Arama  |  Anket Sonuçları  |  Site Haritası  |

13 Punto 15 Punto 17 Punto 19 Punto
Akupunktur
08.12.2008 00:06:03
Batılı doktorların akupunkturla tanışması on yedinci yüzyılda Cizvitlerin Çin'e gidişine rastlar. Akupunktur bu ülkede doktorlarca on dokuzuncu yüzyılın başında yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştı.

Akupunktur Çin'de yaklaşık 3.500 yıldır uygulanmaktadır ama tam olarak ne zaman ortaya çıktığını bilmek imkansızdır. Akupunktur hakkında bilgiler veren ilk tıbbi kitap, MÖ 400 yılında yazılmış Nei Ching Su Wen, yani "Sarı İmparatorun Dahili Tıp Kitabadır.

Batılı doktorların akupunkturla tanışması on yedinci yüzyılda Cizvitlerin Çin'e gidişine rastlar. Akupunktur bu ülkede doktorlarca on dokuzuncu yüzyılın başında yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştı. Lancet'in 1823'te yapılan ilk baskısında akupunkturun kulak zarı sorunlarında (kulak iltihapları ve/veya sağırlık) ve romatizmada kullanılmasından bahsetmiş ve bu tekniğe övgüler yağdırmıştır. Yazar John Elliotson Londra'nın merkezindeki Aziz Thomas Hastanesi'nde doktorluk yapmaktaydı.

GELENEKSEL ÇİN TIBBI

Akupunkturun terapide başarıyla kullanıldığına dair ilk yazılı belge 2000 yıllık "tarihi kayıtlara" dayanır. Doktor Pein Chueh akupunkturu koma halinde ve ölmek üzere olan bir hastasında uygulamıştır. Akupunktur uygulaması Ching Hanedanı'na kadar (MS 1644-1911) olan Çin tarihi boyunca gelişmiştir. Ching Hanedanlığı sırasında akupunktura gösterilen ilgi kaybolmuş ve Batı tıbbının karşısında gözden düşmüştür. Ancak 1948'deki Komünist Devrim'in ardından akupunktur yeniden canlanmıştır ve bugün Çin'de yaygın şekilde kullanılmaktadır.

Akupunktur geleneksel Çin tıbbında (GÇT) kullanılan kendine has anatomi, fizyoloji ve teşhis sistemine sahip terapi yöntemlerinden biridir. Temel kavramları Nei Ching Su Wen'de ayrıntılarıyla anlatılmıştır. Eski Çinliler insan vücudunu yin ve yang isimli iki karşıt gücün arasında kurulan denge olarak tanımlamıştır. Yin, suyun sükunetini yang ise ateşin canlılığını temsil eder. Yin veya yangdan biri yoksa veya eksikse aralarındaki denge bozulur ve hastalık ortaya çıkar.

Çinlilerin sağlık anlayışı en iyi şekilde yin ve yang arasında kurulan ve normal dalgalanan denge olarak tanımlanabilir. Teşhis ve terapi sistemleri yin ve yangın dengesini tespit etmeye ve bu dengeyi düzelterek kişinin sağlığına kavuşmasını sağlamaya yöneliktir. Bu değişikliği meydana getirmek için Çinliler akupunktur noktalarına iğne batırır. Önemli akupunktur noktalarının çoğu vücudun her tarafını kaplayan ve her biri bir iç organı temsil eden 14 kanal üzerindedir. Qi, ya da hayat enerjisinin, bu kanallarda aktığı söylenir. Hastalık durumunda qi'nin akışı değişir ve doğru noktaya akupunktur iğnesinin batırılmasıyla hayat enerjisinin akışının düzeltildiği ve vücudun da bu şekilde sağlığına kavuştuğu var sayılmaktadır.

Çinlilerin ayrıca fizyoloji (canlı organizmaların nasıl çalıştığı) üzerine de uzmanlaştığı bilinmektedir. 12 ana organın her biri için özel işlevler tanımlanmıştır. Nei Ching Su Wen'de denir ki: "Kalp nabzı kanla doldurur. Ve nabzın gücü damarlara akar ve damarların gücü akciğerlere kadar çıkar." Bu, bilim adamı Willam Harvey'in on yedinci yüzyılda kalbin işlemesini ve kan dolaşımını göstermesinden 2000 yıl önce kanın çifte dolaşımını anlatmıştır (önce akciğerlerden, sonra vücutta dolaşımı).

GÇT'de teşhisin temelini anatomi (akupunktur noktaları ve kanalları) ve fizyolojinin yanı sıra nabzın ve dilin ayrıntılı incelenmesi oluşturur. Teşhisin ardından uzman, hastalığı tedavi etmek ve dengesizliği (patojen) düzeltmek için doğru akupunktur noktalarını bulmak amacıyla bir dizi ampirik kuralı takip eder.

Bütün akupunktur uzmanları geleneksel Çin yöntemini takip etmez. Bazıları yalnızca pek çok kas-iskelet hastalığında (eklem iltihabı gibi) ortaya çıkan hassas noktaları tedavi eder. Klinik deneyler, hassas noktalara uygulanan akupunkturun ağrılı hastalıklarda etkili olduğunu göstermiştir.

Ağrının tedavisinde hangi yaklaşımın daha iyi olduğu henüz belli değildir - geleneksel Çin teşhisi mi yoksa yalnızca tetikleyen hassas noktalara yapılan akupunkturun mu? Ancak, astım veya bağırsak hastalıkları gibi ağrısız rahatsızlıklar da tetikleyici noktalar her zaman ortaya çıkmaz. O yüzden etkili bir akupunktur için modern yollardan teşhis konmalı ve akupunktur noktaları GÇT'ye göre seçilmelidir.

AKUPUNKTUR NASIL İŞLER?

GÇT uzmanları akupunkturun nasıl işlediğini ve tedavi edilecek noktaların nasıl seçildiğini geleneksel Çin tıbbı hakkında sahip oldukları bilgiye dayanarak açıklayabilirler. GÇT' nin modern tıbbın içindeki yeri sağlam olmamasına rağmen akupunktur noktalarının ve vücudun belirli alanlarının, özellikle ağrı tedavisinde önemli olduğuna dair bilgiler mevcuttur.

1970'lerde yapılan araştırmalar ağrılı hastalıklarda ortaya çıkan tetikleyici noktaların yüzde 70'inden fazlasının Çinliler tarafından zaten akupunktur noktası olarak tanımlandığını göstermiştir. Dahası, terapi yöntemlerinin çoğu, özellikle de kas, kemik ve eklem hastalıklarında kullanılan yöntemler bu tetikleyici noktaların uyarılmasının veya iğnelenmesinin ağrıyı keseceği düşüncesine dayanır.

Akupunktur noktalarının belirli elektriklenme özelliklerine sahip olduğu da bilinmektedir - cildin geri kalanına göre elektriksel direnci düşüktür. Ancak kanalların varlığını ispatlayan (veya çürüten) bilimsel bir kanıt henüz bulunamamıştır.

Akupunktur Batı'da öncelikle ağrılı rahatsızlıkların tedavisinde uygulanmaktadır. Akupunktur hakkında yapılan pek çok araştırma bu alana değinmiştir. 1965'teMalzackve Wall tarafından geliştirilen kapı kontrol teorisine göre büyük sinir liflerinin uyarılması, acının küçük sinir lifleri aracılığıyla hissedilmesini omurilikte durdurabilmektedir. Akupunkturun belirli sinir liflerini uyararak acıya "kapıyı kapattığı" ve acının hissedilmesine engel olduğu gösterilmiştir.


Akupunktur vücudun belirli noktalarına sivri steril iğnelerin batırıldığı ağrı kesici bir yöntemdir.

Endorfin ve ankefalinlerin (vücudun kendi doğal narkotik ağrı kesicileri) keşfedilmesi akupunkturun ağrı tedavisinde kullanılan bir yöntem olarak tercih edilmesini de sağlamıştır. Yapılan pek çok araştırma akupunkturun bu narkotiklerin sinir sisteminin çeşitli alanlarına dağılmasını sağladığını göstermiştir. Akupunkturun hem akut hem de kronik ağrılarda taşıdığı etkinin işleyiş biçimini ortaya koyan çok sayıda kanıt olmasına rağmen, bu güne kadar, astım gibi ağrısız rahatsızlıklarda nasıl etki yapabileceğini açıklayan bir teori ileri sürülmemiştir.

TEDAVİ NELERDEN OLUŞUR?

İğneler genellikle bir, iki milimetre çapta olur ve uygulanacak akupunkturun türüne ve sorunlu bölgenin yerine göre bir, iki milimetreden üç ila dört santimetreye kadar derinliğe batırılır. Her tedavi seansında altı ila on iğne kullanılır. İğnelerin yalnızca bir defa kullanılması, önceden sterilize edilmesi ve kullanılan iğnenin atılması gereklidir. İğneler batırıldıkları yerde beş ila yirmi dakika kalır. Bazen iğneleri uyarmak için küçük bir elektrik akımı da verilir. Tedaviye başlamadan önce akupunktur uzmanı durumunuzu tam teşhis etmek için geçirdiğiniz rahatsızlıkları öğrenmek isteyecektir. Akupunkturcunun kullandığı yaklaşıma ve tekniğe göre Çin'de geleneksel tıpta uygulanan şekilde vaka tarihçenizi verebilir veya Batılı anlamda size konan teşhislerden bahsedebilirsiniz.

Becerikli ellerde yapılan akupunktur tedavisi acısızdır. Tedavinin ardından hastalığınızın kötüye gittiğini hissedebilirsiniz ama bu genelde iyileşmenin daha geç geleceğine işaret eder. Tedavi kademe kademe ilerler. ilk bir veya iki seansın hiç etkisi olmayabilir ya da seanslar çok hafif bir etki yapabilir. Rahatsızlığınızın önemli ölçüde azalabilmesi için altı ila sekiz seans sürecek bir tedavi görmeniz gerekir. Belirtiler hafifledikten sonra yaşayacağınız rahatlık üç ila dokuz ay sürer. Bu sürenin ardından bir-iki seans daha görmeniz, tedavinin iyileştirici yararını artırır.

Akupunktur uzmanı iğneleri oynatınca, iğnelerin batırıldıkları yerde hafif bir yanma veya uyuşma hissedebilirsiniz. Bu hisse "de qi" (okunuşu dar - kii) ya da "enerji alma" denir ve geleneksel olarak "de qi" tedavi sürecinin önemli bir parçasıdır.


Kapı kontrol teorisi, büyük sinir liflerinin iğnelerle uyarılması sonucu ağrının küçük sinir lifleriyle alınmasının omurilik içinde engellenebileceğini savunur. Akupunktur ağrıya "kapıyı kapatır" ve beynin ağrıyı algılamasını engeller.

Bazen akupunktur uzmanınız bir akupunktur noktasını uyarmak için moksibustion gibi başka yöntemler uygulayabilir- kuru pelin otunu (Artemesia vulgaris) cildin hemen üzerinde ya da iğnenin ucunda yakabilir veya akupunktur noktasına bir kap yerleştirebilir.

AKUPUNKTUR NELERİ TEDAVİ EDEBİLİR?

Akupunkturla ilgili bazı yazılarda akupunkturun hemen her hastalığın tedavisinde uygulanabilecek evrensel bir sistem olduğu öne sürülmektedir ama Batıda öncelikle kaslarda, kemiklerde ve eklemlerde var olan sorunların yol açtığı ağrıların tedavisinde uygulanır. Migren, bağırsak hastalıkları veya astım gibi başka rahatsızlıkların tedavisinde de akupunktur uygulanabilir. Aynı zamanda akupunktur kanserli hastaların ağrılarının azalmasına da yardımcı olabilir.


Akupunktur, vücudun kendi uyuşturucu ağrı kesicilerinin sinir sisteminin çeşitli bölgelerine salgılanmasını sağlayabilir.

Akupunkturun diğer tamamlayıcı terapilerle karşılaştırmasının yapıldığı çok sayıda araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırmalar akupunkturun baş ağrısı, migren, Diş Ağrısı ve sırt ağrısının tedavisinde etkili olabileceğini göstermiştir. Ayrıca akupunkturun mide bulantısının (sabah bulantısının, anestezi sonrası bulantının ve güçlü kanser ilaçları kullanmaktan kaynaklanan bulantının) tedavisinde de yararlı olduğu düşünülmektedir.

Akupunkturun felç geçiren hastalarda iyileşmeyi hızlandırdığını gösteren kanıtlar vardır. İnsanların sigarayı bırakmasını sağladığı görülmemekle birlikte akupunktur diğer daha ağır maddelere bağımlı olunmasını engelleyebilir.

12 TEMEL AKUPUNKTUR BOYLAMI


Akupunktur, Antik Çin felsefesindeki yin ve yang düşüncesinden gelmiştir. Yin edilgen ve karanlıkken yang etken ve aydınlıktır.
 


Yin ve yang düşüncesindeki temel kavram, evrendeki her şeyin birbirini izleyen bir dairenin parçası olduğudur. Örneğin, gündüz geceyi izler, büyüme küçülmeyi, vb. Vücutta yin ve yang güçleri doğal evrendeki hareketlerini tekrarlar.
 


Normalde yin ve yang denge halindedir ama denge bozulursa hastalık veya fiziksel uyumsuzluk başlar. Yin ve yang arasındaki dengenin bozulması, vücuttaki yaşam enerjisi qinin engellenmesine neden olur.
 


Hayati qi enerjisi, vücutta 12 tane temel boylamda (resimlere bakınız) ve bunların paralellerinde akar ve her boylam önemli bir organla bağdaştırılmaktadır (örneğin karaciğer, akciğer, vb).
 


Boylamlar, qi ve kanın içinde aktığı ve bütün dokuları beslediği ve enerji taşıdığı zikzak yollar oluşturur. Boylamlar bir ağacın gövdesine, paralel yollar da dallara benzetilebilir. iç organlar ağacın kökleriyle ve duyu organları da yapraklarla ve çiçeklerle temsil edilebilir.
 


Kişi hastalandığında qinin akışı değişir ve uygun bir noktaya akupunktur iğnesinin batırılmasının, yaşamsal enerjinin akışını düzelteceği ve böylece vücudu sağlığına kavuşturacağı söylenir.


Bu yönde kanıtlar henüz kesin olmamakla beraber akupunktur, astım hastaları üzerinde de etkili olabilir. Akupunkturun pek çok hastalığın üzerindeki etkisi henüz tam olarak belirlenememiştir.

GÜVENİLİR MİDİR?

Akupunktur genelde güvenilir bir tedavi yöntemidir. Akupunktur tedavisi gören 50.000 kişi üzerinde yakın zamanda yapılmış bir araştırmaya göre ciddi bir yan etkisi bulunmamaktadır. Akupunktur tedavisi görmek isteyenlere bir-iki basit tavsiye verilebilir.

Öncelikle, muayenehanesi ve içindekiler gerekli denetimlerden geçmiş ve akupunktur yapmak üzere sağlık müdürlüğüne kayıt olmuş bir akupunktur uzmanına gitmelisiniz. Sağlık müdürlüğü, muayenehanede bulunan malzemelerin bir listesini verebilmelidir. Bu demektir ki, size tek kullanımlık akupunktur iğneleri verilir ve bu şekilde başkasından hastalık kapma riski ortadan kalkar.

Akupunktur uzmanı, batırıldığı yerde birkaç gün kalacak bir iğne kullanmayı da önerebilir. Ancak bu sizi mikrop kapma riskine daha açık hale getireceği için çok iyi bir fikir değildir, özellikler de kalp kapakçıklarınızla ilgili bir sorun yaşıyorsanız.

Bundan başka, hamilelikte kaçınılması gereken bazı akupunktur noktaları vardır. Ama genel olarak akupunktur hamilelikte hem sabah bulantılarının hem de ağrıların tedavisinde oldukça güvenilir ve etkili bir tedavi yöntemidir.

ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Akupunktur geleneksel bir Çin tedavi sistemidir.
  • Teşhis ve tedaviye karşı sahip olunan geleneksel bir yaklaşıma dayanır.
  • Kronik ağrıların tedavisinde yoğun olarak kullanılır ve sinir sisteminde ağrıyı algılama biçimimizi değiştirerek işler.
  • Akupunktur güvenli bir yöntemdir, etkili bir sonuç alınması için genelde pek çok seans uygulanması gerekir.
  • Bu tür bir tedavi almak isterseniz, ruhsatlı bir akupunktur uzmanına görünmelisiniz.

  

Bu yazı 6932 kere okundu.

Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Çıktı Al Yukarı
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.

ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz.