Arama  |  Anket Sonuçları  |  Site Haritası  |

13 Punto 15 Punto 17 Punto 19 Punto
Osteoporozun bulgu ve belirtileri
22.01.2008 13:20:46
Osteoporoz yalnızca kırık olduğu zaman belirtiye yol açar. Tek başına kemik
Osteoporoz yalnızca kırık olduğu zaman belirtiye yol açar. Tek başına kemik kaybının ağrıya ya da diğer belirtilere yol açmadığını anlamak önemlidir; örneğin, kırık olmadığı sürece kemik kütlesinin düşüklüğü sırt ağrısından sorumlu tutulamaz. Osteoporoza bağlı kırıklar ağrı ve işlev kaybına neden olur; bazı durumlarda bu kırıklara bağlı belirtiler yaşam boyu devam ederken, kimilerinde iyileşebilir ya da sonuçta tamamen geçebilir. En sık kırılan bölgeler el bileği, omurlar ve kalçadır, ancak başta pelvis (leğen kemiği) ve humerus kemiği olmak üzere iskeletimizin diğer bölgelerinde de kırık görülebilir.
 
EL BİLEĞİ KIRIKLARI
Bu kırık türünü ilk kez tanımlayan İrlandalı cerraha izafeten Colles kırığı adı da verilen bu kırıklar, en çok 50-70 yaşlarındaki kadınlarda görülür. Bu kırıkları oluşturan tipik bir düşme biçimi vardır. Kişi genellikle ayakta iken öne doğru düşer ve düşmenin etkisini azaltmak için elini ileriye doğru uzatır. Kırık en çok radius kemiğinde (el bileği ve dirsek arasındaki kemiklerden birisi) görülür, ancak bu kırıklara el bileği kırığı denmesinin nedeni, kırığın daha çok el bileği eklemine yakın bir noktada oluşmasıdır.
 
El bileği kırıklarının tedavisi
El bileği kırıkları ağrılıdır ve genellikle hastayı yatırmaksızın hastanede tedavi edilir; ancak daha yaşlı hastaların hastaneye yatırılması gerekebilir. Kemiğin kırık uçları kimi zaman yerinden oynar; kemiğin kaynamasına yardım etmek ve el bileğini hareketsizleştirmek için alçıya almadan önce kemik uçlarının yerli yerine getirilmesi gerekir. Genellikle alçı dört ile altı hafta arasında değişen bir süre boyunca yerinde kalır ve bu dönemde kol hareketleri büyük ölçüde kısıtlanır.
 
El bileği kırıklarının uzun dönemdeki etkileri
El bileği kırılan kişilerin çoğu sonuçta normale dönse de, iyileşme aşamasında bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Kimi zaman kırık uçlar arasındaki kaynaşma mükemmel olmadığı için, el bileğinde görülebilir bir şekil bozukluğu (deformite) gelişir. Kadın hastaların yaklaşık üçte birinde, kırık sonrasında elde ağrı, hassasiyet, şişkinlik ve sertliğe yol açan algodistrofi denilen bir sorun gelişir; bu bozukluk bölgedeki dolaşımı da etkileyebilir. Bu hastalarda sıklıkla sürekli ağrı ve sertleşme vardır ve bu durum birkaç yıl sürebilir.

El bileği kırığı.
 
OMUR (VERTEBRA) KIRIKLARI
 
Omur kırığı nedir?
Osteoporoza bağlı omurga kırıkları diğer kırıklardan farklıdır, çünkü bu kırık türünde kemikte bir ayrılma değil, omurlarda (omurgamızı oluşturan kemiklerin her biri) şekil değişikliği vardır. Normal omurgada, omurlar tuğlalara ya da üst üste konulmuş kutulara benzer. Osteoporozda kemik kaybı, omurların ezilmesine ve basınç altında kalmasına neden olur; böylelikle omurların arka, orta ya da ön bölümlerinin veya bunların tümünün kalınlığı azalabilir.

Omurga boyun (servikal), göğüs (torasik) ve bel (lomber) bölgelerine ayrılır ve bunlar sırasıyla sekiz, on iki ve beş omur içerir. Osteoporoz genellikle yalnızca göğüs ve bel omurlarını etkiler; bunun nedeni olasılıkla bu iki bölgenin boyun omurgasına göre daha fazla ağırlık taşımasıdır. Osteoporozun en çok etkilediği omurlar ise göğüs omurgasının ortasındaki, altındaki ve belin üst kısmındaki omurlardır.
 
Omur kırıkları nasıl oluşur?
Osteoporozda omurga kırıkları düşme sonucu gelişebilir, ama daha çok kendiliğinden ya da öksürme, yük taşıma, eğilme veya dönme gibi hareketlere bağlı olarak ortaya çıkar.
 
Omur kırıklarının belirtileri
Omurga kırıklarının belirtileri büyük değişkenlik gösterir; vakaların neredeyse üçte ikisinde kırık oluştuğu sırada ya çok az ağrı vardır ya da hiç ağrı yoktur, buna karşın diğerlerinde şiddetli ağrı gözlenir. Bu değişkenliğin nedenleri biliniyor.

Genellikle etkilenen omurun bulunduğu hizada sırt ağrısı olur ve vücudun yine aynı hizadaki ön bölümüne doğru yayılır. Genellikle çok şiddetli bir ağrıdır ve günlerce ya da haftalarca sürebilir. Çoğu durumda aylar ve yıllar içinde ağrı yavaş yavaş iyileşir; iyileşme süreci de değişkendir ve bazı kişilerde ağrı birkaç ay içerisinde tamamen geçerken, bazılarında kalıcı ağrı ya da rahatsızlık olur.

Genel olarak toplumda sırt ağrısı son derece yaygın olduğundan ve omurga kırıkları her zaman ağrıya yol açmadığından, omurga kırığı bulunan kişilerin bir kısmında ağrı, artrit ya da disk sorunları gibi yine çok sık görülen başka nedenlerden kaynaklanabilir. Bazı hastalarda ağrının nedenini kesin olarak belirlemek güç olabilir, ancak kural olarak osteoporoza bağlı omurga kırıkları siyatik ağrısına (bacaklara vuran Bel Ağrısı ) yol açmaz; bu ağrı genellikle disk sorunlarından kaynaklanır.

Omur kırığı.
 
Omurga kırıklarının diğer etkileri
Omurga kırıkları rahatsızlık verici başka belirtilere de neden olabilir. Birkaç omur aynı anda etkilendiğinde, hastanın boyunda 3-5 cm ile 15 cm arasında değişen, hatta daha fazla olabilen belirgin bir kısalma görülür. Boydaki bu kısalma genelde yıllar içinde ortaya çıkar. Hasta bunu daha önce ulaşabildiği raflara ulaşamadığı zaman ya da arkadaşları veya aile üyeleriyle karşılaştırıldığında daha kısa kaldığını görünce fark edebilir.

Boydaki kısalmayla birlikte omurgada da bir eğrilik gelişir ve sırtta bir “kocakarı kamburu” ya da tümsek oluşur. Omurganın şeklindeki bu değişiklik göğüs ve karın bölgesinin aşağıya doğru itilmesine neden olarak karın bölgesinin çıkıntı yapmasına, bel çizgisinin ortadan kalkmasına ve karında yatay deri kıvrımlarının ortaya çıkmasına yol açar.

Yukarıdaki değişiklikler önemli fiziksel ve psikolojik sorunlara yol açabilir. Ağrı ve omurgadaki şekil değişikliği genellikle alışveriş, ev işleri, bahçe işleri ve uzun süre ayakta durmak ya da oturmak gibi günlük etkinlikleri sınırlandırır. Çok ağır vakalarda göğüs bölgesi öylesine aşağıya itilir ki, alt kaburga kemikleri leğen kemiğinin (pelvis) üst bölümüne temas ederek büyük bir rahatsızlığa neden olur. Ayrıca akciğerlerin şişmesi için daha az yer kalır ve bu nedenle özellikle egzersiz sırasında hasta nefes darlığı yaşayabilir. Omurgadaki eğrilik aşırı bir noktaya vardığında hastanın başını yukarıda tutması da güçleşir; hasta başını yukarıya kaldırmaya çalıştığında baş ve boyun ağrısı gelişebilir.

Vücut biçiminde gerçekleşen değişiklikler sonucunda hastanın özsaygısı azalır ve sosyal etkinlikleri olumsuz etkilenir. Bel çizgisinin kaybolması ve karnın öne doğru çıkıntı yapmasından ötürü, pek çok hasta uygun elbise bulmakta zorlanır; etek uçları önde sarkar ve belden kesik elbise giymek artık mümkün olmaz.

Pek çok hastanın yaşadığı düşme korkusu fiziksel ve sosyal etkinlikleri daha da kısıtlar; bu durumda omurgasında osteoporoz bulunan kişilerde depresyonun yaygın olması hiç şaşırtıcı değildir.
 
KALÇA KIRIKLARI
 
Kalça kırığı nedir?
Bu kırıklar uyluk ya da kalça kemiğinin (femur) üst kısmında gelişir. Çok ileri yaştaki kişilerde çok daha sık görülür ve kalça kırığı tanısı konulan hastaların yaş ortalaması 80’dir. Yaşlı kişiler yürüme sırasında genellikle hafifçe geriye ya da yana doğru eğildiğinden, özellikle de kendilerini düşmenin etkisine karşı kollarıyla korumayı genellikle başaramadıklarından, kalçaları üzerine düşmeleri daha olasıdır. Osteoporotik kalça kırıklarının neredeyse tümü ayakta duran hastanın düşmesine bağlıdır; çok ender olarak bu kırıklar kendiliğinden de ortaya çıkabilir.
 
Kalça kırıklarının cerrahi tedavisi
Kalça kırıkları hemen her zaman ağrılıdır ve hastane yatırılmayı gerektirir. Kırık ancak ameliyatla tedavi edilebilir. Kırık kemiğin uçları yerinden oynamamışsa, olağan tedavi kırığı metal bir levha ve çivilerle sabit hale getirmekten ibarettir; ancak kırık kemik yerinden oynamışsa (yani kırık uçlar aynı hizada değilse) genellikle eklemin yerine, yapay bir eklem yerleştirilir. Kalça kırığı olan kişiler genelde yaşlı ve narin yapıda olduklarından, ameliyata bağlı komplikasyonlarla sık karşılaşılır ve hastanın 3-4 hafta hastanede kalması gerekir.

Kalça kırığı
 
Kalça kırıklarının uzun dönemdeki sonuçları
Hastaların %15-20 kadarı kalça kırığını izleyen ilk 6 ay içinde ölür. Sağ kalanların yalnızca dörtte biri önceki etkinlik düzeyine geri dönebilirken üçte biri bağımsızlığını yitirerek başkasının bakımına gereksinim duyar. Geri kalanlar ise kırık öncesine göre çok daha kısıtlanmıştır ve günlük etkinliklerinde yardıma gereksinimleri olur. Yukarıda sayılan nedenlerden ötürü kalça kırıklarının hem hasta, hem de aile ve arkadaşları açısından yıkıcı sonuçları vardır.

Kalça kırığının cerrahi tedavisi

ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Osteoporoz ancak kırığa yol açtığında belirti verir
  • El bileği, omurga ve kalça kırıkları osteoporozda daha sık görülür
  • El bileği ve kalça kırığı için hastanede tedavi gerekir; kalça kırıklarının neredeyse tümünde ameliyat gerekir
  • Diğer kırıkların tersine, omurga kırıklarında kemikte bir ayrılma yoktur; ancak omurgayı oluşturan tek tek kemikler (omurlar) üzerinde bir basınç oluştuğunda çökmeler olur
  • Omurga kırıkları şiddetli ağrıya, boyda kısalmaya, omurgada eğriliğe ve vücut biçiminde başka değişikliklere neden olabilir

  

Bu yazı 10845 kere okundu.

Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Çıktı Al Yukarı
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.

ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz.