKULLA İLGİLİ SORUNLAR
Hırpalama ve Hırpalanma
Eğer çocuğunuzun okulda arkadaşları tarafından hırpalandığını düşünüyorsanız müdahale etmeniz gerekebilir. Bir ebeveyn olarak rolünüzün bir parçası da çocuğunuzu hem okuldaki kabadayılardan hem de öğretmeninin ya da bir başkasının gerçekçi olmayan taleplerinden korumaktır. Çocuğunuz gün gelecek büyüyecek ve sizin korumanıza gereksinim duymayacaktır, yeter ki siz aşırı korumacı davranmayın ve hazır olduğunda kendi çözümlerini üretmesi için ona destek olun. Olgunlaştıkça, sizden sorunlarını dinlemenizi ve ona kendi planını yaratması ve ardından harekete geçmesi konusunda destek olmanızı bekleyecektir. Daha sonraki aşamalarda ise size danışmadan kendi kendine harekete geçmeye başlayacaktır.
Bazı anne babalar bu tür hırpalama olaylarına öfke ve hakaretlerle karşılık verirler. Okula koşarlar, insanlara bağırırlar ve çocuklarını utandırırlar. Bazıları ise arkadaşları hırpalamayı ya da bu tür bir olaya maruz kalmayı, büyümenin normal bir parçası olarak görür ve çocukları eziliyor olsa bile müdahale etmezler. Bazı ebeveynler çocukları onlara olayı anlatmadığı için bu tür şiddet olaylarından haberdar bile olmazlar. Çocuğun böyle davranmasının nedeni şikayet ettiği için kendisine saçmaladığı söyleneceği korkusu olabilir. Çocuğunuzun durumundan ve gereksinimlerinden ne kadar haberdarsanız, verdiğiniz tepkinin ne kadar bilincindeyseniz o kadar iyidir. Bazı okulların bu konuda size yardımcı olabilecek rehberlik hizmetleri bulunmaktadır.
Eğer çocuğunuz hırpalayan tarafsa, ona saldırmayın. Neler onup bittiğini onun bakış açısından dinlemek için sessiz bir an bulun ve onu bunu yapmaya iten davranışları belirleyin. Çocuğunuzun gereksinimi olan şey, bunu yapmasına yol açan sorunları çözümlemekte ona destek olmanız ve bu tür bir davranışın kabul edilemez olduğunu, bunu bir daha asla yapmaması gerektiğini açık-lamanızdır. Onu, kötü davrandığı çocuktan özür dilemesi ve durumu o kişinin bakış açısından düzeltmesi için destekleyin. Olayların tekrarlanmaması için elinizde açık bir plan bulunması gerektiğini de unutmayın.
Okulda davranış sorunları
Davranış sorunları ilkokul çocuklarında daha nadir görülür ancak çocuğunuzun tüm okul kariyerini etkilememesi için bu gibi sorunlarla erken yaşta ilgilenilmesi gerekir. Eğitimsel ya da sosyal sorunları olan çocuklar bunları kabullenip yardım almaya çalışmak yerine sınıfın "afacan çocuğu" rolünü oynarlar ya da yaramazlık yapar. Eğer çocuğunuzun bir sorunu varsa ve yardım isteyecek kadar özgüveni yoksa veya sorununun bilincinde değilse, en iyi öğretmenler bile kötü davranışlara iyilerinden daha fazla dikkat edecektir. Çünkü kötü davranışlar sınıfta rahatsızlık yaratır. Bu nedenle öğrenme güçlükleri ile davranış sorunları arasında sıkı bir ilişki vardır. Arkadaş edinme ve kabadayılarla başa çıkma gibi güçlükler ya da bir yakınının ölümü gibi huzursuz edici değişiklikler de okulda davranış sorunlarına yol açabilir. Bunun sonucunda öğretmen çocuğunuzu, arkadaşları üzerinde "kötü etki" bırakan biri veya "problem çocuk" olarak görebilir, sizin yetersiz bir ebeveyn olduğunuzu düşünebilir. Siz de çocuğunuzun karşı karşıya olduğu güçlükleri göremediği için öğretmenin hatalı olduğunu düşünebilirsiniz. Bazen ebeveynler ve öğretmenler suçlandıklarında savunmaya geçerler ve bir probleme bilinçsizce de olsa katkıda bulunduklarını fark etmezler. Sıkça rastlanan bir başka senaryo ise hem anne babanın hem de öğretmenin sorunların altında yatan nedeni bulmak yerine kötü terbiye edilmiş olan çocuğu suçlamaları ve cezalandırmalarıdır. Okulla birlikte çalışıp, birbirinizi suçlamadan sorunu çözmeye çalışmanız çok önemlidir.
Sorunun okulla mı, çocukla mı yoksa evle mi ilgili olduğunu nasıl anlayabilirim?
Bir davranış sorununun doğasını anlayabilmek için yararlanabileceğiniz önemli bir ipucu; çocuğunuzun evde mi, okulda mı, yoksa her ikisinde de mi kötü davrandığıdır. Genellikle yanıt bunların her ikisi birdendir, ki bu sizin sorun üzerinde okuldaki baskının etkili olup olmadığını, oluyorsa ne kadar etkili olduğunu anlamanızı güçleştirir. Davranış sorunlarının ne zaman ortaya çıktığını kaydettiğiniz bir günce tutmanız ve özel tetikleyicileri aramanız yararlı olabilir. Akademik baskılar ve okulla ilgili taleplerle davranış sorunlarının arasında bir bağ olup olmadığını belirlemek önemlidir. Bunu, çocuğunuza ve öğretmenlerine okuldaki sorunların ne zaman başladığını sorarak ve buna neden olan ne gibi baskılar olduğunu, çocuğunuzun hangi baskıları daha zorlayıcı bulduğunu öğrenerek yapabilirsiniz. Eğer çocuğunuzun hem evde hem de okulda sorunları varsa, en iyi sonucu elde etmek için her iki ortamda değişiklik yapılmasıdır.
Nedenler ne olabilir?
Okulda yaşan sorunları aşağıdakilerden biri olabilir:
Çocuğunuzun ilgili profesyonel tarafından değerlendirilmesi son derece gereklidir. Aksi takdirde tanı konulmamış bir sorun "yaramazlık" gibi görülecek ve daha ileri düzeyde davranış sorunlarına ve eğitimsel başarısızlıklara yol açacaktır. Öğretmenler, okul sağlık görevlileri, eğitim psikologları, rehberlik görevlileri okulla ilgili sorunlarda, aile-eğitim merkezleri ve doktorlar da ailevi sorunlarda size yardımcı olabilirler. Okulların rehberlik bölümleri ancak büyük sorunlara sahip çocuklara yardım edebildiğinden, özel öğrenme güçlükleri için (ileriki bölümlerde bu konuya değinilecektir) okuldan bağımsız bir değerlendirmeye başvurmanız gerekebilir.
BİR DAVRANIŞ GÜNCESİ TUTMA
Okula gitmekten kaçınma (okulu reddetme, okul fobisi ve okulu kırma) Okuldan uzun süre uzak kalmak her çocuk ve ailesi için ciddi bir sorun yaratabilir. Akademik başarıların engellenmesi bir yana, sosyal gelişim ciddi şekilde etkilenebilir ki bu çocuğunuzun yetişkinlik dönemine kadar erişecek uzun vadeli sonuçlar doğurabilir. Okul ortamı ile başa çıkamayan çocuğun, yaşamda eline daha az sayıda fırsat geçecektir, özgüveni daha az olacaktır ve işsiz kalma olasılığı artacaktır. En iyi çözümler ev, okul ve diğer destek birimleri; arasında iş birliği bulunmalıdır.
Okula gitmekten kaçınmanın başlıca türleri okul fobisi ve okulu reddetme gibi endişe kaynaklı olanlar ve okulu kırma gibi itaatsizlik kaynaklı olanlar olmak üzere ikiye ayrılır. Okulu kırma genellikle ilköğretimden orta öğretime geçişte görüldüğü için burada ayrıntılı olarak incelenmeyecektir.
Çocukta endişeden kaynaklanan baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı ve sık tuvalete çıkma gibi Fiziksel semptomlar görülebilir. Bu semptomlar genellikle sadece hafta içi günlerde ve sabah okula gitmek için kalktığında görülür. Ailevi sorunlar ya da yaşamındaki huzursuzluk verici olaylar bu sorunları tetikleyebilir özellikle de aşırı duyarlı çocuklarda.
BİR DAVRANIŞ GÜNCESİ TUTMA |
Günceye kaydedilecekler:
|
Eğer çocuğunuz sadece okula gitmesi gereken günlerde kendisini rahatsız hissediyor ve hafta sonu bu rahatsızlıklar görülmüyorsa, olası sebepler arasında bu tür bir sorunun olabileceğini de unutmayın ve onun ev ve okulla ilgili hislerini keşfetmeye çalışın.
OKULU REDDETMENİN ÖZELLİKLERİ |
|
DİĞER SORUNLU DAVRANIŞLAR
Yaramazlık/Kötü Davranışlar
İtaatsizlik
Bütün çocukların inatçılık ve sinir krizleri gibi hiç de hoş olmayan davranışlar gösterdikleri anlar vardır. Ancak durum ciddi boyutlar-daysa ve birkaç ay boyunca devam ediyorsa çocuğun itaatsizlik ve karşı çıkma sorunu olduğu söylenebilir. Bu daha çok yürümeye yeni başlayan çocuklarda rastlanan bir durum olmakla beraber, ilerleyen yaşlarda da görülebilir. Eğer bu tavır ile birlikte sürekli olarak antisosyal, saldırgan ve yıkıcı davranışlar, örneğin vurma, tekmeleme, küfretme, öfkeyle eşyalar fırlatma, yalan söyleme, çalma, sahtekarlık yapma, hiçbir pişmanlık duymadan başkalarının canını acıtma gibi davranışlar da görülüyorsa, "davranış bozukluğunun" daha ciddi boyutlarda olduğu tanısı konulabilir. Bu tür çocuklar hayvanlara karşı da kötü davranırlar ve yangın çıkartabilirler.
Davranış bozukluğu
Davranış bozukluğu görülen çocuklar arkadaş edinmekte güçlük çekerler, okulda veya evde başlarını sürekli olarak belaya sokarlar, yeterli özsaygıya sahip değildirler, sosyal uyum açısından zayıftırlar ve olumsuz davranışlarla dikkat çekme kısır döngüsüne saplanıp kalmışlardır. Bu rahatsızlık çocukların yaklaşık yüzde dördünü etkiler ve özellikle de "varoş" tabir edilen köhne mahallelerde daha yaygındır. Genellikle tek bir nedeni yoktur ancak etkili faktörler arasında güç bir mizaç ya da genetik olarak miras alınmış bir şiddete yatkınlık ve övgünün az, şiddetin çok olduğu bir ortamda yaşamak sayılabilir. Çocuk, ailevi sorunlar (anne babanın stres altında olması ve/veya saldırgan tavırlar sergilemesi, evlilikle ilgili sorunlar ya da herhangi bir zihinsel rahatsızlık) yaşamış olabilir; hayatında olumsuzluklar (ölüm, boşanma, sınav başarısızlığı vb) bulunabilir; çevresel sorunlarla (suç işlemeye yatkın bir arkadaş grubu, çevrede uyuşturucu ya da alkol kullanımı) karşılaşmış veya cinsel ya da Fiziksel tacize uğramış olabilir; öğrenme güçlüğü, dikkat noksanlığı hiperaktivite bozukluğu ya da depresyon gibi sorunları olabilir.
Nadiren de olsa bu durum süregelerek çocuğun suç işleyen bir genç ve daha sonra da yetişkin olmasına yol açabilir. Neyse ki ergenlik döneminde davranış bozukluğu sergileyen çocukların yalnızca yarısı yetişkin bir insan olarak da suç işlerler; diğer yarısı normal bir hayat sürerler.
Çocuğunuzla ilişkinizi düzeltmeye çalışmak için asla çok erken ya da çok geç değildir ("Sorunlu davranışları çözümlendirmek" bölümünden bu konuda yardım alabilirsiniz). Gönüllü kuruluşların yanı sıra doktorunuz da size yardım edebilir.
Gergin/Endişeli davranışlar
Eğer çocuğunuzun sürekli olarak kaygıları varsa, ona küçük ve kolay görevler vermeli, onu doğru yöne yönlendirmeli ve başarılı olduğunda da övmeli ve ödüllendirmelisiniz. Unutmayın ki çocuğunuzun endişesi, yaşamındaki ayrıca değerlendirilmesi gereken bazı olaylardan ya da sıkıntılardan kaynaklanıyor olabilir. Bazı çocuklar saplantılı tavırlar sergileyip, sürekli olarak ellerini yıkama ya da bir şeyi kontrol etme dürtüleri hissedebilirler. Eğer bu tür davranışlar onun hayatını normal bir biçimde yaşamasını engelliyor ve aktivitelerini ciddi şekilde kesintiye uğratıyorsa, profesyonel yardım için bir psikologa ya da çocuk ruh sağlığı ile ilgili birimi bulunan bir kliniğine veya hastaneye başvurabilirsiniz.
Bazı çocukların belirli hayvanlara ya da böceklere karşı doğasından gelen ama aşırı boyutlara varan korkuları vardır. Bu tür hayvanlarla karşılaşacaklarından korktukları için evden dışarı çıkamazlar ve bunun düşüncesi bile onları korkutur. Bu tür bir fobi profesyonel tedavi gerektirir, bu yüzden konuyu mutlaka doktorunuzla konuşmalısınız.
Gerileme ya da yaşına göre davranmama
Çocuklar sıkıntılı ya da stresli olduklarında, farklı şekillerde tepki verirler. Bazı çocuklar kendilerine eskiden olduğu gibi davranılması için tekrar bebek olmayı dilerler. Çocuk sahip olduğu bazı becerileri yitirebilir; örneğin, daha önceleri altına yapmamayı öğrenmişken tekrar altını ıslatmaya başlayabilir. Bu yaramazlık değil, sıkıntıdan kaynaklanan bir davranıştır. Bazı çocuklar da benzer bir şekilde stresli bir durumla karşılaştıklarında bir bebek gibi ya da mızmız bir ses tonu kullanarak konuşabilirler. Bu sizi sinir etmek için yapılan bir davranış değildir. Kendisine bu şekilde konuştuğu söylenmezse bunun farkına bile varamayabilirler. Bu tür davranışlar daha çok okul öncesi çocuklarda görülse de, stres altında iseler ileriki yaşlarda da gözlemlenebilir. Bu yaş grubunda stresle birlikte kötüye gitme eğilimi gösteren davranışlardan biri de kaldırımdaki çatlaklara basarak yürüme, bir parmaklığın yanından geçerken tüm demirleri elleme gibi saplantılardır. Stres altında olduklarında yetişkinler bile böyle davranışlarda bulunurlar! Olumlu tavırları ödüllendirme ve destekleme, yardım verme ve yüreklendirme, anlayış gösterme gibi tepkiler, azarlamadan çok daha etkili olacaktır.
Açıklanamayan ağrılar ve sancılar
Duygusal sıkıntı; Fiziksel ağrı ve sancılar olarak dışa vurabilir, özellikle de küçük çocuklarda ve duygularını dışa vurmakta güçlük çeken çocuklarda. Arkadaşlarında ya da akrabalarında Fiziksel semptomlar görülen çocuklar da bir hastalığa tanık oldukları ve bu konuda endişe duydukları için bu gibi davranışlar sergileyebilirler. Yetişkinler de sınavlardan önce midelerinde aşırı bir hareketlilik ya da buna benzer bir şey hissedebilirler. Bu, çocukların okula gidecekleri zaman kaygılanırlarsa hissettikleri karın ağrısından pek de farklı değildir. Çocuklar nadiren bilinçli bir biçimde sizi etkilemeye çalışır ve "numara yaparlar". Ancak bu davranış sizin dikkatinizi çekebilmek için bir alışkanlığa dönüşebilir. Eğer bu ağrıya bir hastalık belirtisi gibi yaklaşır, çocuğunuzun üzerine fazla titrer ve onu okula gön-dermezseniz, endişelerine teslim olduğu için onu ödüllendirmiş olursunuz. O zaman bu davranışı tekrarlama olasılığı artar ve bu onun okula yönelik kaygılarının geçmesini engeller. Öte yandan konuyu hiç tartışmadan onu okula gitmeye zorlarsanız, bu kez de onun endişelerini hiçe saymış ve böylelikle de işleri daha da zorlaştırmış olursunuz. Çocuğunuza bağırdığınızda onu sevmediğinizi ve ona güvenmediğinizi düşünür. Bu da onun duygularını - ve dolayısıyla da ağrılarını -kötüleştirir. Aynı zamanda ilişkiniz de zedelenmiş olur. Kendisine inanılmadığını hisseden bir çocuğun, kendisine kulak verildiğinden emin olmak için semptomları abartması olasıdır. Eğer sesini duyurarak ödüllendirilmenin tek yolunun bu olduğunu düşünürse, semptomları konusunda yalan söyleyebilir. Bu davranış devam ettiği takdirde ileride başka sorunlara da yol açabilir. Örneğin bir gün çocuğunuz gerçekten hasta olduğunda ona inanmayabilirsiniz ve rahatsızlığı için gerekli tedaviyi göremeyebilir.
Sıkıntısını ve endişelerini yenmesi için çocuğunuzla birlikte çabalamalısınız. Çocuğunuzla ağrıları ve sancılan hakkında konuşmalı ve bu sırada konuyu gizli kalmış korku ve kaygılarına getirmelisiniz. Daha sonra da onun, bu sorularının üstesinden gelebilmesi için yapabileceği şeyleri düşünmesine yardımcı olabilirsiniz. Çocuğunuza sıkıntısını ifade etmek için farklı şeylerden, örneğin, sözcüklerden, çizimlerden ya da oyunlardan yararlanmayı gösterir ve bu sırada stres kaynağıyla doğrudan başa çıkarsanız semptomları ortadan kalkacaktır. Bu yaklaşımla her iki tarafın da birbirini suçlamasını engelleyecek, çocuğunuzla karşılıklı güvene dayanan bir ilişki kuracak ve ona şiddetli bir biçimde rahatsız edici duygularla başa çıkmayı öğreteceksiniz. Güvendiğiniz bir arkadaşınız ya da bir akrabanız da size yardımcı olabilir ama sorun devam ettiğinde başvurmanız gereken kişi bir profesyonel olmalıdır. Okuldaki sağlık veya rehberlik görevlilerinin, konunun uzmanı bir doktorun yardımına başvurabilirsiniz. | ![]() |
Garip davranışlar
Bazı çocukların dikkat çekmek için yapmayacakları şey yoktur. Ona ilgi göstermeniz için son derece sıra dışı şeyler yapabilirler.
Uygunsuz kahkahalar atma, küfretme, acayip el kol hareketleri yapma, garip tavırlar takınma, göz temasından kaçınma ve sosyal açıdan uygunsuz hareketlerde bulunma gibi garip davranışlar istem dışı olup altında yatan başka bir rahatsızlık olabilir. Çoğu zaman bu tavırlar çocuğunuzun içinde bulunduğu şartlara ve gelişim düzeyine bakarak açıklanabilir. Ama çocuğunuz yaşıtlarına göre farklı davranıyor ve siz onun bu davranışlarını açıklayamıyorsanız, tıbbi yardım almanız gerekebilir. Otizm veya nadir görülen bir kromozom anormalliği gibi bir rahatsızlığının olmadığından emin olmak için uzmanlar tarafından değerlendirilmesi gerekir ("Tıbbi ve psikiyatrik durumlar" bölümüne bakın).
Uyuşturucu maddeler, tiner gibi uçucu maddeler ve alkol garip davranışların sık rastlanan bir nedenidir. Madde etkisini yitirince davranışlar da normale döner. Uyuşturucu kullanımı ilkokullarda pek rastlanan bir durum değilse de, giderek daha sıklıkla görülmektedir. Mevcut davranış sorunları olan, özellikle de suça yatkın bir arkadaş grubuna dahil olan çocuklarda sıklıkla görülür. Kişiliğindeki değişiklikleri, evden para kaybolup kaybolmadığını ve sıra dışı davranışları dikkatle gözlemleyin.
Cinsel davranışlar
Çocuğunuzun ilk olarak "popo, pipi, kaka ve çiş" ile, daha sonra da genel olarak cinsellikle ilgilenmesi son derece normaldir. Yürümeye yeni başlayan çocuklar birbirleriyle oynarken cinsiyet ayırımı yapmazlar. Yaşları biraz ilerlediğinde iki cins, daha sonra tekrar birbirleriyle ilgilenmek üzere, birbirlerinden uzaklaşırlar. Ama kızınızın "erkek Fatma" olmasında ya da erkek çocuğunuzun kızlarla oynamayı tercih etmesinde hiçbir sorun yoktur. Bu tür farklılıklar normaldir, bu yüzden çocuğunuz diğerlerinden değişik olduğu için endişelenmeyin. Ancak çocuğunuz sürekli olarak "yanlış cinsiyetten" olduğunu söylüyor, bu durumdan şikayet ediyor ve gittikçe daha çok karşı cins gibi davranıp aşırıya kaçıyorsa (örneğin sürekli olarak elbise giymek ya da okulda kızlar tuvaletini kullanmak isteyen erkek çocuklar) kaygı duymanız gerekebilir. Cinsel kimlik bozuklukları oldukça nadir olmakla beraber, henüz çocuğunuz küçükken uzman desteği alınması gerekir.
Erkek çocukların altlarına bez bağlanmadığı andan itibaren cinsel organlarıyla oynaması, çocukların kendi aralarında "doktorculuk" oynamaları, meraktan birbirlerinin vücutlarını keşfetmeye çalışmaları çok doğal olsa da, ilkokul çağındaki çocukların cinsel uyarılma amaçlı olarak mastürbasyon yapmaları ya da birbirleriyle cinsel ilişkiye girmeleri gibi aleni cinsel davranışlar sergilemeleri normal değildir. Bu tür davranışlar, özellikle de sürekli tekrarlanıyorlarsa, çocuğun travmaya, tacize ya da cinsellik içeren materyallere maruz kaldığının işareti olabilir. Ancak otomatikman çocuğunuzun tacize uğradığını düşünmeniz de doğru olmaz. Günümüzde çocukların pornografik dergilere, videolara ya da Internet'teki erotik sitelere ulaşması son derece kolaydır, bu nedenle de anne babaların çocuklarının uygunsuz cinsel materyalleri elde etmemeleri için son derece dikkatli olmaları gerekir.
Eğer çocuğunuz cinsel davranışlar sergiliyorsa, ona kızıp ayıplamayın. Davranışının uygunsuzluğunu anlatın ve sınırlar belirleyin. Onu ve çevresindekileri sorgulayarak bu davranışa neyin neden olduğunu bulmaya çalışın. Genelde bu neden, çocuğun çok zarar görmesine izin vermeden ortadan kaldırılabilir. Ancak çocuğunuz tacize uğramışsa ve bu uzun süredir devam etmekteyse olanları size anlatmaya korkabilir ve bunun yerine sıkıntısını ortaya koyan neşesizlik, kendine zarar verme, sosyallikten kaçınma gibi başka davranışlar sergiler. Cinsel taciz küçük bir çocuğa son derece büyük zararlar verebilir ve derhal engellenmelidir.
Eğer taciz şüpheniz varsa sizin ilk göreviniz bunu engellemektir.
İkinci adım ise onu yargılamadan dinlemeye ve desteklemeye hazır olmanızdır. Bu gibi bir durumda, özellikle de taciz olayını gerçekleştiren kişi aileden biriyse, sizin de yardıma gereksiniminiz olacaktır. Yapabileceğiniz en kötü şey hiçbir şey olmuyormuş gibi davranmaktır; çünkü bu, çocuğunuzu sizden almaya ihtiyacı olan destekten yoksun bırakmak ve en kötü sonuçların gerçekleşmesinin yolunu açmaktır. Sadece onun yanında olmak ve onu desteklemek bile çok işe yarayacaktır.
ÖNEMLİ NOKTALAR |
|