|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Osteoporoz tanısı
22.01.2008 13:21:06
Osteoporoz önlenebilir bir bozukluk olduğundan, tanının olabildiğince erken konulması son derece önemildir.
İlgili Sayfalar
Osteoporoz tanısı
KEMİK KİTLESİNİN ÖLÇÜLMESİ
Osteoporoz önlenebilir bir bozukluk olduğundan, tanının olabildiğince erken konulması son derece önemildir. Uygulamada bunun anlamı, kemik kütlesindeki azalmanın kırık gerçekleşmeden önce fark edilmesidir. Bunu başarmanın değişik yolları vardır ve bu amaçla kemik kütlesini (kemik miktarını) ölçen makineler kullanılır. Ölçümler genellikle omurga, kalça ve el bileği gibi kırık olasılığının yüksek olduğu bölgelerde yapılır.
Kemik kütlesi, kırık olasılığı hakkında bilgi verdiği için ölçülür. İnme riskini tahminde kan basıncını, kalp hastalığı riskini tahminde kan kolesterol düzeyini kullandığımız gibi, kırık riskini değerlendirmede de kemik kütlesini kullanabiliriz. DXA görüntülemesi. Kemik kütlesi nasıl ölçülür?
Kemik kütlesini ölçmenin değişik yöntemleri vardır, ancak bunlar arasında en yaygın olarak kullanılanlardan biri DXA’dır (dual energy X-ray absorptiometry: çift enerjili X-ışını absorbsiyometre [[][[]][[][[]]]emilim ölçer]). Bu yöntemde kalça, omurga, el bileği ya da tüm iskeletteki kemik kütlesi ölçülür ve işleme kimi zaman kemik taraması (skan) adı da verilir. Ölçüm değeri kemik mineral yoğunluğu (KMY: Bone mineral density ([[][[]][[][[]]]BMD]) olarak adlandırılır ve kemik yoğunluğunu (dansitesini) ölçen testlerin genel adı kemik dansitometresidir.
Çoğu aygıtta kemik yoğunluğu ölçümleri yalnızca birkaç dakika sürer. Bu ölçümler için X ışınları kullanılsa da, radyasyon dozu çok düşüktür ve her gün doğal olarak maruz kaldığımız radyasyondan daha azdır. Bu nedenle çocuklarda ve gebelerde bile bu ölçümler yapılabilir ve gerektiğinde tekrarlanabilir. Kemik kütlesi ölçümleri yapılacak kişinin bir muayene masasına yatması gerekir. Omurgadaki kemik kütlesi ölçülürken, uylukların altına dikdörtgen şeklinde bir minder yerleştirilir (ölçüm sırasında omurganın alt bölümünü olabildiğince düzleştirmek için). İnce bir metal kol ölçüm alanının üzerinde aşağıya-yukarıya hareket eder, ancak bazı görüntüleme aygıtlarında olanın tersine, içinden geçilmesi gereken bir tünel yoktur. Hastanın soyunması gerekmez, yine de işlemden önce metal nesne içeren giysilerin çıkartılması istenebilir. Enjeksiyon ya da rahatsızlık veren başka işlemler yoktur. Kemik kütlesini ölçmenin bir diğer yolu da, geniş bantlı ultrason atenüasyonu (BUA: broadband ultrasound attenuation) adı verilen bir yöntemdir. Bu yöntem genellikle topuk kemiğindeki ölçümler için kullanılır ve işlem sırasında hastanın ayağını suyun altında tutması gerekebilir. Radyasyon kullanılmadığı için, çok güvenlidir. Ancak işlem DXA kadar çok kullanılmadı ve çoğu uzman bu yöntemin klinik kullanıma girmeden önce daha başka testlerden geçirilmesi gerektiğini düşünülüyor. RÖNTGEN
Normal bir radyoloji biriminde osteoporoza bağlı kırıklara tanı konulmasında röntgen kullanılır. Ancak kemiklerin röntgen filmlerinde yoğunluğu X ışınının kendisiyle ilgili bazı teknik etmenlere ve var olan gerçek kemik miktarına bağlı olduğundan, düşük kemik kütlesinin saptanmasında çok yararlı değildir. Röntgende düşük kemik kütlesinin güvenilir biçimde saptanabilmesi için, kemik yoğunluğunun normalin yarısına inmesi gerektiği düşünülüyor. Bu nedenle röntgende ince görülen kemikleri ciddiye almak gerekse de, düşük kemik kütlesi sıklıkla gözden kaçar.
Günümüzde omurga kırıklarını saptamada yaygın olarak kullanılan tek yöntem röntgendir. Ancak yeni DXA makineleri omurganın son derece net görüntülerini verebildiği için, ileride omurga kırıklarının tanısında röntgenin yerini alabilir. Bunun önemli bir avantajı, DXA’daki radyasyon dozunun standart röntgene göre çok daha düşük olmasıdır. Röntgen KAN VE İDRAR TESTLERİ
Osteoporoz kan ve idrar testleriyle saptanamaz, ancak bu testler kemik kaybıyla ilişkili diğer sorunların araştırılması için sıklıkla kullanılır. Söz konusu sorunlar arasında fazla çalışan Tiroit bezi, karaciğer hastalığı ya da miyelom (kemik iliğindeki habis bir sorun) bulunur. Kemik kayıp hızını ölçmek için de kan ve idrar testleri kullanılabilir ve bu testler kırık riskini tahmin etmekte yararlıdır. Henüz klinik uygulamalarda sıkça başvurulmasa da, tedaviye yanıtı izlemekte de kullanılabilir.
KİMLERDE OSTEOPOROZ ARAŞTIRILMALI?
Osteoporoz taraması
Günümüzde osteoporoz tanısı koymanın en güvenli yolu kemik dansitometresidir. Menopoz sonrasındaki dönemde tüm kadınlarda kemik yoğunluğu ölçümü yapılması gerekip gerekmediği sıklıkta soruluyor.
Ancak şimdilik uzmanlar ne menopoza girmiş kadınlarda ne de yaşlılarda osteoporoz için kütle taraması yapılmasını gerekli görüyor. Yine de gelecekte bu yaklaşım değişebilir.
Kimlerde kemik yoğunluğu ölçümü yapılması gerektiğine karar vermede risk etmenlerinin kullanılması
Tarama programlarının yokluğunda, kırık gerçekleşmeden önce tedavi uygulayabilmek için osteoporoz riski bulunanlar nasıl seçilebilir?
Günümüzde doktorların uyguladığı yöntem, osteoporoz için ciddi risk etmeni bulunan kişileri test için seçmektir (örn. steroid tedavisi görenler, ameroneli hastalar ya da erken menopoza girmiş kadınlar). Tüm bu hasta gruplarında kemik yoğunluğu ölçülerek, kemikleri korumak için tedavi gerekip gerekmediği belirlenmelidir. • Osteoporoz tanısını kesinleştirmek için kemik yoğunluğunun kullanılması: Bir ya da daha fazla kırık sorunu yaşamış kişilerde, kemik yoğunluğu ölçümleri genellikle bu kırıkların osteoporozdan kaynaklanıp kaynaklanmadığını belirlemede kullanılır; örneğin, omurgasında kendiliğinden çok sayıda kırık oluşmuş kişilerde bu açıkken, bazı durumlarda travmaya bağlı kırıklarla osteoporoz kırıklarını ayırt etmek güç olabilir.
Boy kısalması ya da röntgende kemiklerde incelme gibi osteoporozu düşündüren bulguların gözlendiği kişilerde de, tanının doğru olduğundan emin olmak için kemik yoğunluğu ölçülür. • Kemik yoğunluğunun tedavinin etkilerini değerlendirmede kullanılması: Kemik yoğunluğu ölçümleri osteoporoz tedavisinin etkilerini değerlendirmede de kullanılır. Ancak tedaviye yanıt vermeyen hasta sayısı çok az olduğundan, günümüzde pek çok doktor düzenli kontrolün gereksiz olduğunu düşünüyor; bunun yerine tedaviden yaklaşık 5 yıl sonra kemik yoğunluğu ölçümü yapılarak, tedaviye devam edilip edilmemesi gerektiği belirlenebilir.
• Röntgen filminde kemiklerde incelme görülmesi: Doktorlar kimi zaman röntgen filminde kemiklerin “incelmiş” göründüğünü söyler. Sıklıkla bu bulgu osteoporozla ilişkisi olmayan nedenlerden ötürü alınan röntgen filmlerinde rastlantıyla saptanır.
Ancak röntgen filminde kemiklerde incelme görülmesi, önemli miktarda kemik kaybını ve kırık olasılığının yüksek olduğunu gösterdiği için, mutlaka ciddiye alınmalıdır. Kemik yoğunluğu ölçüm aygıtları yaygın olarak kullanılıyor mu? Ne yazık ki İngiltere’de kemik yoğunluğu ölçüm aygıtları olması gerektiği kadar yaygın değildir. Bazı bölgelerde doktorların hastaları için kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmaları çok güç ve hatta neredeyse imkânsızdır. Türkiye’de ise üniversite hastanelerinde, devlet hastanelerinin çoğunda ve özel hastanelerin neredeyse tümünde bu aygıtlar bulunabilir. Kemik yoğunluğu ölçümlerinin uzmanlar tarafından yapılması çok önemlidir, çünkü bu aygıtların kullanılması, sonuçların yorumlanması ve tedavi konusunda önerilerde bulunulması deneyimi gerektirir.
Kemik yoğunluğu ölçümü yaptırılamıyorsa, doktorlar tedavi konusundaki kararlarını risk etmenlerine dayandırabilir. Bu koşullarda en iyi seçenek bu olmakla birlikte ideal değildir, çünkü ciddi risk etmenleri bulunanların tümünde osteoporoz gelişmeyeceğinden bazı kişilere gereksiz yere tedavi uygulanabilir.
Bu yazı 4660 kere okundu.
|
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz. |