Arama  |  Anket Sonuçları  |  Site Haritası  |

13 Punto 15 Punto 17 Punto 19 Punto
Zihin-vücut terapileri, hipnoz ve diğer rahatlama yöntemleri
08.12.2008 00:13:18
Zihin-vücut terapileri, zihin ve vücut arasındaki sağlam bağları, vücudun kendi kendisini iyileştirme becerisini ve iyileşme sürecinde hastanın kendisine düşen sorumluluğu vurgular.

Zihin-vücut terapileri, zihin ve vücut arasındaki sağlam bağları, vücudun kendi kendisini iyileştirme becerisini ve iyileşme sürecinde hastanın kendisine düşen sorumluluğu vurgular. Bunların alt birimi olan çok sayıda teknik arasında hipnoterapi, biyolojik geribildirim, güdümlü betimleme, meditasyon, Qigong, yoga ve otojenik idman sayılabilir.

Telkin binlerce yıldır iyileşme üzerinde büyük bir rol oynamıştır. Farklı kültürler kişinin kendi kendisini iyileştirmesi için telkinde bulunmayı denemiştir. Buna bir örnek olarak Orta Çağ'da Avrupa'da uygulanan şeytan çıkarma ayinleri gösterilebilir. Ancak son 300 yıl içinde psikolojik etkilerin sağlık ve hastalık üzerinde oynadığı rol göz ardı edilmiştir.

On sekizinci yüzyılın sonlarında Viyanalı bir hekim olan Franz Anton Mesmer hipnoterapiyi iyileştirme yöntemi olarak kullanmaya başlamıştır. Mesmer, çok sayıda insanı derin transa geçirerek iyileştirmeyi başarmış ve iyileştirme sürecini "depolanmış kozmik sıvı" ve "hayvansal çekim" gibi kavramları kullanarak açıklamıştır. Ancak Mesmer'in uçuk kuramları ve sihirli - teatral ortamları kullanması, tıp dünyasından dışlanmasına neden olmuş ve Fransa'da çalışması yasaklanmıştır. The Lancet mesmerciliği küçümsemektedir: "İşbirlikçilerini şarlatan ve sahtekar olarak görüyoruz."

İskoçyalı bir cerrah olan James Braid on dokuzuncu yüzyılda Yunanca'da uyku anlamına gelen hypnos sözcüğünden yola çıkarak "hipnoz" terimini geliştirmiştir. Terapilerde başarıyla kullanılmış olmasına ve Braid'in geliştirdiği yeni nörofizyolojik kuramlara rağmen modern tıp yakın zamana kadar hipnoza kuşkuyla yaklaşmış ve zihnin organik hastalıkları etkileyemeyeceği düşüncesinde ısrar etmiştir.


1784 tarihli Franz Anton Mesmer'in bir "hayvansal çekim" gösterisini yönetirken gösteren bir gravür. Mesmer'in çılgın kuramları ve sihirli - teatral ortamları kullanması tıp dünyasından dışlanmasına neden olmuştur.

Zihin-vücut teknikleri, kişinin zihninin ve sinir sisteminin fiziksel ve psikolojik durumu üzerinde sahip olduğu yoğun etkiye gerektiği hakkı veren bütünsel bir iyileştirme felsefesi üzerine kurulmuştur. Kronik stres ve mutsuzluk hastalığa davet çıkarırken rahatlama, stresle başa çıkma ve dengeli bir hayat sürme, hastalığın kolay atlatılmasına yardımcı olmaktadır.

Zihin-vücut terapileri, zihinsel ve fiziksel rahatlığı teşvik ederek başlamaktadır ancak vücudun kendi kendini iyileştirme becerisini de kullanır ve hasta iyileşme sürecine faal olarak katkıda bulunur. Kişiler iyileşme süreçlerinde sorumluluk alarak çaresizlik ve umutsuzluk hislerini aşarlar. Zihin - vücut tıbbı hastalıkları, vücuda verilen bir mesaj olarak değerlendirir ve bütün sistemi görebilmek için gözle görülen sorunun ötesine bakar.

HİPNOTERAPİ

Hipnoz, kişinin rahatlayarak kolayca tesir altında kalabileceği bir durum olarak tanımlanabilir. Bu duruma genelde öncelikle vücudu gevşeterek, ardından bilinçli haldeki zihnin kafasını karıştırarak ve dikkatin odak noktasını terapist veya kişinin kendisinin (kendi kendine hipnoz) ileri sürdüğü düşünceler üzerinde toplayarak ulaşılır. Cep saati sallamaya gerek yoktur. Daha çok oldukça sakin bir meditasyon seansına benzer. Modern hipnoterapide klişeleşmiş "hipnotik trans" her zaman görülmez. Çok sayıda trans hali vardır:

  • Hafif trans (yüzeysel hipnoz hali): Gözler kapalıdır. Kişi aşırı şekilde rahatlamıştır ve kendisine söylenenleri yapar.
  • Orta trans (tam hipnoz hali): Fizyolojik faaliyetler yavaşlar, kişi acıya karşı kısmen duyarsızlaşır, alerjik tepkiler durur - terapilerin çoğu bu aşamada yapılır.
  • Derin trans (uyurgezer hali): Gözler açık olabilir ama tam anestezi mümkün olur - bu aşamada verilen telkinlerin hipnozdan sonra başarılı olma şansı en yüksektir. Bu seans genelde hipnoterapistin hastayı transtan çıkaran bir iki sözcük etmesiyle sonuçlanır. İnsanların yüzde doksanı üzerinde hipnoz etkili olur. Yüzde 20 ila 30'u ise derin transa girerek tedaviye yanıt vermeye hazır aşamaya gelir.

Hipnoterapinin başarılı olması için gerekli etmenler şöyle sayılabilir:

  • Terapist ve hasta arasında karşılıklı anlayışa dayalı iletişimin kurulması
  • Dikkat dağıtan faktörlerden arınmış, rahat bir ortam
  • Hastanın sürece katılmak için istekli olması ve işbirliği yapması

Hipnoz hali, kişiye hipnozdan çıktıktan sonra benimseyeceği bir telkin vermek için kullanılır, örneğin sigarayı bırakma isteği. Hipnoterapinin başarılı olması, kişinin telkini uyanıkken de ne kadar koruduğuna bağlıdır. Telkinlerin hem hasta, hem de terapist tarafından güçlendirilmesi ve korunması gereklidir. Bu yüzden kendi kendine hipnoz ve rahatlama da tedavinin önemli birer parçasıdır.

Bir hipnoterapi seansı bir saat kadar sürebilir. Sonuç alınması için genelde haftada bir olmak üzere 6 ila 12 arasında seans yapılması gereklidir. Hipnoterapi rahatlama tekniği, yararının dokunabileceği hemen her alanda kullanılabilir.

BİYOLOJİK GERİ BİLDİRİM

Biyolojik geri bildirim, kişinin kendi kendisini kontrol etme becerilerini öğrenme sürecidir. Kişinin daha önceden "bilinçsiz" olarak verdiği bir yanıtı (örneğin tansiyon) ne zaman kontrol etmeye başladığını fark etmesini sağlayan uygun bir izleme aracı kullanılır.

Bir kişinin normalde bilinçsiz bir şekilde yerine getirdiği hayati fonksiyonları, bilinçli olarak ne kadar düzenleyebileceğim öğrenmesi olağanüstü bir süreçtir. Araştırmalar bazı insanların beyin dalgalarının faaliyetlerini, nabzını, vücut ısısını ve bağırsaklarının kasılmasını bile kontrol edebildiğini göstermiştir.

Hastaya basit rahatlama teknikleri öğretilir. Bu teknikler istenen sonucu vermeye başlar (örneğin tansiyonu veya vücut ısısını düşürmek veya bağırsakları gevşetmek) ve rahatlamanın istenilen sonucu sağlayıp sağlamadığını ölçmek için elektronik bir araç yerleştirilir. Bu teknikte kullanılan geri bildirim, kişiye uygun ve rahatlamasına yardımcı olacak şekilde seçilmelidir.

Tedavilerin uzunluğu değişir ancak çoğu, haftada bir defa yapılan yarım saatlik 10 ila 15 seanstan oluşmaktadır. Her gün uygulama yaparak biyolojik geri bildirim becerileri geliştirilebilir.

GÜDÜMLÜ İMGELEME VEYA GÖRSELLEŞTİRME

Güdümlü betimleme, bilinçli haldeki zihni kullanarak fiziksel değişiklikler meydana getirecek, doğal yollardan iyileşmeyi teşvik edecek ve içgörü ve farkındalık doğuracak zihinsel imgeler yaratma sürecidir. Zihin rahatken imgeler kurma zihin -vücut tekniklerinin çoğunda görülür ve bu sırada terapistin ileri sürdüğü imgeler kullanılır.

Bilinen ilk görselleştirme teknikleri 1970'lerin ortasında kullanılmıştır ve köpekbalıklarının hücum ederek kanserli hücreleri öldürmesi gibi saldırgan imgelerden yararlanmıştır. Ancak bu teknikler bazı insanlara yardımcı olurken bazılarında da olumsuz duyguların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Günümüzde daha olumlu imgeler kullanılmaktadır - rahatlama, kanserli hücrelerin vücuttan dışarı atılması, sakin ve soğukkanlı kalarak ağrıyı denetim altına almak gibi.

MEDİTASYON

Meditasyon genel olarak zihni sakin ve içinde bulunulan ana yoğunlaşmış bir durumda tutan ve böylece ne geçmişten gelen hatıralara tepki vermesine, ne de gelecekle ilgili planlar yapmasına fırsat veren her türlü faaliyet olarak tanımlanabilir.

Meditasyon çok geniş bir yelpazede bulunan teknikleri içermekle beraber bunlar iki temel yaklaşımın altında toplanabilir:

  • Yoğunlaştırıcı meditasyon: Dikkat; nefes, bir görüntü veya ses ("mantra") üzerinde yoğunlaştırılır. Böylece zihin daha sakin ve farkında hâle gelir.
  • Düşündürücü meditasyon: Dikkat, zihinden ne geçiyorsa ona yoğunlaştırılır ve düşüncelerden ve tasalardan arınan zihin durgunlaşır ve açılır.

Yapılan çok sayıdaki araştırma, meditasyonun getirdiği derin rahatlama halinin ardından nabzın ve tansiyonun düşmesi, solunumun yavaşlaması, kasların gevşemesi, vücuttaki elektriğin boşalması ve zihin dalgalarının artması gibi çeşitli fizyolojik ve biyokimyasal değişikliğin görüldüğünü göstermiştir. Düşündürücü meditasyonun anksiyeteyi, kronik ağrıları ve panik bozukluğun tedavisinde uygulanması üzerinde çok detaylı araştırmalar yapılmıştır.

QİGONG

Qigong, insanın "enerji alanının" faaliyete geçirilmesi, arıtılması ve yayılmasıdır. Qigong sözcük anlamı olarak "enerji ekimi" demektir ve geleneksel Çin tıbbının köşe taşlarından birisidir. Muhtemelen bilinen en eski fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal iyileşme yöntemidir ve yavaş, zarif hareketlerle imgelemeyi, zihinsel yoğunlaşmayı, organları etkileyen sesleri ve nefes kontrolünü birleştirerek bir kişinin "yaşam gücü"nü artırmayı hedefler. Qigongun üç temel etmeni şunlardır:

  • Vücudu duruş ve hareketlerin yardımıyla düzenlemek
  • Nefesi kontrol alıştırmaları yaparak nefes almayı düzenlemek
  • Zihinsel yoğunlaşma ve görselleştirme teknikleri yardımıyla zihni düzenlemek

YOGA

Yoga Hindistan'da ortaya çıkmıştır ve fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlık sağlayan eksiksiz bir sistemdir. "Birlik" anlamına gelen yogada fiziksel duruş, nefes alma alıştırmaları ve meditasyon uygulanarak zihin-vücut-ruh birliği sağlanmak amaçlanır.

Klasik yoga sekiz "dal"dan oluşmaktadır. Bu dallar arasında hayat tarzı, hijyen ve detoks sınıfları ve fiziksel ve psikolojik uygulamalar bir arada bulunur. İlk dört dal, zihnin ve vücudun uyumlu olmasını sağlayan nefes alıştırmaları ve duruşlardan oluşur. Kalan dört dal meditasyon uygulamalarını içerir. Yoga duruşları vücutta meditasyonu kolaylaştıracak bir rahatlık sağlamak ve belirli fiziksel bozuklukları tedavi etmek için terapi amacıyla tasarlanmıştır.

Nefes kontrol veya "pranayama" alıştırmaları, vücutta prana yani "yaşam gücü"nün serbest ve eşit bir şekilde dağılmasını sağlamak üzere tasarlanmıştır. Pranayama vücutta daha önce bilinçsiz olarak gerçekleştirilen fonksiyonların düzene konulması ve meditasyona hazırlanmak için zihnin sakinleşmesine ve yoğunlaştırmasına yardımcı olabilir.

Samadhi ("ruhsal farkındalık") yoganın son aşamasıdır ve bu aşamaya yalnızca uzun süre disiplinli bir şekilde alıştırma yaparak ulaşılabilir. Kişinin sıradan yürüme, hayal kurma ve uyuma hâllerinin ötesinde ve bunlardan ayrı olarak dördüncü bir bilinç durumuna geçtiği söylenir.


Yoga Hindistan'da doğan ve fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlık sağlayan bütünsel bir sistemdir. Zihin - vücut - ruh birliğini sağlamak için fiziksel duruş, nefes alıştırmaları ve meditasyon kullanılır.

OTOJENİK TERAPİ

Otojenik terapi derin bir rahatlama ve stresin etkilerinden kurtulma sağlayan bir kendi kendine yardım yöntemidir. "Otojenik" sözcüğünün anlamı "içeriden gelen"dir.

Standart otojenik formüller 1920'de Dr. Johannes Schultz tarafından ortaya konmuştur. Otojenik terapi (çoğunlukla otojenik eğitim olarak bilinir) Kanada'da Dr. Wolfgang Luthe tarafından geliştirilmiştir. Başta kıta Avrupa'sı ve Kanada olmak üzere pek çok ülkede öğretmektedir. İngiltere'de 1970'lerde tanınmış ve 1984'te İngiliz Otojenik Eğitim ve Terapi Derneği (BAFATT) kurulmuştur. BAFATT, terapist yetiştirmeyi ve profesyonel standartları korumayı amaçlayan lisanslı bir hayır kurumudur.

Bu yöntem iyileşmemiz ve sağlığımızı geri kazanmamız için doğal sistemlerimizi harekete geçirir. Derin rahatlamaya ulaşmak için zihni ve vücudu bağlayan bir dizi basit, kolayca öğrenilen zihinsel alıştırma lardan oluşur. Bu alıştırmalar vücudun strese verdiği tepkileri durdurarak zihnin kendi kendisini sakinleştirmesini sağlar.

Standart otojenik terapi alıştırmaları; kişisel motivasyon formülleri, tasvip veya iyileştirme formülleri de içerecek şekilde uyumlandırılabilir. Ayrıca, fazladan çok çeşitli zihinsel egzersizler de katılabilir- bazıları geçmişte yaşanan deneyimlerin süregelen etkisiyle başa çıkmayı ve bazıları da stresli bir ortamda sakinleşmeyi sağlamayı hedefleyebilir.

ZİHİN - VÜCUT TERAPİLERİ HANGİ AMAÇLARLA KULLANILIR?

Basit rahatlamanın dışında zihin -vücut terapilerinin çok geniş bir kullanım alanı vardır. Bu yöntemler, belirtiler veya hastalıklar yerine bütün insanı tedavi ettiği için hemen her sağlık sorunu karşısında kullanılabilir. Ayrıca, sağlıklı insanlarda zihin - vücut teknikleri (özellikle Qigong, yoga ve meditasyon) sağlığı korumak, hastalıkları önlemek, rahatlığı ve ruhsal gelişmeyi artırmak için yararlı olabilir.
Bu zihin -vücut terapilerini değerlendiren çok sayıda bilimsel araştırma yapılmıştır.

Ağrı, bağırsak problemleri ve astımın tedavisinde hipnoterapi başarılı sonuçlar vermiştir ve sigarayı bırakmak için de diğer bütün yaklaşımlar kadar yararlı olduğu görülmektedir.

Biyolojik geribildirimin migren, tansiyondan kaynaklanan baş ağrıları, yüksek tansiyon ve idrar kaçırmanın tedavisinde etkili olduğu görülmüştür.
Güdümlü imgeleme, rahatlamak için mükemmel bir yoldur ve bu alanda yapılan çalışmaların az olmasına rağmen ağrı, astım, yüksek tansiyon ve bağırsak problemleri olduğu kadar AIDS ve kanser tedavisinde de kullanılmıştır.

Meditasyon, kanser hastalarında anksiyete ve depresyonla başa çıkmak ve stres ve ağrılara karşı uygulanmıştır.
Qigongu değerlendiren kaliteli klinik deney sayısı azdır ama otojenik terapiyi değerlendiren, anlamaya çalışan ve pek çok insana yardımcı olabileceğini gösteren pek çok çalışma yapılmıştır.

BU TERAPİLER NASIL İŞLER?

Zihin - vücut terapileri vücudun içsel iyileştirme mekanizmasını destekler ve devreye geçirir. Bizim iyileşmeden anladığımız ve zihnin bağışıklık sistemini nasıl etkileyebileceği (psikonöroimmünoloji) konusunda bildiklerimiz son yirmi yılda çok artmıştır. Artık duygusal olarak rahatlamış haldeyken salgılanan çeşitli kimyasal maddelerin iyileşmeyi hızlandırdığını ve sinir sisteminin otomatik veya bilinçsiz işleyen kısmını rahatlatarak daha az "stresli ve gergin" olmasını sağladığını biliyoruz. Bu psikonöroimmünolojik etkilerin bağışıklık sistemimiz ve kanımızdaki akyuvarların hareketleri üzerinde doğrudan olumlu bir etkisi olmaktadır.

GÜVENLİ MİDİR?

Bu yöntemler genelde çok güvenlidir ve doğru bir şekilde öğretildiği ve ustaca uygulandığı durumda alınması gerek önlem ya da ortaya çıkabilecek yan etki çok azdır. Elbette her tedavi gibi öncelikle doğru bir teşhis konması ve kullanılan yöntemin sınırlarının bilinmesi gerekir. Psikoz, organik psikolojik sorunları bulunan veya anti sosyal kişilik bozuklukları olan hastalarda hipnoz uygulanmamalıdır çünkü hipnoz sorunlarını artırabilir.

ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Zihin - vücut terapileri sağlığı ve gevşemeyi desteklemek için tasarlanan çok sayıda teknik ve zihin halinden oluşur.
  • Bu yaklaşımlar çok sayıda kronik hastalıkla başa çıkmaya çalışan insanlara yardımcı olabilir.

  

Bu yazı 13113 kere okundu.

Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Çıktı Al Yukarı
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.

ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz.