Arama  |  Anket Sonuçları  |  Site Haritası  |

13 Punto 15 Punto 17 Punto 19 Punto
Özel gereksinimleri olan kişilerde diş bakımı
22.01.2008 15:12:59
Toplumumuzun yapısı büyük bir değişim içindedir. Yalnızca daha uzun yaşamakla
YAŞLILAR
Toplumumuzun yapısı büyük bir değişim içindedir. Yalnızca daha uzun yaşamakla kalmıyoruz, yaşlı nesil doğal dişlerini daha uzun süre ve genellikle de yaşamları boyunca ağızlarında taşıyor. Bu yaşlıların bir kısmının ağız sağlığını korumada özel zorlukları var. En sık rastlanan sorunlar fiziksel ya da zihinsel bozulmadan kaynaklanıyor, çünkü bu, dişleri temizlemeyi ve sağlıklı beslenmeyi zorlaştırıyor.

Diğer sorunlar, zamanla dişetlerinin sürekli aşınması ve yıpranması sonucu diş boynu ve kökünü daha fazla açıkta bırakmasına bağlı olarak gelişir. Kök yüzeyleri taç minesinden çok daha yumuşaktır ve çürümeye daha yatkındır. Bu, sıklıkla kötü ağız temizliğiyle birleşerek yaşlı kişileri sonraki yıllarda çürüğe yatkın kılar.

Yaşlıların takma diş ve özellikle tam protez kullanma olasılığı daha fazladır. Yaşlı neslin çoğu protez kulanmaya 30 yıl ve öncesinde, tek bir girişimle bütün dişleri çektirmenin popüler olduğu bir dönemde başlamıştır. Yaşlandıkça dişetlerimiz giderek büzülür, bu yüzden takma dişler gevşer ve zamanla tam oturmaz. Yaşlıların yeni protez isteme olasılığı genç yaştakilere göre çok daha azdır ve sıklıkla tam oturmayan ve aşınmış takma dişlerle mücadele ederler.
Buna mukoza yüzeyindeki yaşa bağlı değişiklikler eklenir. Doğal yaşlanma sürecinde mukoza daha ince, daha kolay etkilenir ve daha duyarlı hale gelir. Kişinin kötü beslenmesi ya da hasta olması durumunda sorun ağırlaşır. Ayrıca, yaşlılar daha az tükürük üretebilir ve sorunlarının büyümesine neden olan idrar söktürücü ya da antidepresan gibi ilaçlar kullanıyor olabilirler. Tükürük olmaması takma dişlerde sorun yaratmakla kalmaz, diş çürükleri ve dişeti hastalıkları da dahil ağız enfeksiyonlarına da yol açar.

Yaşlılar sıklıkla çok sayıda ilaç kullanır ve bunlardan bazıları, özellikle ağrı kesiciler ve tansiyon ilaçları ağız ülserlerine yol açabilir. Ağrı ya da ülser gibi belirtileri olan herkes vakit geçirmeksizin bir diş doktoruna başvurmalıdır, çünkü sorun ancak bir tanı konulduktan sonra çözülebilir. Çok zayıf da olsa ağız kanseri olasılığını da dışlamak gerekir.

Yaşlılar için özel yardım, iyi ağız temizliği ve gerekiyorsa diş fırçalamada yardımdan oluşur; bazıları elektrikli diş fırçasını normal diş fırçasından daha kolay kullanabilir. Yaşlı bir akrabanıza bakıyorsanız, takma dişlerini her gün fırça ve sabunlu suyla temizlemesini ve geceleri çıkarmasını hatırlatmanız gerekebilir. Doğal dişi kalmamış kişiler bile ağızlarının yumuşak bir fırçayla düzenli şekilde temizlenmesinden yarar görür; sağlıklı, dengeli bir beslenme de herhangi bir mukoza sorununu önleyecektir. Ancak, bir sorun olduğunda ve yılda en az bir kez kontrol için bir diş doktoruna gitmelidirler.
 
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLANLAR
Öğrenme güçlüğü olanların ağız sağlığını korumak için genellikle fazladan yardıma gereksinimleri vardır. Bu kişiler ağız bakımının önemini anlayamayabilir, dişlerini fırçalayamıyor ya da bu konuda işbirliği yapmada isteksiz olabilir. Ağız bakımını günlük alışkanlıklarının bir parçası haline getirerek ve diş fırçalamayı olabildiğince eğlenceli kılmanın yollarını bularak onlara yardım edebilirsiniz. Bu çabayı harcamaya değer, çünkü diş bakımını ihmal etme sonucunda doğabilecek sorunlar yalnızca hastaneye yatırılarak ve genel anestezi altında tedavi edilebilir olabilir.
 
SAKATLAR
Benzer şekilde, sakatlar da dişlerini fırçalayamıyor olabilir ve yardım etmeniz gerekebilir. Elektrikli bir diş fırçası bu işi çok kolaylaştırabilir. Öğrenme güçlüğü olanlarda olduğu gibi sakat bir kişide de diş tedavisinin sıradan muayenehane yerine, yatıştırıcı verildikten sonra ya da genel anesteziyle uygulanması gerekebilir.
 
TIBBİ SORUNLAR VE TEDAVİLERİ
Tıbbi bakım daha karmaşık ve ayrıntılı hale geldikçe giderek daha çok kişide tıbbi sorunlar saptanıyor ve bu kişilere diş tedavisi üzerinde etkisi olabilecek ilaçlar veriliyor.

İster reçeteli ister reçetesiz olsun, kullandığınız tüm ilaçları, sadece tabletleri değil, krem ve diğer deri preparatlarını da diş doktorunuza bildirmelisiniz. Böylece diş doktorunun uyguladığı tedavi ya da verdiği ilaçların sürdürülen tedavinizle etkileşime girmesi engellenmiş olur. Diş doktorunuzun herhangi bir tıbbi sorununuz olup olmadığını ve hangi tedaviye devam etmekte olduğunuzu bilmesi gerekir. Bu nedenle geçmiş ve halen sürmekte olan bütün hastalıklarınızı bildirmelisiniz. Özellikle, romatizmal ateş ya da kalp kapakçığı değiştirme ameliyatı öyküsü gibi kalbi etkileyen bir sorun olduğunda bu daha da önem taşır, çünkü bu tür sorunlar diş tedavisinden sonra kalp enfeksiyonu riskini artırır. Bunu önlemek için antibiyotik tedavisi gerekir. Bağışıklık sistemi ya da genel sağlık durumu bozuk olan kişilerde komplikasyon ve ağız enfeksiyonu riski artar. Örneğin diyabet ya da HIV’iniz varsa ya da radyoterapi veya Kemoterapi görüyorsanız bu sizin için de geçerli olacaktır. Steroid kullanan kişilerde yalnızca enfeksiyon riski artmakla kalmaz, güvenli diş tedavisi için steroid dozlarının da ayarlanması gerekir. Diş doktorunuz bu tür olası sorunlarla nasıl başa çıkılacağını bilir, ancak bunu, önemli olabilecek her şeyi anlatırsanız başarabilir.
 
GEBELİK
Gebeyseniz bazı ağız sorunlarına daha yatkın olabilirsiniz. Bebeğiniz doğmadan önce eğer herhangi bir tedaviye gerek olursa diş doktorunuz özel önlemler alacaktır. Bununla beraber, bir kocakarı masalı olan “her gebelik için bir diş yitirildiği” iddiasında herhangi bir gerçeklik yoktur. Doğmamış bebeğiniz kalsiyum gereksinimini sizin beslenmenizden, bu yetersizse, kemiklerinizdeki kalsiyumdan karşılar, ancak kaynak hiçbir zaman dişleriniz değildir. Her bebek için bir diş öyküsü olasılıkla gebelik sırasında dengesiz beslenen kadınların dişlerinde bozulma olmasından ya da bu sırada jinjivitin sıklıkla daha kötüleşmesinden kaynaklanıyordur. Gebelik sizi diş çürümesine daha yatkın kılmaz, ancak gebelik hormonları jinjiviti çok azdırır. Ağız temizliğiniz iyiyse ve dişetleriniz sağlıklıysa risk altında değilsiniz demektir. Öte yandan, önceden iltihabı olan bir kadın, bunda bir kötüleşme olduğunu fark edecektir; dişleri arasında bir şişlik de olabilir (gebelik epulisi [[][[]][[][[]]]dişeti uru]). Şişlik bebek doğduktan sonra genellikle kendiliğinden iner, bu yüzden, görüntüsü çok çirkin olmadıkça ve yemek yemeyi etkilemedikçe gebelik sırasında alınması gerekmez. Genelde gebelik sırasında zorunlu olmayan tüm diş tedavilerinden kaçınmak en iyisidir ve ilaçlar yalnızca kesinlikle gerekli olduğunda verilmelidir. Tedavi olmanız gerekirse, uzun süre sırtüstü uzanmamanız gerekir çünkü plasentaya kan akışı azalabilir. Diş doktorunuz mümkün olduğunca röntgen filmi çektirmekten kaçınacaktır, ancak çok gerekliyse, kurşun bir önlük giymenizi isteyecektir. Gelişmekte olan bebekler X ışınlarına özellikle duyarlı olduğundan, bu, doğmamış bebeğinizi korumak içindir ve özellikle gebeliğin ilk 12 haftasında önemlidir.

Daha önce anlatıldığı gibi, tetrasiklin türü antibiyotikler büyümekte olan dişleri boyar, bu yüzden gebelik sırasında kullanmamak gerekir. Aksi halde, bebeğin dişleri doğumdan önce bile boyanabilir.
Yakın zamanda, civalı amalgam dolguların zehirli olup olmadığına ilişkin sorular ortaya atılmıştır. Civanın bu haliyle zararlı olduğunu kanıtlayacak herhangi bir bulgu yoktur, ancak bir önlem olarak mümkün olduğunca gebelik sırasında amalgam dolgu yapılmamalı ya da var olan dolgu çıkarılmamalıdır
 
ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Sakat ya da öğrenme güçlüğü olan kişiler sıklıkla ağız temizliğini sürdürmek için daha fazla yardıma gereksinim duyar.
  • Herhangi bir ilaç kullanıyorsanız mutlaka bunu diş doktorunuza bildirmelisiniz

  

Bu yazı 3319 kere okundu.

Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Çıktı Al Yukarı
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.

ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz.