Arama  |  Anket Sonuçları  |  Site Haritası  |

13 Punto 15 Punto 17 Punto 19 Punto
Güneş ışığına bağlı cilt yaşlanması ve kanser
05.12.2008 19:10:48
Cildi yaşlandıran iki büyük neden vardır. İlki genetik olarak programlanmıştır, buna yaratılıştan gelen veya normal yaşlanma denir ve vücudun her yerini etkiler. İkincisi, cildin yaşlanmasıdır ve güneşte uzun süre kalınmasının getirdiği olumsuz sonuçlarda

GÜNEŞ IŞIĞINA BAĞLI CİLT YAŞLANMASI

Nedir?
Cildi yaşlandıran iki büyük neden vardır. İlki genetik olarak programlanmıştır, buna yaratılıştan gelen veya normal yaşlanma denir ve vücudun her yerini etkiler. İkincisi, cildin yaşlanmasıdır ve güneşte uzun süre kalınmasının getirdiği olumsuz sonuçlardan birisidir. Cildin ne kadar yaşlanacağı kısmen genetik etmenlere de bağılıdır. Kolay yanan açık tenli kişilerin cildi yaşlanmaya karşı da hassastır. Ancak cildinizin yıllar boyunca açık havada günlük faaliyetler sırasında, güneşlenirken veya her iki şekilde güneşe ne kadar maruz kaldığı da önemlidir.
Kalçanızın veya baldırlarınızın görünümünü, yüzünüzün görünümüyle kıyaslayarak cildinizin ne kadar yaşlandığını görmeniz mümkündür. Normalde giysi altında kalan bu bölgeler yumuşaktır ve çil ve kırışık görülmez. Aksine açık tenli insanlar özellikle de güneşte uzun süre kalmışlarsa açıkta kalan yüzleri çilli olabilir. Yaşlı insanların yüzü kurumuş, kalınlaşmış, sararmış, kahverengi lekelerle dolmuş, derin şekilde kırışmış ve damarları çıkmış olabilir. Normalde giysilerin kapattığı ve açıkta kalan cilt arasındaki fark, güneşin etkilediği bölgeleri yaşlandırmasının sonucudur.

Güneş Işığına Bağlı Yaşlanmaya Neler Neden Olur?
Cildin yaşlanması, UV ışınlarının ciltte neden olduğu hasarların yıllar boyunca toplanmasıyla ortaya çıkar. Güneş yanığında da olduğu gibi UVB ışınlarının etkisi daha büyük olmaktadır ancak UVA ışınları da daha derinlerde olmak üzere önemli değişikliklere neden olur. Bunlar sizi etkileyecektir, özellikle de solaryumda çok zaman geçiriyorsanız veya çoğunlukla UVB'yi engelleyen bir güneş kremi kullanarak güneşlenmiyorsanız.

Epidermde ve dermada, ışınların DNA yapısında yol açtığı hasar tam olarak onarılamazsa bu katmanların yapısı zamanla bozulur. Ayrıca, yanma sürecinde salgılanan kimyasal maddelerin de dermaya, özellikle kırışmasını önleyen kolajen ve elastin liflerine zarar verdiği görülmektedir. Her ne kadar bu hasar zamanla düzelebiliyor olsa da lifler, UV ışınlarından doğrudan hasar görmüş de olabilir. Bütün bunların sonucunda cildiniz kurur, sertleşir ve bazen kalınlaşırken kılcal damarlar ve kırışıklıklar ortaya çıkar. Bazı insanlar da ise epiderm incelir ve hassaslaşır. Ayrıca bronzlaşmanızı sağlayan hücreler zamanla işlev görmez hâle gelir ve cildinizde kahverengi lekeler oluşabilir hatta cildiniz zamanla sararabilir.


Dermadaki kolajen ve elastin desteği hasar görür ve kırışık oluşmasına yardımcı olur.

Güneşten başka etmenler de cildi yaşlandırabilir ve cildin görünümünü daha kötü bir hâle getirebilir, örneğin sigara içmek.

Cildin Güneş Işığına Bağlı Yaşlanması Engellenebilir mi?
Teoride evet. Yüzünüzü güneşten her zaman koruyabilirseniz cildiniz ileriki yaşlarınızda da genç görünecek ve çilsiz olacaktır. Ancak geçmişte bu nadiren görülmüştür, öncelikle insanlar cildin güneşten yaşlanması nedir bilmediği için.

İlk olarak küçük yaşlardan itibaren bir koruma programı uygulamanız gerekmektedir. Hayatımız boyunca maruz kaldığımız toplam UV ışınlarının yarısını 18, %75'ini de 30 yaşımıza gelmeden aldığımız varsayılmaktadır, bu yüzden şimdi harekete geçersek çocuklarımızın ilerideki görünümünü düzeltebiliriz. Yetişkinler için yaşlanma "saati" bir süredir çalışmakta olsa da güneş altında şimdiden sonra dikkatli olarak yeni değişiklikleri azaltabiliriz.

İkinci olarak, eser miktarda UV ışınına bile düzenli olarak maruz kalınırsa cildin yaşlanacağı görülmektedir. Bu hasarın gerçekleşmesi için cildimizin yanacak, hatta pembeleşecek kadar bile güneşte kalmamız gerekmez. İşe yürüyerek gitmek, çarşıda dolaşmak veya çamaşırları asmak için geçirdiğimiz sürede bile cildimizi yaşlandırmaya yetecek kadar güneş ışığı altında kalmaktayız. Bu durum, cildi yaşlanmadan korumak için güneş yanığına karşı gösterdiğimiz özenden fazlasını göstermemiz gerektiği anlamına gelmektedir.

Özetle ne zaman başlarsanız başlayın, açık havada korunmanız, güneş ışığına maruz kaldığınız süreyi azaltmak için yaptığınız her şey cildinizin yaşlanma hızını azaltacaktır. Yüzünüz baldırlarınız kadar genç görünmeyebilir ama korumak için hiçbir önlem almazsanız, bundan da kötü görünür. Korunma programına ne kadar genç yaşta başlarsanız görüntünüz o kadar iyi olur. Bunun için yalnızca güneş yanığından korunmakla kalmamalı her gün güneş altında kaldığınız süreyi de azaltmalısınız. Yardım almak için güneş koruyucusu içeren bazı makyaj malzemeleri ve nemlendiricileri kullanabilirsiniz. Güneşin yol açtığı hasar ve cildin yaşlanması hakkında daha fazla bilgiyi ileriki sayfalarda bulabilirsiniz.

CİLT KANSERİ NEDİR?

Bütün kanser türleri DNA'ları hasar görmüş hücrelerin vücudun diğer bölgelerinde kontrolsüz olarak büyümeleri ve başka dokulara da sızmasından meydana gelmektedir. Bunun için hücrelerin normal şartlar altında bu şekilde davranmasını engelleyen mekanizmaları pas geçmesi gerekmektedir. Bu hücreler yalnızca çevrelerindeki normal yapıları etkileyerek onlara zarar verebileceği için değil sonradan kana ve lenf damarlarına karışarak vücudun diğer kısımlarını da bozabileceği, büyüyerek genelde akciğerler, karaciğer ve beyin gibi hayati organlar gibi başka yapıların çalışmasını engelleyebileceği için tehlikelidir. Bozuk hücreler, son aşamalarda, kendi gereksinimleri için vücudun normal faaliyetlerinde kullandığı gıdayı da çalabilir.

DNA'ya hasar veren maddeler kanserojen olarak bilinir ve bunlar tütün dumanındaki kimyasallar, bazı gıdalarda bulunan maddeler, radyoaktif emisyonlar, belirli virüsler ve cilt söz konusu olduğunda güneş ışınlarındaki UVA ve UVB'dir.

Cilt kanserinin üç ana türü vardır (bkz. aşağıdaki tablo). Ayrıca kanserin habercisi kabul edilen iki yara vardır. Bunlar; pullu hücre kanserine çevirebilen ışınlı (veya aktinik) keratoz ve melanomu haber veren habis lentigodur. Diğer melanomların ve bazal hücre kanserlerinin habercisi yoktur.

Cilt kanseri dünya çapında en yaygın görülen kanser türlerinden birisidir. Ama cilt kanserinin pek çok türü engellenebilmekte ve erken teşhis edilirse yine çoğu tedaviyle iyileştirilebilmektedir. Bu yüzden dermatologlar cilt kanserinin türleri ve bunların önüne nasıl geçilebileceği hakkında dikkatimizi çekmeye çalışmaktadırlar.

Bu çabalara rağmen son on, yirmi yıl içinde bu tümörlerin görüldüğü vakaların sayısında önemli bir artış olmuştur ve oranlar her 10 ila 12 yılda bir ikiye katlanmıştır. Bu durum, teşhis ve tedavi tekniklerinin ilerlemesinin de bir sonucu olabilir ama daha çok son yıllarda değişen yaşam tarzlarıyla alakalı olduğu görülmektedir. Artık eskisine göre daha çok güneşli tatillere çıkıyoruz ve bu ülkede boş zamanını güneşlenerek geçiren insan sayısı artıyor. Ozon tabakasının incelmesinin etkileri henüz görülmeye başlanmamıştır ama bu incelmenin önüne geçilmezse cilt kanseri tehlikesi artacaktır. Diğer taraftan, kötünün iyisi olarak verebileceğimiz haber de cilt kanseri sayısında yıllık olarak görülen artış oranının, muhtemelen halk eğitiminin sonucu olarak yavaşlamasıdır.

CİLT KANSERİNİN BAŞLICA TÜRLERİ
  • Bazal hücre kanseri veya karsinomu (kemirici ülser olarak da bilinir.)
  • Birlikte melanom olmayan cilt kanseri olarak bilinirler.
  • Kötü huylu melanom
  • Pullu hücre kanseri veya karsinomu

Bazal Hücre Kanserleri
Epidermin en alt katmanında meydana gelen bazal hücre kanseri, cilt kanserinin en yaygın görülen ve en zararsız türüdür. Bu tümör normalde yavaş büyür. Başlangıçta genellikle yaşlı insanların yüzünde, omzunda veya sırtında küçük, ten renginde, sert, inciye benzeyen bir yumrucuk olarak ortaya çıkar. Sonra yavaş yavaş genişler, ortası çatlar ve çoğu insan onu, bu aşamada fark eder. Bu kanserin ortaya çıkmasında güneş ışığı önemlidir ama başka etmenler de rol oynar çünkü açıkta kalan her bölge aynı şekilde etkilenmez, örneğin eller.

Ayrıca, bu rahatsızlık genelde yaşlı insanlarda görülmekle beraber gençlerde de rastlanabilir. Bazal hücre kanserinin yol açabileceği en büyük tehlike, cildi ve altındaki dokuları aşındırmasıdır ama neyse ki vücudun diğer kısımlarına yayılmaz. Erken teşhis edilirse kolayca tedavi edilebilir.

Bazal hücre kanseri

Güneşe Bağlı (Aktinik) Keratoz
Aktinik keratoz cildin güneşe sürekli olarak maruz kalan yüz, kulaklar, ellerin arkaları ve kel erkeklerin kafa derisi gibi bölgelerde epidermik keratozların tek başına veya gruplar halinde kontrolsüz büyümesinin sonucudur.

Bu yaralar, 60 yaşın üstündeki açık tenli insanların üçte birinden fazlasını etkiler, özellikle de güneşli iklimlerde. Genelde bir santimetre çapında, kızıl ve kahverengi, kabuklu veya pürüzlü olup bir yere çarpılırsa biraz acı verir ve bazen bunları hissetmek görmekten daha kolaydır. Parmaklarınızı veya elinizin tersini cildiniz üzerinde gezdirerek hissedebilirsiniz - bu bölgeler normalden daha serttir. Elbette cildi sertleştiren başka nedenler de vardır ama güneş gören bölgelerde sürekli olarak bir sertlik hissediyorsanız aktinik keratoz olabilir.

Güneşe bağlı keratoz

Aktinik keratoz, pullu hücre kanserinin habercisidir ama gerçekte genellikle ilerlemez. Çok azı kötü huyludur ve bazıları güneşte geçirilen zaman azaltılırsa kendiliğinden kaybolur. Bunu yapamazsanız bile tedavisi oldukça kolaydır, keratozu çıkararak veya dondurarak, kremlerle veya fotodinamik terapi yöntemiyle iyileşebilirsiniz. Pullu hücre kanserinin gelişmemesi ve kötü görünen, acı veren yaralardan kurtulmak için tedavi olmanız tavsiye edilir.

Pullu (Skuamöz) Hücre Kanseri
Pullu hücre kanseri, cilt kanserinin ikinci en yaygın türüdür. Epidermdeki keratinositler içinde gelişir. Bu bozukluk 50 yaşın altındaki insanlarda nadiren görülür, daha çok hayatları boyunca uzun süreler güneşte kalmış olan açık tenli insanlarda buna rastlanır. Yaraları yumuşaktır, kızıl veya kahverengidir, yavaş yavaş büyür, güneş gören bölgelerde yumru halinde bulunur, bazal hücre kanserlerine göre daha büyük ve serttir. Genelde küçük yumrular olarak ortaya çıkar, bazen de aktinik keratoz olarak ve bunun gibi bir iki hafta içinde iyileşmeyen her yumru ya da yarayı doktora göstermeniz gerekir. Pullu hücre kanserlerinin tedavisi genelde oldukça kolaydır, ileri seviyelerde değilse alınır ve tamamen iyileşir.

Kötü Huylu Melanom
Kötü huylu melanom, cilt kanserlerinin en seyrek görüleni ama aynı zamanda en tehlikelisidir. Cilt kanserlerinin yaklaşık yüzde 10'u kötü huylu melanomdur ama cilt kanserinden ölümlerin de yüzde 75'i bu hastalıktan meydana gelir. Erken teşhis edilirse diğer tüm cilt kanserleri gibi kolayca tedavi edilebilir, o yüzden bu tehlikeli durumun ilk işaretlerini tanıyabilmek çok önemlidir. Epidermin en alt tabakasında bulunan ve pigment üreten kanserojen melanositlerin toplanmasından oluşur ve beş ila sekiz milimetre çapından büyük, sürekli genişleyen ve bir iki ay içinde rengi koyulaşan benler olarak görülür. Buna benzer bir yaranız varsa hemen doktora gitmelisiniz. Çoğu melanom zaten var olan benler içinde gelişse de bazıları normal ciltte oluşur. Hastalık en fazla çok açık tenli, çilli, zaten çok sayıda beni olan ve güneşte kolayca yanan kişilerde görülür ama onlarla sınırlı değildir. Genç yaştaki insanlarda yaralar en fazla gövdede (erkeklerde) ve bacakta (kadınlarda) çıkarken yaşlı insanlarda daha çok yüzde çıkar ve daha tehlikesizdir. Bu ikinci tür başlangıçta lentigo adı verilen zararsız, sabit, kahverengi bir izin yerinde aylar, hatta yıllar sonra gelişir.
 

Kötü huylu melanom her zaman ortaya çıkabilir ama 50 yaşın üstünde ve 16 yaşın altındaki insanlarda nadiren görülür. Ayrıca, yılda sadece 10.000'de veya 15.000'de bir kişide görülmektedir ama elbette bu kişiler daha büyük bir tehlike altındadırlar.

Tabloda yer verilen rehber, dikkat etmeniz gereken işaretleri özetlemektedir (s.40). Bu işaretler genelde birlikte ortaya çıkar ve sonra haftalar veya aylar içinde ilerler.

Çoğu insanda özellikle de ilk gençlik yıllarında ama daha sonra da yeni, zararsız, aynı renkte benler çıkabilir. Bunlar için genelde endişe etmeniz gerekmez ama şüpheleriniz varsa en iyisi bir doktora görünmenizdir çünkü melanom erken teşhis edilirse kolayca tedavi edilebilir ve tamamen iyileşir.

Pullu hücre kanseri

CİLT KANSERİNİN NEDENLERİ NEDİR?

Cilt kanserinin en büyük nedeninin cildin, özellikle de açık renkse, güneşteki UV ışınlarına aşırı maruz kalması olduğunu bilmekteyiz.
Güneş yanığı ve cildin yaşlanması konusunda suçlu, bu ışınların UVB kısmıdır. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu ışınların deri hücrelerindeki hücrenin yapısını koruyan, büyümesini, işlevlerini yerine getirmesini ve çoğalmasını sağlayan DNA'ya zarar verdiği bilinmektedir. Bu hasar tam olarak onarılamazsa yıllar süren değişiklerin sonucunda cilt kanserine neden olur. Ayrıca UVB ışınları cildin bağışıklık sisteminin, kanseri başlangıç aşamasında imha edebilme becerisini yok eder.

Cilt kanserinin adım adım ilerlediği ve bu sırada DNA'da pek çok değişikliğe neden olduğu düşünülürse ilk hasarın meydana gelmesiyle, örneğin çocuklukta geçirilen bir güneş yanığı ile kanserin ortaya çıkması arasında uzun bir süre olduğu söylenebilir. Bu süre içinde güneş yeni zararlar da vermiştir. Bu toplam zaman, pullu hücre kanserleri için 30 ila 50 yıl ve bazal hücre kanserleriyle melanomlar için 10 ila 15 yıl sürebilir. Geçen zamanın uzunluğu güneşe ne kadar maruz kalındığı ve kişinin cilt türüne göre değişir.

Yine de cilt kanseri olan bazı insanlar hiç güneşlenemeyeceklerini hatta güneşe çıkamayacaklarını sanır. Bu durum yalnızca çok açık tenli kişiler için geçerlidir çünkü bu insanlar güneşe karşı çok hassastır ve kansere yakalanmalarında önemli bir etken küçük yaşlarda güneş altında uzun süre kalmaları olabilir.


Kötü huylu melanom

 

MELANOM REHBERİ
  • Benin görünümünün değişmesi. Normal benler bir iki gün süren yaralar dışında değişmez. O yüzden birinde değişiklik fark etmişseniz, örneğin rengi koyulaşmış, büyümüş veya şekli değişmişse doktora görünmelisiniz.
  • Sınır düzensizliği. Sıradan benlerin sınırları belirli ve yumuşaktır ancak melanomların uçları düzensizdir. Benin bir haftadan uzun süre kanaması veya kaşınması da yukarıda anlatılan özelliklerle beraber dikkatinizi çekmelidir.
  • Renk. Normal benler genelde kahverengidir ve yüzeyi düzgündür. Diğerleri ise kahverenginin farklı tonlarında olur ve yüzeyi düzgün değildir. Yani bir kısmı açık, bir kısmı koyu kahverengi, hatta kızıl, kara veya soluk renk bile olabilir. Haftalar ve aylar içinde rengi değişebilir.
  • Çap. Normal benler bir kurşunkalemin ucundan küçüktür ama melanomlar genelde bunun iki katı, yani beş ila sekiz milimetre çapındadır.
  • Genişleme. Normal benler büyümez ama melanomlar haftalar veya aylar içinde büyür.


Diğer taraftan açık havada çalışan veya boş zamanının büyük bir bölümünü güneş altında geçiren bazı insanlar güneşte kalıp kalmadıklarına hiç dikkat etmezler. Bugün cilt kanseri olan bir kişi askerdeyken, köyde geçirdiği çocukluk döneminde veya her yaz tatilde güneş altında çok kalmış olabilir ve buna benzer geçmişe sahip olan insanlar dikkati eksik etmemelidir. Hangi yaşta olursa olsun güneş altında geçirilen zamanı azaltmak, gelecekte aktinik keratoz veya cilt kanserine yakalanma riskini düşürmektedir.

Güneş ışınları ve cilt kanseri arasındaki ilişki en çok neredeyse tamamı yüzde veya ellerin tersi gibi sürekli güneş gören yerlerde çıkan aktinik keratozlar ve pullu hücre kanserlerinde belirgindir. Kötü huylu melanom için de oldukça güçlü kanıtlar bulunmasına rağmen, güneşle bu kanser türü arasında daha karışık bir ilişki bulunmaktadır. Bu kanser, açık tenli ve pek çok tuhaf beni olan kişilerde ve aşırı güneşlemiş ve yanmış insanlarda yaygındır. Melanom baldırlar veya bacakların alt kısmı gibi sürekli güneş gören ve yanan yerlerde oluşur. Bu durum, normalde giysilerin kapattığı bölgelerin, güneşte sürekli olarak ve uzun süre kalmasının melanom oluşmasına yol açtığı anlamına gelmektedir ve bu davranıştan kaçınılmalıdır.

Ayrıca güneşte geçirilen zamanla, bazal hücre kanserleri arasındaki ilişkiyi de tam olarak anlayamamaktayız. Yaralar güneş gören bazı bölgelerde yine güneş gören başka bölgelere kıyasla daha yaygın olarak görüldüğü için ve güneş görmeyen bölgelerde hemen hemen hiç oluşmadığı için güneş ışığından başka nedenlerin de etki gösterdiği ve güneş ışığıyla yaralar arasında melanomdaki gibi bir ilişkinin olduğu düşünülmektedir.

Güneşe maruz kalmakla cilt kanseri arasındaki ilişkinin güçlü oluşu, bu tür kanserlerin yüzde 90'ının insanların küçük yaşlardan başlayarak ciltlerini güneşten korumak için gerekli adımları atmasıyla engellenebileceğine işaret etmektedir.

KİMLER RİSK ALTINDADIR?

I., II. ve III. cilt tipine sahip olan yani açık tenli kişiler cilt yaşlanması ve kanserinin en yaygın görüldüğü insanlardır. Tenin rengi ne kadar açıksa risk de o kadar yüksektir. Ayrıca güneşlenen; açık havada çalışan; bisiklete binmek, bahçe işleriyle uğraşmak, tenis, futbol gibi açık havada gerçekleştirilen hobilerle uğraşan veya güneşli iklime sahip deniz kıyısındaki yerlerde yaşayan kişilerin etkilenme ihtimali daha yüksektir.

Daha önce de belirttiğimiz gibi hiç güneşlenmediğini veya açık havada çalışmadığını söyleyen ve neden cilt kanserine yakalandığını anlayamayan kişiler vardır. Çoğu zaman bunun yanıtı tenlerinin çok açık renk olması ve çocukluklarında veya daha sonraları evden işe yürümek, bahçede sandviç yemek veya çiçekleri sulamak gibi düzenli olarak yaptıkları faaliyetler sırasında güneş altında kalmalarıdır. Kesin kanıt olmamakla beraber sigara içmenin de cilt kanseri riskin artırdığı iddia edilmektedir.

Melanom riski taşıyan insanlar genelde çok açık tenlidir ama bunun yanında başka etmenler de görülebilir. Vücudunda çok sayıda tuhaf şekilli ben olanlar ve özellikle ailesinde melanom görülenler eğer sık sık güneşlenmiş ve güneş yanığı olmuşsa risk altındadır. Yine aynı şekilde bazal hücre kanserinin güneş ışığından ve ailede bu rahatsızlığın görülmesinden başka nedenlerinin de olabileceği düşünülmektedir ancak açık ten rengi ve güneşte aşırı kalma hepsinden daha etkilidir.

CİLT KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ?

Cilt kanserleri büyük oranda engellenebilir. UV ışınlarına maruz kaldığınız zamanı azaltarak bu yaraların yüzde 90'ından korunabileceğiniz düşünülmektedir. Aşağıdaki tavsiyeleri, verilen önem sırasına göre uygulayarak buna ulaşabilirsiniz:

  • Yazın, tropikal bölgelerde veya yüksek yerlerde, bulutlu veya serin günlerde bile açık havada yapmanız gereken faaliyetleri 11:00 ile 15:00 saatleri dışında (güneş gökyüzünde daha alçak seviyedeyken) yapın. Bulunduğunuz yerde gökyüzünün büyük bir kısmı görünüyorsa veya yakınlarda beyaz bir yüzey, kar veya dalgalı deniz varsa daha dikkatli olmalısınız. Güneşlenmeniz gerekiyorsa bu ortamlarda güneşlenmeyin çünkü hava kapalı ve serin de olsa UV ışınlarının etkisi yüksek olacaktır.
  • Mümkünse geniş kenarlı şapka; uzun kollu, yakası kapalı, bol tişört gibi sizi güneşten koruyacak giysiler giyin. Daha fazla koruma istiyorsanız UV ışınlarına karşı tasarlanmış özel giysileri de kullanabilirsiniz.
  • Yazın, tropikal bölgelerde ve deniz seviyesinden yüksek yerlerde açık havada dolaşacaksanız, özellikle de 11:00 ve 15:00 saatleri arasında yüksek koruma faktörlü bir güneş kreminden bolca sürmelisiniz. En geç iki saatte bir, yüzdükten ve egzersiz yaptıktan sonra yeniden krem sürmelisiniz.
  • Bütün bu tavsiyeler ciltleri daha hassas olan, güneş altında uzun süre kalmanın tehlikelerinden habersiz olan ve açık havada geçirecek bol zamanı olan küçük çocuklar için daha çok dikkate alınmalıdır.
ÖNEMLİ NOKTALAR
  • UV ışınlarının ciltte, özellikle de hücrelerin DNA yapısında meydana getirdiği hasar ileriki yıllarda cildin yaşlanmasına ve kansere yol açabilir.
  • Bu ışınlara yıllar boyunca maruz kalan hemen herkeste cilt yaşlanması görülür - güneş gören yerlerde kuruma, kaşınma, lekelenme, sararma.
  • Bazı kişilerde, özellikle de açık tenli insanlarda cilt kanseri görülür: Kötü huylu melanoma, açık tenli ve güneş yanığı geçirmiş kişilerde, melanom olmayan daha hafif türe ise uzun yıllar boyunca düzenli olarak güneşe maruz kalmış kişilerde yaygın olarak rastlanır.
  • UV ışınlarına maruz kalınan süreyi azaltmak bu rahatsızlıkları azaltır veya tamamen ortadan kaldırabilir.

  

Bu yazı 7018 kere okundu.

Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Çıktı Al Yukarı
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.

ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz.