Arama  |  Anket Sonuçları  |  Site Haritası  |

13 Punto 15 Punto 17 Punto 19 Punto
Diş ve ağzın yapı ve işlevleri
22.01.2008 15:11:21
Ağzın çeşitli kısımlarının neler yaptığını anlamak için sırayla her birini gözden geçirmek
Ağzın çeşitli kısımlarının neler yaptığını anlamak için sırayla her birini gözden geçirmek gerekir:
 
•  Üstçene ve altçeneye gömülü olan dişler ve dişetleri (jinjiva).
•  Ağzın yumuşak katmanıyla örtülü yanaklar, damaklar ve dil.
•  Tükürük bezleri.


Ağız, vücudun en duyarlı bölgelerinden biridir, hepsi de önemli işlevlere sahip çok sayıda unsurdan oluşur.

DİŞ VE DİŞETLERİ
Dişler yemek için tasarlanmıştır: kesicidişler (öndeki 4 diş) ısırma, köpekdişleri parçalama, küçük azılar ve azılar (arka dişler) çiğneme içindir. En gerideki dişler (üçüncü azılar) halk arasında akıldişi ya da yirmi yaş dişi olarak bilinir ve genellikle 17-21 yaşına dek çıkmaz. Bu farklı dişler hem aslan, kaplan gibi etoburların (etcil) hem de at ve sığır gibi otoburların (otcul) işlevine sahip olacak şekilde evrimleşmiştir, çünkü biz ve dişlerimiz hem et hem de bitki yiyecek şekilde tasarlandık. Bir başka deyişle, bizler hem etobur hem otoburuz (hepcil).

Her dişin merkezinde, sinir ve kan damarlarından oluşan ve pulpa (dişözü) denilen bir yumuşak iç doku ve bunun çevresinde dentin denilen sert kemiksi bir yapı bulunur. Dentin (diş kemiği) tabakasını da, dişin gözle görülen kısmı üzerindeki diş minesi (enamel) örter. Diş minesi vücutta bulunan en sert maddedir ve hiçbir şey hissetmez. Diş minesi kalsiyum kristallerinden (hidroksiapatit) oluşur. Öte yandan, altındaki diş kemiği (dentin), diş merkezindeki sinirlerle temas halindedir ve sıcak ya da soğuğa ya da şeker gibi besinlere maruz kaldığında ağrı verebilir.

Dişleri çene kemikleri içinde tutan bağlara (ligaman) periodontium denir. Dişlerin boynu ve kemikler dişeti dokusuyla (jinjiva) çevrilidir. Bağlar sağlıklı olduğunda, sürekli gergin durarak dişleri bir arada tutar ve yiyecekleri çiğnerken ne kadar güçlü ısırmanız gerektiğini size bildirir. Çene kemikleri maksilla (üstçene kemiği) ve mandibüla (altçene kemiği) olarak adlandırılır. Mandibüla nal şeklindedir ve kafatası tabanına temporomandibüler eklemlerle (TM eklemler) bağlanır. Bunlar kulakların hemen önündedir. TM eklemlerinde diz ekleminde olduğu gibi kıkırdak bulunur ve ağzınızı açıp kapadığınızda bazen çıtırtı sesi duyulabilir; bu rahatsız edici olabilse de zararsızdır.

Dişlerin şekil ve boyutları farklı, ancak yapıları aynıdır.
 
AĞZI DÖŞEYEN TABAKA
Ağzı döşeyen yumuşak tabaka (mukoza) dili, damak ve yanakları ve ağız tabanını örter. Dilin üstü pembe ve tüylü görünür ve üzerinde küçük noktalar ya da kabarcıklar (papillalar) bulunur. Geride tat alma tomurcuklarıyla dolu daha büyük kabarcıklar vardır. Sert damak ağzın tavanını oluşturur ve üzerinde kabarıklıklar vardır; yumuşak damak ve ağzın arka tarafından sarkan küçükdille (uvula) birleşir. Bademcikler (tonsiller) boğazda, ağzın gerisinde bulunur ve bağışıklık sisteminin bir parçasıdır, ancak mecbur kalınırsa, onlarsız da yapabiliriz. Dil kökünün iki tarafında da bademcik dokuları bulunur ve bunlar bazı kanser türleriyle karıştırılabildiğinden bazen endişeye neden olur. Bu yapıların normal olduğunu doğrulamak aslında çok kolaydır. Şişlikler her iki tarafta, aynı yerde olurken kanserde dilin yalnızca tek tarafı tutulur: kanser iki taraflı ve simetrik değildir. Dilin altındaki ağız tabanı da girintili çıkıntılıdır ve dilaltında sıklıkla belirgin koyu renkli toplardamarlar (ven) yer alır.
 
TÜKÜRÜK
Ağız döşemesinin nemli kalmasını sağlayan tükürük kulakların hemen önünde (parotis bezleri) ve çenenin altında (mandibüla altı [[]submandibüler] bezleri) yer alan büyük tükürük bezlerinden gelir. Ayrıca ağzın içini döşeyen mukozanın nemli ve kaygan kalmasına yardımcı olan küçük salgıbezleri de vardır. Yemek yediğimiz ya da bir şey içtiğimiz zaman yutmamıza ve besinleri sindirmemize yardımcı olan çok miktarda sulu tükürük üretilir. Diğer zamanlarda hafifçe antiseptik olan tükürük, ağızda enfeksiyon oluşmasını önlemede, asiti etkisizleştirip bakterileri öldürerek dişleri çürümeye karşı korumada yardımcı olur.

Dişlerimiz yemek için tasarlanmıştır ve her dişin belli bir rolü vardır.

 

BEBEK DİŞLERİ VE İKİNCİ DİŞLER

Çocuk doğduğunda görünen dişi yoktur, ancak ilk (sütdişi ya da bebek dişi) ve bazı kalıcı (ikinci) dişler şimdiden çene kemiklerinde oluşmaya başlamıştır. Bebeklerin ilk dişleri yaklaşık 6 ila 8 aylıkken, genelikle de alt ön iki dişle başlayarak çıkar, ancak bundan çok daha geç de belirebilir. Bebeğin dişleri düzenli aralıklarla sürer (patlar) (kutuya bakınız) ve iki buçuk yaşına geldiğinde genellikle 20 dişin tamamı da belirmiş olur.

Bebeklerin ve küçük çocukların annebabaları genellikle ağızdan salya akması ya da vücut ısısında artış gibi sorunlarla dişlerin sürmesi arasında bir ilişki kurar ve bu dönemde çocuklarının daha sıkıntılı olduğunu düşünür.

Tıpkı erişkin dişleri gibi, sütdişleri de yemek yemek ve görünüm açısından önemlidir, ancak aynı zamanda çene ve yüzün büyümesi için bir uyarıcı ve alttan gelen ikinci dişler için yer tutucu olarak iş görür. Kazalara ya da diş çürümesine bağlı olarak sütdişlerinin erken kaybı, sıklıkla kalıcı dişlerin sıkışmasına neden olur. Sütdişlerinde çok sayıda çürük olan çocuklarda, başta beslenme olmak üzere birtakım şeylerde büyük ölçüde değişiklik yapılmazsa aynı sorunun kalıcı dişlerde ortaya çıkma olasılığı fazladır.
 
DİŞLERİN SÜRMESİ
Kesiciler Köpekdişleri Küçük azılar Birinci azı İkinci azı Üçüncü azı
İlk (birinci) dişler
Üst
8–13 aylık 16–22 aylık 13–19 aylık 25–33    
Alt
6–12 aylık 17–23 aylık 14–18 aylık 23–31 aylık    
Kalıcı dişler
Üst
6.5–8.5 yaş 10–12 yaş 9.5–11.5 yaş 6-7 yaş 11.5-12.5 yaş 17-21 yaş
Alt
6–8 yaş 9-11 yaş 9.5-12 yaş 6-7 yaş 11-13 yaş 17-21 yaş
 
Kalıcı dişler 6-8 yaşlarında sürmeye başlar ve yine ilk belirenler altçenedeki ön dişler (kesiciler) ve tüm sütdişlerinin gerisinde beliren kalıcı birinci azı dişleridir. Ön dişleri küçükazılar (yaklaşık 9.5 ila 12 yaş) ve yine köpekdişleri (9 ila 12 yaş) izler. Ardından ikinci azılar gelir (11 ila 13 yaş). Yirmi yaş dişleri (üçüncü azı dişleri) genellikle 17-21 yaşına dek çıkmaz, bazen de içerde kalır (bk. s. 15). Kalıcı dişlerin çıkabilmesi için, sütdişlerinin kökleri kalıcılar yükselirken yerinden çıkar ve böylece gevşeyerek düşer.


Doğumda :
Genelikle yeni doğan bir bebeğin görünür dişi yoktur, ancak birinci (süt ya da bebek) ve kalıcı (ikincil) dişlerinin bazıları çene kemiklerinde oluşmaya başlamıştır.
 
9 aylık : Bebeklerin ilk dişleri yaklaşık 6-8 aylıkken, genellikle de alt ön iki dişten başlayarak belirir.
3 yaş : Sütdişleri düzenli aralıklarla belirir ve 2.5 yaş civarında 20 dişin tamamı çıkmış olur.
8 yaş : Kalıcı dişler 6-8 yaş civarında sürmeye başlar; altçenede genellikle önce ön dişler çıkar, aynı zamanda sütdişlerinin gerisinde birinci kalıcı azılar belirir.

 
10 yaş : Ön dişleri küçük azı ve köpekdişleri izler.
12 yaş : Sonra ikinci azılar belirir.
21 yaş : Akıldişleri genellikle 17-21 yaşına dek çıkmaz.
 
Doğumdan erişkinlik çağına kadar dişlerin gelişimi. Sütdişleri(birinci) mavi, kalıcı dişler (ikinci) beyazla gösterildi.
 
ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Dişler farklı işlevler görmek üzere gelişmiştir: kesiciler ısırma, köpekdişleri parçalama, azılar ve küçük azılar çiğneme
  • Her dişin merkezinde bir dişözü, bunu çevreleyen bir diş kemiği (dentin) ve bunun üzerinde dişin görünen yüzeyini kaplayan diş minesi tabakası vardır.
  • Tükürük yiyecekleri yutmamıza yardım eder, ağızda enfeksiyonları önler ve asiti etkisizleştirerek dişleri çürümeye karşı korur.
  • İnsanların iki takım dişi vardır: sütdişleri (bebek ya da birinci dişler) ve kalıcı dişler (ikinci ya da erişkin dişleri).

 

  

Bu yazı 7951 kere okundu.

Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Çıktı Al Yukarı
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.

ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz.