Arama  |  Anket Sonuçları  |  Site Haritası  |

13 Punto 15 Punto 17 Punto 19 Punto
Kan şekeri ölçümü
16.01.2008 17:00:09
İster diyetle, ister haplarla ya da insülinle olsun, diyabet tedavisinde hedef her zaman
İster diyetle, ister haplarla ya da insülin le olsun, diyabet tedavisinde hedef her zaman kan şekerini mümkün olduğunca normal sınırlara yaklaştırmaktır. Buna ne kadar yaklaşırsanız kendinizi, özellikle uzun dönemde o kadar iyi hissedersiniz. Kan şekerinizi kendi kendinize izlemenize olanak veren iki yaklaşım vardır ve bunlardan hangisini ve hangi sıklıkla kullanacağınızı size doktorunuz söyleyecektir. Bu iki yaklaşımdan birinde kan testleri, diğerinde ise idrar testleri kullanılıyor ve bir kere öğrenince bunların ikisinin de özel bir zorluğu yoktur.

Son birkaç yılda geliştirilen basit parmak ucundan alınan kanla yapılan testler, insülin kullanan hastaların yaşamında büyük bir dönüşüm anlamına geldi. İnsülin kullanırken kan şekerinizi yakından izlemenizde çok yarar vardır; böylece elde ettiğiniz sonuçlara göre insülin dozunu ayarlama olanağı doğar. Diyabetiniz haplarla ve/veya diyetle denetim altında tutuluyorsa, idrar testleri de kan testleri kadar bilgi verebilir ve bu testleri uygulamak daha kolaydır.
Bunların yanında, hastanede yapılan ve testten önceki 2-8 haftalık bir zaman dilimindeki ortalama kan şekeri düzeyinizi ölçen testler de var. Bu testlerin her birini ayrı ayrı inceleyeceğiz.
 
KAN TESTLERİ
Kendi başınıza kan şekerini izlemenize olanak veren iki sistem var. Bunların ikisi de doğru sonuç veriyor; üstelik kan şekerinizi daha iyi denetim altında tutmanızı sağlarken hipoglisemiden kuşkulandığınızda da sizin için yararlı olacaktır

Kan şekeri düzeyinizi öğrenmek ya iyi olduğunuzu göstererek sizi rahatlatacak ya da önlem almanız gerektiğini hatırlatacaktır. Türkiye’de insülin kullanan diyabetlilerde kan şekeri çubuklarını (strip) artık sigortalar karşılıyor, ancak bunları okumak için özel ölçüm cihazlarının sigortalı tarafından satın alınması gerekiyor.

 
1. Yöntem
Bir damla kandaki kan şekeri (glukoz) plastik çubuğun ucundaki yastıkçık ya da yastıkçıklarla etkileşime girer. Kimyasal maddeler emdirilmiş olan bu yastıkçıklar glukozla karşılaşınca renk değişimine uğrar. Daha sonra çubuk, test çubuklarının bulunduğu tüpün üzerinde basılı renklerle karşılaştırılır ya da ölçüm cihazına sokularak daha doğru bir değer elde edilir.

Farklı birkaç çubuk vardır ve bunların her birinin etkileşim zamanları farklıdır. Dolayısıyla ölçümlerde gerçekte olduğundan yüksek ya da düşük sonuç almamak için imalatçının talimatlarına dikkatle uyulmalıdır.
 
2. Yöntem: Medisense
Bu yöntemde özel olarak tasarlanmış test çubuğuna kan damlatıldığında biraz daha karmaşık bir kimyasal reaksiyon gerçekleşir. Renk değişikliği yoktur ve çubuklar yalnızca özel ölçüm cihazlarıyla okunabilir. Bu sistemde alışılmış renk yastıkçığı sistemine göre biraz daha az kan yeterlidir, ancak ölçüm cihazının satın alınması gerekir.

Günümüzde özel bir çubuk, bir ölçüm cihazı ve parmak ucunu delerek yapılan test ile hem kan şekerini, hem de ketonları ölçme olanağı var. Bu teknik özellikle gebelikte ve yineleyen ketoasidoz atakları yaşayan çocuklarda ve gençlerde yararlı olabilir.
 
Parmak ucunu delme
Bazı kişiler için bu sistemlerin başlıca sakıncası, her ikisinde de kişinin kendi parmak ucunu delerek kan örneği almasını gerektirmesidir (bazen bu işlem bir başkası tarafından yapılabilir). Özellikle el işçisiyseniz ya da parmaklarınız çok duyarlıysa, delme işlemi size çok zor gelebilir. Parmağınızı delmede güçlük çekiyorsanız, yaylı delicisi bulunan ölçüm cihazlarından birini kullanmak sizin için daha kolay olabilir. Bu yaylı delicilerde kendinize uygun derinlik ayarı da yapabilirsiniz.

Kan şekeri algılayıcıları
Günümüzde sürekli kan şekeri ölçümü yapan birkaç yöntem geliştirildi. Bunlardan biri hafif bir elektrik akımıyla deriden sıvı çeken bir kol saati. Bu sıvı saatin altındaki zara emilir ve 20 dakikada bir kan şekeri ölçülür. Kan şekeri düşük ya da yüksekse, alarm zili çalarak kişiyi uyarır. Bu cihazla yapılan ilk denemelerde umut verici sonuçlar alındı, ancak kan şekeri düşüklüğünde yanlış alarmların hayli fazla olduğu kaydedildi. Glucowatch adı verilen bu cihazın fiyatı yaklaşık 500 Dolar/750 milyon TL’dir ve ayrıca satın alınması gereken test zarlarının 12 saatte bir değiştirilmesi gerekmektedir.

Diğer bir yöntemde ise, genellikle karın ya da mide üzerinde derialtına ince bir iğne yerleştiriliyor. Bu iğne ince bir tüp aracılığıyla, bir kemere takılı olan küçük bir cihaza bağlanıyor. İğnedeki özel enzimler deri altındaki sıvıdaki glukozu parçalıyor ve bunun yarattığı hafif elektrik akımı cihaz tarafından saptanarak kan şekeri düzeyine dönüştürülüyor. Sonuçlar cihazda saklanıyor ve üç gün sonra bir bilgisayara yükleniyor. Kısa bir süre önce farklı bir yöntem kullanan benzeri bir cihaz geliştirildi; küçük bir pompayla derialtına, dokudaki glukozu emen bir sıvı veriliyor, sonra bu sıvı cihaza geri çekiliyor ve glukoz konsantrasyonu ölçülüyor. Bu sistemle iki günlük glukoz ölçülebiliyor. Bu cihazlar kan şekerinin ne ölçüde denetim altına alınabildiğini belirlemede yararlı olabilir ve tedavide gerekli değişikliklerin yapılmasına olanak verir. Bununla birlikte, henüz bu cihazlarla kişinin belli bir anda kendi kan şekeri düzeyini anlamasına olanak yok.

Üçüncü bir yöntemdeyse ince kan damarları kızılötesi ışınla aydınlatılıyor. Kan şekeri miktarı ışığın damardan geçişini etkileyerek bir sinyal oluşumuna yol açıyor, bu da kan şekeri değerine dönüştürülüyor. Ancak bu henüz deneysel bir yöntem. Öte yandan Fransız araştırmacıların yayımladıkları heyecan verici bazı sonuçlar var; bu yöntemde kalbe giden büyük bir toplardamara çok ince bir tüp yerleştiriliyor. Bu tüp altı ayı aşkın bir süre boyunca birkaç dakikada bir kan şekerini ölçebiliyor. Kan şekeri düzeyine ilişkin bilgiler bir insülin pompasına aktarılıyor ve bu bileşim de yapay bir pankreas işlevi görüyor. Şimdilik bunlar ilk, ancak çok heyecan verici sonuçlar. Çok sayıda hastayı kapsayan çalışmaların sonuçları merakla bekleniyor.

Bu teknolojilerin zamanla kan şekerinin anında izlenmesine olanak vereceğine ve bunun bütün hastalarda diyabet tedavisinde bir devrim anlamına geleceğine hiç kuşku yok. Ancak bu teknolojilerin yaygınlaşması birkaç yıl alacak.

Böbreğin glukoz eşiği. Bu kovanın böbrekleriniz olduğunu düşünün. Böbreklerinizin baş edebildiği maksimum bir glukoz düzeyi vardır ve kova taşarsa glukoz idrarınıza geçer.
 
 
İDRAR TESTLERİ
Böbrekleriniz gelen glukoz miktarını yeniden ememediğinde, glukoz idrara geçer. Bununla birlikte, idrar testlerinde sorun bu “taşma noktasının” herkeste aynı olmamasıdır. Taşma noktası için doğru terim böbrek eşiğidir (ya da renal eşik). Diyabeti olmayan bazı kişilerde bu eşik çok düşüktür ve bunu doğrulamak ve idrarda neden şeker olduğunu açıklamak için bu kişilere 9. sayfada anlatılan şeker yükleme testi yapılması gerekir.

Normalde bu eşik yaklaşık 180 mg/dl (10 mmol/l) düzeyindeki kan şekerine karşı gelir. Dolayısıyla, kişisel eşiğe göre değişmekle birlikte, diyabeti olan bir kişide idrar testinin negatif sonuç vermesi kan şekerinin 0 ile 180 mg/dl (10 mmol/l) arasında herhangi bir yerde olabileceği anlamına gelir. Öte yandan test sonucunun pozitif çıkması kan şekerinizin tam olarak kaç olduğunu ya da kişisel eşiğinizi ne kadar aştığını göstermez.

Sonuçların kesinlikten yoksun olmasına karşın, özellikle diyetle ya da haplarla tedavi ediliyorsanız diyabetinizin yeterince denetim altında olduğundan emin olmak için idrar testi yaptırmanız ve genellikle negatif sonuç almanız yeterli olabilir.

İdrar testi nasıl yapılır?
Günümüzde hemen herkes kan şekeri ölçümünde kullanılana benzer çubuk testleri kullanıyor. Çubuk akan idrara tutuluyor ya da bir kaba idrar örneği alınarak içine çubuk batırılıyor ve renk değişikliği olana kadar kimyasal reaksiyonun gerçekleşmesi bekleniyor. Daha sonra bu renk, genellikle çubuk tüpünün üzerinde bulunan renk cetveliyle karşılaştırılıyor. Kan testi çubuklarında olduğu gibi farklı firmaların ürettiği idrar testi çubuklarında da bekleme süresi farklı olduğu için, imalatçının talimatlarına uyun.

Testin gerçekleştirildiği andaki kan şekerinizi yansıtması için taze idrarla yapılması gerekiyor. Sabahları bu özellikle önemlidir, çünkü idrar birkaç saat boyunca idrar kesesinde birikmiştir. Bu durumda testten yarım saat önce idrar kesenizi boşaltın; test etmeniz gereken asıl idrar, yarım saat sonra alacağınız idrar örneğidir.
 
SONUÇLARIN SİZİN İÇİN ANLAMI NE?
Kan ya da idrar testi yaptığınız zaman, aslında bir önceki insülin dozunun ya da hapın etkililiğini ölçüyorsunuz. Bir başka deyişle, öğle yemeğinden hemen önce yapılan test, kişinin sabah uyguladığı kısa etkili insülin enjeksiyonunun etkisini gösterir. Aynı şekilde, kahvaltıdan önce uygulanan bir test önceki gece yatarken uygulanan dozun etkisini yansıtır. Aynı yorum haplar için de geçerli.

Test sonuçları kan şekerinizin yüksek olduğunu gösteriyorsa, dengeyi kurmak için bir sonraki ilaç dozunuzu artırmanız gerekebilir. Bu önlem kısa dönemde sorunu çözer, ancak test öncesindeki dozu ayarlayarak sorunun ortaya çıkmasını önlemek en iyisi. Çok fazla doz ayarlaması yapmadan önce, testleri günün farklı saatlerinde gerçekleştirmek ve üç-beş gün boyunca alınacak bir dizi sonucu beklemekte yarar vardır. Böylece kan şekeri düzeyinizdeki değişikliklerin belli bir düzeni var mı, görebilirsiniz.

Diyabetinizi denetim altında tutma konusunda daha fazla deneyim kazanana kadar, insülin ya da hap dozunuzu ayarlamadan önce doktorunuza danışmanızda yarar var. Vücudunuzun verdiği tepkileri daha iyi anladıkça, sizin için hangi ölçünün uygun olduğunu bilecek ve zamanla gerekli ayarlamaları kendi kendinize yapabileceksiniz.
 
HASTANEDE İZLEME
Tip 1 diyabetiniz varsa, bazı durumlarda doktorlarınız tedavinin etkili olup olmadığını daha karmaşık kan testleriyle değerlendirmenin yararlı olacağını düşünebilir. Bunlar sizin rutin testlerinizin yerine geçmez, ancak doktorun tedavide değişiklik gerekip gerekmediğine karar vermesini sağlayan ek bilgiler sağlar. Bu testlerin ikisi de toplardamardan alınan kan örneğiyle yapılıyor.
 
Glikozillenmiş hemoglobin
Bu test altı ile sekiz haftalık bir zaman diliminde ortalama kan şekeri düzeyinizi ölçer. Kan şekeri gibi mm/dl cinsinden değil, yüzde olarak ifade edilir ve normal (diyabetik olmayan) değerler genellikle %4-6 arasında değişir. Yüzde 7.5 ya da daha düşük bir değer diyabet denetiminin yeterli olduğunu, yüzde 10 ve daha yüksek değerler ise diyabet denetiminin yetersiz olduğunu gösterir. Genel olarak söylersek, glikozillenmiş hemoglobin değerinin %7.5 olması ortalama kan şekeri düzeyinin 180 mg/dl olduğunu, %10’luk bir sonuç ise ortalama kan şekeri düzeyinin 270 mg/dl olduğunu gösterir. Bununla birlikte, bütün ortalamalar gibi bunlar da birtakım küçük farklılıkların ya da her iki yöne doğru oluşan büyük dalgalanmaların sonucu olabilir. Bu nedenle test, insülin tedavisinde günlük değişiklikler yapmak açısından yararlı değildir, ancak tedavinizin genelde işe yarayıp yaramadığını gösteren iyi bir kılavuzdur.
 
Fruktozamin
Bu testte de glikozillenmiş hemoglobin testiyle aynı ilkeler geçerlidir, ancak tedavinin daha kısa bir zaman dilimi içinde (yaklaşık iki üç hafta) etkili olup olmadığını ölçer. Bu test de tedavinin yararlı olup olmadığını ve ayarlamalar gerekip gerekmediğini gösteren iyi bir kılavuzdur.
 
ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Kan testleri kan şekeri denetimi konusunda daha doğru bilgi sağlar.
  • Hipogliseminin (kan şekerinde düşme) olmadığını göstermede kan testleri daha yararlıdır.
  • Diyetle ya da düşük doz haplarla diyabet denetimi sağlanan kişilerin izlenmesinde idrar testleriyle mükemmel sonuç alınır, ancak bu testler kişiyi hipoglisemi konusunda uyarmada pek yararlı değildir.

  

Bu yazı 13376 kere okundu.

Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Çıktı Al Yukarı
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.

ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz.