Arama  |  Anket Sonuçları  |  Site Haritası  |

13 Punto 15 Punto 17 Punto 19 Punto
Tamamlayıcı tedaviler
05.12.2008 14:44:51
Son yıllarda geleneksel, kabul edilmifl ya da ana tıbbi tedavi olarak adlandırılabilecek tedavilere ek olarak bir ya da daha fazla tamamlayıcı ya da alternatif tedaviye yönelen kanser hastalarının sayısı giderek artmaktadır.

Son yıllarda geleneksel, kabul edilmiş ya da ana tıbbi tedavi olarak adlandırılabilecek tedavilere ek olarak bir ya da daha fazla tamamlayıcı ya da alternatif tedaviye yönelen kanser hastalarının sayısı giderek artmaktadır. Bu hastaların çoğu, duyguları ve genel sağlıkları açısından tamamlayıcı tıptan yararlandıklarını bildirmektedir.

Tamamlayıcı tıp çerçevesinde çok farklı tedavi seçenekleri bulunur ve bunların çoğu geleneksel tıbbın dışında geliştirilmiştir. Genelde bu tedavilerden yararlanmak için para ödemek gerekse de, kimi hastane ve bakımevlerinde, aromaterapi gibi bazı tedaviler ücretsiz olarak sunulmaktadır.

TAMAMLAYICI TEDAVİ TÜRLERİ

Akupunktur
Eski Çin tıbbının bir biçimi olan akupunkturda, vücuttaki özgül bazı noktalara ince iğneler sokulur. Geleneksel Çin yaklaşımından Batı'daki uyarlamalara kadar çok değişik teknikler vardır. Akupunkturun ağrı kontrolünü sağlamakta yararlı olabileceğini düşündüren bulgular olmakla birlikte, bu henüz bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.

Homeopati
Benzer şeylerin benzer şeyleri tedavi edeceği ilkesine dayanan homeopatide, büyük miktarlarda verildiğinde tedavi edilen hastalığın belirtilerine benzer belirtilere yol açtığına inanılan maddeler, çok düşük dozda uygulanır. Homeopatistler, bu yaklaşımın vücudun kendisini iyileştirmesine yardım edeceğine inanmaktadır.

Ancak homeopatinin kanser tedavisindeki yararı bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.

Hipnoterapi
Kanser tedavisinde hipnozun yerini değerlendiren değişik çalışmalar düzenlenmiştir. Hipnozun anksiyete, ağrı, bulantı ve kusmayı kontrol etmekte yararlı olabileceği görülmüştür.

Masaj (aromaterapi ve refleksoloji dahil)
Zorlamadan, hafifçe yapılan masaj hastaların gevşemesini sağlayabilir, kas ağrılarını ve sertliklerini giderebilir. Hoş bir fiziksel deneyim yaşatıp, kişinin kendisini daha iyi hissetmesini sağlayabilir. Aromaterapide, çok değişik bitkilerden elde edilen hoş kokulu yağlar deriye hafif bir masaj eşliğinde sürülür. Reşeksoloji ayaklara uygulanan farklı bir masaj türüdür ve klinik çalışmalarda stresi azaltabileceğine ilişkin bulgular elde edilmiştir. Yüzeyden hissedilebilen bir kanserli doku üzerinde masaj yapmaktan kaçınmak gerekir.

Meditasyon
Meditasyon sırasında kişi sakin bir ruh haliyle iç dünyasına odaklanır ve dikkatini toplamayı sağlayan değişik tekniklerden birini kullanarak düşünce ve duygularını kontrol eder veya yönlendirir. Meditasyon kimilerine iç huzuru verir, anksiyeteyi giderir ve bazen ağrıyı da azaltabilir.

Gevşeme
Fiziksel ve zihinsel dinginlik duygusunu güçlendirip, anksiyete ve gerginlikle baş etmeyi kolaylaştıran değişik teknikler vardır. Gevşeme tekniklerinin ağrı kontrolüne de yardımcı olabileceği düşünülmektedir.

Manevi iyileşme
İyileştirme yeteneğine sahip olduğu düşünülen kişilerin farklı manevi ya da dinsel inanaçları olabilir. Ancak bunların tümü iyileştirici enerji biçimlerini başkalarına aktarabileceklerini iddia eder. Genelde iyileşmenin dua ve meditasyon aracılığıyla, ilahi bir kökenden geldiği düşünülür. Seanslarda iyileştirici, hastaya dokunabilir ya da dokunmayabilir; bazı iyileştiriciler hastaya belirli bir uzaklıkta durur. İyileştirme yeteneğine sahip olduğu düşünülen kişilere giden hastalar, rahatlama ve iç huzuru hissedebilir.

Gözünde canlandırma
Hasta gevşemeye, meditasyona ya da belirti kontrolüne yardımcı olmak amacıyla, imgeleminde bazı görüntüler oluşturur. Bazıları, bağışıklık sistemlerinin kanserle savaştığını düşlemeyi yararlı bulur.

BESLENME VE VİTAMİNLER

Protein, enerji, vitamin ve lif açısından yeterli, dengeli bir 'normal' veya 'sağlıklı' beslenme düzenini sürdürmek akıllıcadır. Yıllar boyunca çok sayıda özel diyet geliştirilmiştir. Özellikle yüksek miktarda vitamin kullanımı yaygındır. Ancak özel diyet düşüncesi kulağa hoş gelse de, bunların iyileşme şansını etkilediğini ya da kanseri kontrol altında tutabildiğini gösteren ikna edici kanıtlar yoktur.

Bazı kişiler özel diyetlerin kanserle olan savaşımlarına yapıcı bir katkı sağladığını ve bunun kendilerine psikolojik destek verdiğini düşünür. Ne yazık ki bazıları bu tür diyetlerden hoşlanmaz, diyeti sürdürmekte veya hazırlamakta güçlük çeker ya da diyeti pahalı bulur.

Vitamin takviyeleri
Özel diyetlerde havuç çok sık kullanılır. Havuç betakaroten adı verilen madde açısından zengindir ve betakaroten sindirim sisteminde A vitaminine dönüşür. Gıdalarla alınan A vitamini ya da betakaroten düzeyinin yetersiz olmasının kanser riskini artırabileceğini düşündüren bazı bulgular vardır; betakaroten ya da retinoid adı verilen ilişkili maddelerin kanser riskini azaltıp azaltmayacağını değerlendiren çalışmalar sürdürülmektedir.

Retinoidler insanlardaki bazı tümörlerin tedavisinde bir miktar etki göstermektedir, ancak yüksek dozda doğal A vitamini gibi, bunlar da bulantı, kusma, baş ağrısı, deri değişiklikleri ve psikiyatrik bozukluk gibi yan etkilere yol açabilir. İyileşme şansını artırdıklarına ilişkin kanıtlar yeterli değildir. Bol miktarda karoten içeren besinlerin tüketilmesi kimi zaman derinin sarılaşmasına neden olabilir.

C vitamininin, kanser hücrelerinin salgıladığı kimyasal maddelerin zararlı etkilerine karşı normal dokuları daha dirençli kıldıkları iddia edilmiştir. Bir çalışmada, yüksek dozda C vitamini verilen kişilerin beklenenden daha uzun süre yaşadıkları bildirilmiş, ancak daha sonra gerçekleştirilen rastgele yöntemli çalışmalarda yarar kanıtlanamamıştır.

BİTKİSEL İLAÇLAR


Günümüzün geleneksel tıbbında, etkisi kanıtlanmış değişik kanser ilaçlarının bitkilerden elde edildiği unutulmamalıdır. Bazıları, doğal olduğunu düşündükleri için bitkisel ilaçları özellikle çekici bulmaktadır.

Ortodoks (kabul edilmiş) onkoloji dışında, birkaç bitkisel ilacın kanserli hastalarda özel yarar sağladığı iddia edilmiştir. Bunlardan biri enjeksiyon yoluyla verilen mayalanmış ökseotu özü olan iskadordur. Hem kanser hücrelerini öldürerek hem de vücudun bağışıklık sistemini olumlu yönde değiştirerek yararlı etkiler gösterdiği iddia edilmektedir. İskadorun etkili olduğuna ilişkin bazı iddialar olsa da, bu yarar doğru şekilde düzenlenmiş klinik çalışmalarla desteklenmemiştir. Kısa süre önce gerçekleştirilen bir çalışmada, iskador kullanan hastalardaki sonuçlar, kullanmayanlardaki sonuçlardan daha kötü bulunmuştur.

Bir diğer örnek de laetrildir. Bu maddenin temel bileşeni, kayısı çekirdeğinde ve bademde bulunan amigdalindir. Laetrilin kanser hücrelerini seçerek burada toksik hidrojen siyanür salıverilmesine yol açtığı ileri sürülmüştür. Bu hipotez için bilimsel destek yoktur ve ne yazık ki özenli bir klinik çalışmada etkili olduğu gösterilememiştir. Son dönemde popüler olan bir diğer bitkisel karışım olan Essiac'ın da etkili olduğunu gösteren nesnel kanıtlar yoktur.

AKLIN ÖNEMİ

Tamamlayıcı tedavi uygulan kişilerde yaygın görülen bir inanca göre, kişinin psikolojik yapısı kanserin başlamasında ve daha sonraki seyrinde rol oynar. Bazı insanların kişiliklerinden ötürü kansere yatkın oldukları iddia edilmiştir, ancak bunu destekleyen yeterli bilimsel kanıt yoktur. Ayrıca psişik yapının kanser hastalarında sağkalma olasılığını artırdığı konusunda da kesin bir bulgu yoktur. Psikolojik yapının sağkalım olasılığını artırabildiğini gösteren bazı kanıtlar ve buna inanan önemli onkologlar da vardır; ancak psikolojik etmenler sonuç üzerinde etkide bulunsalar bile, uygulamada bu mutlaka bir yarar getirmez.

Psikolojik stresin enfeksiyona karşı direnci azaltabildiği oldukça iyi bilinmektedir. Tamamlayıcı tıp uygulayıcılarının bir kısmı psikolojik stresin kanser riskini artırabileceğine ve düşünce yapısı değiştirildiğinde kişilerin hastalıkla daha etkili savaşabileceğine inanmaktadır. Stresin kanser oluşumundaki rolü tartışmalıdır ve farklı çalışmalarda farklı sonuçlara ulaşılmıştır. Ama şimdiye kadar psikolojik tedavinin kanserle savaşımda psikolojik sağlığı iyileştirmekten öte bir yarar sağladığına ilişkin herhangi bir kanıt elde edilmemiştir; elbette ki psikolojik sağlık da tek başına çok önemlidir.

Kişinin doğal psikolojik özelliklerinin kanserdeki rolü konusunda çok sayıda yayın yapılmıştır ve bunların bazılarında duygularını ya da sıkıntılarını daha kolay dışa vuran kişilerin, duygularını yadsıyan ya da baskılayanlara göre daha uzun yaşadığı ileri sürülmüştür. Tanı sırasında psikolojik değerlendirmeden geçirilen meme kanserli kadınlarla ilgili bir çalışmada, kanseri yadsıyıcı tepki veren ya da "mücadeleci bir ruh haline" giren kadınlarda elde edilen sonuçların, kayıtsız bir kabulleniş yaşayan ya da umutsuzluk ve çaresizlik duygularıyla tepki veren kadınlara göre daha iyi olduğu bulunmuştur.

Ancak bir başka çalışmada bu tür psikolojik etmenler ile sonuç arasında ilişki saptanamamıştır. Benzer şekilde arkadaşlık, evlilik öyküsü ya da iş yaşamındaki doyum gibi sosyal etmenlerin de herhangi bir etkisi görülmemiştir.

İleri evre meme kanseri bulunan az sayıda kadınla gerçekleştirilen bir çalışmada, haftalık destekleyici grup tedavisi ve ağrı kontrolü için kendi kendine hipnoz seanslarına katılmak üzere rastgele ayrılan kadınlarda sağkalımın uzadığı bulunmuştur.

Bir diğer küçük çalışmada da stres tedavisi, baş edebilme becerilerinin güçlendirilmesi ve destekleyici grup Psikoterapi sinden oluşan 'psikolojik eğitim girişiminin', melanoma adı verilen deri kanseri bulunan hastalarda sağkalımı artırdığı bulunmuştur. Bu tür sonuçlar çok ilgi çekici olmakla birlikte, benzer diğer çalışmalarda bu tip tedavilerin kişilerin daha uzun yaşamasını sağladığı gösterilememiştir. Kesin sonuca ulaşabilmemiz için çok daha fazla araştırmaya gerek vardır.

TAMAMLAYICI TEDAVİ KARARI

Kuşkusuz yeryüzünde geleneksel tıbbın sunduğu olanaklar dışında pek çok olanak vardır. Ancak, kanserle savaşımda kaydedilen ilerlemelerin büyük bölümünün, eleştirel bilimsel değerlendirmelere dayandığı unutulmamalıdır.

Tamamlayıcı tedavilerin çoğu bilimsel testlerden geçirilmemiş ya da testlerde olumlu sonuç vermemiştir. Yine de pek çok kişi tamamlayıcı tedavilerle kendilerini daha iyi hissetmektedir. Bu iyilik duygusunun ne kadarının tedaviden kaynaklandığı tartışmalıdır ve daha az fark edilebilir etmenlerin de rol oynaması mümkündür. Yararın büyük bölümü rahatlama duygusunun artmasından kaynaklanabilir.

Tamamlayıcı tıp uygulayıcıları genellikle size istediğiniz kadar zaman ve ilgi göstermeye hazırdır; bu, ne kadar iyi niyetli olursa olsun, doktorunuzun her zaman yapamadığı bir şeydir. Pek çok kişinin kendi kendine yardım etmek için bir şeyler yaptığında (özellikle de geleneksel tıbbın sunabileceği çok az şey olduğunda) kendini daha iyi hissettiği de bir gerçektir. Geleneksel tıbbın sunduklarını edilgen bir tutumla kabullenmeyi sürdürmek yerine, tamamlayıcı tıbbın herhangi bir türünü deneyip kendi kendine yardımcı olmak, kişiye kontrolü elinde tuttuğu duygusu verebilir. Ayrıca, hangi nedenle olursa olsun hasta kendisini daha iyi hissettiğinde, geleneksel tedavinin dayattıkları ve yan etkileriyle daha kolay baş edebilir.

Tamamlayıcı tedavilerin kanserin sonucunu etkileyip etkileyemeyeceği kuşkusuz çok önemli bir konudur. Bu tedavileri öneren ve bunlardan yararlanan pek çok kişi sağkalım olasılığının arttığına inanmaktadır, ama bu inancı destekleyen bilimsel kanıt çok azdır. Kanserlilerin gerçekçi olmayan bir biçimde umutlandırılmam konusunda duyulan kaygı anlaşılabilirdir.

Tamamlayıcı tedaviler sıklıkla sağlık hizmetlerinin "bütüncül" ya da "bütünlüklü kişi" yaklaşımının bir parçası olarak kabul edilmektedir; bu, geleneksel tıbbın hastadan çok hastalıkla ilgilendiğini düşündürebilir. Yoğun çalışma ortamının yarattığı baskı ve buna bağlı zaman kısıtlılıkları hastalarda sıklıkla bu izlenimi yaratsa da, doktorların çoğu doğru uygulanan geleneksel tıbbın her zaman bütüncül olduğuna inanmayı sürdürür.

Kanserli hastalara yönelik tamamlayıcı tedavilerin çoğu iyi niyetle sunulmaktadır. Ancak bazı ilkesiz kişilerin sizi ticari olarak sömürebileceğini de unutmayınız. Geleneksel olmayan tedavilerle ilgili pazarlama stratejilerinde genellikle hem yalancı bilimsel dayanaklar sunulmakta, hem de yüzeysel olarak çekici görünen kavramsal iddialarda bulunulmaktadır. Oysa bunların hiçbiri bilimsel testlerde başarılı olamaz. Geleneksel olmayan yöntemler 'doğal' olarak nitelendirilebilir ve bazı geleneksel tedavilerin toksik etkileri abartılabilir, ancak bazı alternatif tedaviler de toksik ya da hoş olmayan etkilere yol açabilir.

Tamamlayıcı tedavilerden birini denemeyi düşünüyorsanız bunu doktorunuza söylemelisiniz. Size yararlı bazı önerilerde bulunabilir. Her koşulda doktorunuz uyguladığınız tüm tedavileri bilmelidir, böylece hastalığın gidişini ya da yeni belirti veya değişiklikleri değerlendirirken bunları hesaba katabilir.

Tedavisinin sizi tamamen iyileştirebileceğini ya da kanseri küçültebileceğim söyleyen ya da ima eden herhangi bir terapiste kuşkuyla yaklaşmalı ve tedavinin etkilerine ilişkin beklentilerinizin neler olduğunu açıkça bilmelisiniz. Tedavinin maliyetini, süresini ve etkilerinin yaklaşık ne zaman başlayacağını en baştan öğrenmelisiniz. Doktorunuzla görüşmeden, görmekte olduğunuz herhangi bir geleneksel tedaviyi bırakmayınız.

ÖNEMLİ NOKTALAR
  • İnsanlar sıklıkla tamamlayıcı tedavi gördükten sonra kendilerini daha iyi hisseder.
  • Tamamlayıcı tedavilerin sağkalım ya da tamamen iyileflme olasılığını artırmaktaki yararları henüz kanıtlanmamıştır.
  • Tamamlayıcı tedavi olanağı sunanların çoğu iyi niyetli kiflilerdir, ancak en hassas döneminizde durumunuzdan yararlanmaya çalışan ahlaksız kiflilere karşı da dikkatli olmalısınız.

  

Bu yazı 3927 kere okundu.

Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Çıktı Al Yukarı
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.

ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz.