Arama  |  Anket Sonuçları  |  Site Haritası  |

13 Punto 15 Punto 17 Punto 19 Punto
Diyabet tedavisinde beklenen gelişmeler
16.01.2008 17:03:33
Diyabetin yaygın olması ve tüm dünyada giderek artıyor görünmesi nedeniyle önleme,
Diyabetin yaygın olması ve tüm dünyada giderek artıyor görünmesi nedeniyle önleme, tamamen iyileştirme ve komplikasyonları tedavi etmeye yönelik birçok araştırma yapılıyor.
 
ÖNLEME
Aslında ideal tedavi diyabetin gelişmesini önlemek olurdu. Son 20-30 yıldır diyabetin nedenlerini geçmişe göre çok daha iyi biliyoruz, ancak hâlâ öğreneceğimiz çok şey var. Özellikle, pankreas ta insülin üreten küçük beta (b) hücrelerinin tahrip edilmesini neyin tetiklediğini bilmiyoruz. Hastalarda bu hasara yatkınlık oluşturan genler birer birer saptanıyor, ancak bu genlerin tam olarak neyi kontrol ettikleri ve tahribatın nasıl başladığı belli değil. Ancak bu sorular bir kez yanıtlandığında, belki de riskli kişilerde bu genleri onararak diyabet gelişmesini önlemek mümkün olabilecek. Finlandiya ve ABD’de gerçekleştirilen iki yeni çalışmada glukoz toleransı bozulmuş kişilerde haftada yaklaşık üç saatlik hızlı yürüyüş gibi hafif bir egzersiz ve yaklaşık %5’lik bir kilo kaybı yoluyla tip 2 diyabet gelişme riskinde çarpıcı bir düşüş sağlanabildiği gösterildi. Ancak gen onarımı için daha uzun yıllar gerekiyor.

Tip 2 diyabette kilonun denetim altına alınması ve düzenli egzersizle bu durumun gelişme riskinin çok azaltılabileceği biliniyor, ancak genlerin bu diyabet tipinde oynadığı rol konusunda çok daha az bilgimiz var ve kanımca bu diyabet tipini bütünüyle önleme hedefinden henüz çok uzağız.
 
TAM İYİLEŞTİRME
Organ nakliyle diyabette tam iyileşme olanağı bulunup bulunmadığını soran birçok hasta var. Tip 1 diyabeti olan hastalarda bu çekici bir fikir. İnsülin yapan küçük beta hücrelerini ayırarak enjeksiyonla hastaya verme ya da hastanın vücuduna yerleştirme olanağı bulunsa, insülin üretiminin yeniden başlaması umulabilir. Son zamanlarda bu alanda pek çok araştırma yürütüldü, ancak en büyük sorun nakledilen hücrelerin hastanın vücudu tarafından reddedilmesi. Ayrıca, vericilerin pankreas ından bu hücreleri ayırma işlemi son derece güç ve zaman alan bir işlem ve hiçbir zaman dünyadaki bütün diyabetlilere yetecek kadar hücre elde etme olanağı yok.

Bununla birlikte geçtiğimiz dönemde Kanadalı bilimciler insülin üreten adacık hücrelerinin ayrılması ve nakli için yeni bir teknik geliştirdiler. Bunun için doku ve organ reddine karşı kullanılan ve steroid yapıdaki moleküllere dokunulmamasını sağlayan güçlü bir ilaç bileşimi kullandılar ve birkaç hastanın bir yılı aşkın bir süre insülin enjeksiyonu yapmadan yaşamasını sağladılar. Bu umut verici sonuçlardan sonra İngiltere’de Diabetes UK tarafından desteklenen geniş kapsamlı bir araştırma başlatıldı ve daha geniş bir hasta topluluğunda aynı sonuçların elde edilip edilemeyeceği incelenmeye başlandı.

Hayvanlardan alınan hücrelerin ya da diyabetli hastaların derilerinden alınan küçük parçaların insülin üreten hücrelere dönüştürülmesini hedeflemek gibi heyecan verici yeni bazı yaklaşımlar var. Ayrıca kök hücreleri (vücutta farklılaşarak özel işlevli başka herhangi bir hücreye dönüşme yeteneği olan hücreler) insülin üreten hücrelere dönüştürmek için araştırmalar da sürüyor. Nihayet, farelerde yapılan yeni deneylerde genetik mühendislik yoluyla karaciğer hücrelerinin insülin üretmek üzere yeniden programlanması başarıldı. Bu gelişmelerle ilgili hâlâ birçok sorun var, ancak bu alandaki çalışmalar önümüzdeki beş on yıl içinde başlayabilir.

Tip 2 diyabetlilerde insülin üretildiği halde insülin e karşı direnç gelişmiş olabileceği için, durum biraz daha karmaşık. Ancak tiazolidindion grubundan yeni haplarla insülin e duyarlılık artıyor ve çok uzak olmayan bir tarihte yeni yollardan insülin duyarlılığını etkileyen ilaçların geliştirilme olasılığı çok yüksek.

İnsülinin kimyasal yapısı değiştirilerek, deri altından emilme hızı ayarlanabiliyor. Bu da etki süresi daha kısa ve daha uzun insülin tiplerinin geliştirilmesine olanak verdi ve bu “analogların” bir bölümü bazı ülkelerde kullanıma sunuldu. Bu insülin tipleri özellikle yemek saatleri düzensiz olan kişilere daha fazla esneklik sağlayabilecek.
 
İZLEME
Diyabet araştırmalarındaki başlıca hedeflerden biri kan şekeri düzeyini sürekli izleyen bir sistemin geliştirilmesi. İdeal çözüm henüz ufukta görünmüyor, ancak geçtiğimiz dönemde derialtındaki sıvıdaki glukoz miktarını iğneyle ölçen bir sistem geliştirildi. Bu cihazla glukoz üç gün boyunca ölçülebiliyor, elde edilen bilgiler bir bilgisayar çipinde saklanıyor ve daha sonra bilgisayara yüklenebiliyor. Bu yöntem tedavi değişikliklerinin ve gece glukoz denetiminin değerlendirilmesinde kullanılabilir, ancak olası yararları tam olarak belli değil.
 
TEDAVİLER
Hastaların büyük çoğunluğu için ciddi bazı sorunları önleyecek ya da bunların gelişme riskini azaltacak yeni tedavilerin keşfedilmesi çok önemli.

Bu yeni tedavilerin gözde, böbreklerde ve sinirlerde hasara neden olan temel mekanizmalar üzerinde yoğunlaşması bekleniyor. Diyabete bağlı sorunların (komplikasyonların) ele alındığı bölümde belirtildiği gibi, uzun bir süre yüksek kan şekerine maruz kalmak bu hassas yapılarda kimyasal değişikliklere yol açıyor ve retinopati, nefropati ve nöropati gelişmesine neden oluyor. Bu süreçleri dolaylı yollardan etkileyen bazı ilaçlar geliştirildi ve gelecekte bu ilaçlarla uzun süreli tedavi uygulanarak bu ağır sorunların gelişmesini önlemek mümkün olabilecek. Bu alanda bazı klinik çalışmalar halen yürütülüyor, bir bölümü de henüz planlama aşamasında.

Dikkatli bir kan basıncı ve kolesterol kontrolünün de etkili olduğu gösterildi ve önümüzdeki birkaç yıl içinde bu alanlarda yeni tedavilerin geliştirilmesi mümkün.

Öte yandan gerek kendinizin, gerekse doktorunuzun düzenli bakımıyla, diyabetten kaynaklanan bu risklerin büyük ölçüde azaltılabileceğini gözden kaçırmamalısınız. Düzenli gözetim, göz muayeneleri, idrar testleri, kan basıncı ölçümü, ayak muayenesi ve kolesterol testleri komplikasyonları önlemek için ne gibi tedaviler uygulanması gerektiğini gösterecektir. Günümüzde mevcut tedaviler ve hastalığın anlaşılması yönünde atılan adımlarla diyabet hastalarının önü çok açılmıştır ve bu ilerlemelerin gelecekte de devam edeceğinden eminim.
 
ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Tip 1 diyabetin önlenmesi ancak uzak bir gelecekte mümkün olabilir, ancak titiz bir diyet, düzenli egzersizler ve kilonun kontrolüyle tip 2 diyabetin gelişme olasılığı azaltılabiliyor.
  • İnsülin üreten hücre nakliyle ya da bu hücrelerde değişiklik yapılması yoluyla insülin eksikliğinin giderilmesine yönelik yoğun araştırmalar yapılıyor.
  • Günümüzde komplikasyonları önlemeye ya da tersine çevirmeye yönelik yeni tedaviler geliştiriliyor ve test ediliyor.

  

Bu yazı 10374 kere okundu.

Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Çıktı Al Yukarı
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.

ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz.