Arama  |  Anket Sonuçları  |  Site Haritası  |

13 Punto 15 Punto 17 Punto 19 Punto
Beslenme tıbbı
08.12.2008 00:14:26
eslenme tıbbı, bir kişinin beslenme alışkanlıklarını değiştirmek ve genellikle tablet veya şurup olarak ağızdan alınan vitamin ve mineral desteğinde bulunmaktan oluşur.

Beslenme tıbbı, bir kişinin beslenme alışkanlıklarını değiştirmek ve genellikle tablet veya şurup olarak ağızdan alınan vitamin ve mineral desteğinde bulunmaktan oluşur. Canlı bir organizmanın düzgün bir şekilde işlevlerini koruması için (genelde A'dan E'ye harflerle gösterilen) çok sayıda vitamin ve (çinko, magnezyum ve krom gibi) mineral alması gereklidir.

Bu vitamin ve minerallerin eksikliği hastalıklara yol açar ve bu durum ilk olarak 1753'te James Lind, tarafından gözlemlenmiştir. Deniz kuvvetlerinde doktor olan Lind uzun yolculuklara çıkan ve taze sebze ve meyve yiyemeyen denizcilerin iskorbüt hastalığına yakalandığını ortaya koymuştur. Vitamin eksikliğinden kaynaklanan bu hastalık mürettebatın önemli bir oranının ölmesine ve donanmanın savaşma ve gemilerinde insan bulundurma yeterliliğini kaybetmesine yol açmıştır. Lind, denizcilerin öğünlerine limonata eklenmesinin iskorbütü önlediğini gözlemlemiştir. Ancak C vitamini yirminci yüzyıla kadar kimyasal olarak ayrı tutulmamıştır. Pelagra ve beriberi gibi (B vitaminini eksikliğinden kaynaklanan) bir dizi hastalık dikkatli bir şekilde takip edilmiş ve farklı nedenleri olduğu 1920 ve 1930'larda ortaya konmuştur.

Çoğu Batılı devletin beslenmeyle ilgili olarak yaptığı tavsiyeler ideal sağlığa kavuşmaktan çok hastalıkları önlemeyi hedefler. Pek çok uzman, hastalıklardan korunmak için nasıl beslenilmesi gerektiğini iyi bilir. Ancak ideal sağlığa ulaşmak ve onu korumak için nasıl beslenilmesi gerektiği konusunda hem bilgi azdır, hem de fazla yorum yapılmamaktadır. Bu durum özellikle hastalıktan dolayı veya spor yarışmalarına katıldığı için fiziksel ve zihinsel gereksinimleri artan insanlar için geçerlidir.

GÜNDE ALDIĞI VİTAMİN VE MİNERALLER
REFERANS KABUL EDİLEN BESLENMENİN (RB) ALTINDA KALAN
İNGİLİZ KADIN VE ERKEKLERİN (19-50 YAŞ) YÜZDESİ
VİTAMİNLER
A Vitamini 700 ug 600 ug %27 %31
Riboşavin 1.3 mg 1.1 mg %12 %21
Piridoksin 1.4 mg 1.2 mg %6 %22
B12 Vitamini 1.5 ug 1.5 ug %1 %4
Folat 200 pg 200 ug %12 %47
C Vitamin 40 mg 40 mg %26 %34

MİNERALLER
Kalsiyum 700 mg 700 mg %25 %48
Magnezyum 300 mg 300 mg %42 %72
Demir 8.7 mg 14.8 mg %12 %89
Çinko 9.5 mg 7 mg %31 %31
Bakır 1.2 mg 1.2 mg %24 %59
İyot 140 ug 140 ug %9 %32
Potasyum 3500mg 3500 mg %65 %94

Anahtar
RBA = referans kabul edilen beslenme
ug = mikrogram (bir gramın milyond da biri)
mg = miligram (bir gramın binde biri)

ABD ve İngiltere arasında referans kabul edilen beslenme (RB) arasındaki farklılıklar bunun en güzel kanıtıdır - ABD'deki hemen her RB, İngiliz devletinin tavsiye edilen RB'yi artırmasına rağmen İngiltere'dekinden daha yüksektir.

Yukarıdaki tablo yaygın olarak bulunan bazı vitamin ve mineraller için RB'yi göstermekte ve ayrıca ortalama İngiliz nüfusunun tavsiye edilen seviyelerin nasıl altında kaldığını da ortaya koymaktadır. Bu, oldukça üzücü bir resim çizmektedir. İngiltere'de yaşayan çoğu insan obez olmaktan ancak korunacak kadar yemektedir ama önemli bir azınlık da beslenme bozukluğundan muzdariptir. Bu durum muhtemelen yağlı, karbonhidrat oranı yüksek ve besin değeri düşük sağlıksız yiyeceklerin çok tüketilmesiyle olduğu kadar tarımda sanayileşmenin artmasıyla ve sonuçta vitamin ve mineral değeri düşük ürünlerin yetiştirilmesiyle alakalıdır.

BESLENME TIBBI MODERN MİDİR. TAMAMLAYICI MI?

Vitaminler ve mineraller modern tıbbın ayrılmaz bir parçasıdır. Ancak, modern doktorların büyük kısmı, ortalama İngiliz öğününün yeterince besleyici olduğunu varsayar ve beslenme bozuklukları veya anemi gibi belirli hastalıklar dışında kişinin beslenme alışkanlıklarını genellikle incelemez. Beslenme tıbbının bazı türleri vardır ve bunlara genellikle ortomoleküler tıp adı verilir. Çok miktarda vitamin ve mineral, soğuk algınlığından kansere pek çok hastalığı tedavi etmek için kullanılır.

Beslenme tıbbının temelinde yatan esaslardan biri, her kişinin tek olduğu ve bireysel beslenme gereksinimlerinin bulunduğudur. Buna göre, bir kişi için yeterli kabul edilen beslenme oranı, bir başka kişi için uygun olmayabilir.

BESLENME TIBBI HANGİ AMAÇLA KULLANILMALIDIR?

Beslenme tıbbının hem modern, hem de tamamlayıcı tıbbın kapsamına giren pek çok kullanım alanı vardır. Bazı beslenme uzmanları herkesin gündelik bazda düzenli olarak beslenme takviyesi alması gerektiğini ileri sürerken diğerleri beslenme takviyesine yalnızca anemideki demir eksikliği gibi ispatlanmış bir gerekçe olması durumunda gereksinim olduğunu söyler.

Elbette, beslenme takviyesi bazı hastalıkların üzerimizdeki etkisini hafifletmek için de kullanılabilir. Örneğin, ağızdan alınan çinkonun soğuk algınlığı veya gribin süresini kısalttığı ve belirtileri hafiflettiği yolunda kanıtlar vardır. Genelde bitkilerden veya daha yaygın olarak balıktan elde edilen doymamış yağ oranı yüksek asitlerin kandaki zararlı yağ seviyesini azalttığı, romatizmal arteritte iltihaplanmayı azalttığı ve hatta (ülserli kolit ve Crohn hastalığı gibi) iltihaplı bağırsak hastalıklarında semptomları azalttığı ve hastalığın kötüye gitmesini engellediği görülmüştür.

Yapılan çalışmalarda C vitamininin soğuk algınlığını (önlememekle berber) tedavi ettiği, B6 vitamininin adet öncesi sendromunu hafiflettiği ve muhtemelen otizme karşı kullanılabildiği, E vitamininin anjin hastası insanlara iyi geldiği gözlenmiştir. Hamilelikten önce ve hamilelik sırasında alınan folik asidin bebeklerde bir sinir sistemi bozukluğu olan spina bifidayı önlediği bilinmektedir. Genellikle, çoğu Batılı sanayileşmiş toplumda folik asit alınması, tavsiye edilen beslenmenin altında kalmaktadır - Amerika'da yapılan bir çalışmada yetişkinlerin büyük kısmının günlük düzenli beslenmeleri sırasında folat için RB oranın yalnızca yarısını aldıklarını ortaya koymuştur. O yüzden, beslenme tıbbı pek çok hastalığın tedavisinde ve önlenmesinde büyük rol oynayabilir.

Bazı beslenme uzmanlarının yaptığı öneriler arasında oldukça karmaşık ve pahalı beslenme düzenleri bulunur. Çoğu insan bu düzenlerin yararlı olduğunu iddia eder ve bu düzenler gerçekten de oldukça yararlıdır. Ancak doktorlar, bazı uzmanların ileri sürdüğü çok belirli tavsiyelerin bilimsel olarak ne kadar geçerli olduğundan emin olamamaktadırlar.

TAKVİYELERİ KİM VERİR?

Gıda takviyesi alan pek çok insan ya sağlık dergilerinde okudukları, ya da arkadaşlarının veya takviye gıdalar satan dükkanlarda ve eczanelerde çalışan kişilerin tavsiyeleri üzerine takviye almaya başlamaktadır. Çoğu insan arterit hastalığının tedavisi için balıkyağı veya glikozamin almaktadır ve kadınlar da menopoz döneminde veya menopozun ardından Kemik Erimesi nden korunmak için fazladan kalsiyum alır. Başka bir deyişle, gıda takviyeleri, insanların kendi kendilerine yazdığı reçeteler üzerine alınır.

Besin takviyesi şifalı bitkiler uzmanları, homeopatlar, osteopatlar ve kiropratikler gibi tamamlayıcı tıp uzmanlarının önerdiği tedavi perhizlerinin bir parçası olarak da alınabilir. Bazı terapistler besin takviyelerinin incelenmesi ve önerilmesi üzerinde uzmanlaşmıştır. Bunların arasında İngiliz Beslenme Terapistleri Derneği üyeleri, lisanslı natüropatlarve İngiliz Alerji, Doğa ve Beslenme Tıbbı Derneği (BSAENM) üyesi lisanslı doktorlar sayılabilir.

TEDAVİ NELERİ KAPSAR?

Çoğu durumda beslenme önerileri hastadan alınan ayrıntılı bir vaka hikayesine dayanarak verilmesine rağmen uzmanlar kişinin nelere gereksinim duyduğunu anlamak için çok çeşitli bireysel testler yapabilir. Bazen bu testler alışılmadık ve geçerliliği ispatlanamamış olabilir. Kan, saç veya ter örneğiyle daha geleneksel testler yapılabilir ve bir kişinin beslenme durumunun test edilen maddelere göre normal aralıkta olup olmadığı anlaşılabilir.

Beslenmeyle ilgili yapılan çeşitli incelemeler, yetkin bir kişinin belirli miktarda gıda takviyesi ve beslenme düzeninde gerekli değişiklikleri reçete etmesini sağlar. Tedaviler hastalıkları önlemek veya süregelen bir şikayetle başa çıkmak amacıyla uygulanabilir.

GÜVENLİ MİDİR?

Beslenme takviyelerinin ne kadar güvenilir olduğu konusunda yakın zamanda çok tartışma yapılmıştır. Aşırı dozda alınan takviyelerin yan etkiler ortaya çıkarabileceğinden şüphe yoktur. Örneğin, hamilelik sırasında fazladan A vitamini alınması önerilmez çünkü bebekte bozukluklara yol açabilir. C vitamininin aşırı alınması ishal yapar.

Genel olarak, iki veya üç ay boyunca alınan beslenme takviyelerinin yan etkilere yol açma ihtimali çok düşüktür. Ancak, uzun süre alınan takviyelerin zararı dokunabilir. Örneğin, adet öncesi sendromlarına karşı alınan B6 vitamini az sayıdaki vakada sinirlerde hasara neden olmuştur. Ancak bu vakalarda genellikle terapistin önerdiğinin çok üstünde dozlar alınmıştır. Aşırı dozda alınan çinko ve selenyum bazı vakalarda bağışıklık sistemini zayıflatmış ve çuhaçiçeği yağının uzun süre kullanılması bazı epilepsi vakalarının kötüye gitmesine yol açmıştır.

Ancak, genel olarak beslenme takviyelerinin oldukça güvenli olduğunu unutmamak gerekir. Örneğin, İngiltere'de beslenme takviyesinden kaynaklandığı bildirilen ölüm olmamıştır.

ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Çoğu insanın beslenme alışkanlıkları temel gıdalar zayıftır.
  • Uzmanlaşmış laboratuvarlarda belirli beslenme testleri yapılabilir.
  • Özel diyetler ve beslenme takviyeleri, hastalıkların ve sağlığın korunmasında yararlı olabilir.

  

Bu yazı 3258 kere okundu.

Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Çıktı Al Yukarı
Toplam 1 adet yorum var. YORUMLAR
Çok önemli bir konu cihannev - 14.07.2009 18:42:47 Bu konunun üzeirnde durulması gerektiğini düşünüyorum. Uzmanlar bu yönede daha çok yayın yapmalı ve bizlerle paylaşmamılar bence.
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.

ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz.