Tiroidin az çalışması18.12.2007 11:15:34

Hipotiroidi adı verilen tiroidin az çalışması durumunda tiroit bezinde T3 ve T4 hormonlarının üretimi azalır. Nüfusun yüzde birini etkileyen ve esas...

Hipotiroidi adı verilen tiroidin az çalışması durumunda tiroit bezinde T3 ve T4 hormonlarının üretimi azalır. Nüfusun yüzde birini etkileyen ve esas olarak orta yaşlı ve yaşlı kadınlarda görülen en yaygın türünde, bir bağışıklık sistemi kusuru hücrelerinin tümünü tahrip ettiğinden tiroit bezi büzülür. Daha seyrek olarak bu kusur hipotiroidiyle birlikte tiroit bezi büyümesine, yani guatr oluşumuna da neden olur. Bu hastalığa Hashimoto tiroiditi adı verilir. Basedow-Graves hastalığında olduğu gibi, bu hipotiroidi türü de bir sonraki sayfadaki kutuda gösterilen “otoimmün hastalıklar” (bağışıklık sisteminin kişinin kendi vücudundaki bir öğeyi hedef aldığı hastalıklar) adı verilen diğer hastalıklarla bağlantılıdır.

Hipotiroidi gelişmesi sizde bu sorunlardan birinin ya da birkaçının gelişme olasılığını artırır, ama risk yine de küçüktür. İnsanlarda hipotiroidi gelişmesinin bir başka nedeni ise Basedow-Graves hastalığının ameliyatla ya da radyoaktif iyotla tedavi edilmesidir.

Hipotiroidi akşamdan sabaha değil, aylar içinde yavaş yavaş gelişir ve başlangıçta aileniz belirtileri fark etmeyebilir ya da bunları yaşlanmanıza verebilir.

Uygun laboratuvar testlerine erişim olanakları yaygınlaştığı için, hipotiroidi günümüzde belirtilerin hafif olduğu görece erken bir evrede saptanabiliyor. İleri evredeki hipotiroidiye bazen “miksödem” adı verilir.

Şu ya da bu nedenle tanının birkaç ay, hatta birkaç yıl geciktiği durumlar dışında, yukarıda sözü edilen belirtilerin hepsinin bulunması beklenmez. Doktora genellikle halsizlik ve kilo alma gibi birçok nedene bağlı olabilecek belirsiz yakınmalarla başvurursunuz.

Size bir kan testi yapılır; T4 düzeyinizin düşük, TSH düzeyinizin yüksek olduğu görülürse, hipotiroidiniz olduğu doğrulanır. Anjina gibi bir komplikasyon gelişmediyse tedavinizi aile doktorunuz sürdürebilir.
 
Belirtiler
• Kilo alma: İştah artışı olmamasına, hatta iştahın azalmasına karşın hastaların çoğu beş on kilo alır.
 
• Soğuğa duyarlılık: Çok üşürsünüz ve sürekli kalın giyinmek ve ateşe ya da sobaya yakın oturmak istersiniz. Özellikle soğuk havalarda ani hareketlerde kaslarınız tutulabilir ya da kramplar gelişebilir.
 
• Ruhsal sorunlar: Halsizlik, uyku hali ve zihnin daha yavaş çalışması gibi sorunlar olur. Tepkileriniz de yavaşlar, ama mizah duygunuzdan bir şey kaybetmezsiniz! Yaşlı hastalarda bu durum bunamayla karıştırılabilir. Bazı hastalarda da depresyon ve paranoya gelişir. Geçmişte “miksödem deliliği” denen durum budur.
 
• Konuşma: Sesiniz kısılır ve boğuklaşır; genellikle geveleyerek konuşursunuz.
 
• Kalp: Tiroit bezinin fazla çalışmasından farklı olarak, nabzınız dakikada yaklaşık 60 vuru olacak kadar yavaşlar. Tansiyonunuz yükselebilir ve uzun süre hipotiroidisi olan yaşlı hastalarda kalp yetersizliği riski vardır. Hipotiroidinin ilk belirtisi anjina olabilir.
 
• Barsak hareketleri: Büyük bir olasılıkla kabızlık gelişir.
 
• Âdet kanamaları: Henüz menopoza girmediyseniz, âdet kanamalarınızın miktarı artabilir (menoraji).
 
• Deri ve saçlar: Deriniz sert ve kurudur ve hemen pul pul olur. Renginiz solgundur. Gözkapaklarınız, elleriniz ve ayaklarınız şişer. Bazı kişiler derilerinin limon yeşili bir renk aldığını fark edebilir ve kan damarlarının belirginleşmesiyle yanaklarda kızarıklık olabilir.

Ateşe ya da sobaya çok yakın oturunca bacak deriniz benek benek olabilir. Bazı kişilerde deride beyaz lekelerin oluştuğu vitiligo adı verilen durum gelişir. Saçlarınız kurur ve çabuk kırılır ve kaşlarınızın kenarları dökülebilir.
 
• Sinir sistemi: Biraz duyma kaybı nız ve denge sorununuz olabilir. Özellikle geceleri parmaklarınız karıncalanırsa ellerinizi hızla sallamak rahatlatıcı olabilir.

OTOİMMÜN HASTALIKLAR

          Pernisiyöz anemi; bu durumda kan sayısının normal olması için düzenli aralıklarla B12 vitamin iğnesi yapılması gerekir.
 
          Şeker hastalığı (diabetes mellitus); genellikle insülin tedavisi gerektirir.
 
          Addison hastalığı: her iki böbreğin üzerine yerleşmiş olan böbreküstü bezleri yeterince kortizol ve aldosteron salgılamaz, ama bu hormonlar haplarla alınabilir.
 
          Erken yumurtalık yetersizliği; bu da âdetlerin kesilmesine, kısırlığa ve erken menopoza neden olur.
 
          Tiroide komşu paratiroid bezlerinin az çalışması; bu durum kandaki kalsiyum düzeyinin düşmesine ve kaslarda kasılma nöbetlerine (tetani) neden olur, ama D vitaminiyle etkili biçimde tedavi edilebilir.
 
          Vitiligo; derinin bazı bölgelerinde pigment kaybı sonucunda beyazlaşmalar görülen ve kişiye “alacalı” bir görünüm veren hastalık.

Tedavi
Hipotiroidi tiroksinle tedavi edilir. Türkiye’de 100 mikrogram (0.1 miligram) levotroksin sodyum içeren tabletler kullanıma sunulmuştur. Normalde tiroksin tedavisine yavaş başlanır ve üç dört hafta boyunca günde 50 mikrogram kullanmanız önerilir. Sonra yine üç dört hafta boyunca günde 100 mikrograma, daha sonra da günde 150 mikrograma çıkılır. Tedavinin başlangıcından yaklaşık üç ay sonra yeniden kan testi yapılarak dozda küçük bir ayarlama gerekip gerekmediğine bakılır. Amaç kandaki normal T4 ve TSH düzeylerine ulaşmaktır.

İki üç hafta içinde kendinizi daha iyi hissetmeye başlarsınız; kısa sürede kilo vereceksiniz ve gözlerinizin çevresindeki şişkinliğin geçtiğini göreceksiniz, ama derinizin ve saçlarınızın eski haline gelmesi için aylar geçmesi gerekebilir. Normalde tiroksin tedavisini ömür boyunca sürdürmeniz gerekecektir.
 
HASTA ÖYKÜSÜ
Jean Spencer 17 yaşında bir lise son sınıf öğrencisiydi ve üniversiteye devam ederek hukuk okumak istiyordu. On bir yaşından beri şeker hastalığı vardı ve günde iki kez kendisine insülin iğnesi yapıyordu.

Şeker hastalığı her zaman yeterince denetim altında tutulabilmişti ve gerekli insülin dozları oldukça sabitti. Bununla birlikte, son üç aydır geçmişteki kadar insüline gereksinim duymadığını fark etmek onu şaşırtmıştı. Dört kez kan şekeri çok düştüğü için sınıfta neredeyse bayılmış, öğretmeninin verdiği şekerli içeceklerle kendine gelmişti.

Bir kez şekerli içecek yeterli olmamış, acele hastaneye götürülerek damardan glikoz verilmesi ve bir gece hastanede kalması gerekmişti. Jean’in anne babası ve öğretmenleri sınıfta derslere yeterince yoğunlaşamaması nedeniyle de kaygılanıyorlardı; son sınavlarda beklediği başarı düzeyine ulaşamamıştı. Soğuktan ve sıcaktan da yakınmaya başlamıştı ve sesi boğuklaştığı için okuldaki Noel Konserinde şarkı söyleyememişti. Jean’in dış görünümündeki değişiklikleri Kanada’dan gelen ve kendisini bir yıldır görmeyen teyzesi fark etti. On yıl önce o da hipotiroidi geçirmişti ve Jean’e kan testi yaptırmasını önerdi. Jean artık teyzesi gibi tiroksin tabletleri alıyor ve insülin dozu önceki düzeye döndü. Lise bitirme ve üniversiteye girişte büyük başarı gösterdi ve şu anda hukuk fakültesi birinci sınıfta okuyor.

 

ÖZEL DURUMLAR
 
Anjina
Hipotiroidide kandaki çeşitli yağ ya da lipit düzeyleri yükselir ve hastalığın uzun süre fark edilmediği kişilerde kalbi besleyen koroner damarlar yağ birikmesi nedeniyle daralabilir. Bu durumda, özellikle egzersiz sırasında kalbe gerektiği kadar kan gelmez ve kişi göğsünün ortasında bir ağrı (anjina) hisseder.

Tiroksin tedavisi anjinayı kötüleştirebilir; böyle bir sorun varsa tedavinin düşük dozla başlatılması ve dozun normalden daha yavaş artırılması gerekir. Ayrıca tiroksin tedavisine başlamadan önce ya da sonra ameliyatla koroner arterlerdeki kan akışını düzeltmek gerekli olabilir.
 
Geçici hipotiroidi
Tiroksin tedavisi genellikle ömür boyu uygulanır. Bununla birlikte Basedow-Graves hastalığı nedeniyle yapılan ameliyat ya da radyoaktif iyot uygulamasını izleyen ilk üç-dört ay içinde hipotiroidi gelişirse, kısa (yalnızca birkaç hafta) süren bu gibi durumlarda herhangi bir tedavi uygulanması gerekmeyebilir. Doğum sonrası tiroidit ya da de Quervain tiroiditinin komplikasyonu olarak gelişen hipotiroidide de durum aynıdır (bk. s. 18).
 
Hafif hipotiroidi
Doktorların çoğu tiroit sorunlarından kuşkulandıkları anda bir kan testi istedikleri için, halsizlik gibi genel yakınmalarla doktora başvuran ya da aile öyküsünde otoimmün hastalık olan kişilerde genellikle oldukça küçük anormallikler ortaya çıkarılabiliyor.

Doktorların subklinik (belirti vermeyen) hipotiroidi olarak adlandırdıkları en yaygın bulgu T4’ün “normal” olmasına karşın TSH düzeyinin yükselmesidir. Sonraki yıllarda, bu kişilerin her yıl yaklaşık %5 ile %20’sinde belirgin hipotiroidi gelişeceği biliniyor.

Bu nedenle, günümüzde birden çok testte anormallik saptanması durumunda önlem olarak tiroksin tedavisi vermek yaygın bir uygulamadır. Bu tedavinin kişi üzerinde çarpıcı bir etkisi olmaz, ama önleyici tedavi hastalık geliştikten sonra tam iyileşme sağlamak amacıyla uygulanan tedaviden daha iyidir.
 
İlaçlara bağlı hipotiroidi
Manik depresif hastalıkta yaygın olarak kullanılan bir ilaç olan lityum karbonat, guatr ve hipotiroidiye neden olabilir. Normal olarak bu kişilerin lityum karbonat almaya devam etmesi, dolayısıyla da sürekli tiroksin tedavisi uygulanması gereklidir.

Kalpteki bazı düzensizliklerin tedavisinde kullanılan bir ilaç olan amiodaron yalnızca hipertiroidiye değil, hipotiroidiye de yol açabilir ve bu ilacı kullanan kişilerin zaman zaman tiroit kan testleri yaptırmaları gerekir.
 
Her zamanki tiroksin dozunun değiştirilmesi
Gebelik sırasında (s. 29-36), barsaklarda çöliyak hastalığı gibi bir emilim bozukluğu varsa ya da tiroksinin emilimini azaltan ya da tiroksinin vücutta parçalanmasını hızlandıran bir ilaç kullanmaya başlarsanız, tiroksin dozunun artırılması gerekebilir. Daha fazla tiroksine ihtiyacınız olursa, önceleri normal olan TSH düzeyi önemli ölçüde yükselecektir.
 
TİROKSİN GEREKSİNİMİNİ ARTIRABİLECEK SIK KULLANILAN BAZI İLAÇLAR
İlaç Kullanım alanı
Karbamazepin (Tegretol, Teril, Timonil) Sara (epilepsi) nöbetlerinin kontrolü
Sertralin (Lustral) Depresyon tedavisi
Demir sülfat (Feospan, Ferrograd) Anemi tedavisi
Gebeliği önleyici hap, hormon Gebeliğin önlenmesi, yerine koyma tedavisi menopoz belirtileri
Klorokin (Avloclor, Nivaquine) Sıtma tedavisi
 
Gelecekte uygulanabilecek olası tedaviler
Kandaki T4 ve TSH düzeylerine göre aldıkları tiroksin dozu yeterli olduğu sürece, hipotiroidili hastaların çoğu kendilerini gayet iyi hisseder. Bununla birlikte bazı kişiler, gereğinden biraz daha fazla tiroksin almalarına, dolayısıyla TSH düzeylerinin normalin altına inmesine karşın kendilerini bekledikleri kadar iyi hissetmeyebilir.

Henüz doğrulanmamış olsa da, bu küçük hasta grubunda yer alanlara tiroksinle birlikte diğer tiroit hormonu olan T3 (triiyodotironin) verilmesinin yararlı olabileceğini düşündüren bazı kanıtlar vardır.

Bu ikili tedaviye geçince, tiroksin dozu 25-50 mikrogram azaltılmalı ve tedavinize yarım tablet (10 mikrogram) T3 (liotironin olarak da adlandırılır) eklenmelidir. Bazı ülkelerde hayvanlardan elde edilen ve hem T3, hem de T4 içeren tiroit özleri (ekstreleri) de satılıyor, ama bunlarda bulunan hormon miktarı değişken olduğu için bu ilaçlar önerilmiyor. Tiroit bezi çalışmayınca eksik olan hormon miktarını yerine koymak gerektiği açıktır ve ideal yerine koyma tedavisinde 100 mikrogram T4 ve 10 mikrogram T3 (yavaş salınan formu) içeren bir tablet kullanılması gerekir. Böylece ilaç alınınca kandaki T3 düzeyinin doruğa çıkması ve rahatsız edici çarpıntılara neden olması önlenir. Ne yazık ki ilaç endüstrisi tarafından henüz böyle ideal bir ilaç geliştirilmedi.
 
ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Hipotiroidi genellikle yavaş gelişir ve başlangıçta belirtiler belli belirsizdir.
  • Doktor basit bir kan testiyle tanıyı doğrulayabilir.
  • Tedavide tabletler kullanılır ve büyük bir olasılıkla bu tedavi yaşam boyunca sürdürülür.
  • Tiroit bezi uzun zamandan beri az çalışan kişilerde anjinaya bağlı göğüs ağrıları vardır. Tiroksin bu kişilerde sorunu daha da ağırlaştıracağı için, dozun dikkatle izlenmesi gerekir. Tiroit sorununuz ortaya çıkarıldığında anjina sorununuz varsa tedavinizde buna göre ayarlamalar yapılacaktır.
  • Tiroit kan testleriniz yalnızca biraz anormalse, size önleyici tiroksin tedavisi uygulanabilir.


www.saglikpark.com
sitesinden 26.04.2024 02:05:49 tarihinde yazdırılmıştır.