Yaklaşık bir kuşak önce cinselliğe erkeklerin kadınlardan daha fazla ilgi duyduklarına inanılır, dolayısıyla erkeğin mastürbasyon yapması, cinsel ilişkileri başlatması, hatta para ödeyerek seks yapması çok daha hoşgörüyle karşılanırdı.
İlgili Sayfalar
Temel bilgiler
ERKEK CİNSEL ORGANLARI
Erkek cinsel organları penisten (kamış) ve skrotum adı verilen deriden bir torba içinde yer alan iki testisten (erbezleri, hayalar) oluşur. Cinsel uyarılma sırasında penis sertleşerek kadının vajinasına girme olanağı sağlar. Testisler de erkek cinsel hormonu olan testesteronu ve kadında üretilen yumurta hücresini (ovum) dölleyecek spermleri üretir.
Penis
Penisin gövdesinde süngersi dokudan oluşan üç uzun tüp vardır. Üstte yer alan iki tüp birbirinin aynıdır ve kavernöz (kovucuklu) cisim (korpus kavernozum) adı verilir. Süngersi cisim (korpus spongiozum) adı verilen alttaki tüpün içinde üretra denilen, idrarın ve meninin (semen) geçtiği kanal vardır.
Süngersi doku penisin ucunda genişleyerek, glans adı verilen mantara benzer bir penis başı oluşturur.
Penis başını sünnet derisi denilen gevşek bir deri kıvrımı örter. Sünnet edilen erkeklerde bu deri kıvrımı alınır. Penisin başıyla gövdesi arasında hafif bir oluk vardır. Sünnet derisi ince bir deri kıvrımıyla penisin altından penis başına bağlanır. Ergenlik çağının sonlarında ve erişkinlik çağının başlangıcında penis başının kökünde küçük noktalardan oluşan bir halka görünebilir. İnciye benzeyen bu kabarcıkların genital siğil olduğunu sanan gençler endişelenebilir, oysa bunlar zararsız doğal kabartılardır.
Penisin kökünde orgazm sırasında ritmik olarak kasılan ve penisin sertleşmesinde de rol oynayan kaslar bulunmaktadır.
Erkeklik Üreme Sistemi
Erkekte cinsel organlar
Sağ üstte: penisin kesiti. Sağ altta: testislerin kesiti
Testisler
Dilimizde erbezi ya da haya adıyla anılan testisler erkek bebeğin karnında büyür ve gebeliğin sonlarına doğru ilerleyerek torbalara (skrotum) iner. Bazen bu gerçekleşmez ve çocukluk çağında küçük bir ameliyatla testislerin skrotuma inmesini sağlama zorunluluğu doğar.
Testislerde iki tür hücre vardır; biri erkek cinsel hormonu testesteronu, diğeri ise spermleri üretir. Spermler testislerden, bükülmüş tüplerden oluşan ve testislerin arka ucunun üzerine külah gibi yerleşen epididimlere geçer. Buradan da sperm kanalı (vas deferens) adı verilen bir başka tüpe geçer. Erkekte kısırlaştırma ameliyatı olan vazekto-mide bu tüp kesilir ve bağlanır.
Sperm kanalı idrar kesesinin arkasında biraz genişleyerek spermin depolanacağı bir alan oluşturur. Burada sperm kanalına meni keseleri (seminal kesecikler) adı verilen iki küçük bez açılır. Bu bezlerin salgıladığı meni sıvısı (seminal sıvı) spermlerle ve prostat sıvısıyla birleşerek orgazm sırasında çıkarılan meniyi oluşturur. Bu alana açılan başka bazı bezler de vardır ve bunlar cinsel uyarılma sırasında bazen erken boşaltılan saydam bir sıvı üretir; bu sıvıda gebeliğe yol açacak kadar sperm bulunabilir.
Bundan sonra sperm kanalı idrar kesesinin altındaki prostatın içine girerek burada idrar yoluyla (üretra) birleşir. Hem idrarı, hem de meniyi taşıyan üretra penisin içinden geçerek dışarı açılır.
Testisleri destekleyen iki kas vardır. Bunlardan dartos kası torbaların büzülmesini ya da gevşemesini sağlar, kremaster kası (asıcı kas) da kasılarak testisleri yukarı çeker. Bazen genç erkeklerde bu kas aşırı çalışabilir ve cinsel uyarılma ve boşalma sırasında testislerde ve kasıklarda ağrıya neden olur. Bu durumda tedavi olarak bazen sıcak bir küvette mastürbasyonla boşalma önerilir.
Erkekler vazektomiyle kısırlaştırılabilir
KADIN CİNSEL ORGANLARI
Kadın cinsel organları erkektekinden daha karmaşıktır. İçte karnın alt bölümünde rahim ya da dölyatağı (uterus) ile sağda ve solda yumurta kanalları (fallop borusu) ve yumurtalıklar yer alır. Rahmin alt ucu bir boyun oluşturarak vajinanın içine doğru uzanır (serviks). Vajina dış cinsel organlara açılır; bunlar idrar yolu (üretra), klitoris (bızır) ve vulvadan oluşur.
Klitoris
Halk dilinde bızır adı verilen klitoris birçok bakımdan küçük bir penis gibidir. İçinde boylu boyunca uzanan aynı türden üç tüp vardır ve kadın uyarılınca klitoris de şişer ve sertleşir. Sinir uçlarıyla dolu olduğu için, dokunmaya son derece duyarlıdır ve klitorisin uyarılmasıyla kadında cinsel uyarılma sağlanır ama şiddetli ya da sert hareketler ağrıya neden olabilir.
Vulva
Vulvada iki deri tabakası vardır: dıştaki daha kalın olana dış dudaklar, içteki daha ince olana da küçük dudaklar adı verilir. Normalde bunlar üst üste gelerek vajina ağzını sıkıca kapatır, ama ayrılırlarsa vajina ağzı görülebilir. Daha önce hiç cinsel ilişkiye girmemiş ya da tampon kullanmamış bir kadında vajina ağzını çevreleyen ve himen ("kızlık zarı") adı verilen ince bir zar bu girişi daha da daraltır. Çok seyrek olarak himen vajina ağzını bütünüyle kapatarak âdet kanamaları başlayınca kanın içerde toplanmasına neden olur. Bu durumda küçük bir ameliyatla himeni kesmek gerekir. Bazı kadınlarda ise himen yırtılır ve kalıntıları vajina girişine hafif girintili çıkıntılı bir görünüm kazandırır. Kü-çük dudakların içinde, vajina ağzının hemen üzerinde küçük bir doku tomurcuğunda üretranın (idrar yolu) ağzı yer alır.
Vajina ağzının alt bölümünde iki tarafta birer Bartholin bezi bulunur. Bunların ürettiği sıvı cinsel birleşme sırasında vajinanın kayganlaşmasını sağlar. Bazen bu bezler enfekte olur ya da bir kist nedeniyle şişer ve antibiyotik kullanmak ya da küçük bir ameliyat yapmak gerekebilir.
Vajina
Vajina tüp şeklindedir ve normalde yaklaşık 10 cm uzunluğundadır. Vajinanın vulvaya yakın alt bölümü güçlü kaslarla çevrilidir ve penisin vajinaya rahatça girebilmesi için bu kasların gevşemesi gerekir. Öte yandan, bu kaslar çok gevşerse (belki çocuk doğurduktan sonra) cinsel ilişki hem erkek hem de kadın için daha az haz verici olabilir ve kasların güçlenmesi için özel bazı egzersizlerin yapılması gerekir.
Kadında cinsel organlar
Solda: kadında dış cinsel organlar ya da vulva; sağda: kadında iç cinsel organlar
Üstte rahim boynu (serviks) vajina içine doğru girer. Servikal sürüntü testi ya da "smear" yapılacağı zaman spekulum adı verilen bir alet yardımıyla vajina açılır ve rahim boynu görünür hale getirilir; buradan yavaşça biraz doku ve salgı örneği alınarak bir lama yayılır ve mikroskopta incelenir. Kadınların çoğu, cinsel birleşme sırasında penisin tekrarlanan darbelerinden olduğu gibi, rahim boynuna doğrudan basınç yapılmasından rahatsız olur.
Vajina duvarları kıvrımlıdır. Kadın cinsel olarak uyarılınca vajinanın üst üçte ikilik bölümü uzayarak penise bütünüyle uygun hale gelir.
Rahim
Rahim ya da döl yatağı, ucu (rahim boynu) aşağıya doğru bakan bir üçgen biçimindedir. Rahim boynu ise vajinaya açılır. Kadınların çoğunda rahmin gövdesi hafifçe öne eğiktir ve önünde yer alan idrar kesesinin üzerine doğru yatmıştır. Bazı kadınlarda da rahim arkaya doğru yatmıştır; genellikle bunun herhangi bir sakıncası yoktur, ama doktor servikal sürüntü örneği almak için rahim boynunu bulmakta biraz zorlanabilir! Üst köşelerin her ikisinde de yanlara açılan kısa iki kol şeklinde yumurta kanalları (fallop boruları) vardır. Yumurta kanallarının uçlarındaki parmak benzeri doku her iki tarafta da yumurtalıkları kuşatır. Kadında kısırlaştırma ameliyatı sırasında bu yumurta kanalları kesilerek bağlanır ya da bir mandalla kapatılır.
Rahim esas olarak kaslardan oluşur ve görevi gebelik sırasında büyüyen fetüsü barındırmak ve doğum sırasında kasılmalarda bebeğin dışarı çıkmasını sağlamaktır. Gebelik sırasındaki genişleme yeteneği olağanüstüdür; hacmi altı mililitreden dokuzuncu ayda dört litreye kadar çıkar. Normalde boyu yaklaşık yedi santim kadardır.
Kadında kısırlaştırma: yumurtalık kanalları bağlanır (solda) ya da mandalla kapatılır (sağda)
Rahmi kaplayan örtü, hormonların etkisi altında her ay yenilenir. Gebelik gerçekleşmezse, bu örtü oluşma sürecinin sonunda, ortalama 28. günde bir âdet kanamasıyla (regl, aybaşı) atılır. Bununla birlikte âdet döngüsü çok değişken olabilir ve birçok kadında âdetler çok düzenli değildir.
Gebelik gerçekleşirse, fetüs için hazırlanan rahmin örtüsü oluşumunu sürdürür; fetüs bu örtüye bağlanarak gelişmeye başlar. Bu nedenle âdetin gecikmesi bir kadına gebe kalmış olabileceğini düşündüren ilk işarettir.
Yumurtalık
Yumurtalıklarda yumurtalar vardır. Her yumurta bir hücre kümesiyle çevrilmiştir. Her ay bir yumurta "olgunlaşır" ve çevresindeki hücre kümesi büyür. Sonunda bu yumurta yumurtalığın yüzeyinden kopar ve yumurta kanallarının parmaksı uzantıları tarafından kanala çekilir. Bu olaya ovülasyon ya da yumurtlama adı verilir. Kanalda ilerleyen yumurta hücresi spermle karşılaşırsa, ora-da döllenir. Normalde ovülasyon âdet kanamasının ilk gününden yaklaşık 14 gün sonra gerçekleşir.
SEVİŞME SIRASINDA NELER OLUR?
Ön sevişme ya da aşk oyunları çiftlerin cinsel birleşmeye hazır duruma gelmesini sağlamak için öpüşerek, sarılarak ve birbirlerini okşayarak uyarma sürecidir. İnsanların "havaya girmek" için istedikleri ön sevişme miktarı kişiden kişiye çok değişir. Çiftlerin çoğu her ikisine de uyan bir 'rutin' geliştirir; ancak bazen cinsel birleşmeler arasına ön sevişme ya da oral seks dönemleri serpiştirerek ve yeni pozisyonlar deneyerek bu rutini kırmak eğlenceli olabilir. Sevişme sırasında ne olacağını belirleyen kalıplar yoktur; önce öpüşmek, ardından ön sevişme yapmak ve bunun cinsel birleşmeyle noktalanması gibi bir kural yoktur; hazzın bir bölümü de bütün bunları içinizden geldiği gibi bir araya getirmektir.
Öpüşmek (dudakların, bedenin ya da genital bölgelerin öpülmesi), sarılmak, birbirini hafifçe ısırmak ve okşamak çiftin gevşemesine ve Fiziksel olarak kendini eşine yakın hissetmesine yardım eder. Uyarıldıkça birbirlerinin bedenini keşfetmeye başlayabilirler. Kadınlar genellikle göğüslerinin ve meme başlarının hafifçe okşanmasından ya da öpülmesinden ve uyluklarına dokunulmasından hoşlanır. Parmaklardan birinin ya da ikisinin vajinaya sokulması da hoşlarına gidebilir. Klitoris çok duyarlıdır ve kadın yeterince uyarılmadıysa ya da temas şiddetli ya da sertse klitorise dokunmak acı verebilir. Kadınların çoğu klitoris gövdesinin (ya da çevresinin) hafifçe art arda okşanmasından ya da dokunulmasından hoşlanır ve birçok kadın oral seksi çok heyecan verici bulur.
Erkekler penis gövdesinin ve başının tutulmasından, art arda okşanmasından ya da öpülmesinden, yalanmasından ve (dondurma gibi) emilmesinden hoşlanır. Penisin sıkı mı, yoksa gevşek mi tutulacağı konusunda beğeniler farklılık gösterebilir. Bazı erkekler testislerine dokunulmasından ya da avuca alınmasından ya da kalçalarının ve uyluklarının okşanmasından da zevk alır. Erkeklerde meme başı kadınlardan daha az duyarlıdır, ama bazı erkekler meme başlarının uyarılmasından da hoşlanır.
Çift cinsel birleşmeye hazır olduğunda penis vajinaya sokulur ve ritmik bir biçimde birlikte hareket ederek cinsel hazzın artması sağlanır. Elle uyarılma aşamasından cinsel birleşmeye geçiş erkekte cinsel hazzı çok artırır, ama kadında bu her za-man böyle olmaz. Sevgi dolu bir ilişkide kadın penisin vajinaya girmesinden büyük duygusal doyum alır, ama bütün cinsel birleşme pozisyonlarında klitoris yeterince uyarılamaz. Yeterli deneyimi olmayan ya da sık sık sevişmeyen bir kadın, yeterince uyarılsa bile penisin vajinaya girişi sırasında acı duyabilir. Çiftlerin farklı pozisyonları deneyerek, sevişirken bunlardan hangisinin kendilerine daha uygun olduğunu araştırmaları gerekir.
CİNSEL BİRLEŞME POZİSYONLARI
Birçok kitapta çiftlerin sevişirken uygulayabileceği, görünürde sonsuz sayıda pozisyona ilişkin yararlı bilgiler vardır, ama aslında bunlar dört temel pozisyonun çeşitlemeleridir ve bunların bir kısmı gerçekçi olmayacak bir akrobasi yeteneği ister!
Klitoris dokunmaya son derece duyarlıdır ve şiddetli ya da sert hareketler ağrıya neden olabilir.
- Geleneksel (misyoner) pozisyon: Bu pozisyonda erkek bacakları kapalı bir şekilde kadının üzerinde yatar ve penisini vajinaya sokar. Kadın penisin girişini kolaylaştırmak için bacaklarını iyice açarak sırt üstü yatar. Bu pozisyonun üstünlüğü çiftin birbirinin yüzünü öpüp okşama-sına ve erkeğin kadının göğüslerini okşamasına izin vermesidir; ancak erkek penisini klitorise sürtmek için özel bir çaba harcamazsa klitoris ye-terince uyarlamayabilir. Bu pozisyonun farklı uygulamalarında kadın dizlerini göğsüne doğru kıvırır ya da erkek yerde diz çökerken bedenin yarısı yatakta olan kadın bacaklarını erkeğin beline dolar.
|
|
- Kadın üstte: Erkek sırt üstü yatar ve kadın bacaklarını açarak penisin üzerine oturur. Penisin vajinaya giriş sıklığını ve derinliğini kadının denetim altında tutmasına izin verdiği ve klitorisin uyarılmasını kolaylaştırdığı için, bazı kadınlar bu pozisyondan hoşlanır. Bu pozisyon gebelikte de yararlıdır. Kadın erkeğin üzerinde diz üstü öne eğilebilir ya da alçak bir sandalyede oturur gibi bacaklarını öne alarak erkeğin üzerine oturabilir. Çiftlerin yüzü birbirine dönüktür ve erkek kadının göğüslerini ve klitorisini uyarabilir. Erkek bacaklarını kavuşturarak otururken, kadının kucağına oturması ve bacaklarını erkeğin beline sarması da bu pozisyonun farklı bir uygulamasıdır.
|
|
- Yan yana: Çift yüz yüze olacak biçimde yan yatar, kadın üstteki bacağını kaldırarak erkeğin penisini vajinaya sokmasını sağlar. Bu pozisyonda her iki eş de yatar pozisyonda oldukları için cinsel birleşmenin uzun sürmesi olanağı vardır. Eşler birbirlerinin cinsel organlarını ya da meme başlarını uyarabilirler.
|
|
- Arkadan girme: Genellikle kadın dört ayak üzerinde yatakta eğilir ve erkek bedenini kadının kalçalarına doğru iterek vajinaya girer. Erkek kadının sırtını okşayabilir ve göğüsleriyle ve klitorisiyle oynayabilir. Bu pozisyonun sakıncası eşlerin yüzlerinin birbirlerine dönük olmamasıdır. Bu pozisyonun farklı uygulamaları arasında oturma pozisyonu (kadının erkeğin üzerinde ama sırtı ona dönük olarak oturması) ya da destek almak için bir yatak veya masaya doğru eğilerek ayakta sevişmek sayılabilir.
|
|
CİNSEL BİRLEŞME SIRASINDA BEDENDE NELER OLUR?
Erkek cinsel olarak uyarılınca penisi dikleşir. Penise kan akışı artarken kanın penisten çıkışı önlenir. Dolayısıyla, iki kavernöz cisimcikteki ve süngersi cisimcikteki süngersi dokular kanla dolar, gerginleşir ve sertleşir. Sertleşmenin sürmesi için penisin tabanındaki küçük kaslar da ritmik bir biçimde kasılır.
Solda, penis gevşeme pozisyonunda; sağda ise sertleşme sırasında
Uyarma arttıkça cinsel heyecan artar ve erkek orgazmın yaklaştığını fark eder. Artık bir-iki saniyede boşalmanın gerçekleşeceği, "boşalmanın kaçınılmazlığı" evresine girilir. Testislerdeki ve sperma kanalındaki kaslar kasılarak meniyi üretradan dışarıya pompalamaya hazır konuma geçer. Üretradan idrar çıkışı durdurulur. Prostat bezinden ve seminal keseciklerden çıkan sıvı sperme karışarak meniyi oluşturur ve meni üretranın üst bölümünde toplanır. Orgazm geldiğinde kasların kasılmasıyla meni üretradan itilerek penisten dışarı fışkırır.
Orgazmdan sonra, erkeğin cinsel uyarıya yanıt vermediği bir evre vardır. Yanıtsızlık dönemi adı verilen ve süresi kişiden kişiye çok farklı olabilen bu dönem birkaç dakikayla birkaç saat arasında değişebilir. Penis sertliğini yitirir, beden gevşer ve sıklıkla güçlü bir uyuma isteği oluşur.
Kadında cinsel uyarılma klitorisin ve vulvanın şişmesine ve kayganlaşmasına yol açar. Bu yolla vajina ağzı penisin girişini kolaylaştırır ve kadının alacağı hazzı artırır. Rahim de büyüyüp yükselerek rahim boynunu penisin yolundan uzaklaştırır. Vajinanın üst bölümü balonlaşır. Orgazm sırasında vajina ve rahim kasları ritmik olarak kasılır. Bazı kadınlarda üretradan az miktarda, idrar ol-mayan bir sıvı da atılır. Bunun erkeğin boşalmasının kadındaki eşdeğeri olduğu düşünülüyor. Kadınlarda mutlaka bir yanıtsızlık dönemi olması gerekmez ve bazı kadınlar birbiri ardına birkaç kez orgazm olabilir.
ERKEK VE KADIN CİNSELLİĞİ
Yukarıda anlatılanlar cinsel uyarılma sırasında gerçekleşen Fiziksel değişimlerin her iki cinsiyette de cinsel birleşmeyi kolaylaştırdığını gösteriyor. Cinsel sorunların çoğu eşlerin farklı hızda ve tarzda yanıt vermelerinden ya da cinsel uyarılmaya yanıt verememelerinden kaynaklanır. Erkek uyarılmaz ve penisi sertleşmezse, eşi cinsel açıdan engellenmişlik duygusu yaşayacak, çekici olmadığı ve reddedildiği duygusuna kapılacaktır. Kadın cinselliğe karşı ilgisizse, sevişmekten kaçınabilir ya da yeterince uyarılmadığı için cinsel ilişki-nin acı verdiğinden yakınabilir. Bu durumda eşi onu nasıl uyaracağını bilemez ve kendisini başarısız hisseder.
Erkeklerin elektrik ampulleri gibi hemen yanıt verdikleri, oysa kadınların ütü gibi yavaş yavaş ısındıkları söylenir. Böyle eğlendirici sözler insanların cinsel ilişkilerindeki karmaşıklığı ve farklılıkları aşırı basite indirgiyor; kendisinin ampule benzemediğini düşünen birçok erkeği de incitebilir! Aslında cinsel dürtünün kadında daha fazla olduğu birçok çift vardır.
Kadında cinsel organların cinsel uyarılma öncesinde (solda) ve sırasında (sağda) görünümü
Geçmişte cinsellik üzerine birçok araştırma yapıldı; bunların en ünlüleri Masters ve Johnson ile Kinsey ve Hite tarafından yapılanlardır. Bu anketlerin hepsi erkekte cinsel aktivitenin erken yaşlarda doruğa ulaştığını, genellikle ergenlik çağına denk gelen bu dönemde erkeğin haftada ortalama beş orgazm yaşadığını gösteriyor. Kırk yaşlarına gelen erkekte bu oran haftada iki-üç orgazma düşüyor ve bu sayı yaş ilerledikçe giderek azalıyor.
Buna karşın, sonuçlar kadınlarda cinsel aktivitenin yirmili yaşların sonunda ya da otuzlu yaşlarda doruğa ulaştığını ve gerek artış hızının, gerekse yaşla azalma hızının erkeklerden çok daha yavaş olduğunu düşündürüyor. Ayrıca kadınlarda âdet kanamaları, doğurganlık, gebelik ve menopozun önemli rol oynadığı çok daha karmaşık bir cinsel yaşam vardır.
"Genel bir davranış kalıbı" bulunmasına karşın, bütün araştırmalarda insanların çoğunun ortalamadan çok farklı olduğu, yıllarca boşalmayan erkekler ya da günde birkaç kez uyarılan kadınlar bulunduğu görülüyor. Bunun gibi, günde birkaç kez boşalan erkekler yanında, yaşamları boyunca yalnızca birkaç kez uyarılmış kadınlar da var. Gerçek şu ki, bu "genel davranış kalıbına" uygun olup olmamaktansa, kendi cinselliğinden memnun olmak çok daha önemli.
Dinsel ve kültürel inançlar kişilerin cinsellik karşısındaki tutumlarında ve kabul edilebilir ya da edilemez saydıkları davranışlarda son derece önemli, belirleyici bir rol oynuyor. Kişi bir davranışın (örneğin kendi kendini tatmin [[][[]][[][[]]]mastürbasyon]) zararsız olduğunu bilse bile, duygusal olarak yine de suçluluk ve pişmanlık duyabiliyor.
Yaklaşık bir kuşak önce cinselliğe erkeklerin kadınlardan daha fazla ilgi duyduklarına inanılır, dolayısıyla erkeğin mastürbasyon yapması, cinsel ilişkileri başlatması, hatta para ödeyerek seks yapması çok daha hoşgörüyle karşılanırdı. Feminizm dalgasıyla ve kadın haklarının ve kadın sorunlarının kabul edilmesiyle kadın cinselliği çevresindeki tabular kalktı ve artık cinselliğin kadınlarda da erkeklerdeki kadar önemli olduğu biliniyor. Günümüzde kadınlar kendilerinin de cinsel istekleri olduğunu, mastürbasyon yaptıklarını ve cinsel fanteziler kurduklarını kabul etmeye daha yatkınlar. 1981 yılında gerçekleştirilen bir araştırmada görüşme yapılan kadınların yüzde 73'ü 20 yaşından önce mastürbasyon yaptığını söylüyordu. Aynı araştırmacıların 15 yıl önce, 1966 yılında gerçekleştirdikleri benzeri bir araştırmada bu rakam yalnızca yüzde 46'ydı. Giderek mastürbasyon yapan kadın sayısı mı artıyor, yoksa artık kadınlar bundan daha kolay mı söz edebiliyor?
ÇİFTLER HANGİ SIKLIKLA SEVİŞİYOR?
Araştırmaların çoğu, bütün yaş gruplarında ortalama haftada iki ya da üç kez sevişmenin çok yaygın olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte, genç çiftlerde ve birlikte yaşayan ama evli olmayan çiftlerde cinsel aktivitenin daha yoğun olduğu, ama ikinci yıldan sonra hem evli çiftlerde, hem de birlikte yaşayan çiftlerde giderek azalma eğilimi gösterdiği anlaşılıyor. Bazı dinlerde ve kültürlerde âdet kanaması sırasında cinsel ilişki yasaktır. Ayrıca gebelik, çocuk büyütme, aile sorunları ya da işteki gerilimler gibi olaylar da cinsel ilişki sıklığını etkiliyor. Bir deyişe göre bir çift birlikteliklerinin ilk beş yılında bir kavanoza her sevişmede bir metal para atsa ve beşinci yıldan sonra her sevişmede kavanozdan bir metal para alsa, ömür boyu birlikte yaşasalar bile kavanoz hiç boşalmazmış!
KADINDA BİRDEN ÇOK ORGAZM TİPİ Mİ VAR?
Kadınlarda farklı orgazm tipleri üzerine yoğun tartışmalar sürdürüldü ve penisin vajinaya girişiyle ulaşılan orgazmın klitorisin uyarılmasıyla ulaşılan orgazmdan daha "olgun" olduğu ileri sürüldü. Bununla birlikte, araştırmalar kadınların çoğunun cinsel birleşmeden önce ya da cinsel birleşme sırasında klitoris biraz uyarılmadan orgazma ulaşamadıklarını ortaya koydu. İster doğrudan (okşanarak ya da öpülerek), ister (penisin vajinaya girişiyle) dolaylı yoldan uyarılsın, kadında orgazmın klitoristen kaynaklandığına inanılıyor.
Bazı kadınlar G noktasının uyarılmasından çok hoşlanır
Bir tartışma da "G noktası" adı verilen ve klitorisin arkasında vajina içinde yer alan bir alanın var olup olmadığı konusudur. Bazı kadınlar bu alanın uyarılmasından çok hoşlanır. Bu alandaki basıncın dolaylı yoldan klitorisi ya da idrar yolunu uyardığı, bu nedenle haz verdiği ve uyarıcı olduğu sanılıyor.
Bütün bu konular bir yana, kadınlarda cinsel uyarılmanın erkeklerden daha karmaşık ve daha belirsiz olduğu açık. Birçok kadın kendi vücudunun nelerden hoşlandığını ve geleneksel pozisyonlarda nelerin mümkün olduğunu zamanla ve yeni eşlerle öğrenir. Öte yandan, denemelere ve iletişime açık olan çiftlerin çoğu, her ikisini de tatmin eden bir davranış biçimi bulacaklardır.
CİNSEL DÜRTÜLERİ UYUMSUZ OLAN ÇİFTLER NE YAPABİLİR?
Pek az çiftin cinsel dürtüleri tam bir uyum içindedir ve her seferinde eşlerden birinin kendisini öteki kadar seksi ve tutkulu hissetmesini beklemek mantıklı olmaz. İlişkinin başlangıcında durum bu olabilir, ama zamanla çiftlerin çoğu kendi cinsel dürtülerini, işlerini, çocukları ve benzeri noktaların da dikkate alındığı bir sevişme ritmini yakalayacaktır. Cinsel dürtüler gerçekten uyumsuzsa, bunu açıkça tartışmak, öteki eşin başarısız ya da anormal olduğunu ima eden hiçbir yorumda bulunmaksızın bu uyumsuzluğu açık yüreklilikle kabul etmek yararlı olabilir.
Cinsel ilişkilerde vurgu orgazma ulaşıp ulaşmama üzerine yoğunlaştırılmamalı, daha çok cinselliğin olanak verdiği yakınlık ve iletişim üzerinde durulmalıdır. Birbirine sarılmak ve birbirini okşamak cinsel birleşme kadar haz verebilir ve eşlerden biri daha aktifse, eşinin yardımıyla ya da tek başına mastürbasyon yapması engellenmişlik duygusunu önleyebilir. Her eşin arzuladığı Fiziksel yakınlık miktarında ve derecesinde ciddi bir fark varsa, ilişkiyi yeniden değerlendirip, diğer olumlu faktörlerin bu ilişkiyi sürdürülmeye değer kılıp kılmadığını görmekte yarar vardır.
ÖNEMLİ NOKTALAR |
- Cinsel uyarılma sırasındaki Fiziksel değişiklikler kadınların çoğunda cinsel birleşmeyi kolaylaştırır.
- Eşlerin uyarılma hızları birbirinden farklı olabilir.
- Hangi sıklıkla sevişmek istedikleri konusunda da eşler arasında farklılık olabilir.
- Yakınlık ve dostluk cinsel birleşme kadar doyurucu olabilir.
|
Bu yazı 98506 kere okundu.