|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Migren Tetikleyicileri
17.01.2008 11:00:01
Migren atağının tek bir tetikleyicisi yoktur. Londra Kenti Migren Kliniği’nde gerçekleştirilen
İlgili Sayfalar
Migren Tetikleyicileri
Migren atağının tek bir tetikleyicisi yoktur. Londra Kenti Migren Kliniği’nde gerçekleştirilen bir çalışmada soru yöneltilen hastaların %79’u tetikleyici etmenler olduğunun farkındaydı ve en sık bildirilenler stres, hormonlar, yorgunluk ve öğün atlamaydı. Hastaların çoğu bir atağın tetiklenebilmesi için birden çok etmenin birlikte etki yapması gerektiğini bildiriyordu.
Genetik yapınızın belirlediği bir migren “eşiğiniz” olduğunu varsayın. Bu eşik beyninizin içindeki değişikliklerden etkilendiği gibi, dış etmenlerle de yükselip alçalabilir. Zaman içinde farklı tetikleyiciler ortaya çıkabilir. Yeterli sayıda içsel ve çevresel tetikleyici birikerek mevcut eşiği aşabilecek düzeye erişirse, migren atağı başlatılır.
Bu da, neden benzer durumlarda her zaman migren atağı gelişmediğini açıklıyor; eşiğinizde dalgalanma olabileceği gibi, tetikleyicilerin sayısı ve önemi de değişebilir. Dolayısıyla, bir öğünün atlanması ya da parlak güneş ışığı, uykusuzluk gibi daha belirsiz bazı tetikleyiciler her durumda migren atağına yol açmaz. Bununla birlikte, işteki stresli bir dönemde ya da hormonal değişiklikler yaşadığınız bir anda bütün bunlar üst üste gelirse, atak başlayabilir. Migreni önlemek için her gün alınan ilaçlar eşiği yükseltip, atağın başlaması için gereken tetikleyici sayısını artırır. Migreni çok sayıda farklı etmen tetikleyebilir, ancak bunlar görünürde migreni olmayan kişilerde “normal” baş ağrılarına yol açanlardan farklı değildir. Tetikleyiciler kişiden kişiye de değişir ve aynı kişinin geçirdiği farklı ataklarda mutlaka aynı tetikleyici görülmez. Bununla birlikte, bazı tetikleyiciler diğerlerinden daha önemlidir. Özellikle çocuklarda en yaygın tetikleyici açlık ya da çok az yemek yemedir. Kadınlarda adet döngüsüyle bağlantılı hormonal dalgalanmalar migrene yol açabilir.
YETERİNCE YEMEMEK Öğünlerin gecikmesi ya da atlanması genellikle kan şekerinizde hafif bir düşüşe yol açarak migreni tetikler. Çocuklarda, özellikle hızlı büyüme dönemlerinde ve yorucu egzersiz yaptıkları zaman en önemli tetikleyici budur. Bu da pek çok çocuğun neden okuldan eve kötü bir baş ağrısıyla geldiğini açıklar; okulda çocuk kan şekerini uygun düzeyde tutmaya yetecek miktarda yemek yememiştir.
Yeterince yememek erişkinlerde de migreni tetikleyen önemli bir etmen olabilir. Kahvaltı etmemek öğleye doğru atak gelişmesini tetiklerken, öğle yemeğini atlamak akşam-üstü migren atağı gelişmesine yol açabilir. Uyandığınızda atak başlamış oluyorsa, akşam yemeği saatinizin çok erken olup olmadığını gözden geçirmenizde yarar vardır. Migreni önlemek için gece yatmadan bir şeyler atıştırmak pekâlâ yeterli olabilir. Migrenli kişilerin çoğu kan şekerindeki dalgalanmaların baş ağrısını tetiklemesini önlemek için sık sık bir şeyler yemeleri (en az dört saatte bir) gerektiğini söyler. Tatlı ya da çikolata yemek iyidir, ama bunu bir öğün yerine değil, yemeğin sonunda yemekte yarar vardır. BESİN ALERJİSİ
Çoğu zaman alerjinin, özellikle belli bazı besinlere karşı alerjinin önemli bir migren tetikleyicisi olduğu düşünülmektedir, oysa bu konu hayli tartışmalıdır. Migrende peynirden çikolataya, narenciye ürünlerine, ringa türü salamuralara, hatta Çin yemeğine kadar birçok yiyecek sorumlu tutulmuştur. Bazı yiyeceklerin duyarlı kişilerde migren ataklarını tetikleyebileceği konusunda kuşku yoktur, ancak bu kişilerin çoğunda, kuşkulanılan yiyeceğin yenmesi ile migrenin başlaması arasındaki bağlantı genellikle çok açıktır ve kişi kısa sürede bunları yememesi gerektiğini öğrenir.
En çok üzerinde durulan tetikleyici Alkol dür. Bazı Alkol lü içeceklerde bulunan birtakım kimyasal maddeler doğrudan kan damarları üzerinde etki yapmakta ya da migrende rolü olduğu düşünülen diğer kimyasal maddelerin salgılanmasını başlatmaktadır. Migrenli kişi Alkol lü içki lerin bazı bileşenlerine duyarlıdır. Votka gibi daha saf Alkol lü içki lerle karşılaştırıldığında, bazı kırmızı şaraplarda bu güçlü kimyasal madde miktarı, dolayısıyla da migren tetikleme olasılığı daha fazladır. Bu türden bir yanıt gerçek bir alerjik reaksiyon değildir. Gerçek bir alerjik yanıtta antijen (alerjiyi tetikleyen madde, konumuzda da kuşkulanılan besin maddesi), kanda ölçülebilen özgül antikorların üretilmesini tetikler. Kapsamlı araştırmalara karşın, migrenli kişilerde tetikleyici yiyecekleri yemeye bağlı özgül bir antijen-antikor reaksiyonu saptanmamıştır; dolayısıyla “besin duyarlılığı” ya da “besin intoleransı” terimleri tercih edilmektedir. Görüldüğü gibi, çok az sayıda vaka dışında migrende alerji testi yararlı olmayacaktır. Ne var ki, ehliyetsiz bazı kişiler tarafından migrenlilere bilimsel olmayan bazı testler önerilmektedir. Bu gibi yaklaşımlar migrenlilerin, uzun süre uygulandığında beslenme yetersizliğine yol açarak migreni tetikleyebilecek katı beslenme rejimleri yapmasına yol açabiliyor. Çeşitli araştırma grupları, birkaç basit besin maddesi dışında bütün yiyeceklerin beslenmeden çıkartıldığı ve sonra birer birer yeniden eklendiği dışlama diyetlerini dikkatle test ediyor. Bu diyetlerle bazı kişilerde çok iyi sonuç alınırken, çok kısıtlayıcı bir yaklaşım olduğundan çoğu kişi de bunu sürdüremiyor. Bir çalışmada ilk altı haftada katılımcıların %40’ının çalışmayı yarıda bıraktığı, çalışma sonunda da yalnızca %10’unda migren belirtilerinin düzeldiği bildirildi. Yiyeceklerle migren arasındaki ilişki ne olursa olsun, birçok kişi kuşkulandıkları yiyecekleri, kendi baş ağrılarına katkısı olup olmadığını araştırmaksızın hiç yemiyor. Oysa belli bir yiyeceğin migren ataklarınızı tetiklediğinden kuşkulanıyorsanız, birkaç hafta boyunca bu yiyecekten uzak durun ve ataklarınızı bir günceye kaydederek bunların seyrinde herhangi bir değişiklik olup olmadığını araştırın. Değişiklik yoksa, bu yiyeceği yemeye devam edip, kuşkulandığınız bir diğer yiyeceği diyetinizden çıkartın. Katı dışlama diyetlerine gelince, bunların mutlaka bir doktor ya da diyetisyen gözetiminde uygulanması gerekir. Diyet kısıtlamaları sizi toplum içinde sıkıntıya sokabilir; sütlü çikolatayı ya da bir partide şarapla birlikte sunulan Fransız peynirlerini reddetmek çok güçtür. Kaldı ki, yiyeceğin yapacağı etkiden korku da atağı tetiklemeye yeterli olabilir. Migrenli kişilerin çoğu diyetten pek az besin maddesini çıkarıp düzenli beslenerek ve diyet dışı tetikleyici etmenleri saptayıp bunlardan kaçınarak migren ataklarını başarıyla denetim altına alabiliyor. Önce bu önlemleri denemeli ve yalnızca bunların etkili olmaması durumunda doktorunuza danışarak sizi deneyimli bir alerji uzmanına sevk etmesini istemelisiniz. EGZERSİZ
Antrenmanlı değilseniz, ağır egzersiz hem kas ağrısına neden olur, hem de migren atağını tetikleyebilir. Bu da birçok kişinin egzersizden kaçınmasına yol açar. Oysa düzenli egzersiz migren ataklarının önlenmesine yardım eder. Hareketsiz kişilerle karşılaştırıldığında düzenli egzersiz yapan kişilerin kan şekeri dengesi, solunum ve ağrı denetimi daha iyidir; egzersiz vücudunuzu uyararak ağrı denetimi sağlayan endorfin ve enkefalin adı verilen doğal bazı kimyasal maddelerin salgılanmasını sağlar, depresyonu giderir ve kişi genel olarak kendini daha iyi hisseder.
Yeni bir egzersiz programına hafif hareketlerle başlamalı ve yoğunluğu birkaç hafta boyunca giderek artırarak sürdürmelisiniz. Egzersizleri düzenli yapmak çok önemlidir. Sık sık yapılan kısa egzersizler seyrek yapılan uzun süreli egzersizlerden daha yararlıdır ve seyrek yapılan ağır egzersizler yarardan çok zarara yol açabilir.
Egzersizle vücudunuzdaki sıvı ve kan şekeri düzeylerinin değişebileceğini, su kaybının ve kan şekerindeki düşmenin migreni tetikleyebileceğini gözden kaçırmayın. Özellikle çocuklar ağır egzersizden kolayca etkilenebilir; zorlayıcı bir futbol maçından sonra migren atağı yaygındır. Bu gibi durumlarda egzersizden önce ya da egzersiz sırasında bol sıvı içerek ve şeker yiyerek ataklar önlenebilir. Zaman zaman egzersiz sırasında kafaya yenen bir darbe de migreni tetikleyebilir. Migren belirtileri beyin hasarında görülen belirtileri taklit edebileceği için, bu gibi durumlarda doktora görünmekte yarar vardır. HORMONLAR
Londra Kenti Migren Kliniği’nde gerçekleştirilen bir çalışmada kadınların %50’den fazlası migren atağının âdet döneminde gerçekleşme olasılığının diğer zamanlardan daha fazla olduğunu bildirmişltir. Gerçi kadınların büyük bir bölümünde ataklar diğer zamanlarda da gelişebilir, ama küçük bir grupta yalnızca âdet sırasında atak görülür. Çoğu durumda bu ataklar standart migren tedavisiyle denetim altına alınabilir, ancak hormonal tetikleyici etmenlerin çok belirgin olduğu az sayıda kadında “Kadınlarda baş ağrıları” bölümünde tanımlanan özgül önlemler yararlı sonuç verebilir.
Hormon içeren doğum kontrol hapları bazı kadınlarda migreni tetiklerken, bazılarında atakları azaltır. Menopoz öncesindeki birkaç yılda, âdetler sırasında görülenler başta gelmek üzere, migren ataklarının sıklığı genellikle artar. Bu dönemde sıcak basmaları ve gece terlemeleri gibi diğer menopoz belirtilerinin görülmesi durumunda önerilebilen hormon yerine koyma tedavisi, hormonal dalgalanmalar sonucunda migrendeki artışı da denetim altına alabilir.
HASTALIKLAR
Nezle ya da soğuk algınlığı gibi virüs enfeksiyonları sırasında genellikle baş ağrısı olur, ancak bu dönemde migren de görülebilir. Hastalığın kendisinin mi tetikleyici etmen olduğu, yoksa hastalık nedeniyle atak eşiğinin düşmesiyle daha az tetikleyicinin atağın başlamasına yettiği bilinmiyor. Nezle oluyorsanız, alışılmış ilaçlarınız yanında migren ilaçlarınızı da yanınızda bulundurun, ama önerilen dozdan fazla ağrı kesici almamaya özen gösterin ve soğuk algınlığı ilaçlarının çoğunun ağrı kesici de içerdiğini unutmayın.
UYKU
Migrenle uyku arasındaki gerçek ilişki iyi bilinmiyor. Kişi genellikle migrenle uyanır. Uykusuzluk, atağı tetikleyen bir etmen olarak kabul edilir. Buna karşın, atak sırasında uyumak da belirtilerin geçmesini sağlayabilir.
Başka bazı etmenler de önemli olabilir. Örneğin, uykusuzluğun nedeni depresyon, bunalım, menopozdaki sıcak basmaları ya da sosyal etkinlikler, iş ve ders çalışma nedeniyle geç yatma da olabilir. Oysa bunların her biri migrenin tetikleyicisi olabilir. Birçok kişi yarım saat daha fazla uyumanın ya da yatakta uyuklamanın migrene yol açabildiğini bilir. Hafta sonları görülen migren ataklarının nedenlerinden biri bu olabilir. Migreniniz varsa uyku düzeninizi bozmamaya, yatma ve kalkma saatlerinizi değiştirmemeye çalışmanız gerektiği açıktır. Vardiyalı çalışan işçiler vardiya saatlerini sık sık değiştirmekten kaçınmalıdır. STRES
Baş ağrısında ve migrende kaygı ve duyguların önemli bir rolü vardır. Migrenli kişilerin çoğu migren atağı gelişmeksizin stresli olaylarla baş edebildiklerini, ama gevşer gevşemez atağın başladığını fark eder. Stres çoğu zaman migreni tetikleyen etmenleri de ortaya çıkarır, öğünlerin atlanmasına, uykusuzluğa ve kaslarda gerilime neden olur.
Stresten kaçınmak mümkün olmadığına göre, böyle dönemlerde düzenli beslenerek ve yeterince uyuyarak diğer tetikleyicilerin etkileri azaltılmaya çalışılmalıdır. Bu gibi önlemler stresle daha iyi baş etmenizi de sağlayacaktır. KAS AĞRILARI
Londra Kenti Migren Kliniğinde yürütülen bir çalışmada, boyun ağrısının hastaların yaklaşık yarısı ile üçte ikisine yakın bir kısmı tarafından bildirilen yaygın bir önbelirti (uyarı işareti) olduğu görülmüştür. Baş ağrısı devam ettiği sürece kas ağrıları da sürer ve atak geçerken bunlar da azalır. Bir kadın boyun ağrısı geçince baş ağrısının da kısa zamanda sona erdiğini fark ettiğini bildirmiştir.
Boyun ağrısı genellikle baş ağrısının olduğu tarafta, ense kökünden alna uzanan geniş oksipitofrontal kas bölgesinde hissedilir. Ağrı boynun iki tarafında da olabilir ve bazen omuzlara yayılabilir. Özgül bir yaralanmaya bağlı boyun ve sırt ağrısı da migren atağını tetikleyebilir. Bilgisayar başında oturma ya da araba kullanma gibi kötü bir oturma pozisyonuna bağlı basit bir kas gerilimi bile baş ağrısı nedeni olabilir. Bu gibi fiziksel nedenler varsa fizik tedavi gerekecektir, ancak bu tedavinin atak sıklığı açısından herhangi bir yarar sağlayabilmesi için birkaç ay geçmesi gerekir. Zaman zaman aşırı zorlayıcı fizik tedavi ya da müdahaleler de atağı tetikleyebilir. Uzun süreli yarar sağlamak için egzersizlerde olduğu gibi fizik tedavinin yoğunluğunun da yavaş yavaş artırılması gerekir. ŞAKAK-ALTÇENE EKLEMİ İŞLEV BOZUKLUĞU
Çeneniz yemek yerken çatırdıyor, hatta kilitleniyorsa ya da bazen gece uykuda dişlerinizi gıcırdattıktan sonra migrenle uyanıyorsanız, belki de migren atağı sorununuz dişçiye giderek çözülebilir. Dişçiniz gece ağza takılan bir gereçle çenenin kapanışını ayarlayabilir.
Çene eklemlerinizde ağrı ve hassasiyete neden olan şakak-altçene kemiği eklemi işlev bozukluğu, çenenizi denetleyen kaslardaki gerilimle bağlantılı olabilir. Bu da sıklıkla her gün gelişen baş ağrısına yol açabilir, ancak zaman zaman migren atağını da tetikleyebilir. Her gün baş ağrısı çeken ve çene eklemlerinde hassasiyet olan küçük bir kızın sorunu, sakız çiğnemekten vazgeçince ortadan kalkmıştır! SEYAHAT Uzun araba ya da uçak yolculuklarının migrene yol açabildiğini herkes bilir. Seyahatlerde birçok tetikleyici etmen harekete geçebilir: seyahate hazırlanırken ya da seyahat sırasında uykusuz kalma, stres, atlanan ya da geciken öğünler ve gürültü.
Uçakla seyahat ediyorsanız, susuz kalma ve rahatça hareket etmeyi önleyen daracık koltuklar da tetikleyici etmen olacaktır. Öte yandan, hava basıncı değişikliklerinin, özellikle kabin basıncının iyi ayarlandığı birçok modern yolcu uçağında migreni tetikleyip tetiklemediği tartışmalı bir konudur.
HAVA DURUMU
Yüzyıllardır bazı mevsimlerde görülen sıcak ve kuru rüzgârların (Akdeniz’de meltem, İsveç’te föhn ve Kanada’da chinook) baş ağrısına ve sinirliliğe neden olduğu ileri sürülmektedir. Dünyanın diğer başka bölgelerinde de hava basıncındaki daha hafif değişiklikler migreni tetiklemekten sorumlu tutulmuştur. Ancak eldeki veriler tartışmalıdır. Londra’da gerçekleştirilen bir çalışmada hava durumunun migren üzerinde etkili olduğunu gösteren hiçbir kanıt elde edilememesine karşın, İskoçya’daki bir çalışmanın sonuçları hava basıncındaki artışın migren sıklığını artırdığını düşündürmektedir.
HAFTA SONLARI Pazartesi-Cuma arasında çalışan migrenlilerin çoğu hafta sonunda migren atağı geçirme olasılıklarının daha fazla olduğunu bildirmektedir. Büyük bir olasılıkla bunun nedeni tetikleyici etmenlerin hafta içinde giderek birikmesi ve hafta sonundaki yoğun tetikleyici saldırısıyla bu durumun doruğa ulaşmasıdır.
Örneğin, stresli bir haftanın sonunda gevşeme isteğiyle, cuma gecesini dışarıda geçirdikten sonra geç yatıp cumartesi sabah geç vakte kadar uyuyabilirsiniz ve yeme alışkanlıklarınızı da değiştirerek kahvaltıyı çok geç yapabilirsiniz. Bu durumda bir migren atağı yaşamanız hiç de şaşırtıcı değildir. Çalışma günlerinden farklı olarak, hafta sonunda daha az kafein tüketmenin de rolü olduğu ileri sürülmüştür. Ayrıca hareketsiz çalışan birçok kişi hafta sonlarında ev işi, bahçe işi de dahil, alışık olmadıkları egzersizler ve fiziksel etkinlikler gerçekleştiriyor. BİLGİSAYAR
Bilgisayar sık sık baş ağrılarından sorumlu tutulmaktadır. Genellikle parıltılı ekran sorumlu tutulur, oysa bilgisayar önünde nasıl oturduğunuz ve hangi pozisyonda çalıştığınız daha önemli bir etmen olabilir. Baş ve boyun kaslarınızdaki gerilim yanında, uzun süre bilgisayarda çalışma göz kırpma sayısının azalmasına ve gözlerin kuruyarak ağrımasına da neden olur.
Uzun süre bilgisayarda çalışmaya bağlı baş ağrılarınız ya da migren ataklarınız varsa, yarım saatte bir kısa bir ara vermek üzere sizi uyaran bir çalar saat kullanın. Mümkün olduğunca uzaktaki bir şeye bakın, gözlerinizi birkaç kez sıkıca açıp kapayın ve boynunuzu ve omzunuzu gerecek kısa bazı egzersizler yapın. Yalnızca başınızı yavaşça yana, arkaya, yana ve öne döndürmek ve kollarınızı yanlara ve yukarıya doğru germek bile çok yararlı olabilir. DİĞER NEDENLER
Migren ataklarını tetikleyen başka birçok etmen vardır. Parlak güneş ışığı, ağır kokular, dumanlı odalar, susuz kalma, sinemaya gitme ve gürültü bunlar arasında sayılabilir.
Her iki durumda da bu belirtileri atak için bir uyarı olarak kabul etmeniz gerekir. Bu belirtiler gelecek olan atağı önlemek için harekete geçmenizi sağlamalıdır; gerekiyorsa tedaviye erken evrede başlayabilir ya da belirlediğiniz tetikleyiciyi gidermeye çalışabilirsiniz.
Bu yazı 18241 kere okundu.
|
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz. |