Arama  |  Anket Sonuçları  |  Site Haritası  |

13 Punto 15 Punto 17 Punto 19 Punto
Hangi hastalıklar alerjiyle ilişkilidir?
18.12.2007 11:35:53
Astım, saman nezlesi ve egzama gibi sık rastlanan bazı hastalıklar alerjik yapıdadır. Ürtiker (kurdeşen) ve anafilaksi gibi...
Astım, saman nezlesi ve egzama gibi sık rastlanan bazı hastalıklar alerjik yapıdadır. Ürtiker (kurdeşen) ve anafilaksi gibi ender görülen bazı önemli hastalıklara da alerjenler neden olur.
 
ASTIM
Çocukluk çağının en sık görülen kronik hastalığı astımdır ve Türkiye de çocukların %5-10’unda görülür. Erişkinlerde ise bu oran %2-5’tir.
 
Normal hava yolunun iç yüzeyi birkaç farklı hücre tipini içeren ince bir tabaka (epitel) ile kaplıdır. Kayganlaştırıcı maddeyi (mukus) üreten hücreler ve tüy gibi ince çıkıntıları olan hücreler (siliya) bunlar arasındadır. Siliyalar, ritmik bir biçimde hareket ederek mukusu yukarıya, boğazın gerisine doğru iter; buradan yutulan mukus solunum yoluyla alınan tüm toz parçacıklarını da beraberinde taşınır.
 
Epitelin altında submukoza denilen katman vardır. Submukozanın altında ise hava yolunu çepe çevre saran ve kasıldığında havayolunu daraltan bir kas ağı bulunur.
 
Astım, akciğerdeki hava yollarının iç yüzeyini kaplayan tabakanın kronik bir  enflamasyonudur ve:
 •  Hava yolu duvarlarının şişmesine ve hava geçişlerinin daralmasına,
 •  Hava yollarında mukus üretiminin artmasına,
 •  Hava yolu kaslarında seyirme ve aşırı duyarlılaşmaya yol açar.
 
Daralmış ve şişmiş hava yolları, havanın akciğerlere giriş çıkışının daha zor olması anlamına gelir. Bu da hışıltılı solunuma neden olur.

Astım atağı sırasında hava yolu duvar kasları kasılır, bu da iç çapın daralmasına neden olur. Mukus salgısının artması ve hava yolunun iç katmanının enflamasyonu, daralmanın daha da artmasına yol açar.
 
Hava yolunun iç yüzeyini kaplayan tabakanın duyarlılığı Öksürük nöbetlerine yol açar. Hava yolu duvar kasları aşırı duyarlı olduğundan burada ki daralma oldukça hızla artar, bu da soluksuz kalma ve göğüs sıkışması gibi ani (akut) semptomlara yol açabilir.
 
Bazen semptomlar önceden tahmin edilebilir; örneğin, kedilere karşı alerjisi olan bir kişi,  kedili bir eve ziyarete gidiyorsa semptomların belirmesi beklenir. Diğer zamanlarda özel bir neden olmadan da semptomlar ortaya çıkabilir.
 
Semptomların en yaygın tetikleyicileri şunlardır:
 •  alerjenler; ev hayvanlarına ait kepek, ev tozu akarı, küf mantarı sporları gibi,
 •  üst solunum yolu enfeksiyonları; soğuk algınlığı gibi,
 •  sigara dumanı,
 •  yüksek düzeyde hava kirliliği,
 •  hava sıcaklığında ani değişiklik,
 •  egzersiz.
 
Astımı olan birçok çocuk, çoğu zaman son derece sağlıklı ve semptomsuzdur. Bu çocuklarda astım semptomları sadece tetikleyici bir etmenle temas durumunda ortaya çıkar. O zaman da, birkaç saatten birkaç güne dek devam edebilen astım atağı geçirirler. Bazen alerjenlere ya da sigara dumanına uzun süre maruz kalmak inatçı astım semptomlarının ortaya çıkmasına neden olur. Tetikleyen unsurun uzaklaştırılması genellikle önemli ölçüde düzelme sağlar.
 
Hastalık erişkinlerde daha farklı seyreder; genellikle semptomları inatçıdır (bir başka deyişle kroniktir), ancak astımlarında atak şeklinde ani kötüleşmeler olur. Astım her yaşta, hatta yaşlılarda da gelişebilir ve bu yaşlarda sıklıkla hava yollarının enfeksiyonu olan bronşitle karıştırılır.
 
SAMAN NEZLESİ
Saman nezlesi yanıltıcı bir terimdir çünkü sorunun samanla bir ilgisi yoktur, hastalarda nadiren ateş görülür. Bu hastalık için kullanılan tıbbi terim mevsimsel alerjik rinittir; yılın sadece belli aylarında görüldüğünden mevsimseldir ve rinit de burunda enflamasyon (iltihaplanma) demektir.
 
Sizde saman nezlesi varsa havada taşınabilecek kadar hafif bir alerjene (yani bir eroalerjene) karşı alerjiksiniz demektir. Çok çeşitli alerjenler saman nezlesine yol açar. Bunlar arasında çim, çiçek ve çeşitli ağaç polenleri yer alır. Birden fazla alerjene karşı alerjik olabileceğinizden semptomlarınız polen mevsimi boyunca farklılık gösterebilir.
 
Yıl boyu süren saman nezlesi semptomlarınız varsa, durumunuz yıllık alerjik rinit olarak adlandırılır ve olası suçlu, ev tozu akarı ya da belki de ev hayvanı kökenli bir alerjen, örneğin kedi ya da köpek kepeğidir. Saman nezlesi, yaşamı tehdit etmese de büyük sıkıntılara neden olur. Üstelik çok yaygındır ve Türkiye’de en sık görülen alerji türü alerjik rinittir.
 
Saman nezlesi semptomları burun, boğaz ve gözlerde yer alan bir alerjik reaksiyondan kaynaklanır. Havadaki belli bir alerjene karşı alerji gelişir gelişmez alerjenle daha sonraki temas, bağışıklık sisteminizin hücrelerini uyararak histamin ve diğer kimyasal maddelerin salıverilmesine neden olur, bu da burun, boğaz ve gözlerinizdeki küçük damarların genişlemesine ve akıntılı bir hale gelmesine neden olur. Gözleriniz kaşınır ve sulanır, burnunuz dolar ve akar; hapşırmak sık rastlanan bir sorundur. Bazıları kulaklarında kaşıntı benzeri bir duygu da yaşar. Buna geniz ve kulakları birbirine bağlayan bir sinir neden olur.
 
Sık sık burnunuz tıkandığından koku ve tat alma duyularınız da etkilenir. Yüz kemiklerinizin içindeki hava dolu boşluklar olan sinüslerin iç yüzeyini kaplayan tabakanın şişmesi, boşalmasını etkileyip sinüzite neden olabilir. Bütün bu semptomların üstüne, hasta kişi kendini çok perişan, huzursuz ve halsiz hisseder. Birçok kişi çalışma, araba kullanma ve sosyal yaşamdan zevk alma yetilerinin ciddi biçimde sekteye uğradığını görür.

Sinüsler, kafatası kemiklerinin içinde gözlerin, yanakların ve burnun çevresinde yer alan hava dolu boşluklardır. Sinüslerin iç yüzeyini kaplayan tabakanın şişmesi rahatsızlık veren semptomlara yol açabilir.
 
Saman nezleli çocuklar genellikle yıl sonu sınavlarında zorlanır, çünkü bu sınavlar saman nezlesi mevsimine denk gelir.
 
Saman nezlesi çok küçük çocuklarda nadirdir. Genellikle 6-25 yaşlarında başlar ve yaşlılarda çok nadirdir. Daha önce egzama ya da astım geçirmiş kişilerde saman nezlesi gelişme riski daha büyüktür.
 
DERİ: EGZAMA, DERMATİT, ÜRTİKER VE ANJİYOÖDEM
Deri, vücudun en geniş organıdır ve her gün aralarında birçok alerjeninde yer aldığı çok sayıda ve birbirinden farklı maddeyle temas halindedir. Şu halde, derinin sık sık alerjik hastalıklardan etkilenmesi şaşırtıcı değildir. Alerjinin neden olduğu başlıca dört deri sorunu vardır: egzama, kontakt dermatit, ürtiker ve anjiyoödem.
 
Egzama
Egzama için kullanılacak doğru isim atopik dermatittir. Egzama kronik (uzun süren ve tekrarlayan), iltihaplı bir deri hastalığıdır ve atopik (genetik yatkınlığın olduğu aşırı duyarlılık ya da alerjik reaksiyon) kişilerde görülür. Çocukların %15 kadarında egzama gelişir ve bunların %50’den fazlasında astım, %75’inde ise saman nezlesi gelişir.
 
SIK GÖRÜLEN SAMAN NEZLESİ SEMPTOMLARI
• Hapşırık
• Akan ya da tıkalı bir burun
• Gözlerde, burunda ve boğazda kaşıntı
• Kaşınan, sulanan ve kızarmış gözler (konjonktivit)
• Sinüslerdeki enflamasyona bağlı olarak, göz altlarında gölgeler
• Koku alma duyusunda azalma
• Yorgunluk, bitkinlik ve huzursuzluk
• Astım kötüleşebilir
 
Egzama sıklıkla, aşırı duyarlılık ya da alerjik reaksiyon eğilimini anne babalarından kalıtım yoluyla almış çocuklarda ortaya çıkar (atopi). Bir takım faktörler egzama gelişme olasılığını artırabilir. Yaşamın erken evresinde yumurta, inek sütü, ev hayvanı kepeği ve ev tozu akarı gibi bazı alerjenlerle karşılaşmış olmak, riski artırabilir. Egzamalıların en az %80’inde alerji testi bir ya da daha fazla alerjene karşı pozitif olabilir.

Egzama kaşınan, kırmızı, kabartılı, su toplamış gibi görünen deri lezyonlarına neden olur. Bunlar kaşıma sonucu çoğunlukla açık ve akıntılıdır.
 
EGZAMANIN YERLEŞİM YERİ YAŞLA DEĞİŞİR
 
Bebeklerde – bütün vücut, popo ve kasıklar hariç
Çocuklarda – boyun, ayak bilekleri, kol ve bacaklar

Erişkinlerde – boyun, ayak bilekleri, diz ve dirseğin iç kısımları
Egzama, genellikle beş yaşından önce başlar ve zamanla düzelme eğilimi gösterse de, etkilenen çocukların %25’inde erişkin çağda da devam eder. Egzama deri üzerinde su toplamış gibi görünen kaşıntılı, kırmızı, kabartılı lezyonların oluşmasına neden olur. Kaşıma sonucu bunların üstü genellikle açık ve suludur. Giderek deri kalınlaşır ve pullanır. Lezyonların yeri yaşla değişir. Bebekler ve çocuklarda en sık yüz, kol ve bacakların dışa bakan taraşarı ve dizler etkilenir; daha büyük yaştaki çocuklarda ve erişkinlerde boyun, ayak bilekleri ve dizlerin iç tarafı daha sık etkilenir. Sürekli kaşıma deri renginde yama şeklinde, daha açık ya da daha koyu renkte görünen değişikliklere yol açabilir. Ayrıca, etkilenen bölgelerde kronik enfeksiyonlarda sıklıkla gelişebilir. Deri lezyonları, kötüleşmenin ardından semptomların geçtiği dönemlerin geldiği, tekrarlayıcı bir seyir izler. Bir kez egzama gelişmişse, kimi tetikleyiciler onu daha da kötüleştirebilir.

Bunlar arasında:
 •  beslenme; tetikleyici bir yiyecek yemek gibi,
 •  kimyasal maddeler; çamaşır deterjanları (özellikle, enzim içeren biyolojik olanlar), cilt kremleri, sabun ve şampuanlar gibi,
 •  stres ve anksiyete,
 •  hava; özellikle soğuk hava,
 •  hava yoluyla yayılan alerjenler; ev hayvanı alerjenleri ve ev tozu akarı bulunur.

Yatağınızı değiştirmeniz, eve yeni bir hayvan almanız ve polen sezonunun başlaması egzamanızı kötüleştirebilir. Ayrıca, üreticiler bazen ürünlerinin formülünü değiştirebilir, bu yüzden de daha önce sorunsuz kullandığınız bir ürün birden derinizin kötüleşmesine neden olabilir.
 
Alerjik kontakt dermatit
Kontakt dermatit, derinin tahriş edici ya da alerjen olarak etki gösteren bir kimyasal maddeyle temas etmesiyle oluşur. Birçok kontakt dermatite tahriş yol açar; yeterince uzun bir süre ve yeterli miktarda tahriş edici maddeye temas etmek herkeste dermatit gelişmesine yol açabilir. Tüm kontakt dermatit vakalarının yalnızca %20 kadarına alerjenler neden olur ve bu sorun alerjik kontakt dermatit olarak bilinir ve yalnızca o özgül maddeye duyarlılaşmış kişilerde görülür. Alerjik kontakt dermatit atopik kişilerde daha sıktır ve en çok da erişkinlerde rastlanır; çocuklarda ve yaşlılarda nadirdir. Duyarlılaşma genellikle birkaç günden fazla sürer. Kimyasal madde deriyle yeniden temas ettiğinde de, 48 saat içinde reaksiyon gelişir.
 
Alerjik kontakt dermatit, en sık rastlanan işle ilgili hastalıktır. Kimi işlerde çalışanlar, özellikle berber ve kuaförler, kuru temizlemeciler ve fabrika işçileri daha çok risk altındadır. Muhtemelen ev temizlik maddeleriyle tekrar tekrar temas ettikleri için kadınlarda ve açık tenlilerde daha sıktır.
 
Alerjik kontakt dermatitte deri lezyonları egzamanınkilere çok benzeyebilir. Derinin kabarcıklı yüzeyi kalınlaşır ve ardından pullanır. Genellikle şiddetli bir kaşıntı vardır. Ancak, vücudun yalnızca alerjenle temas eden kısımları etkilenir. Vakaların yarıdan fazlasında eller etkilenir. Etkilenen alanın sınırları nedene ilişkin ipuçları sunabilir: bilekte kol saatine ait yuvarlak iz, yara bandıyla aynı ölçülerde bir dikdörtgen ya da yüzde belirli bir kozmetiğin sürüldüğü kısımda döküntü. Bu, lezyon sınırlarının pek belirgin olmadığı egzamanın tersi bir durumdur.

Nikel alerjisi, alerjik kontak dermatitin belki de en sık rastlanan nedenidir.
 
Kontakt dermatite en sık yol açan maddeler nikel, lateks, sabun ve deterjanlar, gıdalar, gıdalardaki koruyucu maddeler, esanslar, lanolin, formaldehid ve potasyum dikromattır. Nikel alerjisi belki de alerjik kontakt dermatitin en sık görülen nedenidir ve nüfusun en az %10’unu etkiler. Nikel mücevherlerde, fermuar ve kot pantalon düğmelerinde bulunur. Krizantem türü bitkiler ve lateks gibi bitki kökenli malzemeler de sorun yaratabilir.


Ürtliker

Ürtiker ve anjiyoödem
Deride ani bir alerjik reaksiyon oluştuğunda kaşınır ve ısırgan dalaması gibi görünen kabarık izler oluşur. Bu izlerin etrafında kızarıklık ve şişlikde olabilir. Bu değişikliklere akut (hızlı başlayan) alerjik enflamasyon neden olur ve ürtiker adı verilir. Akut ürtiker nüfusun yaklaşık %20’sinde yaşamın herhangi bir anında ortaya çıkabilir. Genellikle kısa sürelidir ve tedaviye gerek olmadan geçer. Ürtiker, nadiren de olsa haftalarca sürebilir.


Anjiyoödem

Aynı tür reaksiyon derinin daha derin katmanlarında oluştuğunda bu reaksiyona anjiyoödem adı verilir. Anjiyoödemde kaşıntı azdır ya da hiç yoktur ancak şişlik oldukça ağrılı olabilir. Ürtiker derinin neredeyse her yerinde görülebilirken, anjiyoödem genellikle yüzde ve dildedir.
 
Çok çeşitli faktörler ürtiker ve anjiyoödeme yol açar. Bunlar:
 •  deri, nefes alma, enjeksiyon ya da sindirim yoluyla alerjenle doğrudan temas,
 •  enfeksiyonlar,
 •  fiziksel uyarı; soğuk, basınç, titreşim ve güneş ışığı gibi,
 •  egzersizdir (nadiren).
 
GIDA ALERJİLERİ
Gıdalara karşı reaksiyonlar sık görülmekle birlikte bunların hepsi alerji değildir. Toplumun yaklaşık %20’si bir ya da birden çok gıdaya karşı alerjisi olduğuna inanmakla birlikte, klasik tanı testlerinde bu kişilerin onda birinden azında gerçek gıda alerjisi saptanmaktadır. Geri kalanların semptomları hayal değil, gerçektir ve kuşkulanılan gıdaya bağlı ortaya çıkıyor olabilir, ancak bu gıda maddesi alerjen olarak etki etmiyordur.
 
Alerji, duyarlılık ve intolerans
7500 haneyi kapsayan ve gıda alerjisinin sorgulandığı geniş bir çalışmada hanelerden %20’sinde, aile üyelerinin en az birinde gıda alerjisi olduğu bildirilmiştir. Bununla beraber, bu kişiler bilimsel yöntemle test edildiklerinde (çift kör, plasebo kontrollü yükleme testi) erişkinlerin yalnızca %1.4 ilâ %1.8’inde gerçekten gıda alerjisi saptanmıştır. Diğer kişilerdeki semptomların nedeni yiyecekten tiksinti, gıda intoleransı ya da gıdalara karşı duyarlılık olabilir.
 
Yiyecekten tiksinti
Yiyecekten tiksinen kişilerin daha önce belli bir gıda maddesiyle kötü bir deneyimleri olmuştur ve ne zaman aynı yiyeceği tüketseler aynı kötü reaksiyonun başlarına geleceğini düşünürler. Oysa bu doğru değildir. Ancak böyle olacağına inanan kişi söz konusu yiyeceği ne zaman görse ya da düşünse kendisini kötü hisseder.
 
Gıda intoleransı
Gıda intoleransında, bir yiyecek yendikten sonra vücudun bu yiyecekle gereği gibi baş edememesi yüzünden hoş olmayan semptomlar ortaya çıkar. Örneğin, kimi insanlarda süt ve sütten yapılmış ürünleri tükettiklerinde şişkinlik, kramp tarzında karın ağrısı ve ishal görülür. Bunun nedeni, bu kişilerin barsaklarında süt şekeri olan laktozu sindirmek için gerekli enzim miktarının üretilmemesidir. Çoğunlukla az miktarda süt sorun yaratmaz, ancak daha büyük miktarlar alındığında yukarıdaki semptomlar ortaya çıkar. Bunun nedeni, çok küçük bir miktarın bile oldukça şiddetli semptomlara yol açabildiği alerji değil, fakat laktoz intoleransıdır. Beslenme düzeninizde süt ve süt ürünlerine yer vermeyerek semptomların önüne geçmek mümkündür.


Yiyecek kutularının üzerinde yer alan "içindekiler ve besin değerleri" bölümü semptomlara yol açan maddelerden kaçınabilmenize yardım eder.

Gıdalara karşı duyarlılık
Bir yiyeceğin kimi özelliklerine karşı kişide alışılmışın dışında duyarlılık olduğunda görülür. Reaksiyonun tipini gıdanın kimyasal bileşiminden yola çıkarak tahmin etmek mümkündür. Örneğin, kimi insanlar kahve ve çaydaki kafeine duyarlıdır; az miktarda aldıklarında bile kendilerini sinirli hissederler ve ellerinde belirgin bir titreme olur. İntolerans, duyarlılık, tiksinti ve alerjiyi birbirinden ayırt etmek, semptomlarınız için en etkili tedaviyi almanız ve bunların sizi gelecekte nasıl etkileyebileceklerini anlamanız için önemlidir. Diyelim, laktoz intoleransınız var. Bu durumda antihistaminik ilaçlardan fayda görmezsiniz ve durumunuz belki de ömür boyu sürer. Öte yandan, küçük çocukların çoğunda, ilerleyen yaşlarda süt alerjisi düzelir.
 
Hangi gıdalar alerjik reaksiyonlara yol açar?
Küçük çocuklarda en sık inek sütü ve yumurtaya karşı gıda alerjisi görülür. Daha büyük çocuklarda, balık, istiridye, yerfıstığı ve ağaçta yetişen kabuklu yemişler en sık görülen alerji nedenleridir. Kimi alerjiler, özellikle inek sürü alerjisi zamanla düzelebilir; yerfıstığı alerjisi gibi bazıları ise genellikle geçmez. İnek sütü alerjisi bebeklerin yüzde iki ilâ beşinde oluşur ve bu bebeklerin %80’i beş yaşına geldiklerinde alerjilerinden kurtulur. İnek sütü alerjisi olan çocuklar neredeyse her zaman koyun ve keçi sütüne karşı da alerjiktir; dolayısıyla bunlar inek sütü yerine kullanılmamalıdır. Soya kökenli sütler bunların yerini almalıdır; çoğu bebek bunları iyi tolere eder.
 
Semptomlar nelerdir?
Gıda alerjisi vücudun farklı bölgelerinde çeşitli alerjik semptomlara yol açabilir:
 •  kaşıntılı, ısırgan dalaması benzeri döküntü (ürtiker),
 •  dudaklarda, dilde ve yüzde şişme (anjiyoödem),
 •  hışıltılı solunum ve nefes darlığı,
 •  larenkste (ses kutusu) şişlik, l nefes almada güçlük,
 •  yaşamı tehdit eden ve damardan dokulara kan sızması ve tansiyon düşmesiyle seyreden bir tablo (anafilaksi).

Bütün bu semptomlar temastan sonraki dakikalar içinde meydana gelir. Diğer semptomlar birkaç saatlik bir gecikmeyle ortaya çıkabilir. Bunlar:
 •  bulantı,
 •  karın ağrısı,
 •  kusma ve ishal,
 •  egzamanın kötüleşmesidir.
 
Yerfıstığı alerjisi
Yerfıstığına karşı alerjisi olanların sayısı artmaktadır. Son yıllarda bu sorun medyadan büyük ilgi görmüştür, çünkü genç insanlarda yerfıstığı alerjisi nedeniyle az sayıda da olsa ölümler, giderek artmaktadır. Yerfıstığı (Arachis hypogea) gerçek bir kabuklu yemiş değil, bir sebzedir (mercimek ve bezelyeyle aynı aileden, zarf içinde büyüyen bir tohum). Yerfıstığı ucuz bir protein kaynağıdır ve dünyanın birçok yerinde yenilebilir yağ  üretiminde ve yiyecek olarak yaygın şekilde kulanılmaktadır. Yerfıstığı yağı yemeklerin yanı sıra sabun ve şampunlar da dahil olmak üzere çok sayıda kozmetik üründe ve tıbbi cilt bakım ürününde kullanılır. Geçmişte, yerfıstığı yağı birçok hazır bebek mamasında kullanılmaktaydı ancak bu uygulamaya artık son verilmiştir. Yerfıstığı alerjisine neden olan alerjenler sıcağa dirençlidir ve pişirmekle etkisizleşmez. Yüksek kaliteli damıtılmış yerfıstığı yağı hiç protein içermez, bu yüzden de yerfıstığı alerjisi olanlar için bir risk oluşturmaz. Ancak soğuk preslenmiş yağlar önemli miktarda protein içerebilir ve alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Yerfıstığı çok sayıda gıda maddesinde kullanıldığından duyarlılaştırma erken yaşta olabilir. Sonuçta oluşan alerji genellikle ömür boyu devam eder.
 
GIDA ALERJİSİ
• Yiyeceklere karşı rahatsızlık verici reaksiyonlar sık görülür ve alerji, nedenlerden yalnızca biridir.
• Gıda alerjisi semptomları hafifçe kaşıntılı döküntüden yaşamı tehdit eden anafilaksiye dek uzanabilir.
• İngiltere’de alerjiye en sık neden olan gıdalar inek sütü, tavuk yumurtası, yerfıstığı, balık ve deniz kabuklularıdır.
• Gıda alerjisine yaklaşımda en etkin yol, alerjenden kaçınmaktır.
 
Yerfıstığına karşı alerjik reaksiyonlar hafif, orta şiddette ve ağır olarak sınıflandırılabilir. Tek semptom deride kaşıntılı kızarıklık ise (kurdeşen, ürtiker) bu hafif bir reaksiyondur. Orta şiddette reaksiyonda yüzde şişme, boğazda daralma hissi ve hışıltılı solunum dışında nefes almada güçlük olabilir. Ağır reaksiyonda ise (anafilaktik reaksiyon da denir) hışıltılı solunum, karın ağrısı ve şok ile dudaklarda ve dilde morarma görülür. ABD’de ve muhtemelen İngiltere’de de alerjik reaksiyonların (anafilaksi) en sık nedeni yerfıstığı alerjisidir.
 
Yerfıstığına alerjisi olan kişilerin %90’ında, çok az miktarda (1’den az) fıstık bile alerjik  reaksiyona yol açabilir. Alerjisi olanların yarıdan fazlasında semptomlar temastan hemen sonra, %76’sında da ilk beş dakika içinde ortaya çıkar. Genellikle, çocukların reaksiyonları erişkinlerdekine göre daha hafiftir. Yerfıstığı alerjisi olanların çoğunda reaksiyonlar hafif ya da orta şiddettedir; ağır reaksiyon yalnızca %7’sinde görülür ve astımlılarda daha sıktır.
 
Yerfıstığı alerjisi için tanı koymanın en iyi yolu tıbbi geçmişinize (tıbbi öykü) dair sorulara verdiğiniz yanıtlarla birlikte deri testidir. Deri testinde yerfıstığına karşı oluşan reaksiyonun boyutu şiddetiyle ilişkilidir. Deri testi kanınızda özgül antikorların (IgE) düzeyini ölçmekten daha duyarlıdır; antikor düzeyleri alerjik reaksiyonların şiddetini yansıtmayabilir.
 
Yerfıstığı alerjisi tanısı konulduktan sonra beslenme rejiminizden yerfıstığının her çeşidini çıkarmanız büyük önem taşır. Ne var ki bunu söylemek yapmaktan daha kolaydır. Yerfıstığı alerjisi olan kişilerin en az yarısının her yıl en az bir kez kazara buna maruz kaldıkları  bilinmektedir. Bu yüzden, yerfıstığı alerjiniz varsa, alerjik bir reaksiyonla başa çıkabilmek için SÜREKLİ OLARAK yanınızda doğru ilacı bulundurmanız gerekir.
 
Susam alerjisi
Susam tohumları son derece güçlü bir alerjen kaynağıdır. Susam gıda endüstrisinde yaygın şekilde, hem işlenmeden, simit, ekmek ve diğer unlu mamüller üzerinde süs olarak, hem de çok sayıda işlenmiş gıda maddesinde, ilaç sanayiinde, parfümlerde ve kozmetik ürünlerinde kullanılır. Susam alerjiniz varsa dışarda yemek yemek büyük bir sorun olabilir: hem tohumlardan hem de tohumlardan elde edilen yağdan sakınmak gerekir; susam yağı rafine değildir ve çok miktarda susam proteini içerebilir.
 
Susam alerjisi ilk olarak 1950 yılında bildirilmiş, ancak başlarda çok az vakaya tanı konulmuştur. Son on yılda susam alerjisi gelişen kişi sayısında önemli bir artış görülmektedir. Avustralyalı çocuklarla yapılan yakın tarihli bir çalışmada, susam alerjisinin ağaçta yetişen kabuklu yemiş alerjisinden daha sık olduğu saptanmışsa da, yerfıstığı alerjisinden önemli ölçüde daha az görüldüğü belirlenmiştir. Susam alerjisinin İngiltere’de yaklaşık her 2000 kişiden birini etkilediği tahmin edilmektedir.
 
Susam tohumlarına karşı alerjiniz varsa tedavinin en önemli parçası susam içeren gıdalardan ve diğer preparatlardan uzak durmanızdır. Humus, tahin helvası ve tahinpekmez çok iyi bilinen susam ürünleridir. Diğer gıdalardaki susam içeriği genellikle paketin üzerindeki etiketten öğrenilebilir. Bununla beraber, “bitkisel yağ” içeren ürünlerde de susam bulunabilir.

İŞ YERİNDE ALERJİ
Belli sağlık sorunları ile belli işler arasında ilişki kurulalı beri çalışanların çalışma koşullarının güvenli olmasını sağlamak üzere çeşitli yasalar çıkarımlıştır. Kimisi alerjik kökenli olan çok sayıda sağlık sorununa halen iş yerinde bazı maddelerle temas neden olmaktadır. Bu tür maddelere karşı hem atopik olan hem de olmayan kişilerde alerji (mesleki alerji) ortaya çıkarken, astımlılarda, egzamalı ya da saman nezlelilerde biraz daha sık görülür. İş yerinde karşılaşılan ve sorun yaratan maddelerin birçoğu alerjiye neden olmaz, ancak tahriş edici olarak etki eder. Bu maddelerden etkili havalandırmayla, koruyucu maske ve elbiselerle ya da bunların yerine tahriş etmeyenlerini kullanarak kaçınmak gerekir.
 
Alerjik duyarlılaştırma yoluyla mesleki astıma neden olan 200’den fazla madde bulunmaktadır; en az bir o kadarı da deride alerjiye yol açar. İngiltere’de mesleki dermatite bağlı olarak yılda yaklaşık 900 000 iş günü kaybı olmaktadır. Mesleki astım tüm erişkin astım vakalarının %2’sini oluştururken, yılda 1000 yeni vaka saptanmaktadır.
 
İşverenin, çalıştırdığı kişileri alerjik kontakt dermatit de dahil, işyerindeki zararlardan  koruyucu önlem alması yasal bir zorunluktur. Mesleki alerjinin tanısının erken konulması ve o andan itibaren sorunu yaratan maddeden uzak durulması halinde semptomların kaybolma olasılığı yüksektir. Buna karşılık, bir alerjinin uzun süre devam etmesine göz yumulması durumunda, nedenden kaçınmak semptomların düzelmesinde yararlı olursa da, tamamen ortadan kalkmasını sağlayamaz. Eğer sizde mesleki alerji geliştiğinden kuşkulanıyorsanız işyeri doktoruyla ya da kendi doktorunuzla temasa geçmeniz önem taşır, böylece ileri testlerin uygulanması ve bir uzman konsültasyonu için sevk edilebilirsiniz.
 
İşyerinde alerjiye en çok yol açan maddeler arasında lateks, formaldehid, sabun ve  deterjanlar, yiyeyecek maddeleri, potasyum dikromat (İnşaat endüstrisinde kullanılan malzemelerden birçoğunda ve deri tabaklamada kullanılır.), boya malzemeleri ve saç bakımında kulanılan kimyasal maddeler yer alır.
 
İŞ YERİNDE ALERJİLERDEN KAÇINMA
• Üreticinin tehlike uyarısında bulunduğu malzemelerle temastan kaçının.
• Ellerinizi kaba ya da sürtünmeye neden olan işlerden koruyun.
• Tahriş edebilecek her türlü maddeyle temastan sonra ellerinizi mutlaka iyice yıkayın, ancak ellerinizin aşırı ıslak kalmasına da izin vermeyin, çünkü nemli deri daha az koruyucudur.
• Ellerinizi koruyucu kremler ve yıkama sonrası kremleri ve eldiven kullanarak solventler (çözücü), tutkal, gres yağı, benzin ve aşındırıcı kimyasal maddelerden koruyun.
• Dermatite yol açabileceklerinden, ellerinizi çeşitli maddelerden temizlemek için solventleri kullanmayın.
• İşvereninizin verdiği tüm koruyucu malzemeleri kullanın.
• Toz ve is solumamaya çalışın.
• Her hangi bir sorunu ilgili kişiye bildirin.
• Mesai arkadaşlarınızı, işle ilgili sorunlarını ilgili kişiye bildirmeleri için teşvik edin.
 
İLAÇ ALERJİLERİ
İlaçlar birçok şekilde istenmeyen etkilere yol açar. Alerjiden ilacın sorumlu olup olmadığı konusunda doğru bir tanı koymak, tıbbi yaklaşım ve uzun erimde tedavinin başarısı buna bağlı olduğundan önemlidir. Bütün ilaçlar alerjiye neden olmaz. Soruna en çok yol açanlar penisilinler, diğer antibiyotikler, barbitüratlar, lokal anestezikler ve büyük molekül enjeksiyonu gerektiren tedavilerdir ( insülin , bazı aşılar ve zehirli ısırık ya da sokmalara karşı kullanılan kimi antiserumlar gibi). İlaç alerjisi çeşitli biçimlerde (ürtiker, kontakt dermatit (deriye sürülerek kullanılan -topikal- ilaçlarla), anafilaksi, deri ve ağız mukozası ve gözlerin şiddetli genel enflamasyonu (Stevens-Johnson sendromu) dahil) ortaya çıkabilir.
 
Bazı faktörler sizde ilaç alerjisi gelişme riskini artırır. Bunlar arasında:
 •  bir enfeksiyonun olup olmaması,
 •  ilaç alerjisine ilişkin aile öyküsü,
 •  daha önce ilaç alerjisi gelişmiş olması,
 •  bağışıklık sistemini etkileyen hastalıklar, özellikle HIV,
 •  bazı ilaçların birlikte kullanılması,
 •  bir ilacın çok ya da sürekli olarak kullanılması yer alır.
 
Atopik olmak, ilaç alerjisi gelişme olasılığını artırmasa da, şiddetli bir reaksiyon gelişme riskini artırır.
 
ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Astım çocukluk çağının en sık görülen hastalığıdır ve her yedi çocuktan birini etkiler.
  • Egzaması olanların en az %80’inin alerji testi bir ya da birden çok alerjene karşı pozitiftir.
  • Kontakt dermatit, cildi tahriş eden bir madde ya da alerjenle temas sonucu oluşur.
  • Ürtiker ve anjiyoödem deride meydana gelen hızlı alerjik reaksiyonların iki değişik şeklidir.
  • Çok sayıda alerjen saman nezlesine yol açabilir.
  • Nüfusun yaklaşık %20’si bir ya da birden fazla gıda maddesine karşı alerjik olduğuna inanırken, bunlardan yalnızca %10’unda (onda bir) gerçek gıda alerjisi vardır.
  • Yerfıstığı alerjisi tanısı konulduktan sonra beslenmeden yerfıstığının bütün çeşitlerinin çıkarılması hayati önem taşır.
  • İşverenlerin çalışanlarını iş yerindeki tehlikelere (alerjik duyarlılaştırıcılar dahil) koruması yasal görevleridir.

  

Bu yazı 23516 kere okundu.

Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Çıktı Al Yukarı
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.

ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz.