Arama  |  Anket Sonuçları  |  Site Haritası  |

13 Punto 15 Punto 17 Punto 19 Punto
Beslenme bozukluklarının tedavisi
18.12.2007 11:48:20
Beslenme bozuklukları etkin bir biçimde tedavi edilebilir. Ancak, bir hasta bazı fiziksel hastalıklarda

Beslenme bozuklukları etkin bir biçimde tedavi edilebilir. Ancak, bir hasta bazı fiziksel hastalıklarda olduğu gibi bütün tedavi boyunca pasif bir şekilde durup yine de tam olarak iyileşme gösteremez. Başkaları da yardımcı olsa bile hastanın kendisi beslenme bozukluğundan kurtulmak için çaba göstermelidir. Tedavi sürecinde hastaya tedavinin adımlarını kendi başına tanımlaması ve sorunlarıyla başa çıkması için fırsat verilmelidir.

Beslenme bozukluğu taşıdığını fark eden insanların çoğu, karmaşık duygular içine girer. Bir taraftan, bulundukları durumdan nefret eder; diğer taraftan, değişim istikrarı ve kendi üzerlerindeki kontrolü tehdit eder göründüğü için değişimden korkarlar. Hasta bir kısır döngü içine takılıp kalmıştır ve kısır döngü içinde yapması en kolay gelen şey, döngünün içinde kalmaktır.
 
Döngüyü kırmak zahmet ister. Cesaret ve inanç gerektirir. Hangi yaklaşım benimsenirse benimsensin tedavinin amacı, hastanın değişmesini sağlamak için yeterli anlayış, güven ve cesareti teşvik etmektir.
 
Çoğu açıdan anoreksiya nevroza ve bulimia nevroza benzer bozukluklardır ve tedavinin genel ilkeleri her ikisine de uygunluk gösterir. Ancak bu görevlerin nasıl yerine getirildiği bakımından pek çok farklılık vardır. Bu yüzden ortak pek çok nokta olsa da iki bozukluk için önerilen tedavi yöntemleri farklıdır.
 
Bu bölümde anlatılanların, mevcut tedavi yöntemlerinin yalnızca bir özeti olduğunu vurgulamak gereklidir. Bu durum, tedavilerin mükemmel olduğu ya da her uygulayan kişide işe yarayacağı anlamına gelmez. Bazıları uzmanlardan yardım almadan iyileşir, çok az sayıda hasta da uzun süre tedavi olsa da iyileşemez.
 
BULİMİA NEVROZA
Bulimia nevroza tedavisinin en büyük dayanak noktası bir tür kısa dönem Psikoterapi ya da “konuşarak tedavi”dir. Bu tedavi kapsamında hasta bir terapistle her biri yarım ila bir saat arasında süren bir dizi konuşma yapar. Bu durumda kısa dönemli tedavi, üç ila altı aya yayılan 12 ila 24 seanstan oluşur. Bunların ardından genelde daha açık aralıklarla devam seansları yapılır.
 
Psikoterapi ’nin çeşitli türleri vardır. Bulimia nevroza tedavisinde en etkili olan bilişsel-davranışsal Psikoterapi ya da BDT’dir.
 
İsminden de anlaşılabileceği gibi BDT hem sorunlu davranışlar hem de onları destekleyen düşünceler (idrakler) üzerine yoğunlaşır. Terapist, hastayla birlikte abur cubur yeme krizlerine girmek ve kusmak gibi istenmeyen davranışları azaltmaya ve yerine daha düzenli yemek gibi sağlıklı seçenekler getirmeye çalışır. Hastadan bu gibi davranışlarını ve davranışları tetiklediğine inanılan düşünceleri ve duyguları izleyebilmek için, bir günlük tutması istenir. Sorunlu davranışlar seyrekleştikçe hasta ve terapisti önlerini görmeye başlarlar. Bozukluğu sürdüren düşünceler ve inançlar daha açık görülmeye başlar ve bu şekilde dikkatli bir şekilde izlenebilir ve değiştirilebilir hâle gelir.
 
Her şey yolunda giderse tedavinin son aşaması kilo ve yediklerini kontrol etmekten çok, kendine duyulan saygı gibi konulardaki sorunları çözmeye yoğunlaşır. BDT, eldeki sorunların neden ortaya çıktığı hakkında konuşmak yerine mevcut sorunları çözmek için farklı yollar bulmak gerektiğini vurgular. Altını çizdiği nokta, bir sorunun ortaya çıkmasına neden olan konuyla, o sorunun bugün varlığını sürdürmesine neden olan konunun farlı olabileceğidir. Dahası, bu terapi, bugünü daha eleştiriye ve değişime açık olarak kabul eder.
 
Bulimia tedavisinde Psikoterapi nin başka türleri de uygulanabilir ancak diğer türlerin etkinliği daha belirsizdir. Bazı Psikoterapi türleri BDT’ye çok benzer, bazıları da ondan çok farklıdır. Bazı Psikoterapi türleri bugün yaşanılan ilişkiler üzerinde daha çok durur. Psikodinamik terapiler adı verilen diğerleri ise bugün görülen belirtilerle geçmişte yaşanan sorunlar arasındaki bağlantıları keşfetmeye çalışır ve bilinçaltı
nda var olan zihinsel süreçlerin önemine dikkat çeker. Günümüzde, bir hasta üzerinde hangi terapinin daha etkili olacağını kesin olarak bilememekteyiz.
 
Ancak beslenme konusuna dikkat etmek akıllıca olur ve kanıtlar da buna işaret etmektedir. Daha önce anlatılan şekilde üç görevin de yerine getirilmiş olması gereklidir.
 
YİYECEK ALERJİSİ, YİYECEKLERE YÖNELİK DAYANIKSIZLIK VE HOŞNUTSUZLUK
• Kısa vadeli Psikoterapi , özellikle idraki – bilişsel Psikoterapi
• Başka Psikoterapi türleri
• Hastanede yatmak da bazen yararlı olabilir.
• Antidepresan ilaçlarla tedavinin de yararlı olduğu durumlar vardır.
 
Hastaneye yatmak
Bulimia nevrozanın tedavisi genelde ayakta yapılır. Ancak bazı insanlar için hastanede yatarak tedavi daha etkili olabilir. Bu durum özellikle, bulimia kontrolden çıkmış pek çok sorundan birisiyse geçerlidir. Örneğin kadın aşırı içki içiyor, uyuşturucu kullanıyor, küçük hırsızlıklar yapıyor veya kendisine zarar verme eğilimi gösteriyor olabilir. Buna bazen çok teşvikli bulimia adı verilir.
 
Genel olarak bulimia ve özel olarak bu tür karmaşık bulimia vakalarının tedavi edildiği özel programlar vardır. Bunlar yardımcı olabilir ama daha basit tedavilerden ne derece üstün oldukları henüz tam olarak kanıtlanamamıştır.
 
Aynı olay “On İki Adım” programları olarak bilinen başka özel tedaviler için de geçerlidir. Bunlar Alkol ikler Toplantısı’nda ve uyuşturucu bağımlılığını kırmayı hedefleyen bazı programların ardında yatan fikirlerle benzer temeller üzerine kurulmuştur. Bu fikirlerin beslenme bozukluklarına ne kadar uygulanabilir olduğu ise tartışma konusudur.

Depresyonla başa çıkmak
Pek çok durumda bulimia nevrozayı klinik depresyon izleyebilir ve bu durumda antidepresan ilaç tedavisi yardımcı olabilir. Antidepresanlar “enerji ilacı” değildir ve bağımlılık da yapmaz. Bir kişide moral bozukluğu, uykusuzluk ve cansızlık gibi depresyon belirtileri görülüyorsa bu ilaçların etkisi olabilir. Bazı antidepresanlar bulimia belirtileri üzerinde de doğrudan etki yapabilir. Ancak bu, orta derecede bir etkidir ve çoğu durumda ilaç tedavisi tek başına bulimia nevroza için yeterli bir tedavi olmaz.
 
Fazladan yardım gerektiğinde
Bazen hasta, kilo ve beslenmeyi daha derin konulardan başarıyla ayırır. Ancak hâlâ bu konulardan kaynaklanan sorunlar yaşadığını veya bu konuları n yaşadığı başka sıkıntılarla bağlantılı olduğunu görebilir. Örneğin hastada klinik depresyon olabilir veya hasta aşırı Alkol alıyor olabilir. Öyleyse, terapi de uygun şekilde düzenlenmeli ve bazen kapsamı genişletilmelidir.
 
Hastanın krizlerle başa çıkmasına veya başlangıçta sahip olduğu kontrolünü tekrar kazanmasına yardımcı olmak için hasta hastaneye yatırılabilir. Bazen büyük bir sorun yaşamayan hastalar bile bulimia nevrozayı aştıktan sonra duygularını keşfedebilmek için daha geniş kapsamlı Psikoterapi almak için başvurmaktadır.
 
Bazen insanlar kısa süreli bir Psikoterapi den daha fazlasına gereksinim duyar. Yine bazıları, bazen yüzünü bile görmedikleri bir terapistin kendilerine yazılı olarak verdiği tavsiyeleri izleyerek kendi başına iyileşir. Bazı insanların da dışarıdan hiç yardım almadan iyileştiği de unutulmamalıdır.
 
Anoreksiya Nevroza TEDAVİSİ
Psikoterapi bilişsel – davranışsal Psikoterapi Psikodinamik terapi
• Hastane tedavisi
• Aile terapisi, özellikle genç hastalar için
• Kendi kendine yardım kuruluşları, uzman yardımını destekleyebilir.
 
Anoreksiya nevrozanın tedavisi genelde bulimia nevrozanın tedavisinden daha uzun sürer. Tedavi, haftalar ve aylar yerine aylar ve yıllar alabilir. Bu kısmen, anoreksiya nevroza hastasının önce kilosunu geri alması ve sonra koruması gerektiği içindir. Dahası, bir kişi anoreksiya nevrozaya tam yakalanmışsa tedavi daha zorlaşır. Yine de bu durumun istisnaları da vardır.
 
Üç görevden birincisi yani verilen kiloların alınması, anoreksiya nevrozadan kurtulmaya çalışan hastaların gözünde büyür. Bu hastaların yakınlarının da “gözünde büyür.” İleri derece anoreksiya nevroza hastalarının zayıfığı o kadar  arizdir ki, tek yapması gereken kilo almakmışgibi görünür ve bazen bu izlenimin yararı da olur. Ancak uzun vadede ikinci ve üçüncü görevler de aynı derecede önemlidir. İkinci ve üçüncü görevleri göz ardı eden bir tedavi programının etkili olma şansı düşüktür.
 
Psikoterapi yardımı
Anoreksiya nevroza tedavisi genelde ayakta yapılır. Bulimia nevrozada da olduğu gibi tedavinin içinde hastanın, değişimin güvenli olduğunu hissetmesini sağlayacak bir tür Psikoterapi de bulunmalıdır. Bunun için bilişsel – davranışsal teknikler veya daha açıklamaya yönelik Psikodinamik bir yaklaşım da kullanılabilir.
 
Genelde terapinin içine kiloyu ve beslenmeyi denetleyen bir parça katılır. Hastaya bir terapistin veya bir arkadaşının beslenme alışkanlıklarını nasıl değiştirebileceği yönünde tavsiyede bulunması gerekir. Bunun nedeni, görevin karmaşık veya zor olması değil, hastanın ne yemesi gerektiğine karar verirken ve basit yemek yeme davranışını gerçekleştirirken kendini güvende hissetmeye gereksinimi olmasıdır. Güvenebileceği bir kimseden destek alması gerekir.
 
Önemli olan, sürecin bütününün hastaya kendi üzerinde uyguladığı abartılı kontrolü gevşetmesine imkan verecek kadar güven sağlamasıdır. Bu kontrol hem diyet, hem de psikolojik açılardan geçerli olduğu için psikolojik değişiklik bir bakımdan fiziksel değişikliğe bağlıdır. Bazen kilo alma görevi hastaya çok zor gelir ve hasta eski davranışlarına devam eder hatta durumu daha da kötüleşir. Böyle hallerde daha yoğun bir tedavi programı ve hastanın hastaneye yatırılması gerekir.
 
Hastane tedavisi gerekirse
Hastaneye yatmak hastayı korkutabilir. En arzu edilen durum, hastanın kendi kendine hastaneye yatma kararı vermesidir. Hastaneye kabul edilmek için en uygun neden, hastanın kendisinin değişme isteği taşıması ancak bunu sürekli, düzenli destek almadan yapamıyor olmasıdır. Burada da yine amaç güven, itimat ve emniyet hissini artırmaktır.

Hasta örneğin, sağlığı tehlikede olduğu için hastaneye tıkıldığını hissederse kontrolü daha da kaybettiğini düşünebilir. Böyle durumlarda insanlar panikleme eğilimi gösterirler. Eğer panikleyen hastaysa doğru kararı vererek hastaneye yatmak isteyebilir ama çoğu zaman kararlılığı kısa sürede söner. Hastanın hastaneye yatmasından başka bir seçenek kalmadığını düşünen aile veya doktor hastayla çatışabilir.

Beslenme bozukluğu olan bir hastayla, ona yardım etmeye çalışanlar arasında çıkacak bir çatışma bazen kaçınılmaz olur. Ancak böyle mücadeleler çoğunlukla işleri daha kötü hâle getirir. Hasta başlangıçta hastaneye yatmak konusunda karmaşık düşünceler içinde olabilir ama yakınlarından gördüğü baskı, onlara bütün gücüyle karşı gelmesini engeller. Kendi içinde savaş vermek yerine etrafındaki insanlarla savaşmak daha kolaydır.

Nadir olarak hastalar sağlıkları ciddi tehdit altında bulunduğu ve hatta ölüm tehlikesi taşıdıkları için mahkeme kararıyla hastaneye yatırılabilir. Ancak bundan mümkün olduğunca kaçınmak gerekir. Hastanın yakınları onun duygularına dikkat etmeli ve olumlu yönlerini güçlendirmeye çalışmalıdırlar.

Hastaneye yatarak her üç görevi de yerine getirmek için uygun bir ortama kavuşulur. Hasta ileri derecede anoreksiya nevrozanın tedavi edildiği özel bir birime kabul edilirse şansı artar. Uzmanlaşmış kliniklerin çoğu, psikiyatri hastanelerinde veya büyük hastanelerin psikiyatri birimlerinde bulunur. Ne yazık ki bunların sayısı çok azdır ve bazen hastanın uzaktaki iyi bir kliniğe mi yoksa yakındaki daha az ihtisaslaşmış bir tıbbi birime mi yatırılmasının daha iyi olacağına karar vermek gerekir.

Hastane tedavisi genelde hastanın kilo almasını teşvik eder. Genelde hastaya bir hedef kilo konur ve kişi bu kiloyu yakalayıp sonra onu korumaya çalışır. Çoğu zaman hasta çok miktarda sağlıklı besin yiyerek bu kiloya ulaşır. Tüple besleme gibi özel desteklerin de yararı olabilir ama bunların ne kadar gerekli olduğu tartışma konusudur.

Hastanelerde yapılan bakım programlarının çoğunun beslenme hakkında kendi kuralları ve düzenlemeleri vardır. Bu kurallar genelde belirli bir düzene göre konulmuyor olsa da süreci öngörülebilir bir hale getirebilir ve öngörülebilirlik hastanın kendini güvende hissetmesini sağlar. Hasta bir defa başlarsa yemesinin önünü alamayacağını düşünmeyi bırakabilir. Programın ayrıntılı olması, hastane kadrosunun güven telkin edebilmesi ve genel duygusal ortam hastanın kendisini emin ellerde hissetmesini ve yemeye başlamasını sağlamakta rol oynar.

Kilo alma programının yanı sıra özel Psikoterapi k tedavinin de birlikte sürdürülmesi ve hatta kilo tekrar kazanıldıktan sonra da devam ettirilmesi gereklidir. Hasta kilo aldıkça düşünceleri ve duyguları hakkında açıkça konuşabileceği bir fırsata gereksinim duyar. Dahası, kaybettiği kiloları geri almak tedavinin bittiğini değil, farklı bir safhaya girdiğini gösterir. Aslında kaybedilen kiloları geri almak hem hasta hem de yakınları için tedavinin en kolay tarafı olacaktır.
 
Ailenin rolü
Ailesiyle yaşayan anoreksiya nevroza hastası gençler için bir tür aile terapisi almak yararlı olabilir. Bu terapi her üç görevi de yerine getirmeyi hedefleyebilir. Örneğin, ailenin çocuklarını beslemek üzere sorumluluk alması beklenebilir. Ancak aile terapisi bundan çok, kilo ve beslenmeyle iç içe geçmiş duygusal problemleri anlamaya ve değiştirmeye yöneliktir.
 
Nereden yardım almalı?
Beslenme bozukluğunun tedavisi için çok sayıda farklı kişiden ve kurumdan yardım alabilirsiniz. Yardım arayan birisinin ilk başvuracağı adres genelde doktoru olur. Bazen doktorlar gereken her yardımda bulunabilir, bazen de başka bir uzmana aktarır.
 
Ülkenin bazı yerlerinde beslenme bozukluklarının teşhis ve tedavisinde uzmanlaşan kurumlar vardır. Bunların bir kısmında her tür ve şiddetteki beslenme bozukluğunun tedavisi yapılabilirken diğerlerinde yalnızca hafif bozuklukların tedavisi yapılabilmektedir.
 
Önemli bir konu, tedavi eden kişi ya da kurumun beslenme bozukluklarının hem psikolojik hem de fiziksel boyutlarını ne dereceye kadar değerlendirebileceği, takip edebileceği ve gerektiğinde müdahale edebileceğidir. Genel doktor, fiziksel problemleri daha kolay tedavi edebilir ama psikolojik sorunların tedavisinde aynı ölçüde etkili olamayabilir. Psikoterapi st tam tersi bir sorun yaşayabilir. Önemli olan, gerekli bütün tedavinin etkili bir şekilde yapılabilmesidir.
 
Beslenme bozuklukları genelde akıl sağlığı kapsamında değerlendirilir. Tedavisinde tıbbi açıdan yetkin olan psikiyatristler, hemşireler, klinik psikologlar, mesleki terapistler ve sosyal görevliler yer alır. Mevcut farklı becerilerin bir havuzda toplanması genelde yardımcı olur ancak önemli nokta yine de hastanın bir tek kişiyle kurduğu bağda yatabilir. Onlu yaşlarının ortalarında veya daha genç olan hastalar normalde çocuk psikolojisi kapsamında tedavi görür.
 
Kendi kendine yardım kurumları
Yine çok değerli olan başka bir kaynak ise kendi kendine yardım kurumlarıdır. Bunlar hem hastalara hem de ailelerine çok yararlı bilgiler sunabilir, tavsiyelerde bulunabilir ve destek olabilir. Çoğu alternatif ya da uzman bir tedavi sunmaktan çok, tamamlayıcı görevi üstlenir.
 
ÖNEMLİ NOKTALAR
  • Beslenme bozukluklarında ilk başvurulan tedavi genelde Psikoterapi dir.
  • Tedavi genelde ayakta yapılır.
  • Antidepresan ilaçlar depresyonu hafifletebilir.
  • Anoreksiya nevrozada hastanede tedavi olmak daha yaygındır.
  • Bazı hastanelerde beslenme bozukluklarının tedavisiyle ilgilenen uzman birimler vardır.

  

Bu yazı 5520 kere okundu.

Yorum Ekle Arkadaşına Gönder Çıktı Al Yukarı
Ne tür rahatsızlıklarınız var?
Bu anketin sonuçları anket tamamlandıktan sonra yayınlanacaktır.

ana sayfam yap | sık kullanılanlara ekle | iletişim | kullanım şartları | site haritası
Bu sitede yer alan bilgi, belge ve resimler yazılı, görsel veya daha başka bir yöntemle çoğaltılamaz, tamamen ya da alıntı yapılarak kullanılamaz.