|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Stres kaynakları
06.12.2007 16:02:54
Yaşamımızda hiç olay olmasa hepimiz çok sıkılırdık. Ancak, belli bir dönemde oluşan herhangi bir büyük değişiklikle o sırada...
Yaşamımızda hiç olay olmasa hepimiz çok sıkılırdık. Ancak, belli bir dönemde oluşan herhangi bir büyük değişiklikle o sırada baş edebilme gücümüz de olmalıdır. Çok hızlı ve çok büyük değişiklikler önemli bir stres nedeni olabilir. Çeşitli tipik yaşam olaylarının ve sosyal değişikliklerin ne ölçüde strese yol açtığı 7. sayfada yer alan tabloda görülmektedir. Genel olarak, belli bir zaman dilimi içinde, örneğin bir yıl içinde başımıza gelen bu olayların sayısı ne kadar fazla ve toplam oranları ne kadar yüksekse, strese duygusal ya da bedensel bir tepki vermemiz de o ölçüde olasıdır. Dahası, strese karşı tepkimizin şiddeti genellikle olayların ve değişikliklerin önemine bağlıdır.
Unutmayın ki, stres, işten çıkartılmak, bir kaza geçirmek ya da aileden birinin hastalanması gibi hoş olmayan olaylar kadar, çocuk sahibi olmak, piyangodan para kazanmak ya da evlenmek gibi hoş olduğu düşünülen olaylar tarafından da tetiklenebilir. OLAYLAR
olduklarında özellikle sıkıntı yaratabileceklerini hesaba katmalıyız. Yine de, 7. sayfadaki tabloda belirtilenleri kelimesi kelimesine ele almamaya dikkat ediniz. Stres altında olduğunu hisseden insanın bunun nedenini geçmiş olaylarda araması normaldir, ancak bu olayların bir kısmı stresin nedeni değil, sonucu olabilir.
Örneğin, yeni görevler ya da sorumluluklarla baş edememe duygusu, belki de bu durumla baş edememenin yarattığı stres olmayıp, fark edilmemiş bir stresin sonucudur. Yani, stresin kaynakları esas olarak yaşamımızdaki bu olaylarda ve bizim bunlara karşı verdiğimiz bedensel ve duygusal tepkilerde yatar. Neden bizim için açık olabilir; bu durumda nasıl tepki göstermemiz gerektiği açık ve nettir ve bizim pratik ya da duygusal açıdan yapacağımız ayarlamalara bağlıdır. Bu koşullarda nereden yardım istememiz gerektiğini de kolayca bilebiliriz.
Oysa çoğunlukla stresin kaynağı bu kadar açık değildir ve dikkatle düşünülmesi ya da açığa çıkartılması için başkalarıyla konuşulması gerekebilir. Yine, fark edilmemiş bir hastalık başa çıkma gücümüzü etkileyebilir ya da ilişkilerimizle ilgili yüz yüze gelmeye hazır olmadığımız zorluklar olabilir. Ne var ki, bazen herhangi bir yanıt bulamayız ve çok ender olarak da stres ‘damdan düşer gibi’ gelir.
YAŞAM EVRELERİ
Yaşamınızın o anki evresini dikkate alarak stres düzeyi konusunda bir ipucu elde edebilirsiniz. On beş-yirmi yaş arası, ilk kez önemli birçok karar almak zorunda kaldığınız dönemdir. Orta yaşlar genellikle sorumluluklarınızın en ağır ve en zorlu olduğu dönemdir. Yaşlılıkta tek başınıza üstesinden gelmek zorunda olduğunuz hastalıklar, aile içinde ölümler ve parasal sorunlar olabilir.
Ayrıca, yakınlarınızın içinde bulunduğu yaşam evresini de dikkate almalısınız. Ağlayan bebekler, yatma zamanı huzursuzlukları, küçük canavarlar, bilgiçlikler, okula başlama, buluğ çağı isyanları; hiçbir annebaba her zaman en doğru şekilde davranamaz. Günlük yaşamda yemek saatleri bile en stresli anlar olabilir. YAŞAMINIZDAKİ ANLAŞMAZLIKLAR
Kendinize, çözmek istediğiniz herhangi bir sorun olup olmadığını sorun. Örneğin:
Sıklıkla stres bu türden ilgili-ilgisiz etmenlerin birikmesinden doğar. Eğer sakin bir biçimde oturup yaşamınızda stres yaratan unsurların bir listesini çıkarırsanız, bir kısmını eleyebileceğinizi fark ederek şaşırabilir ve rahatlayabilirsiniz.
STRESLE İLGİLİ UYARI SİNYALLERİ
Stresin sağlığınızı etkilediğine ilişkin uyarı sinyalleri kişiden kişiye farklıdır. Ne var ki, çoğumuzun kendine özgü olağan bir stres yanıtı ya da ‘parmak izi’ vardır.
Bu, bir kişide baş ağrıları olabilirken, bir diğerinde egzama ya da ishal olarak ortaya çıkabilir. Genellikle ilk stres belirtileri duygusal yaşamımızda ya da davranışlarımızda oluşan değişikliklerdir ve zamanla bu farklılaşma, bizim için olmasa da, başkaları tarafından rahatlıkla görülebilir hale gelebilmektedir.
DUYGUSAL TEPKİLER
Dikkat edilmesi gereken en önemli değişiklikler tansiyonun yükselmesi, huzursuzluk ve karamsarlıktır. Önemsiz huzursuzluklar stresin üstüne bindiğinde tahammül edilmez gibi görünebilir ve büyük bir hiddet patlamasına neden olabilir. Örneğin, işten yeni gelmişsiniz ve sadece oturup dinlenmek istiyorsunuz, ancak çocuklar oyun oynamak istiyor, böyle bir durum onları başka bir aileye evlatlık verme isteği duymanıza yol açabilir; ya da çalıştıramadığınız arabanızı kırıp dökme konusunda yoğun bir istek duyduğunuzu fark edebilirsiniz; ekmek kızartıcınız ekmek dilimini dışarıya atmadığında ona ekmek bıçağıyla saldırmamanız için birisi tarafından engellenmeniz gerekebilir.
İştah ve kilo değişiklikleri de olabilir: Bazı kişiler yemeden içmeden kesilirken, diğerleri sürekli yeme arzusu duyar. Evde ve işte sorunlarla başa çıkabilme gücünüz çok büyük değişkenlik gösterebilir: Faturaları ödemeyi bir türlü başaramadığınızı ve sadece telefonunuz kesildiğinde harekete geçebildiğinizi fark edebilirsiniz; işyerinde beyniniz sanki durmuş gibidir ve ‘gelen işler’ kutusu gittikçe dolar. Daha çok sigara ya da içki (veya her ikisini de) içersiniz; bu da, uyuma zorluğu çektiğiniz akşam saatlerini doldurmanıza yardım eder ancak. Sayfa 12’deki kutuda, strese karşı farklı duygusal tepkilere ilişkin bazı örnekler yer almaktadır. Bu belirtilerin bir kısmını görürseniz ya da başkaları size gösterirse dikkat edin: Kendinizi korumak için bazı adımlar atmazsanız, giderek artan bir stres yaşama riski altına gireceksiniz. Ancak, ilk başta bütün belirtileri fark etmeyebilir ya da çeşitli nedenlerle bazı belirtileri görmezden gelebilir veya küçümseyebilirsiniz. Ayrıca, gözlemlenen tepkileri, strese bir yanıt olarak değil de, ciddi bir bedensel hastalığın kesin kanıtları olarak kabul etme eğilimine karşı da direnmeniz gerekir.
BEDENSEL TEPKİLER
Güçlü duygulara karşı bedensel tepkiler, basit, tehlikeli mağara yaşamı sürdürdüğümüz günlerde bizi korumak üzere geliştirilmiştir. Taş çağı insanı için bu bedensel tepkiler ‘savaş ya da kaç’ anlamına geliyordu ve onu harekete geçmeye hazırlıyordu; tüylü bir mamut saldırdığında çok yararlı olan, ancak son treni kaçırdığımız ya da arabamızın anahtarını kanalizasyona düşürdüğümüzde fazlaca işe yaramayan bu tepkiler milyonlarca yıl sonra hâlâ sürüyor. Vücudumuzda olanlar şunlar; nabız ve kan basıncımız artıyor, daha hızlı nefes alıp vermeye başlıyoruz ve gözlerimiz, kulaklarımız ve burnumuz daha duyarlı oluyor. Bu değişiklikler, olaya bir yanıt olarak kan dolaşımı na salıverilen stres hormonlarının etkisiyle ortaya çıkmaktadır.
Stres yanıtı uzun bir süre devam ederse ya da sık sık ve yanlış bir zamanda oluşursa, hoş olmayan çok çeşitli duygulara yol açabilir. Bedensel olarak hissedilenlerin sayısı ve niteliği kişiden kişiye büyük ölçüde değişir ancak en sık görülenler 14. sayfadaki kutuda sıralanmıştır. Strese karşı bedensel tepkilerle baş etmede en etkili teknikler kontrollü derin nefes alıp verme ve gevşemedir. Bunlar 33-36. sayfalarda ele alınmıştır. Sadece ‘dinlenme’ anlarında değil, gün boyunca düzenli olarak gevşemek önemlidir.
Vücudunuzdan gelen uyarıları anlamaya çalışın ve strese karşı bedensel bir tepki sezdiğinizde kaslarınızı gevşetmeyi deneyin; örneğin, omuzlarınızı serbest bırakın, yüz ve karın kaslarınızı gevşetin. Mümkünse o anda ne yapıyorsanız bırakın ve dinlenin, sessizce sakinleşmek için zaman ayırın ve derin nefesler alıp kaslarınızı gevşeterek dikkatinizi başka yöne çevirme egzersizleri yapın. Derin bir nefes alarak başlayın ve nefes alıp verişinizi yavaşlatın. Derin bir nefes alın, üçlü sayılar halinde sayarken (‘yüz on bir, yüz on iki, yüz on üç’) nefesinizi tutun ve sonra yavaşça verin. Bu egzersizi tekrarlayın ve dakikada yaklaşık 10 nefes alacak biçimde yavaş, sakin nefesler alıp vermeyi sürdürün. Kendinizi rahat hissediyorsanız 111’den 116’ya kadar sayarak ‘altı-saniyelik nefes’e çıkabilirsiniz. (Hızlı ve kısa kısa nefes alıp verme strese karşı bedensel tepkiyi güçlendirebilir). Sonra yavaş yavaş yaptığınız işe dönün ya da yolunuza devam edin; bu arada yavaş ve derin nefesler almayı, dikkatinizi başka şeyler üzerinde toplamayı sürdürün ve durumu idare edişiniz ve tekrarlarsa nasıl üstesinden geleceğiniz konusunda olumlu ve yapıcı düşünceler geliştirin.
DAVRANIŞSAL TEPKİLER Sürekli olarak güvence ararlar ve kararsızdırlar; bir paket çay almak için süpermarkete gitmek, sanki Everest’e tırmanılacakmış gibi büyük bir hazırlık ve düşünüp taşınma ister. Sık sık fikir değiştirirler ve bir dakika önce hakkında iyi şeyler söyledikleri bir kişiyi bir dakika sonra işe yaramaz bulabilirler. Hep ağlayan, yakınan, zor kişiler olabilirler ve genelikle başkalarının onlara karşı olağanüstü bir anlayış göstermesini beklerler.
Cinsel alışkanlıklarında da değişiklik olabilir (ilginin yitirilmesi, rastgele cinsel ilişkide artış ya da cinsel tercihlerde değişiklik) ve önceleri nazik olan bir kişi, sözlü ya da fiziki saldırılarda bulunan biri haline gelebilir. Normalde oldukça rahat olan bir kişi, katı ve sabit fikirli biri haline gelebilir; örneğin, tekrar tekrar kilitleri ve elektrik düğmelerini kontrol eder ya da sabahın üçünde, önceleri yılda bir kez yaptığı fırın temizliğine girişir.
Bu türden eylemler, belki de kendilerini çevrelediğini hissettikleri karışıklık duygusuna bir düzen ve kesinlik kazandırma çabasıdır. Genellikle stres altındaki kişinin inkâr ettiği bu davranış değişikliklerini diğer kişiler açıkça görür. Arkadaşlarınıza davranışlarınızda herhangi bir değişiklik görüp görmediklerini sorun, ancak size doğruyu söylediklerinde sakın kızmayın; unutmayın, açık olanı inkâr etmek bir stres belirtisi olabilir!
Bu yazı 7353 kere okundu.
|
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz. |