Arama  |  Anket Sonuçları  |  Site Haritası  |

13 Punto 15 Punto 17 Punto 19 Punto
Güneşten kaynaklanan rahatsızlıkların tedavisi
05.12.2008 19:15:01
Güneşten kaynaklanan hiçbir rahatsızlığın tedavisi kolay değildir ve bu yüzden mümkünse en başından engellemek en iyisidir.

Güneşten kaynaklanan hiçbir rahatsızlığın tedavisi kolay değildir ve bu yüzden mümkünse en başından engellemek en iyisidir.

GÜNEŞ YANIĞI

Bunun belirtileriyle etkin bir şekilde başa çıkmak için yapılabilecek fazla bir şey yoktur ve uzun vadede bıraktığı hasara karşı da hiçbir önlem alınamaz. Ancak aşağıdaki tavsiyeleri izlerseniz iyileşinceye kadar rahatlayabilirsiniz:

  • Çok miktarda Alkol süz içecek için ve etkilenen bölgelere kalamin losyonu veya sulu çözelti gibi rahatlatıcı bir krem sürün. İkisini de eczanelerden reçetesiz olarak alabilirsiniz.
  • Yanmadan mümkün olduğunca hemen sonra cilt iyileşinceye kadar acınızı dindirmesi için aspirin, paracetamol veya ibuprofen gibi steroit içermeyen anti enflamatuar ilaçlar alın. Güneş yanığına karşı özel olarak tasarlanmamakla beraber ibuprofen krem ve lokal anestezi sağlayan çözeltiler de yarar sağlar. Eczacınıza bu konuda danışabilirsiniz.
  • Kırmızılık ve acıma tamamen ortadan kalkana dek birkaç gün güneşe çıkmayın.
  • Yanık ciddiyse veya yayılmışsa
    - örneğin cildiniz su toplamışsa veya titreme, baş ağrısı ya da bulantı gibi şikayetleriniz varsa
    - doktora görünmeli veya daha ciddi durumlarda acil servise gitmelisiniz. Ciddi güneş yanığının doğurabileceği sonuçlar arasında cildin iltihap kapması ve yaraların açılması kadar susuzluk, bayılma ve seyrek de olsa ölüm tehlikesi vardır. Güneşte çok kalmak tehlikelidir!

CİLDİN YAŞLANMASI

Cildinizde güneşten kaynaklanan yaşlanma belirtileri zaten görülmeye başlanmışsa kuruluğunu ve kırışıklığını gidermek için basit nemlendirici kremler kullanarak görünümünü biraz düzeltebilirsiniz ama bu kremleri sürekli kullanmanız gerekir. Ayrıca A vitamininin türevlerini (retinoit), özellikle de tretinoin içeren Retin-A veya Retinova içeren ve reçeteyle alınan kremler hücrelerin renkli maddeler oluşturmasını zamanla azaltabilir ve kırışıkları da bir derece düzeltebilir.

Cildin kırışan veya sarkan yerlerini kozmetik veya plastik ameliyat olarak daha pahalı ve belki de riskli bir şekilde de düzelttirebilirsiniz. Kahverengi lekeler ve kılcal damarların çıkmasına karşı buzla dağlama etkili çözüm getirebilir. Uzman dermatologlardan yardım isteyebilirsiniz. Ancak bunlar işe yaramazsa aynı soruna karşı diğer tedavi yöntemleri arasında, kimyasal maddelerle cildin kabuğunu soymak ve lazerle tedavi gelir. Lazerle tedavi kırışıklara ve kılcal damarların çıkmasına karşı özellikle etkilidir. Ancak kırışık tedavisinin uygulandığı bölge birkaç gün ila birkaç hafta süreyle kızarır ve acır. Ayrıca başlamadan önce maliyetini ve az da olsa iz kalma ihtimalinin de olduğunu hesaba katmalısınız. Önce bir cerrah veya dermatologla konuşmalısınız.

CİLT KANSERİ

Cilt kanserinin tedavisi türüne ve vücutta nerede bulunduğuna bağılıdır. Hangi tedaviye başlarsanız başlayın mutlaka bundan sonra güneşte daha az kalmanız tavsiye edilecektir. Başka bir deyişle, cilt kanseri geçirmeniz, vücudunuz başka yerlerinde güneş gören bölgelerin de ciddi şekilde hasar gördüğü ve güneşte kalmayı sürdürürseniz kanserin tekrarlayabileceği anlamına gelmektedir.

Güneşe bağlı veya aktinik keratoz
Doktorlar arasında aktinik keratoz tedavisinin gelecekte cilt kanserine yakalanma ihtimalini azaltmak adına yararlı olup olmadığı konusunda bir anlaşmazlık vardır. Çünkü pek çok yaşlı insanda aktinik keratoz olmasına rağmen çok azı cilt kanserine çevirir. Ancak aktinik keratoz taşıyan bir kişi, güneşte kaldığı süreyi azaltmazsa veya bağışıklık sistemini çökerten siklosporin veya azatioprin gibi (genelde organ naklinden sonra bazen de başka nedenlerde verilen) ilaçlar kullanıyorsa böyle bir ihtimal vardır. Çoğu insan yaraların çirkin görünmesinden, acımasından veya kaşınmasından dolayı rahatsızlık belirtmiştir. Bu bakımdan tedavi görmeleri gerektiği söylenir ve şüphelendiğiniz yaralarınız varsa siz de bir doktora görünmelisiniz. Tedavisi genelde krioterapi şeklinde yapılır ve etkili olur. Kanserli hücreleri öldüren krem (5-şuorourasil) reçeteyle alınabilir. Bu krem haftalarca sürülmelidir. Bu süre içinde hastalıklı cildi öldürür ama sağlıklı olan cilde dokunmaz ancak tedavi gören bölgenin bir iki hafta boyunca kızarmasına ve acımasına neden olur. Daha yakın zamanda piyasaya çıkan bir kremin (yüzde üç diklofenak ve yüzde bir haluronidaz) hafif yaralar üzerinde etkili olduğu görülmüştür ve ara sıra yan etki olarak kaşıntı yapmaktadır. Artık bazı merkezler, kozmetik açıdan önemli bölgelerde çıkan yaraları fotodinamik terapiyle tedavi etmekte ve böylece krioterapinin yan etkilerinden hastayı kurtarmaktadır. Güneşten sakınmanın yeni yaraların oluşmasına engel olduğu ve eski yaraların da iyileşmesini sağladığı görülmektedir.

Bazal hücre kanserleri
Küçük bazal hücre kanserleri krioterapiyle tedavi edilebilir (bk. s. 53-54) ama daha büyük yaraları ameliyatla almak veya radyoterapiyle kesmek daha iyi sonuç vermektedir. Bazen tedavinin ardından yeniden çıkan yaraları tamamen ortadan kaldırmak için benzer ama daha etkili bir yaklaşım benimsenir. Bazal hücre kanserleri, vücudun başka kesimlerine asla sıçramaz ve oluşturdukları temel sorun, görüntüleri ve çok yavaş bir şekilde etraşarındaki dokulara nüfuz etmeleridir.

Pullu hücre kanserleri
Pullu hücre kanserleri, eğer ulaşılması zor yerde değilse veya hasta dayanıksız değilse genelde ameliyatla tedavi edilir yoksa radyoterapi tercih edilir. Bu rahatsızlığın tekrarlaması oldukça zordur. Ancak birkaç yara ender de olsa yeniden ortaya çıkabilir ya da daha seyrek olarak boyundaki veya koltukaltındaki lenf bezleri gibi vücudun başka bölgelerine sıçrayabilir. Bazen akciğerlere, kemiklere veya beyine de hastalık yayılabilir. Ancak bu olursa daha fazla yayılmasını engellemek için ameliyat veya Kemoterapi uygulanması gerekir. Genelde bu soruna neden olan uzun süre öncesinden kalan ve büyüyen kanserli hücrelerdir. Bağışıklık sistemi, bazı hastalıklar ya da azatioprin veya siklosporin gibi ilaçlar yüzünden zayışayan kişilerde dudakta veya kulakta görülen yaralar da erken müdahale edilmezse yayılabilir. Bu tür, kanser olmasından şüphelendiğiniz bir yaranız varsa yayılmadan önce müdahale edilebilmesi için hemen doktora görünmelisiniz.

Melanom
Melanomlar hemen her zaman ameliyatla tedavi edilir. Genelde lokal anestezi altındayken tamamen alınır ve hasta iyileşir. Şüpheli bir ben, normal ciltten biraz mesafe bırakılarak kesilir ve mikroskopla incelenir. Eğer melanom olduğu doğrulanırsa hiçbir tümör kalmaması için daha büyük bir parça kesilip çıkarılır. Bazen deri nakli gerekse de genelde ufak bir yarayla ameliyattan çıkarılır.

Eğer sizde melanom varsa bir dermatolog veya cerrahla konuyu ayrıntılı bir şekilde konuşmalısınız. Aslında bu tümörlerin çoğu çok zayıftır, yayılmaz, tekrarlamaz ve başka sorunlara yol açmaz. Ancak daha derinlerde olanların tekrarlama veya lenf bezleri veya kanla vücudun başka yerlerine sıçrama ihtimali olduğu için ameliyattan sonra da doktorunuza görünmeye devam etmeniz akıllıca olur. Bu arada düşünecek zamanı bulur ve aklınızdaki soruları da sorabilirsiniz.


Kemoterapi özellikle kanserin başladığı noktadan başka bölgelere sıçradığı hallerde yararlıdır. Bu yöntemle kanser, ilaçları kana karışarak bütün vücuda taşınabilir.

Örneğin doktorunuza tekrarlama veya yayılma ihtimalinin ne olduğunu, ileride çocuk sahibi olmanıza engel olup olmayacağını veya başka bir kansere yakalanma ihtimalinizi sormak isteyebilirsiniz.

Melanom tedavisinden sonra herkesin dermatolog tarafından beş yıl boyunca veya daha uzun süre, altı ayda bir düzenli kontrol edilmesi gerekmektedir. Bu ziyaretler sırasında yara ve lenf bezleri melanomun tekrarlama ihtimaline karşı gözden geçirilecektir ve çoğunlukla temiz çıkar. Aynı bölgede yeniden çıkan kanser, genelde yeni bir ameliyatla alınır ve bu ameliyat da genelde başarılı olur. Diğer taraftan, eğer sorun lenf bezlerine yayılmışsa bunlar ameliyatla alınabilir ama bu aşamada yeniden yayılmasını önlemek için Kemoterapi uygulanabilir. Bunun nedeni, bu yöntemde kullanılan ilaçların vücudun her yerindeki kanserli hücreleri öldürmesidir.

Ölüm vakaları ender de olsa melanom yine de en ölümcül cilt kanseridir ama erken teşhis ve tedavi hemen her zaman sorunu çözmektedir.

CİLT KANSERLERİNİN TEŞHİS VE TEDAVİSİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER

Cerrahi - teşhis ve tedavi için biyopsi
Durumunuzu tam olarak teşhis edebilmek için cilt biyopsisi adı verilen özel bir işlem uygulanması gerekecektir. Bu, hangi tür kanser olduğu ve iyileşmesi için hangi tedavinin yapılması gerektiğine karar vermek için tümörün bir parçasının mikroskopla incelenmek üzere alınmasıdır. Ancak genelde biyopsi sırasında sorunlu bölgenin tamamı alınır ve doku yalnızca teşhisin doğruluğunu kontrol etmek için incelenir. Ancak yaranın kenarları, alının cildin kenarlarına kadar geliyorsa doktorunuzun kanseri tamamen temizlemek için daha fazla doku alması gerekebilir. Kanser başlangıçta büyükse veya bulunduğu yerden dolayı tamamen alınması zor olacaksa başlangıçta yalnızca mikroskopla incelenmesi için küçük bir parça alınır ve daha sonra ikinci bir işlem uygulanır.

Cilt biyopsisi oldukça basit bir işlemdir ve özel bir hazırlık yapmanızı gerektirmez. Öncesinde ve sonrasında istediğiniz gibi yiyip içebilirsiniz. Ayrıca sadece 10 ila 30 dakika arası sürer ve lokal anestezi nahoş etkiler yaratmaz. Yani kendinizi rahat hissettiğiniz sürece evinize, arabanızı kullanarak gitmemeniz veya ertesi gün işten izin almanız için hiçbir neden yoktur.

Steroidler, aspirin, anti enşamatuarlar veya warfarin gibi iyileşmenize engel olacak ya da ameliyat sırasında kanamanızı artırabilecek ilaçlar kullanıyorsanız doktorunuza mutlaka söylemelisiniz. Anesteziye veya yara bandı gibi malzemelere karşı alerjiniz varsa bunu da söylemelisiniz. Son olarak, kalbinizde sorun yaşamışsanız veya kalp nakli olmuşsanız bunu da haber vermelisiniz çünkü biyopsi sırasında antibiyotik almanız gerekir.


Cilt biyopsisi genelde durumunuzda doğru teşhis konmasını sağlar.

Kullanılan lokal anestezi genelde alınacak bölgenin içine ve çevresine enjekte edilen bir ilaçtır. Bazı bölgeler diğerlerine göre daha hassas olduğu için iğneyi ve anestezi yapılırken de biraz batma hissedebilirsiniz ama bu hemen geçer ve ardından rahatsızlık duymazsınız. Etkisi bir saata kadar sonra kaybolduğu için biyopsi yapılan bölgede biraz acıma, ağrı veya yanma duyabilirsiniz ama bu genelde hafif olur ve gerekirse ağrı kesici alarak geçer.

Ameliyattan sonra alınan bölge dikilir ve üzeri gazlı bezle kapatılır.

Sonra yapmanız gereken dört ila on dört gün ya da bazen daha uzun süre sonra dikişleri aldırmak için doktora tekrar gidinceye kadar bu bölgeyi temiz ve kuru tutmaktır. Ancak ameliyattan sonra yara normalden fazla sızlar veya kanarsa doktora daha önce gitmeniz ve yaranın üzerine baskı yapmanız veya bir gazlı bez daha sarmanız gerekebilir. Sonraki birkaç gün içinde acı ve şişme görülürse yine doktorunuza danışmanız gerekir çünkü bölge iltihap kapmış olabilir ve bu da iyileşmenizi geciktirir. İltihap kaparsa antibiyotikler sorunu çözer, yoksa dikişlerin daha erken alınması gerekir.

Radyoterapi
Pek çok cilt kanseri ameliyatla tedavi edilir. Fakat yara çok büyükse, ulaşması zor bir yerdeyse veya hasta çok yaşlı ya da zayıf bir kişiyse, ameliyat en uygun çözüm olmayabilir. Böyle bir durumda radyoterapi uygulanabilir. Hastalıklı hücreleri tedavi etmek için kısa süre, yapay X ışınları kullanılır. Ayrıca normal dokular da hasar görebilir ve cilt beyazlayabilir, yara izi veya kılcal damarlar ortaya çıkabilir ancak bunlardan başka önemli bir yan etkisi yoktur.

Fotodinamik terapi
Nadiren de olsa aktinik keratoz veya cilt kanseri tedavisinde fotodinamik terapi adı verilen bir yöntem de uygulanabilir. Ancak bu yöntem, hâlâ deney aşamasında olduğu için doktorunuz uygulamadan önce size iyice açıklamalıdır. Fotodinamik terapide cilde enjekte edilen veya yüzeysel olarak uygulanan "porfirin öncüsü" isimli foto duyarlı kimyasal bir madde kullanılır. Bu madde yalnızca kanserli hücreler tarafından alınır çünkü en aktif olan onlardır. Daha sonra kanserli bölgeye gözle görünür ışık uygulanırsa bu ışık, kimyasal madde tarafından emilir ve kanseri yok eder. Genelde acıma veya yanma hissi uyandırır ama bundan başka bir soruna yol açmaz. Ancak bu tedavinin uygulandığı bazı insanların birkaç saat güneşe çıkmaması tavsiye edilir çünkü ilaç enjekte edildikten sonra ışıktan kaynaklanan yanmaya karşı hassaslık devam edebilir.

Krioterapi
Çoğu aktinik keratoz ve bazı bazal hücre kanserleri için tercih edilen tedavi yöntemi genelde krioterapidir ama öncesinde bazen teşhisi doğrulamak için biyopsi yapılır. Bu yöntem oldukça basittir. Yara birkaç hafta arayla sprey veya sıvı nitrojenle bir iki saniye dondurulur. Kanserli veya kanser başlangıcındaki hücreler -40 derecede dondurulursa ölür. Tedavi sırasında cilt biraz beyazlaşır ve genelde hafif ya da ciddi şekilde yanar. Bu yanma birkaç saniye veya dakika sürer, ardından cilt kızarır ve kabuk bağlar. Bundan iki hafta kadar sonra tedavi gören yerde sağlıklı cilt oluşur, başlangıçta pembedir ama zamanla normal renge döner. Bazen tedavi gören bölge birkaç hafta koyu rengini koruyabilir. Özellikle çok büyük bir yara sert bir şekilde tedavi edilmişse açık rengini koruyabilir.
Radyoterapide kanserli hücreleri yok etmek için X ışınları kullanılır.

Krioterapi hızlı uygulandığı, fazla rahatsızlık vermediği ve hemen hiçbir zaman iz bırakmadığı ama kanserli veya kanserin başladığı hücreleri tamamen öldürdüğü için uygundur ve etkilidir. Ancak çok derinlere işlemez ve büyük, teşhis edilemeyen veya yayılmasından şüphe edilen yaralarda biyopsinin ardından radyoterapi uygulanmalıdır.


Krioterapide yaraların üzerine sıvı nitrojen sıkılarak yaralar dondurulur. Genelde kanserli veya kanser başlangıcındaki bütün hücreler ölür.

ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Kısa veya uzun vadede UV ışınlarından kaynaklanan hasar, tedaviye iyi yanıt vermez, en uygun korunma yolu önlemektir.
  • Güneşten biraz korunarak, kalamin losyonu veya sulu krem sürerek ve ağrı kesici kullanarak güneş yanığını tedavi edebilirsiniz.
  • Nemlendiriciler veya retinoik asit içeren kremlerle cildin yaşlanmasının önüne geçebilirsiniz. Cerrahi veya lazerle yapılan tedaviler daha etkilidir ama aynı zamanda daha pahalı ve risklidir.
  • Cilt kanserleri veya kanserin başlangıç aşamasındaki yaralar hemen her zaman basit ameliyatlar veya radyoterapiyle, fotodinamik terapiyle veya bazı kremlerle tedavi edilebilir. Hafif durumlarda krioterapi daha uygun ve güvenilir bir yöntemdir.
  • Cilt kanserlerinin teşhis ve tedavisinde gecikilirse bu, kanserin yayılmasına yol açabilir ve büyük ameliyatlar ya da Kemoterapi gerekebilir.

  

Bu yazı 5940 kere okundu.

Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Çıktı Al Yukarı
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.

ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz.