Arama  |  Anket Sonuçları  |  Site Haritası  |

13 Punto 15 Punto 17 Punto 19 Punto
Cilt Giriş
05.12.2008 19:00:41
Doktorların, güneş ışığının ve güneşlenmenin zararları hakkında yaptığı uyarılar son zamanlarda artmıştır. Son 25 yıla kadar çoğu insan bronz teni, sağlıklı olmanın bir göstergesi olarak görmekteyken artık uzmanlar insanları, ciltlerini güneş ışığına

Doktorların, güneş ışığının ve güneşlenmenin zararları hakkında yaptığı uyarılar son zamanlarda artmıştır. Son 25 yıla kadar çoğu insan bronz teni, sağlıklı olmanın bir göstergesi olarak görmekteyken artık uzmanlar insanları, ciltlerini güneş ışığına fazla maruz bırakmamaları gerektiği konusunda uyarmaya başlamışlardır. Buna rağmen bazı insanlar bronz tenli olmayı sevdikleri ve böyle daha güzel göründüklerini düşündükleri için güneş ışığının tehlikeli olduğu yolundaki uyarıları kulak ardı eder ve günün büyük bölümünü güneşte geçirirler. Ancak gerçek, güneş ışığının fazlasının cildimize iyi gelmediğidir. Aslında güneş yanığı, ciltte kalıcı hasar olduğunun ve bunun zamanla cildin yaşlanmasına ve cilt kanserine yol açabileceğinin bir göstergesidir.

Bu kitabın amacı, güneş ışığının cildiniz üzerindeki etkisinin bu değişikliklere ve kısa ve uzun vadeli hasara nasıl yol açtığını açıkladıktan sonra bu hasarın önüne geçebilmek için pratik bilgiler vermektir.

Bu tavsiyelere uyabilmek için güneşin bütün zevkinden vazgeçmenize gerek kalmadan güvenli bir şekilde tadını çıkarabilirsiniz.

Bronz ten sevdamız oldukça yenidir. 100 yıl önce çoğu insan beyaz ten isterdi. Günlerini açık havada geçirmek zorunda kalan çalışan insanların cildi bronzlaştığı ve kavrulduğu için zenginler güneşten kaçınmayı yeğler, büyük şapkalar ve güneş şemsiyesi taşırlardı. O zamanlar, soluk ten rengi moda kabul edilirdi. Kuzey Avrupalılar kışın en sert dönemini geçirmek için güney Fransa ve İtalya'ya taşınır ama yaz aylarında Akdeniz güneşinden yine de kaçınırlardı.

1930'larda açık havada yapılan faaliyetler - örneğin yürüyüş, kamp ve piknik yapmak - popüler hâle gelmeye başladıkça bronz ten her iki cins tarafından da benimsenmeye başlamıştır. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ucuz paket tatiller, artan sayıda insanın bir iki haftasını Akdeniz kıyısında güneşin tadını çıkarmasını sağlamış ve plajlar ABD'de, Avustralya'da ve Güney Afrika'da sevilen tatil mekanları olmuştur.

İşte tam da bu sırada Avustralya'da alarm zilleri çalmaya başlamış ve dikkatler Queensland'de yaşayan beyaz tenli insanlarda görülen cilt kanseri vakaları üzerinde toplanmaya başlamıştır. Oysa Avrupalı araştırmacılar yirminci yüzyılın başından beri bu gibi sorunların ortaya çıkabileceğinden bahsetmekteydiler. İnsanların parlak güneş ışığına çok fazla maruz kalmamasını, güneş şemsiyesi kullanmasını ve cilt kanserini başlangıç aşamasında tanımasını teşvik etmek için kamu sağlığı kampanyaları başlatılmıştır. Dünyanın dört bir yerinde görülen vakalar cilt kanserinin ve özellikle de melanomun gittikçe daha yaygın görüldüğüne ve her 12 yılda bir görülme sıklığının arttığına işaret etse de pek çok insan hâlâ bu uyarıları görmezden gelmektedir. Son yirmi yılda atmosferdeki kirliliğin ozon katmanını inceltmesiyle güneş ışığının yol açtığı tehlikenin arttığı yolunda söylemler olsa da bilim adamları bunun uygulamada geçerli olup olmadığı konusunda kararsızdır. Ancak bundan sonra çevre sorunlarına daha özenli yaklaşmazsak zamanla uygulamada da geçerli olacağı ortadadır.

Güneş ışığına sürekli olarak maruz kalmanın cildin yaşlanmasına yol açtığını - cildin kurumasına, kararmasına, ciltte lekelerin oluşmasına, sarkmasına ve kırışmasına - biliyoruz, özellikle de açık tenli insanlarda. Bunun yanı sıra kanser türlerinin en yaygınlarından biri olan cilt kanserine de neden olmaktadır. Her yıl cilt kanserinden kaynaklanan ölümlerin yüzde 75'i habis melanomdan kaynaklanmaktadır. Ayrıca 26 ila 35 yaşları arasında başka bir sağlık sorunu olmayan insanlar arasında görülen ölümlerin de önemli nedenlerinden biridir ama doktorlar cilt kanseri vakalarının yüzde 90'ının güneş altındayken dikkatli davranarak önlenebileceğini söylemektedirler.

Bu kitapta cilt ve güneş ışığı hakkında pek çok konuya değinilmektedir, bunların arasında da cilt kanserini başlangıç aşamasında, tedavinin başarı şansı yüksekken nasıl teşhis edebileceğiniz yer almaktadır. Bu tür kanserlerin, cildin yaşlanmasının ve güneş yanığının nasıl engellenebileceği konusunda ve güneş yanığının nasıl önlenebileceği hakkında tavsiyeler de verilmektedir. Çocuklar, güneşin tehlikelerinden habersiz olduklarından ve küçük yaşlarda güneş ışığına maruz kalmanın sonraki yaşlarda cilt kanserine yakalanmakta önemli bir rol oynadığı düşünüldüğünden onları güneşten korumak çok önemlidir.

Ancak güneş ışıkları insanı canlandırır, özellikle de uzun, karanlık bir kıştan sonra. Sizi kendinize getiren ışınlar zararlı ultraviyole ışınları değil, sıcaklık ve ışık getiren güvenli ışınlardır. Bu kitapta yer verilen öneriler, güneş ışıklarının gizli zararlı etkilerine maruz kalmadan psikolojik ve fizyolojik yararlarından yararlanmanıza yardımcı olacaktır.

ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Yazın günün ortasında veya tropikal bölgelerde güneş ışığına çok fazla maruz kalmak cildinize zararlıdır.
  • Güneş yanığı cildin yaşlanmasına ve cilt kanserine katkıda bulunabilecek kalıcı bir cilt hasarının olduğunun belirgin göstergesidir.
  • Küçük yaşlarda güneşe fazla çıkmanın sonraki yıllarda cilt kanserine yol açma riski yüksek olduğundan çocukları korumak çok önemlidir.
  • Güneş ışığı insanı canlandırır ve büyük psikolojik ve fizyolojik yararlar sağlar ama güneşlenerek ve bronzlaşarak değil, sıcaklığı ve görüntüsüyle.

  

Bu yazı 3110 kere okundu.

Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Çıktı Al Yukarı
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.

ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz.