Arama  |  Anket Sonuçları  |  Site Haritası  |

13 Punto 15 Punto 17 Punto 19 Punto
Sağırlık Giriş
07.12.2008 18:08:08
Sağır olmak, işitme kaybı düzeyi ne olursa olsun çok mutsuzluk verici bir deneyim olabilir. Diğer birçok tıbbi durumdan farklı olarak sağırlık başkaları tarafından hemen anlaşılmaz ve işitememek işte, evde ve toplum içinde pek çok sorun yaratabilir.

Sağır olmak, işitme kaybı düzeyi ne olursa olsun çok mutsuzluk verici bir deneyim olabilir. Diğer birçok tıbbi durumdan farklı olarak sağırlık başkaları tarafından hemen anlaşılmaz ve işitememek işte, evde ve toplum içinde pek çok sorun yaratabilir.

İşitme sorunu olmayanlar kendileri kadar iyi duymayanlara karşı genellikle sabırlı davranmaz. Sağır kişiler için bir konuşmayı anlamak -belki de bizi diğer memelilerden ayırt eden başlıca özellik budur- genellikle çok güç olduğundan, işitme sorunu olmayanlar sağırlarla iletişim kurmaya çalışmaktan vazgeçer, sinirlenir ya da çekip gider. Çocukta işitme kaybı, alçak sesle konuşma, yeni sözcükleri öğrenememe, telaffuz güçlüğü, hatta davranış bozukluğu, duygusal sorunlar ve benzerleri gelişene kadar, diğer kişilerce fark edilmeyebilir. Öte yandan, işiten bir ailenin doğuştan sağır çocuğu olmak, sağırlığın saptanmasını güçleştirmekle kalmaz, aile ne zaman ve ne gibi önlemler alması gerektiğini ya da herhangi bir girişimde bulunması gerekip gerekmediğini bilmekte de zorlanır. Bütünüyle sağır bir ailenin sağır çocuğu olmak da, tüm ilgili kişilerin, çocuğun iyiliği için ne yapılması gerektiği konusunda bir dizi açmazla karşı karşıya kalmasına ve çoğu zaman görüş ayrılığına düşmelerine neden olur.

Çevrede bulunmayan sesleri ve gürültüleri duymak şeklinde tanımlanabilecek kulak çınlaması (tinnitus) çok yaygın bir sorundur ve çoğu zaman sağırlığa eşlik eder. Bu kişilerin işittikleri gürültüler son derece rahatsız edici olabilir, ruh hallerini ve davranışlarını etkileyebilir, hatta biraz duyuyorlarsa işitme sorunlarını daha da yoğunlaştırabilir. Kulak çınlamasını dışarıdan fark etmek mümkün değildir ve ender olarak bu kişilere anlayış ve şefkatle yaklaşılır.

İngiltere’de nüfusun yedide birinde şu ya da bu derecede sağırlık vardır ve bu yüksek rakam işitme sorunlarının İngiltere’de bildirilen en yaygın ikinci engellilik durumu olduğunu gösteriyor. Türkiye’de de Birleşmiş Milletler kaynakları 2.5 milyon işitme engelli olduğunu bildiriyor. İşitme kaybı, hafif işitme güçlüğünden tam sağırlığa kadar değişir ve en önemli nedeni yaşlanmadır. Her 1000 çocuktan biri önemli boyutlarda işitme bozukluğuyla doğar, bununla birlikte işitme kaybı olanların dörtte üçü 60 yaşın üzerindedir. Herkes yaşamın belli bir döneminde kulak çınlaması yaşar, ancak nüfusun 50’de 1’inde ortaya da ileri derecede kulak çınlaması sorunu vardır ve 200’de 1’inin yaşam kalitesi bu sorundan ciddi biçimde etkilenmiştir. Bu kitapta işitme kaybının ve kulak çınlamasının işitme bozukluğu bulunan kişiler ve toplum üzerindeki etkilerinin anlaşılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Bunu başarmak için kulağın yapısını ve nasıl çalıştığını, farklı işitme kaybı tiplerini ve bunların en iyi nasıl tedavi edilebileceğini anlatacağız. Daha sonra işitme kaybına yol açan yaygın ve seyrek görülen sorunları ele alacağız. Kitabın ikinci bölümünde de kulak çınlaması işlenecek ve bu soruna ilişkin güncel fikirler ve bazı tedavi yaklaşımları üzerinde durulacak.

Okumayı kolaylaştırmak için, kitapta mümkün olduğunca tıbbi terimlerin halk dilindeki karşılıklarını kullanacağız. Bir terimi ilk kez kullandığımızda bazen yanında parantez içinde [[]kulak zarı (timpan zarı) şeklinde] tıbbi terimi de vererek, tıp terimlerinin kullanıldığı metinlerle karşılaşan okuyucuya da yardımcı olmaya çalışacağız. Zaman zaman farklı isimler de kullanılacak. Bunu yaparken okuyucuyu şaşırtmayı değil, “internette gezinen” kişilere yardım etmeyi amaçlıyoruz; örneğin akustik nöromalara aynı zamanda “vestibüler schwannom” adı da veriliyor ve basit bir taramayla yetinilirse yararlı bilgilerin önemli bir bölümüne ulaşma olanağı bulunamaz.

Kitabın sonunda “Yararlı adresler” bölümünde diğer kaynak ve yararlı başvuru adresleri de verilecek.

ENGELLİLERE KARŞI AYRIMCILIK YASASI

İngiltere’de 1995 yılında kabul edilen Engellilere Karşı Ayrımcılık Yasası 1995 (Disability Discrimination Act 1995 (DDA) ile işe almada ve kaliteli mal ve hizmetlere erişmede sağırlara karşı uygulanan ayrımcılığın azaltılması amaçlanıyor. Bu yasa yalnızca, sağırlığın günlük yaşamlarını olumsuz etkilediğini kanıtlayabilen ileri derecede ya da tam sağır kişiler için geçerli. Hafif ya da dönemsel (periyodik) işitme kaybı olan kişiler için geçerli değil. Bir işveren ya da hizmet sunucusu bir engelliye, aynı koşullarda engelli olmayan bir kişiye davranacağından daha farklı davranmamalıdır. DDA çalışma yaşamına ilişkin bütün alanları (örneğin, iş teklifi, koşulları, sağlanan çıkarlar) ve işte yükselme olanaklarını kapsamı içine alıyor. Bununla birlikte, yasa 15 kişiden daha az işçi çalıştıran işverenleri kapsamıyor. Türkiye’de henüz benzer bir yasa yok.

ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Sağırlık çok yaygındır: İngiltere’de 7 kişiden 1’inde şu ya da bu ölçüde sağırlık vardır.
  • Sağırlık konuşma, dil ve iletişimi etkiler.
  • Sağırlık tecride neden olur.
  • Sağırlığın toplum üzerindeki etkileri önemlidir.
  • Kulak çınlaması çok yaygındır.
  • Kulak çınlaması genellikle sağırlıkla birlikte görülür.

  

Bu yazı 3393 kere okundu.

Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Çıktı Al Yukarı
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.

ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz.