Güneşten kaynaklanan hiçbir rahatsızlığın tedavisi kolay değildir ve bu yüzden mümkünse en başından engellemek en iyisidir.
İlgili Sayfalar
Güneşten kaynaklanan rahatsızlıkların tedavisi
Güneşten kaynaklanan hiçbir rahatsızlığın tedavisi kolay değildir ve bu
yüzden mümkünse en başından engellemek en iyisidir.
GÜNEŞ YANIĞI
Bunun belirtileriyle etkin bir şekilde başa çıkmak için yapılabilecek fazla bir
şey yoktur ve uzun vadede bıraktığı hasara karşı da hiçbir önlem alınamaz. Ancak
aşağıdaki tavsiyeleri izlerseniz iyileşinceye kadar rahatlayabilirsiniz:
- Çok miktarda Alkol süz içecek için ve etkilenen bölgelere kalamin losyonu veya
sulu çözelti gibi rahatlatıcı bir krem sürün. İkisini de eczanelerden reçetesiz
olarak alabilirsiniz.
- Yanmadan mümkün olduğunca hemen sonra cilt iyileşinceye kadar acınızı
dindirmesi için aspirin, paracetamol veya ibuprofen gibi steroit içermeyen anti
enflamatuar ilaçlar alın. Güneş yanığına karşı özel olarak tasarlanmamakla
beraber ibuprofen krem ve lokal anestezi sağlayan çözeltiler de yarar sağlar.
Eczacınıza bu konuda danışabilirsiniz.
- Kırmızılık ve acıma tamamen ortadan kalkana dek birkaç gün güneşe çıkmayın.
- Yanık ciddiyse veya yayılmışsa
- örneğin cildiniz su toplamışsa veya titreme, baş ağrısı ya da bulantı gibi
şikayetleriniz varsa
- doktora görünmeli veya daha ciddi durumlarda acil servise gitmelisiniz. Ciddi
güneş yanığının doğurabileceği sonuçlar arasında cildin iltihap kapması ve
yaraların açılması kadar susuzluk, bayılma ve seyrek de olsa ölüm tehlikesi
vardır. Güneşte çok kalmak tehlikelidir!
CİLDİN YAŞLANMASI
Cildinizde güneşten kaynaklanan yaşlanma belirtileri zaten görülmeye başlanmışsa
kuruluğunu ve kırışıklığını gidermek için basit nemlendirici kremler kullanarak
görünümünü biraz düzeltebilirsiniz ama bu kremleri sürekli kullanmanız gerekir.
Ayrıca A vitamininin türevlerini (retinoit), özellikle de tretinoin içeren Retin-A
veya Retinova içeren ve reçeteyle alınan kremler hücrelerin renkli maddeler
oluşturmasını zamanla azaltabilir ve kırışıkları da bir derece düzeltebilir.
Cildin kırışan veya sarkan yerlerini kozmetik veya plastik ameliyat olarak daha
pahalı ve belki de riskli bir şekilde de düzelttirebilirsiniz. Kahverengi
lekeler ve kılcal damarların çıkmasına karşı buzla dağlama etkili çözüm
getirebilir. Uzman dermatologlardan yardım isteyebilirsiniz. Ancak bunlar işe
yaramazsa aynı soruna karşı diğer tedavi yöntemleri arasında, kimyasal
maddelerle cildin kabuğunu soymak ve lazerle tedavi gelir. Lazerle tedavi
kırışıklara ve kılcal damarların çıkmasına karşı özellikle etkilidir. Ancak
kırışık tedavisinin uygulandığı bölge birkaç gün ila birkaç hafta süreyle
kızarır ve acır. Ayrıca başlamadan önce maliyetini ve az da olsa iz kalma
ihtimalinin de olduğunu hesaba katmalısınız. Önce bir cerrah veya dermatologla
konuşmalısınız.
CİLT KANSERİ
Cilt kanserinin tedavisi türüne ve vücutta nerede bulunduğuna bağılıdır. Hangi
tedaviye başlarsanız başlayın mutlaka bundan sonra güneşte daha az kalmanız
tavsiye edilecektir. Başka bir deyişle, cilt kanseri geçirmeniz, vücudunuz başka
yerlerinde güneş gören bölgelerin de ciddi şekilde hasar gördüğü ve güneşte
kalmayı sürdürürseniz kanserin tekrarlayabileceği anlamına gelmektedir.
Güneşe bağlı veya aktinik keratoz
Doktorlar arasında aktinik keratoz tedavisinin gelecekte cilt kanserine
yakalanma ihtimalini azaltmak adına yararlı olup olmadığı konusunda bir
anlaşmazlık vardır. Çünkü pek çok yaşlı insanda aktinik keratoz olmasına rağmen
çok azı cilt kanserine çevirir. Ancak aktinik keratoz taşıyan bir kişi, güneşte
kaldığı süreyi azaltmazsa veya bağışıklık sistemini çökerten siklosporin veya
azatioprin gibi (genelde organ naklinden sonra bazen de başka nedenlerde
verilen) ilaçlar kullanıyorsa böyle bir ihtimal vardır. Çoğu insan yaraların
çirkin görünmesinden, acımasından veya kaşınmasından dolayı rahatsızlık
belirtmiştir. Bu bakımdan tedavi görmeleri gerektiği söylenir ve şüphelendiğiniz
yaralarınız varsa siz de bir doktora görünmelisiniz. Tedavisi genelde krioterapi
şeklinde yapılır ve etkili olur. Kanserli hücreleri öldüren krem (5-şuorourasil)
reçeteyle alınabilir. Bu krem haftalarca sürülmelidir. Bu süre içinde hastalıklı
cildi öldürür ama sağlıklı olan cilde dokunmaz ancak tedavi gören bölgenin bir
iki hafta boyunca kızarmasına ve acımasına neden olur. Daha yakın zamanda
piyasaya çıkan bir kremin (yüzde üç diklofenak ve yüzde bir haluronidaz) hafif
yaralar üzerinde etkili olduğu görülmüştür ve ara sıra yan etki olarak kaşıntı
yapmaktadır. Artık bazı merkezler, kozmetik açıdan önemli bölgelerde çıkan
yaraları fotodinamik terapiyle tedavi etmekte ve böylece krioterapinin yan
etkilerinden hastayı kurtarmaktadır. Güneşten sakınmanın yeni yaraların
oluşmasına engel olduğu ve eski yaraların da iyileşmesini sağladığı
görülmektedir.
Bazal hücre kanserleri
Küçük bazal hücre kanserleri krioterapiyle tedavi edilebilir (bk. s. 53-54) ama
daha büyük yaraları ameliyatla almak veya radyoterapiyle kesmek daha iyi sonuç
vermektedir. Bazen tedavinin ardından yeniden çıkan yaraları tamamen ortadan
kaldırmak için benzer ama daha etkili bir yaklaşım benimsenir. Bazal hücre
kanserleri, vücudun başka kesimlerine asla sıçramaz ve oluşturdukları temel
sorun, görüntüleri ve çok yavaş bir şekilde etraşarındaki dokulara nüfuz
etmeleridir.
Pullu hücre kanserleri
Pullu hücre kanserleri, eğer ulaşılması zor yerde değilse veya hasta dayanıksız
değilse genelde ameliyatla tedavi edilir yoksa radyoterapi tercih edilir. Bu
rahatsızlığın tekrarlaması oldukça zordur. Ancak birkaç yara ender de olsa
yeniden ortaya çıkabilir ya da daha seyrek olarak boyundaki veya koltukaltındaki
lenf bezleri gibi vücudun başka bölgelerine sıçrayabilir. Bazen akciğerlere,
kemiklere veya beyine de hastalık yayılabilir. Ancak bu olursa daha fazla
yayılmasını engellemek için ameliyat veya Kemoterapi uygulanması gerekir.
Genelde bu soruna neden olan uzun süre öncesinden kalan ve büyüyen kanserli
hücrelerdir. Bağışıklık sistemi, bazı hastalıklar ya da azatioprin veya
siklosporin gibi ilaçlar yüzünden zayışayan kişilerde dudakta veya kulakta
görülen yaralar da erken müdahale edilmezse yayılabilir. Bu tür, kanser
olmasından şüphelendiğiniz bir yaranız varsa yayılmadan önce müdahale
edilebilmesi için hemen doktora görünmelisiniz.
Melanom
Melanomlar hemen her zaman ameliyatla tedavi edilir. Genelde lokal anestezi
altındayken tamamen alınır ve hasta iyileşir. Şüpheli bir ben, normal ciltten
biraz mesafe bırakılarak kesilir ve mikroskopla incelenir. Eğer melanom olduğu
doğrulanırsa hiçbir tümör kalmaması için daha büyük bir parça kesilip çıkarılır.
Bazen deri nakli gerekse de genelde ufak bir yarayla ameliyattan çıkarılır.
Eğer sizde melanom varsa bir dermatolog veya cerrahla konuyu ayrıntılı bir
şekilde konuşmalısınız. Aslında bu tümörlerin çoğu çok zayıftır, yayılmaz,
tekrarlamaz ve başka sorunlara yol açmaz. Ancak daha derinlerde olanların
tekrarlama veya lenf bezleri veya kanla vücudun başka yerlerine sıçrama ihtimali
olduğu için ameliyattan sonra da doktorunuza görünmeye devam etmeniz akıllıca
olur. Bu arada düşünecek zamanı bulur ve aklınızdaki soruları da sorabilirsiniz.

Kemoterapi özellikle kanserin başladığı noktadan başka bölgelere sıçradığı
hallerde yararlıdır. Bu yöntemle kanser, ilaçları kana karışarak bütün vücuda
taşınabilir.
Örneğin doktorunuza tekrarlama veya yayılma ihtimalinin ne olduğunu, ileride
çocuk sahibi olmanıza engel olup olmayacağını veya başka bir kansere yakalanma
ihtimalinizi sormak isteyebilirsiniz.
Melanom tedavisinden sonra herkesin dermatolog tarafından beş yıl boyunca veya
daha uzun süre, altı ayda bir düzenli kontrol edilmesi gerekmektedir. Bu
ziyaretler sırasında yara ve lenf bezleri melanomun tekrarlama ihtimaline karşı
gözden geçirilecektir ve çoğunlukla temiz çıkar. Aynı bölgede yeniden çıkan
kanser, genelde yeni bir ameliyatla alınır ve bu ameliyat da genelde başarılı
olur. Diğer taraftan, eğer sorun lenf bezlerine yayılmışsa bunlar ameliyatla
alınabilir ama bu aşamada yeniden yayılmasını önlemek için Kemoterapi
uygulanabilir. Bunun nedeni, bu yöntemde kullanılan ilaçların vücudun her
yerindeki kanserli hücreleri öldürmesidir.
Ölüm vakaları ender de olsa melanom yine de en ölümcül cilt kanseridir ama erken
teşhis ve tedavi hemen her zaman sorunu çözmektedir.
CİLT KANSERLERİNİN TEŞHİS VE TEDAVİSİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER
Cerrahi - teşhis ve tedavi için biyopsi
Durumunuzu tam olarak teşhis edebilmek için cilt biyopsisi adı verilen özel bir
işlem uygulanması gerekecektir. Bu, hangi tür kanser olduğu ve iyileşmesi için
hangi tedavinin yapılması gerektiğine karar vermek için tümörün bir parçasının
mikroskopla incelenmek üzere alınmasıdır. Ancak genelde biyopsi sırasında
sorunlu bölgenin tamamı alınır ve doku yalnızca teşhisin doğruluğunu kontrol
etmek için incelenir. Ancak yaranın kenarları, alının cildin kenarlarına kadar
geliyorsa doktorunuzun kanseri tamamen temizlemek için daha fazla doku alması
gerekebilir. Kanser başlangıçta büyükse veya bulunduğu yerden dolayı tamamen
alınması zor olacaksa başlangıçta yalnızca mikroskopla incelenmesi için küçük
bir parça alınır ve daha sonra ikinci bir işlem uygulanır.
Cilt biyopsisi oldukça basit bir işlemdir ve özel bir hazırlık yapmanızı
gerektirmez. Öncesinde ve sonrasında istediğiniz gibi yiyip içebilirsiniz.
Ayrıca sadece 10 ila 30 dakika arası sürer ve lokal anestezi nahoş etkiler
yaratmaz. Yani kendinizi rahat hissettiğiniz sürece evinize, arabanızı
kullanarak gitmemeniz veya ertesi gün işten izin almanız için hiçbir neden
yoktur.
Steroidler, aspirin, anti enşamatuarlar veya warfarin gibi iyileşmenize engel
olacak ya da ameliyat sırasında kanamanızı artırabilecek ilaçlar kullanıyorsanız
doktorunuza mutlaka söylemelisiniz. Anesteziye veya yara bandı gibi malzemelere
karşı alerjiniz varsa bunu da söylemelisiniz. Son olarak, kalbinizde sorun
yaşamışsanız veya kalp nakli olmuşsanız bunu da haber vermelisiniz çünkü biyopsi
sırasında antibiyotik almanız gerekir.

Cilt biyopsisi genelde durumunuzda doğru teşhis konmasını sağlar.
Kullanılan lokal anestezi genelde alınacak bölgenin içine ve çevresine enjekte
edilen bir ilaçtır. Bazı bölgeler diğerlerine göre daha hassas olduğu için
iğneyi ve anestezi yapılırken de biraz batma hissedebilirsiniz ama bu hemen
geçer ve ardından rahatsızlık duymazsınız. Etkisi bir saata kadar sonra
kaybolduğu için biyopsi yapılan bölgede biraz acıma, ağrı veya yanma
duyabilirsiniz ama bu genelde hafif olur ve gerekirse ağrı kesici alarak geçer.
Ameliyattan sonra alınan bölge dikilir ve üzeri gazlı bezle kapatılır.
Sonra yapmanız gereken dört ila on dört gün ya da bazen daha uzun süre sonra
dikişleri aldırmak için doktora tekrar gidinceye kadar bu bölgeyi temiz ve kuru
tutmaktır. Ancak ameliyattan sonra yara normalden fazla sızlar veya kanarsa
doktora daha önce gitmeniz ve yaranın üzerine baskı yapmanız veya bir gazlı bez
daha sarmanız gerekebilir. Sonraki birkaç gün içinde acı ve şişme görülürse yine
doktorunuza danışmanız gerekir çünkü bölge iltihap kapmış olabilir ve bu da
iyileşmenizi geciktirir. İltihap kaparsa antibiyotikler sorunu çözer, yoksa
dikişlerin daha erken alınması gerekir.
Radyoterapi
Pek çok cilt kanseri ameliyatla tedavi edilir. Fakat yara çok büyükse, ulaşması
zor bir yerdeyse veya hasta çok yaşlı ya da zayıf bir kişiyse, ameliyat en uygun
çözüm olmayabilir. Böyle bir durumda radyoterapi uygulanabilir. Hastalıklı
hücreleri tedavi etmek için kısa süre, yapay X ışınları kullanılır. Ayrıca
normal dokular da hasar görebilir ve cilt beyazlayabilir, yara izi veya kılcal
damarlar ortaya çıkabilir ancak bunlardan başka önemli bir yan etkisi yoktur.
Fotodinamik terapi
Nadiren de olsa aktinik keratoz veya cilt kanseri tedavisinde fotodinamik terapi
adı verilen bir yöntem de uygulanabilir. Ancak bu yöntem, hâlâ deney aşamasında
olduğu için doktorunuz uygulamadan önce size iyice açıklamalıdır. Fotodinamik
terapide cilde enjekte edilen veya yüzeysel olarak uygulanan "porfirin öncüsü"
isimli foto duyarlı kimyasal bir madde kullanılır. Bu madde yalnızca kanserli
hücreler tarafından alınır çünkü en aktif olan onlardır. Daha sonra kanserli
bölgeye gözle görünür ışık uygulanırsa bu ışık, kimyasal madde tarafından emilir
ve kanseri yok eder. Genelde acıma veya yanma hissi uyandırır ama bundan başka
bir soruna yol açmaz. Ancak bu tedavinin uygulandığı bazı insanların birkaç saat
güneşe çıkmaması tavsiye edilir çünkü ilaç enjekte edildikten sonra ışıktan
kaynaklanan yanmaya karşı hassaslık devam edebilir.
Krioterapi
Çoğu aktinik keratoz ve bazı bazal hücre kanserleri için tercih edilen tedavi
yöntemi genelde krioterapidir ama öncesinde bazen teşhisi doğrulamak için
biyopsi yapılır. Bu yöntem oldukça basittir. Yara birkaç hafta arayla sprey veya
sıvı nitrojenle bir iki saniye dondurulur. Kanserli veya kanser başlangıcındaki
hücreler -40 derecede dondurulursa ölür. Tedavi sırasında cilt biraz beyazlaşır
ve genelde hafif ya da ciddi şekilde yanar. Bu yanma birkaç saniye veya dakika
sürer, ardından cilt kızarır ve kabuk bağlar. Bundan iki hafta kadar sonra
tedavi gören yerde sağlıklı cilt oluşur, başlangıçta pembedir ama zamanla normal
renge döner. Bazen tedavi gören bölge birkaç hafta koyu rengini koruyabilir.
Özellikle çok büyük bir yara sert bir şekilde tedavi edilmişse açık rengini
koruyabilir. |

Radyoterapide kanserli hücreleri yok etmek için X ışınları kullanılır. |
Krioterapi hızlı uygulandığı, fazla rahatsızlık vermediği ve hemen hiçbir zaman
iz bırakmadığı ama kanserli veya kanserin başladığı hücreleri tamamen öldürdüğü
için uygundur ve etkilidir. Ancak çok derinlere işlemez ve büyük, teşhis
edilemeyen veya yayılmasından şüphe edilen yaralarda biyopsinin ardından
radyoterapi uygulanmalıdır.

Krioterapide yaraların üzerine sıvı nitrojen sıkılarak yaralar
dondurulur. Genelde kanserli veya kanser başlangıcındaki bütün hücreler ölür.
ÖNEMLİ NOKTALAR |
- Kısa veya uzun vadede UV ışınlarından kaynaklanan hasar,
tedaviye iyi yanıt vermez, en uygun korunma yolu önlemektir.
- Güneşten biraz korunarak, kalamin losyonu veya sulu krem
sürerek ve ağrı kesici kullanarak güneş yanığını tedavi
edebilirsiniz.
- Nemlendiriciler veya retinoik asit içeren kremlerle cildin
yaşlanmasının önüne geçebilirsiniz. Cerrahi veya lazerle yapılan
tedaviler daha etkilidir ama aynı zamanda daha pahalı ve
risklidir.
- Cilt kanserleri veya kanserin başlangıç aşamasındaki yaralar
hemen her zaman basit ameliyatlar veya radyoterapiyle,
fotodinamik terapiyle veya bazı kremlerle tedavi edilebilir.
Hafif durumlarda krioterapi daha uygun ve güvenilir bir
yöntemdir.
- Cilt kanserlerinin teşhis ve tedavisinde gecikilirse bu,
kanserin yayılmasına yol açabilir ve büyük ameliyatlar ya da
Kemoterapi gerekebilir.
|
Bu yazı 6226 kere okundu.